sevmek vs sevilmek

ikisininde yalandan ibaret olduğunu düşünüyorum. karşılıklı çıkarlar uyuştuğunda bir etkileşim oluşuyor ama bunun adına aşk demek veya sevmek, sevilmek gibi kavramları kullanmak bence saçma bir durum.

yine bi tesadüf başlığı. öğle üzeri düşünmüştüm de başlığını açmaya da, ukdesini bırakmaya da üşenmiştim. * kuşlar mı söyledi nedir?.. .

kesinlikle sevmek güzel. insan sevildiğinden emin olamıyor zira. olsa da olamıyor. ama sevdiğinden eminsin. duygularından eminsin.
bir de kendini sevdirmek adına çaba sarf etmek çok güzelmiş nan.

emek sarf etmek, emeğin meyvelerini toplamak, çok güzel. sevilmeye alışkın olan biri için özellikle sevmek muhteşem bi deneyim: extrem. * *

sevmek çünkü sevgiye ve aşka dair bütün o duyguları, heyecanları, mutlulukları, bazen mutsuzlukları sevdiğinde yaşarsın, hissedersin. sevmek tüm o duygu karmaşası içinde insana insan olduğunu hatırlatır, iyisiyle kötüsüyle... sevmediğin biri tarafından sevilmek ise sende bir his uyandırmaz, heyecanla atan onun kalbidir. ama tabi en güzeli karşılıklı olarak sevmek ve sevilmektir.

teyzem çocukken hatıra defterime şöyle yazmıştı.

teyzem aynı anda olmadı.

sevmek. sevmediğinde sevilmenin bir anlamı olmuyor. ama seviyorsan küçücük bir bakışı bile seni mutlu ediyor.

demin ınstagram da böyle bir cümle gördüm kimin bilmiyorum ama ne kadar doğru.

meselenin hiçbir zaman aşk olmadığını otuzlu yaşlarınızın sonuna doğru anlayacaksınız. mesele dostluk, güven, yol arkadaşlığı. yanınızda yürümek istemeyeni kendi vaktinizden çalarak ikna etmeye çalışmayın."

ikisi birbirini tamamlayan kavramlar . birisi olmayınca diğeri anlamsız oluyor .

düşünmeden sevmek derim... sevilmek ne demek bilmediğimdendir belki, hep sevme taraftarı olmuşumdur. sevme tarafı...

uzun ve süslü cümleler kurmaya hiç gerek yok. hatta destan yazmaya da sevgiyi anlatmak için.
atilla ilhan üç kelimeyle anlatmış;
ben sana mecburum
neşet ertaş dört kelimeyle;
ne söylesem boşa leyla
ben bir kelimeyle bitirdim işi;
yirim

sevilmek o kadar güzel bir hismiş ki başlarda garipsiyor insan... boşluktasın ama aslında değilsin de, meğer onun kollarındaymışsın.

bir sevmek bin defa ölmek demekse bir sevilmek kaç kere doğmaktır. hergün kalbin her attığı kadar ölmek ve tekrar doğmak. ertesi gün bir daha. ertesi gün bir daha ve bir daha ve bir daha. ta ki unutana kadar geçen günleri saymayı.

bir insanı tüm benliğimle sevebilirim ama onun bana, beni sevdiğini söylediğine kelimelerle inanmayacak kadar güvensizim. asla kendi sevgimden şüphe etmem ama bir insanın benim onu sevdiğim gibi sevmeyeceğine adım gibi eminim. kimsenin gerçek düşüncelerine erişemem bu da illa ki bir şüphe oluşturur sadece kabullenirim ve öyleymiş gibi yaparım. her an gidebilecek olduğuna kendimi inandırıp daha az üzülmem için elimden geleni yaparım.

#851978 halen iddialiyim sevilmek guzel histir seveni sevmek daha guzeldir.

sevilmeyi de sevmedim sevmeyi de. ikisi de canımı acıttı, benden uzak olsun.

sevmek çok kolaydır.
sevilmek çok zor.

sevmek ve sevilmek zordur. seviyorum ya da seviliyorum sanmak kolaydır. iki kişinin sevme ve sevilme uyumunu yakalaması günümüzde iyi bir menemen yemek kadar imkansıza yakındır.

allah ikisinin de kırıcı olmayanından versin diyerek yine şükürcü halimi ortaya sermek isterim.

severken laf sokmalar olmadan, sevilirken de hatalarınızı yüzünüze çarpmayan imalarda bulunmayan insanlarla karşılaşmanız dileğiyle.

tabii ki sevmek lan.

sevmek; insanı, taşı, toprağı, dergiyi, televizyonu, insanı, hayvanı, yemeği, yemek yapmayı, futbolu, voleybolu, anneni, babanı, kokuları, tatları, liseyi, üniversiteyi, ilkokulu, kağıt havluyu (ki büyük icat), yazı, kışı, atleti, külotu, oy vermeyi, seçmeyi, seçilmeyi, dili, seksi, renkleri, parayı, maneviyatı, şarkıları, sözleri, kadınları, erkekleri, şok marketi, bim marketi, migrosu, inşaat makineleri, komedyenleri, şarkıcıları, zanaatkarları, ışığı, güneşi, karanlığı, metal müziği, arabeski, conversi, botu, bilimi, uzayı, uzaylıları, 80leri, 90ları, 2000leri s..et, rustik ampulü, ayak uzatmayı, kokteyleri, çayı, ayranı, lahmacunu, brokoliyi, mutfaktaki led ışığı, yorganı, ahşabı, ateriyi, tasoyu, bilgisayarı... ..

sevmek tabii ki.

aşkın kokusunu, onun ter kokusunu, başka eve girdiğinde o evin kokusunu, domatesleri soymasını, seksin kokusunu, tabuların kulağa fısıldanmasını, duştan çıkınca vücudundaki 3bin su damlasından birini dudaklarınla alabilmeyi, denize bakmayı, denize bakışını, kitap okumasını, okumamasını...

sevmek abi. seversen, senden bir şeyi seven ve satır arasına koyan biri elbet vardır.

sevin.

sevmek. sevmek ama böyle çok çok sevmek. kendinden bile sakınmak. ben sevdikçe daha mutlu bir insan oluyorum. birinin ya da birilerinin sevgisi asla doyurmuyor asla istediğim gibi olmuyor. o yüzden istediğim gibi seviyorum milleti. aramayanı da arıyorum merak etmeyeni de merak ediyorum sevmeyeni de seviyorum. biraz bencilim bu konuda, beni verdiğim sevgi mutlu etsin yeter.