sözlük yazarlarının bedava elde ettiği değerli şeyler

sürekli gittiğim bir sahaftan bir seferinde eski çocuk kitapları almıştım ve 5 tanesine 10 tl gibi bir fiyat vermiştim. kitaplardan 3 tanesi 1. basımdı. ülkemizdeki ilk baskılarını bulmuş olmaktan dolayı kendimle gurur duyuyorum.

yalnızlık.

dert.

kafası kırık ,huysuz ,aksi ve ihtiyar bir insan olmak.

rtx 4080 ekran kartı. yani inşallah 4080 olur 3080 de olabilir.

istanbul'da okurken antalya'da büyümüş olan ben aşırı üşüyordum. ellerim sürekli morarırdı ve kuruyup çatlardı. derslerin ve genel olarak hayatın yoğunluğundan eldiven alacak zaman da bulamıyordum.
bir gün aşırı kötü geçen bir sınavın ardında yurda geldim. doğum günümdü ama sınav haftam başladığı için kutlayacak zamanım bile yoktu. moralim bozuk bir şekilde çalışma masama doğru ilerledim ve o zaman oraya bırakılmış olan bir çift deri eldiven ve bir not buldum. arkadaşım sağ olsun ellerimin sürekli üşüdüğünü fark edip bana eldiven almıştı. kendisinin bile zar zor geçindiğini bildiğim için benim için çok anlamlı bir hediyeydi.
hiçbir para vermeden aldığım en değerli şey güzel arkadaşımın hediyesi olan bir çift eldivendir.

apple tv sanırım. tamamen uyanıklıgımdan ve detaycılıgımdan başardıgım bir serüven.

sözlük yazarligim. gerçi zamanımı hunharca harcıyor ama o kadarcik kusur kadı kızında da olur.

hediye olan kitaplarım.

tirilye'de denize girerken sahilde saat bulmuştum. 90'ların başında üretilmiş kaliteli bir şeydi. daha sonra ben de kaybettim, şimdi yeni sahibindedir.

amazondan tıraş makinesi almıştım. müşteri hizmetleriyle 8d chess oynayıp jeff bezosu dolandırmayı başardım. bu bana yeter elhamdülillah.

stres ve endise

tesekkurler

aileden gelen genlerim.

bedavacilik insanin kendisine olan saygisizligidir bence .. güzel bi soz vardi , bedava peynir fare kapninda olur .. boyleydi sanirim ..

su.
hava.
gün ışığı.
boş zaman...
bedava elde ettiğim başka bişey yok.

şiir yazabilmek.

onu kimse vermez, sen hayattan kendin alırsın.

normal sözlük'te yazabilmek. onu kimse sana vermez . verirlerse de alma.

limon fidesi.
bunda havalara uçmuştum. nisan'da 1 yıl olacak ama hâlâ aklıma gelince 32 dişim. :))
nenemin 80-90'lardan kalma aşırı tarz bir sweati ile annemin gençken giydiği sade ve zarif birkaç tişörtü.
o kadar zaman geçmesine rağmen renklerinde solma veya kumaşlarındaki yumuşaklıkta bir bozulma yok. onların kumaşlarına dokununca "bunlar tişörtse bizim giydiklerimiz bez kumaşından başka bir şey değil." demiştim. bazıları ince boncuk nakışlı ve bir tane bile kopmamış. aldığım tişört daha 1 yıl olmadı boncuk rengi tuhaflaştı ve gevşedi mesela. kalite(!).
benden yaşlı radyomuz var onu da almak istiyorum. hem normal frekanslı radyo hem de kasetli. ses sistemi iyi ve güçlü. telefon bağlama yeri ve mikrofonu vardı. küçükken aile apartmanına çok karaoke konseri verdim. >< teşekkür edecekleri yerde pencereleri kapatıp anneme şikayet ediyorlardı. o yüzden annemler evde yokken işimi görürdüm. sebebi de hepsinden nefret ediyordum ve onların ses tonu gürültüydü. bir zevkim vardı ondan da rahatsızlık duyuyorlardı, umursamadım. hatta işime gelir..