siyasetten uzak durmak

saçlarınızın beş yıl geç dökülmesine sebebiyet verecek eylem.

türkiye gibi ortamlarda mantikli olandır.

bana faydası olmayan her şeyden uzak durduğum gibi bundan da uzak duruyorum.

siyasetten uzak durarak, size zarar veren şeye (siyasetin ta kendisi) müdahale etme olanağınızı yitirmiş oluyorsunuz. uyandırayım. evinize hırsız girse uzak mı durursunuz? işte egemenlerin siyaseti de evinize giren hırsızdır.

kendine uygun bir siyasi partiye üye olup mücadele vermeyenlerin yapması gereken eylem. aksi takdirde elini taşın altına koymayıp her şeyden şikayetçi olmak ''siyaset yapmak'' olmaz.

çocukların dilinde bile bu kadar siyaset varken zor olan eylem. ancak gündem bu kadar hızlı değişiyorken en azından günlük siyasetten uzak durup büyük resme bakabilmeyi becerebilmek gerek. günlük siyaset sadece bir oyalama politikası.

olayları takip edip neden-sonuç ve ülke açısından iyi-kötü çıkarımlarına varılabilir. vatandaş olarak mantık ve ülke çıkarları çerçevesinde değerlendirmeler yapılabilir. lakin sınırlarını belirlemek önemlidir. ağızdan çıkan her itham argüman ve ispata muhtaçtır.

daha önce de yazdım sanırım tekrar yazayım. bizim nesle yapılan en büyük kötülüklerden biri bizi apolitik yetiştirme çabası içine girmiş olmalarıdır. tabi bunu kötü niyetle yapmadılar. çünkü çoğumuzun bir aile büyüğü siyasetten dolayı başına iş almış. bundan dolayı bizi apolitik yetiştirmeye çalıştılar.

herkesin ilgilenmesi gerek siyasetle. sadece kendi geleceğiniz için değil. sizden sonra gelecekler için de.

lağım çukurundan uzak durmaktır.

uzak durmayı istesemde sürekli değişen kötüye giden ülkemin şartları ister istemez siyaset yapmaya yorum yapmaya itiyor insanı. gündemde olup biten den haberimiz olmazsa ot gibi yaşarız bilinçli vatandaş olarak bilmemiz gerekiyor.

nasıl uzak olacaksın ki nasıl yorum yapmayacaksın ekonomi bu kadar berbatken adalet yokken belki soracaksınız bunların siyasetle alakası ne bunların sorumlusu belli parti de belli o yüzden siyasete giriyor ama biraz da halkımızda hata var onlar hatalarını anlayıp düzeltmedikçe bizim elimizden birşey gelmez.

öyle bir şey yapabiliyor muyuz ya gerçekten?

türkiye'de isen zor. denizin içinde sudan uzak kalmaya çalışmak gibi bir şeydir.

insan etkilendiği bir oluşum insanın uzak kalacağı bir kavram maalesef olmuyor olamıyor. ben bir eğitimci olarak siyasetin ve siyasetçinin aldığı her karardan etkilenir iken yalnızca işime konsantre olamıyorum. eğitim, eğitimcilerin meselesi değil veya spor bile sadece sporcuların kararları ile hareket eden bir yapı değil siyasi istismar ve nepotizm bu denli ülkede almış başını gitmekte iken apolitik olamıyorum olamıyoruz keşke olabilsek. alım gücünün insanın temel ihtiyaçlarını bile karşılamayacağı düzeyde olması hepimizi siyasetçi yapıyor maalesef.

avrupa'daki siyasilerin türk gençlerinden daha çok bulunduğu durum. avrupadaki birçok genç ülkelerinin başkanlarını bile bilmezken malesef biz türk gençleri tekel bayii platformu başkanı (bkz: özgür aybaş) ı bile biliyoruz.

t: türkiye de mümkün olmayan uzaklık.

kuzey avrupada yaşasak duralım da türkiye'de zor. hayatımızın hep içinde siyasi gündem

oldukça mantıklı olandır. ama mümkün olmayandır. neden? çünkü biz nordik ülkelerinden birinde yaşamıyoruz. veya kanada'da. hatta adını haberlerde duymadığınız pekte zengin olmayan ülkelerin birinde de yaşamıyoruz. bizim ülkemizde siyasetten uzak olmayı, siyasetten uzak durmayı gerçekleştirmek ortadoğuya barış getirmekten daha zor. bunun yani kıyısından köşesinden siyasete bulaşmamanın tek yolu vardır oda boğazına kadar siyasete batmış aynı zamanda zengin bir babanın aptal, şımarık hiçbir derdi olmayan evladı olmak. eğer böyle biri değilseniz siyasilerin aldığı her karar kırıntısı dahi sizin cebinizi dolayısıyla geleceğinizi etkileyeceğinden siyasetten uzak duramazsınız. maalesef gerçekler.

17 18 yaşlarında siyasi kitaplar okurdum. biraz araştırma yaptım. sonra insanlarla konuştum. herkesin kendine ait bir dünyası vardı ve geçmişte yaşanan bazı olayları ya da söylentileri, komplo teorilerini anlatıyorlardı. kiminle konuşsam başka bir şey anlatıyor. konuyu araştırdığımda farklı farklı durumlar çıkıyordu. bir sürü de fraksiyon var. sonra sıkıldım bu durumdan ben bilimle ilgili biriyim. bilimle uğraşanlar bilirler bazı gerçekler vardır. suyun kaynama derecesi gibi ama başka şeyler fludur. mesela evrim teorisi. suyun kaynama noktası gibi bir gerçek diyemeyiz çünkü hâlâ devam eden bir süreç ve geçmişte milyarlarca tür evrimleşmiş. bunları ortaya koymak gerek. ama siyaset yok şu fikir iyi öteki kötü bu parti şöyle o böyle falan. dedim bu beni sıkar, yorar. yıllarca sürdürülebilir bir yönetim sistemi düşünmüştüm. sonunda önemli olan halkın olduğunu anladım ama yani demokrasi iyi bir şey ama halk eğitimli olmadıktan sonra mıçıyorsun. halk eğitimsiz ve diktatör gibi biri çıkıyorsa onun sonu iyice kötü olabilir. neyse anladım ki dünya da sınırlar olduğu sürece halk eğitimli de olsa ideal bir ülke olamaz. sınırlar kalkar mı? hayır o yüzden bir umudum yok. ülke olarak kalkındık diyelim insan hakları, hukukun üstünlüğü ve ekonomi falan süper, elli sene sonra ne olacak? o yüzden amaç ne l.n diyorum ve siyasetten uzak duruyorum. ama yine de kime oy versem diye hafiften bakmaya çalıştığım oluyor. sonuçta burası benim vatanım.

bu ülkede mümkün değil , keşke refah seviyesi yüksek, milli geliri iyi olan , üreten ihracat yapan bir ülke olsaydık ve siyasetten uzak dursaydik.
orta doğu = siyaset.

günümüz türkiyesinde uzak durmak için beyinden muaf olmak gerekir..
hoş beyinden muaf olanlarda uzak durmuyor da neyse orayı fazla şey etmeyelim.