sözlük yazarlarının mutfaktaki ruh halleri
başlık "zioland.00" tarafından 06.02.2022 22:29 tarihinde açılmıştır.
1.
2.
ben de yemek yerken girdiğimiz hallerden bahsetmeye gelmiştim. malum bende hamaratlığın 'h'si yok
devamını gör...
3.
benim ruhum daima toz pembe hayallerin arasında gezinip duruyor.
devamını gör...
4.
5.
6.
bulaşık yıkarken bir taraftan da müzik dinleyince kendimi konser sanatçısı gibi hisseden bir tek ben miyim acaba?
devamını gör...
7.
gerçekten isteyerek bir şeyler yapmayınca ben maalesef böyleyim ve mutfağa isteyerek girmem için falan aylar geçmesi gerekiyor. sevmiyorum ne yapayım? zorunda mıyım?
başlarda az buçuk mutlu oluyordum ama sonradan fark ettim ki mutfak köleliktir arkadaşlar. yap yap yap sonra dağıttığın yerleri topla ve yediğin şey de yeteneğine ve isteğine göre hiçbir şeye benzemesin. küfür gibi.
devamını gör...
8.
mutfağa sadece dolaptan bira almak için giriyorum genelde.
(bkz: mutfuck)
(bkz: mutfuck)
devamını gör...
9.
bir an önce pişsin diye tencereye bakmıyorum ben. bakınca inadına pişmiyor çünkü.
devamını gör...
10.
dağ gibi yığılmış bulaşıkları görünce bir kibrit çakıp mutfağı yakmak istiyorum.
devamını gör...
11.
nasıl beğenildiyse o tam halini değil de, gönülsüzken, eksik yapıp bitirebiliyorum ben de. :/
devamını gör...
12.
bir kahve ve bir paket sigarayla hükümranlığımı ilan ediyorum.
fakat içeriye yavaş yavaş kapıyı açıp babam giriyor.
"kızım" diyor... "yarın sabah mı gideceksin işe?"
bütün kalelerim zaptediliyor, bombalar yağıyor tepeme.
fakat içeriye yavaş yavaş kapıyı açıp babam giriyor.
"kızım" diyor... "yarın sabah mı gideceksin işe?"
bütün kalelerim zaptediliyor, bombalar yağıyor tepeme.
devamını gör...
13.
14.
15.
bu tarz klasik müziklerden birini açıyorum sonra malzeme hazırlığımı,öncelik sıramı vs yapıyorum.daha sonra yavaş yavaş acele etmeden,sakince aşkla ,sevgiyle,tutkuyla yemeğe odaklanıyorum. baharatlarla dans ediyorum vs. gel gelelim bir yemeği yapmam pişme süresi hariç minimum 1 saati bulur.mutfağa kimseyi sokmam,işim bitince etraf dağ yığını bulaşık olur etraf batar ama en sonunda mutfak ilk halinden daha temiz hale getiririm.temizliği hariç sevdiğin bir yemeği yapmak ve onu yemek kadar güzel bir şey yok.hobim denebilir ama asla iş olarak düşünmedim ki yapamam.arada boş zamanlarımda sevdiğim yemekleri,tatlıları yapayım bana yeter.birde bazen denemeler yapıyorum o kadar.
devamını gör...
16.
mutluyum mutfakta lan. kimsenin karnını doyurmak telaşım yok. canımın istediği yemeği yapıyorum. tek kişilik, özenilmiş, her türlü lezzetli yemek. çok şanslıyım bazen.
devamını gör...
17.
18.
voğallame siz sormayn başima ne geldi? dışardan geliyem mutfaga giriyem, istiyem ki gısir göriyem köfde göriyem, masada ula bu nedir?
diyim aneov aneov de hale bu nedir?
-ingiliz keki.
-ingiliz keki?
ay bu başıma gelenler. yav kardeşim bu saatte bunu mu yiyeyim ya? ingiliz keki yapmış bir de ayrı tabağa koymuş tadımlık. yarın misafirliğe gidecekmiş o yüzden yapmış, misafirliğe gideceğin kişi ingiliz mi?
ya bari börek olsaydı ya.
çok gerginim. aç aç içmeye devam edeceğim rezalet.
diyim aneov aneov de hale bu nedir?
-ingiliz keki.
-ingiliz keki?
ay bu başıma gelenler. yav kardeşim bu saatte bunu mu yiyeyim ya? ingiliz keki yapmış bir de ayrı tabağa koymuş tadımlık. yarın misafirliğe gidecekmiş o yüzden yapmış, misafirliğe gideceğin kişi ingiliz mi?
ya bari börek olsaydı ya.
çok gerginim. aç aç içmeye devam edeceğim rezalet.
devamını gör...
19.
20.
mental olarak çok değişken oluyorum mutfakta. bir bakmışsın sinir harbi geçiriyorum ve tavayı çöpe atıyorum, bir bakmışsın mezdeke açmışım göbek atıyorum, kahkaha atarken yerlerde yatıyorum.
yoğun iş, içeride 45 dereceyi geçebilen hava sıcaklığı, sürekli üretmenin ve yaratıcılığın devrede olduğu zihin, öfkeyi de kusursuz ve orijinal yapıyor, neşeyi de.
soğukkanlıyım ama.
mesela bir gün teknede buzdolabı değişecek (hiç kolay bir iş değil, mutfak kapısı dar olduğu için duvar panelini filan söktük vs.) tekne sahipleri gitti. eski dolaptaki her şey tezgâhın üzerinde ve mutfak küçücük zaten. sözde yemek yemeyecekler bu işlemden dolayı. neyse saatlerce uğraştık, yeni dolabı yerleştirdik derken saat 19:00 civarı filan oldu, bunlar tekrar geldi tekneye.
demesinler mi biz açıktık, 20:00 gibi yemek yiyeceğiz. dolap bozuk olduğu için hazırda tek meze yok ve ben selamı okutmak üzereyim öyle bir yorgunluk. mutfağa geldim, hostes panik. diyor ki hadi hemen başla ben de yardım edeyim yetişsin.
dedim ki: sen kendi işine bak şimdi, ben kendime bir kahve yapacağım, sigaramı içeceğim. yemek de saat kaçta hazır olursa o zaman yesinler. dert etme. neyse bu "delisin sen" deyip gitti.
ben kahvemi yaptım, sigaramı içtim. saat 19:20 filan oldu. tezgah üzeri full. ana yemek kolay, ızgara ama mezeler vakit alacak.
neyse, ben malzemelerin hepsini birden iterek kendime yaklaşık 50 cm2 bir çalışma alanı açtım.
saat 19:50 gibi hostes tekrar geldi, ben kendimden geçmişim. farkında değilim ama yedi çeşit meze yapmışım o düzensizlikte, sıfır ön hazırlık. normalde mümkün değil. hele de tek başına ve tekne mutfağında. bu bana bakıp, "sen deli değil, zır delisin" dedi ve ekledi: "programsızlığa tahammül edemeyip sövüyorsun ama sen de seviyorsun bu tavşan silkişini" diye. kahkaha atıyor.
bazen kendime çok şaşırıyorum mutfakta çalışırken. bir keresinde 5 dkda kısır yapmıştım, hostes ile ne zaman konuşsak hâlâ sorar "ya ben hâlâ 5 dakikada yaptığın kısırın gizemini çözemiyorum, nasıl olur?" diye.
ben de çözemiyorum ki...
mental sağlığım gidince çok mu pratik oluyorum acaba?
yoğun iş, içeride 45 dereceyi geçebilen hava sıcaklığı, sürekli üretmenin ve yaratıcılığın devrede olduğu zihin, öfkeyi de kusursuz ve orijinal yapıyor, neşeyi de.
soğukkanlıyım ama.
mesela bir gün teknede buzdolabı değişecek (hiç kolay bir iş değil, mutfak kapısı dar olduğu için duvar panelini filan söktük vs.) tekne sahipleri gitti. eski dolaptaki her şey tezgâhın üzerinde ve mutfak küçücük zaten. sözde yemek yemeyecekler bu işlemden dolayı. neyse saatlerce uğraştık, yeni dolabı yerleştirdik derken saat 19:00 civarı filan oldu, bunlar tekrar geldi tekneye.
demesinler mi biz açıktık, 20:00 gibi yemek yiyeceğiz. dolap bozuk olduğu için hazırda tek meze yok ve ben selamı okutmak üzereyim öyle bir yorgunluk. mutfağa geldim, hostes panik. diyor ki hadi hemen başla ben de yardım edeyim yetişsin.
dedim ki: sen kendi işine bak şimdi, ben kendime bir kahve yapacağım, sigaramı içeceğim. yemek de saat kaçta hazır olursa o zaman yesinler. dert etme. neyse bu "delisin sen" deyip gitti.
ben kahvemi yaptım, sigaramı içtim. saat 19:20 filan oldu. tezgah üzeri full. ana yemek kolay, ızgara ama mezeler vakit alacak.
neyse, ben malzemelerin hepsini birden iterek kendime yaklaşık 50 cm2 bir çalışma alanı açtım.
saat 19:50 gibi hostes tekrar geldi, ben kendimden geçmişim. farkında değilim ama yedi çeşit meze yapmışım o düzensizlikte, sıfır ön hazırlık. normalde mümkün değil. hele de tek başına ve tekne mutfağında. bu bana bakıp, "sen deli değil, zır delisin" dedi ve ekledi: "programsızlığa tahammül edemeyip sövüyorsun ama sen de seviyorsun bu tavşan silkişini" diye. kahkaha atıyor.
bazen kendime çok şaşırıyorum mutfakta çalışırken. bir keresinde 5 dkda kısır yapmıştım, hostes ile ne zaman konuşsak hâlâ sorar "ya ben hâlâ 5 dakikada yaptığın kısırın gizemini çözemiyorum, nasıl olur?" diye.
ben de çözemiyorum ki...
mental sağlığım gidince çok mu pratik oluyorum acaba?
devamını gör...