varlığı her daim tartışılacak olan kavram. mutlak doğru ve yanlışlara sahip olmadığımız gibi, sonsuzluğun varlığı için de net bir yargı öneremiyoruz. yaradılış gereği onu ölçebileceğimiz ya da belki niteleyebileceğimiz unsurlara sahip değiliz.

her şeyden önce sonsuzluğu kavrayabilmek için sonsuz olmak gereklidir. onun hızına yetişebilmek, başlangıcına ve bitişine ya da başlangıcına ve bitemeyişine tanıklık etme mecburiyeti var/olmalı.
devamını gör...
her şeyin kendi gerçekliğini yansıtabildiği ütopik bir yer.
devamını gör...
doğada olup olmadığını bilmediğimizdir.
devamını gör...
ingilizce karşılığı bana çok hoş geliyor.
devamını gör...
limitsizlik
devamını gör...
koyu karanlık alemi.
devamını gör...
nesnel dünyanın üç boyutlu uzay ve dördüncü boyut olan zaman kavramları arasına sıkışmış insan beyninin "henüz" tam olarak kavrayamadığı olgu...
devamını gör...
geleceğe açılanını, yâni ebedî olanı ungaretti

derilen bir gül ile verileni arasındaki
tarifsiz hiçlik

diyerek anlatmıştı.
devamını gör...
yan yatmış sekiz
devamını gör...
10.
tanımlanamayan bir mefhum üzerine, yeterince düşünecek kabiliyete ve maharete sahip olunmadığı için insanı korkutan; kimi zaman da dehlizlere hapseden tedirginliğin adıdır. bu konudaki kaygıların tümüne eyvallah da; sonsuzluğu tanımlasanız bile, yanlış algılar ve pencereler devreye gireceği için, korkunuz acı bir sona, dolayısıyla çelişkiler yumağına evrilecek.

insanın yaşadıklarına kıymet verebilmesi için, kendisine cesaret verdiren risklerle/tehlikelerle dolu anların çoğunluğu oluşturması gerekmektedir. sonsuzluk algımız da böyle işler. "öldükten sonra ne olacağız" hissi ve "eğer öbür dünya diye bir şey varsa sonsuza kadar hep aynı şekilde yaşamak çok sıkıcı ve korkunç değil mi" gibi soru(n)larla baş başa kalmamızın sebebi, algı kapılarımızın kapalı oluşu.

halbuki bu alemde varoluşumuzu anlamlandırabilmek için gösterdiğimiz çaba, ne ölümü ne de ölümden sonrasını anlayabilmemiz için yeterli değil. ortalama bir organizmadan, iç güdülerinden başka numarası olmayan bir hayvandan farklı hareket etmiyoruz; etmediğimiz yetmiyormuş gibi, dünyayı ve evreni değiştirebilecek sırlara hakimmiş gibi davranıyoruz.

nedir sonsuzluk? sonsuz olmak, zamanla mekan arasına sıkışmışlıktan kurtulmak mıdır, yoksa bir durum mudur?

şayet bu ikisine saplanmazsanız; bir yerde bulunduğunuz halde, o yerdeki düşünceleriniz bulunduğunuz yerle aynı düzlemde değilse, yavaş yavaş bazı sinyaller alıyorsunuz demektir. insanın kendini tanıması, yaşamının biteceğini er ya da geç anlamasıyla başlayacaktır; anlaşılmazlardan kurtulma yolu da, her şeye körü körüne bağlanmamasından geçmektedir. bir fenomeni ya da olayı gördüğünüzde, bu iki olgunun varoluş nedenini; hatta bırakın varlığını ya da yokluğunu, gelişimiyle ilgili en ufak bir ipucunu hesaba katmıyorsanız, hayatınız yaşanmış sayılmaz maalesef.

siz yok olmaktan mı korkuyorsunuz, hiç olmaktan mı? xx-yy-1980'de doğdum. peki, bu tarihten bir gün öncesindeki durumunuzun ne olduğunu biliyor muydunuz? bundan haberdar mıydınız? bilimsel ve tarihsel vakalar, atalarımızın evrimi ve gelişimimiz hakkındaki zihinsel ve bilişsel tüm gelişmeleri açığa çıkarmaya başladığında uyanacaksınız merak etmeyin; ancak bu, ya keskin bir saplantıya, yahut bildiklerini silmek için yakıp yıkmaya; en sonunda da neslini/medeniyetini imha etmeye giden bir sürece evrilecektir.

sonsuzluk hissi kötü/korkutucu değildir, onu tanımlayamamak da öyle; içinde bulunduğunuz hal ile zamanı aynı tutma gafletine düştüğünüz için, yaşadığınız kabustan kurtulamayacağınızı varsayıyorsunuz.

