sosyal medyanın zararları

sosyal medya uygulamalarının maddi manevi olumsuz etkileridir.

o kadar fazla ki. en büyüğü de bir bataklık olması. eleştiri bataklığı. sizi içine çekerse de acımasız biri oluveriyorsunuz. çekiyor da ne yazık ki.

two broke girls'te şöyle bir monolog vardı.
"twitter aptal insanlar içindir ve instagram okuma yazma bilmeyenler için twitter görevi görür."

zamanın boşa harcanması

hayatı boyunca sahip olamayacağı şeylere özenip moral bozmaktir. onda var bende niye yok o gitti bende gitmeliyim gibi isyan eder. bazılarının paylaşımlari sahtedir bile o harika geçen hayatınin aslında kamera arkasında yapmacık olmasıdır gerçekte öyle hayatı yoktur.

her sosyal medya ortamının kendi üye profili, işleyiş modeli farklı olduğu için içerisinde bulundurduğu insanların ortama adapte olmak zorunda kalıp tek tipleşmesi.

bu sayede popüler akıma ve dolayısıyla kapitalizme de daha uygun ve yem haline gelmeleri. hedef kitle profili belli olduğu için uğraşsız ve kolay manipüle edilip yönlendirilebilmeleri.

sosyal medyada profil başına bir "ben" durumu ve ortamı olduğu için herkesin önce kendisini kendisine ve sonra kendisini herkese karşı bir kanıtlama çabasına düşmesi ve bu uğurda sahteleşmesi ve kendine bile yabancı hale gelmesi.

yani ortada toplum diye bir şeyin kalmaması, maneviyatsızlık ve ilişki bozukluklarının ortaya çıkması.

akşam olunca sosyal ortamlarımızdan çıkıp evimize, aile ortamına döneriz.
dolayısıyla en büyük zararı -gece uyanıp telefonumuzu kontrol etmemizi de sayarsak-
24 saat bağlantımızı koparamadığımız bir yer olmasıdır.

insanları yetinmeyi bilmez hale getirmesi. hep daha güzel, hep daha zengin, hep daha mutlu olacağım telaşına girmeler... çok da kaptırmamak lazım.

insanın kendine olan saygı ve sevgisini yok ediyor. resmen kendine düşman oluyorsun. yok o şöyle yapmış, yok onun saçı bunun gözü sürekli bir çukurun içine düşüyorsun.

ilk çıktığında çok daha masumdu günümüze göre. insanlar facebook'tan lise arkadaşlarını, ilkokul arkadaşlarını bulup hasret giderirdi, youtube'a basit samimi videolar yüklerdi, msn'den eşiyle dostuyla konuşurdu.
fakat şimdi öyle mi? deccallerin kirli algı aracına dönüştü. cahil kitlelerin, milyarların linç aracına dönüştü. her türlü yalan, her türlü iftira sosyal medyadan pompalanıyor. mahalledeki dedikoducu kocakarılar bile melek kaldı sosyal medyanın yalanları karşısında. delilli ispatlı yargı kararları bile sjw'lik için hiçe sayılıyor. insanlar yazdıkları yalan haberlere kendileri inanıyor. sosyal medya azgınlığına dur demenin vakti geldi de geçiyor ama devletimizin umurunda değil maalesef!

mekan sahiplerini şaklaban ve ekstra sahtekâr yaptı.

az önce youtube shorts'a düştüm, millet gerçekten kafayı yemiş ya. mide bulandırıcı bir sahtelik var. herkes bir şov peşinde. ketçabı 85 metre yüksekten sıkmalar, vıcık vıcık yağlı ekmekler, özel (!) soslar, %100 orijinal bilmem neler, bunu yemek için papua yeni gine'den geliyorlar filanlar...

ya dandik bir şam tatlı ne kadar özel olabilir a.?

eline telefonu alan gurme, önlüğü beline bağlayan da 40 yıllık usta/esnaf olmuş. çıldıracağım.