toplum sorunlarının başlangıcı oluyor genellikle.
devamını gör...

kafanızı duvardan duvara vurun ağrıyı daha kısa sürede geçirir.
hiçbir etkisi yoktur.
devamını gör...

kum gibi
pariste öldürülen kadim sanatçı
devamını gör...

musakka. adı bile güzel.
devamını gör...


"o, kalabalıktan ürken ve kalabalığı kendilerinden iki üç asker kordonu uzak tutan diktatörlerin aksine, nefesine nefesi karışan kalabalıkta kuvvet bulurdu. bütün ömrünce halktan hiçbir tecavüz beklememiştir. shakespeare'in kralı, başvekilini tacını bırakıp vatandaş olmakla tehdit ettiği gibi, mustafa kemal de kızdıkça '-millete giderim.'derdi. mustafa kemal' in inkılap iradesinin kaynağı, halkın kendisine inanışıdır. " f. r. a.



atatürk'ü doğumundan ölümüne anlatan eserdir.
atatürk'ün anıları, falih rıfkı'nın anıları... yakın tarihe ışık olur, başka bir pencereden bakmanızı sağlar. ha biraz da yanlıdır. ancak kendisinin de dediği gibi o devri anlatırken kendi anladığını anlatmıştır. okumak gerek, bir yazarın gözünden bir lideri, yeni bir ülkenin kuruluşunu dinlemek gerek.



"ya ben kimim? ben haddini bilen bir yazın adamıyım.
...
kırk, bir olgunluk yaşıdır. daha genç olanları bırakınız, bu yaştakilere bile geçen devre ait hangi hatıramı anlatsam, şaştıklarını görüyorum. hemen hepsi:
-ne olur bunları yazsanız... diyor.

ben de onları yanıma alıp, 1881'den 1938'e doğru geçmişi dolaştırmak istiyorum. bu dolaşmada benim dinlediklerimi işitecekler, gördüklerimi seyredecekler. atatürk'ü ve onun devrini ben nasıl anladımsa öyle anlatmak istiyorum. basit de bir metodum var: fıkralar ve hatıralar içinde sindire sindire anlatmak! gerçi bu bir dağıtmadır. toplamayı okuyanlara bırakıyorum. " f. r. a.
devamını gör...

marksizm'in kuramsal açıdan eleştiricisidir.kuram'ların sadece yanlış olabileceğinin ıspatlanabileceğini savunur. objektif bilimin üstünlüğünü ve deneme yanılma gibi yollarla fikirlerin test edilmesi gerektiğini, bunun dışında bir durumun ise reddedilmesi gerektiğini öne sürmektedir.
devamını gör...

film metaforlarla dolu olduğundan birçok kişi farklı anlamlar çıkarabilir ama bence filmin ana teması salt iyi olanın, iyiliği yok etmesidir.
yani kötü olmadan iyiyi hissedemeyiz ve iyi artık rutinleşirse iyi olanı hissetmek veya ondan haz almak mümkün değildir.
(bundan sonrası biraz --- `spoiler` --- içerebilir.)

ütopik bir şehre gelen andreas için şehirde her şey onun için iyidir. hemen işe girer çalışma ortamı iyidir insanlar arkadaş canlısı ve kibardır. kadınlara ulaşmak kolaydır. maddi manevi bir kötülük veya sorun çekmez. ancak bu iyi olma durumu o kadar rutinleşir ki ortada iyi olma hali kalmaz.

bir mekanda alkol içen kişinin tuvalette alkol aldığı için sarhoş olmadığından yakındığını fark eden andreas bunun farkına ancak o yakındıktan sonra varır. burada gösterilmek istenen normal hayatımızda da fazla alkol kullanan birinin alkol toleransının yükselmesi nedeniyle çok zor sarhoş olmasıdır. yani insan iyi olana tolerans geliştirir ve bir süre sonra iyi olsa bile iyi olduğunun farkında olamaz, boşluğa düşer ve arayışa girer.

andreas, kadınlarla flörtleşir ve bir kadınla aynı evde yaşamaya başlar ardından başka bir kadına aşık olur biraz kaçamak yapsa da sonunda birlikte olduğu kadına başkasına aşık olduğunu söyler. kadınsa buna karşılık olarak ctesi gecesi misafirlerin geleceğini ve ayrılmak için beklemesinde faydası olduğunu söyler. yani andreas, neo liberal kültürde başka insanlara sunulacak bir metadan başka bir şey değildir. bu kadından ayrılan andreas aşık olduğu kadına durumu anlatır ve kendisi için ayrıldığını söyler. kadınsa bunu yapmasına gerek olmadığını zaten kendisinin birçok kişi ile birlikte olduğunu söyler. andreas bunun karşısında duygusal olarak yıkılır. burada esasen öznelerin birçok hale gelip nesneleşerek modern toplumda insanların topluluklar içerisinde yalnız kalmasına dem vurulur. ardından andreas kendini trenin altına atar tren üzerinden defalarca geçsede ölmez acı veya ızdırap çekemez. yüzü gözü kanlı bir şekilde eve gider. eve gittiğinde, evdeki kadın bu duruma aldırış etmez ve arkadaşının onları go-karta davet ettiğini söyler.