rüyalarınızdan pay biçin; düşünsel yoğunluğun en üst sınıra ulaşıp, genetiğe/kalıtıma yön veren kimyevi değişimlerin her bir kromozom zincirini etkilediği, travmaları yerle yeksan edebilecek onlarca yaşanmışlık ve mesajı içinde taşıyor. fakat siz, gördüğünüz birbirinden renkli, birbirinden çarpıcı; adeta sinematografik bir şaheserin içindeymişçesine yaşadığınız anları bir çırpıda unutuyor, yorumlamaya bile gerek duymuyorsunuz.

bir öğle uykusundan bile daha kısa olan şu hayattaki yokluk ve ızdırap, size maddi ihtiraslarla mana alemini yorumlamanızı salık veriyor. siz maddenin arkasındakiyle ilgilenmiyorsunuz. siz olaya; "acaba beni işten çıkaracaklar mı, maaşıma zam yapar mı patron, ik'cı ile konuşsam ne der" seviyesinde bakmaktan vazgeçmiyorsunuz.

insan acizdir. ilk başta söylediğim gibi, öleceğini bilir; ama sonsuza dek yaşayacakmış gibi hayata tutunmaya çalışır. yaşam arzusudur bu. uyum sağlayamayacağı halde, adaptasyonun halkalarına yenilerini eklemek ister. sanırım tedirginliğin sebebi, sonsuzluğa ya da sonsuzluğu kapsayacak herhangi bir işarete ulaşmak/ulaşamamak değil. anlamlandıramadığı bir konu varsa kolaya kaçıp düşünmemek ve çürüyüp gideceğini bildiği halde, üstelik -zor bile olsa- kabullendiği halde, mirasının devamlılığını garanti altına almak.

emin olun sonsuzluk hissi tanımlanabilse ve bu tedirginliği yaşayan güruhun insafına bırakılsa, tekrar bu dünyadaki sıkıcı uğraşlarına/kaygılarına, yok etme hırslarına ve belirli bir müddet ayakta kaldıktan sonra çürüyüp gidecek bedenlerine geri dönmek isteyeceklerdir. onları kamçılayacak, sonsuzluktan daha "büyük" bir kaygıya sahipler çünkü: "yaşıyor muyum?"
devamını gör...
11.
(bkz: ihtimaller)
devamını gör...
matematiksel bir olgudur.

bizim sonsuzluğumuz, evrenimizin izin verdiği kadardır.
devamını gör...
sözlüklerin kadim diyaridir.
devamını gör...
bunu da atlatırız.
devamını gör...
insanın daima bir sonlu pencereden bakması hasebi ile asıl mahiyetini idrak edemediği kavram. bizim için kozmik anlamda sonu olan bazı şeyleri bile kavramak mümkün değilken, sonsuzluğu aklın sınırları içinde bilişsel olarak işleyip anlamlandırmak mümkün değil.
devamını gör...
matematiksel olarak sonsuz tane sonsuz vardır ve her sonsuz diğerinden daha büyüktür. sonlu sonsuzluk tam olarak sonsuzluğu kapsamayacaktır. 2 adet sonsuzluk yoktur yani anlayacağınız. dahasını merak edenler cantor'un continuum hypotesis'ini araştırabilirler.

mesela evrendeki atom sayısını sorduğum zaman herkesin cevabı sonsuz tane vardır oluyor. sonsuzluk tamamen yanlış anlaşılan bir kavram. evrende yaklaşık 2 üzeri 80 adet atom vardır. burada yanlışlık, bir şeyin sayılır olabileceğini ön görebilmekte. tabi bu sayma işlemi sizin bildiğiniz sayılar olmak zorunda değildir. mesela 0 ile 1 arasında sonsuz sayısı vardır, e 0 ile 1 arasındaki sonsuzluk içindeki 0 ile 1 arasında da sonsuzluk vardır. atom ve sayı örneğini her fizikçi içselleştirmelidir çünkü sonsuzluk tanımını bilmeyen bir insan başka matematiksel tanım yapamayacaktır.
devamını gör...
sonsuzluk vardır, gerçektir. fakat insan aklı, sonsuzluğu kavrayamaz, anlayamaz. mesela evrene sonsuz diyorlar. halbuki evrende zaman vardır. evrenin sonsuz olduğunu söylerseniz, zamanın sonsuz olduğunu kabul edersiniz. ama zaman bitip tükenmeye mahkumdur. demek, zamanın başlangıcı da vardır. demek ki, evren sonsuz değildir. bu durumda sonsuzluk, zaman ve mekanın olmadığı bir yerde var olabilir. ve insanlar, evrenin dışını, zaman ve mekanın geçersiz olduğu bir şeyi * anlayamayacağına, kavrayamayacağına göre, sonsuzluk kavramını da anlayamaz.
devamını gör...
ahiret hayatı olarak tanımlayabileceğim ifadedir.
devamını gör...
yanılmıyorsam aristoteles'e göre evren mekan olarak sınırlı, zaman bakımından sınırsızdır.
devamını gör...
sonsuzluk, doğru ve yanlış veya iyi ve kötü gibi insandan insana değişiklik gösteren bir olgudur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sonsuzluk" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim