su böreği alırken bile hesap kitap yapmak

bir iki saat kadar öncesinde başıma gelmiş onur kırıcı hadise. kırılan onur sadece benim değil bu ülkede yaşayan milyonların da kalbiydi aslinda.
gece vardiyasi çıkışı ne zamandır hayalini kurdugum su boregini bu sabah yiyeyim dedim bir arkadaşa da aynisindan alayım o da sevinsin diye düşünüp daldım içeri.

-merhaba su böreği var mı?
-var.

amacım bir soru sorup zaman kazanmaktı o arada börek fiyat listesine bakacak ve paramla rezil olmayacaktim. çünkü param kadar alacaktım. olan olmuştu ağzımdan "dört dilim sar abla" cümlesi çıktı. ıkı tane de talaş böreği ekledim ne olur ne olmaz. sonuçta mavi yakayiz biz , doymuyoruz. neyse total fiyat 70 lira. cebimde on lira kaldı pastaneden çıkarken. tütün bile alamadım.

bu entryi girerken böreğimi yemiş bulunuyorum ama üstüne sadece çay icebiliyorum. sigara yok.

sakız alırken bile hesap kitap yapıyorsun ne anlatıyon.

su böreğinin tepsisi olmuş 300 lira belki daha fazla ben ona artık su böreği demem "ihtişamlı su böreği hazretleri" derim. öyle haddimi hep bilmişimdir.

geçen 4 kişiye alamadığım için 2 kişilik aldım. 4 e bölüp yedik böreği. söz konusu onurumuz daha kaç kez bu şekilde kırılacak acaba?

"eskiden de hayat pahalıydı, ekonomik kriz vardı hede hödö" yapanlara tahammülüm kalmadı işte bu yüzden! ben 41 yaşında bir insan olarak hayatımda böyle pahalılığın arttığı dönem hatırlamıyorum. kıytırık börekçilerde bile "hadi ayaküstü bi kahvaltı edeyim, gideyim" diyemez kimse kolay kolay. öyle bir zaman.
dün kadıköy'e gittik. canım çok istedi 2 top dondurma aldım. fiyatını sormadım önce. 30tl ödedim ya şaka gibi 30tl iki top dondurma için! valla içime oturdu. bi de bana "iki top yeter mi ki?" diye soruyor.

maalesef ekonominin geldiği noktada sadece su böreği değil, çoğu şeyi alırken yüzleşilen üzücü ve düşündürücü durum.

önceden de dışarıdan almazdım evde yapardık hesaplı olsun diye, şimdi evde de yapamıyoruz, astarı yüzünden pahalıya geliyor.*

su böreği zaten güzel bi şey değil