andreas yine ofisinde düşünceli bir şekilde otururken güler yüzlü patronu ofisine girer ve sorunun ne olduğunu sorar. andreas, çocukları ve sıcak çikolata içmeyi özlediğini söyler. patronu aceleyle odadan çıkar.
yarınına andreas kibar bir şekilde işten kovulur ve yerine hemen yeni biri bulunur.
sistemi eleştirmeye başlayan andreas hemen toplum tarafından ötekileştirilir.

andreas burada huzuru bulamadığının farkına varır.
ve tuvaltte sarhoş olamadığından yakınan adamın odasında duvardan bir ışık geldiğini fark eder orayı kazmaya çalışıp oradaki ışığa varmaya çalışır. duvardaki delik vajina şeklindedir burada insanın ana rahmine ulaşma isteği metaforu vardır. insan, ancak orada huzurlu ve iyi olabilir. yani iyiyi ve kötüyü hissetmediği veya algılamadığı yerde.

andreas, duvarı kazarken diğer insanlar bir koku alıp kazılan yerin etrafına toplanırlar. andreas duvarı kazdığında tarafa sadece elini uzatabilir elini uzattığı yer bir mutfaktır ve mutfaktan eliyle sadece bir dilim pasta alabilir ve o sırada yakalandığı halde bu pastayı iştahla yer çünkü o pasta kötünün de olduğu bir yerdedir yani iyiyi var eden hissedebileceğiniz bir yerdedir. diğer insanlar yaşadıkları şehirde pasta olmasına rağmen ancak o pastanın kokusunu alabilirler. çünkü rutinleşen ve alışılan iyi artık iyi olmaktan çıkar. ve andreas yakalanır geldiği otobüsün arka kısmına atılır ve yolda sarsılarak gider o sarsılarak giderken ilişki kurduğu kadınların ve arkadaşlarının onun yerine hemen başka birini bulduğunu gösteren kesitler gösterilir andreas bir meta konumundadır ama onun yerinde olan insanlarda birer meta konumundalardır fakat henüz farkında değillerdir. konfor alanından çıkmaya başlamıştır en sonunda otobüs durur ve andreas ayağıyla kapağı iterek içinde bulunduğu yerden dışarı çıkar dışarısı karlı ve soğuktur andreas artık konfor alanından ve monotonluğundan çıkmıştır kötü şeyleri hissedebilip acı çekebiliyordur artık iyi olanı da hissedebilecektir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tam bak şurda görüyo musun? hah bak orda g harfi bak kocaman.
devamını gör...

ateş düştüğü yeri yakar. allah ailelerine sabır versin.
devamını gör...

kimse doğduğu yılı seçmediği ve aklın yaşta değil başta olduğu için saçma bulduğum başlık.
devamını gör...

ilki "tablo edalı bir pencerem ve manzaram var" adlı çalışmam.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bir diğeri ise "hamburger aşkımızı kimse sorgulamasın" temalı bu fotoğraftır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

insan, ne kadar kendini anlatma, yanlış anlaşılmamaya özen gösterme gibi uğraşlara girerse o kadar manipüle ediliyor. belli bir süre yani kendini, insanları, hayatı tanımaya çalışılan zorlu dönemlerde bu uğraş çok yoğun oluyor ve bazen de çok yorucu bir hal alıyor ama insan zamanla bazıları tarafından hiçbir zaman anlaşılmamayı, bazıları tarafından yanlış anlaşılmayı kabullendiği zaman, anlaşılma ihtiyacı sona eriyor sanki... insan, anlaşılmıyorum'dan kendini ve başkalarını anlamaya geçiş yaptığında olgunlaşıyor. pasif bir halden aktif bir hale geçiş yapmak gibi..
devamını gör...

verdiği acı insanı mütevazıleştiriyor, mahsunlastirip kafa ellerin arasında gözden duygusal bir damla düşürüyor. hayata bakışım değişti lan!
devamını gör...

içimi gıcıklandırmış olan sorunsaldır. şimdi bakıyorum sol frame’de hep aynı yazarlar entry giriyor, sözlüğü ayakta tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. bir de online olup da yazmayanlar var mesela, bunlar ne yapıyor lan? hocam biz burada canla başla entry girerek mücadele edelim, diğer sözlüklere karşı kendimizi küçümsetmemek adına kendi çapımızda akış sağlayalım ama bu online takılıp da entry girmeyenler de özel mesaj aracılığıyla flörtleriyle at koştursun.

oldu mu şimdi? olmadı. herkes elini taşın altına koysun ve entry girsin, bu rezillik de burada bitsin. sizlere çağrımdır insanı sinirlendirmeyin. bak yine çarpıntım tuttu benim!
devamını gör...

seviyorsanız ve karşıdaki kişinin iyiliği için yapıyorsanız bile sizi iyi görmeyecektir. o vicdan boru gibi gene bize girecektir. zor, çok çok zor.
devamını gör...

ölümüyle hasretinden prangalar eskiten en ve tek aşık olduğum şairdir. sen bir kitapla bunca gönülde yer buldun kendine ahmed'im arif'im. ışıklar içinde uyu..
devamını gör...

mekanlar açıldı, sokağa çıkmak serbest diye it gibi dışarıda gezip, sözlüğü boşlayacak tiplerdir. şimdiden kınıyorum.
devamını gör...

+allah bizi görüyor mu?
-evet görüyor.
+peki ben tuvaletteyken de mi görüyor?
-?!:d
devamını gör...

tiyatrolarda bu hafta (bkz: demokrasi oyunu)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim