makinist ile son istasyon radyo yayını
sevgili makinist, mavi ladin’in devamını 2. sayıda yazacak mısınız? ne olacak birol ile haset arasındaki serüven? merakta bırakmayın bizi yazın lütfen. yarım kaldı hikaye...
devamını gör...
yazarların whatsapp’tan attığı son mesaj
"ne alakası var be!"
tartışıyorum çok ciddi.
tartışıyorum çok ciddi.
devamını gör...
birini gözünde çok büyütmek
sonu koca bir hayal kırıklığı olur genelde. o yüzden çok da şey yapmayın...
devamını gör...
hayat kalitesini artıran küçük detaylar
rahatsız eden kıyafetlerden uzak durmak.
devamını gör...
normal sözlük'ün en yaşlı yazarı
yaşasın sözlükte çoluk çocuk yokmuş dedirten başlık.
evlatlarımla yaşıt olanlarla yazması da hoş.
severim gençleri, gençlerle olmayı.
farkındayım onlar da beni seviyor.
ama kendi adıma 45 yaşının sonuna yanaşırken akranlarımı görünce de huzur buluyorum.
aynı ilacı kullanan büyükler gibi. *
evlatlarımla yaşıt olanlarla yazması da hoş.
severim gençleri, gençlerle olmayı.
farkındayım onlar da beni seviyor.
ama kendi adıma 45 yaşının sonuna yanaşırken akranlarımı görünce de huzur buluyorum.
aynı ilacı kullanan büyükler gibi. *
devamını gör...
seni aldattım diyen sevgiliye söylenecek ilk söz
ilk değil son olacak söz. öylesiyle bir daha karşılaşmak da konuşmak da istemem.
devamını gör...
feministlik uğruna filozofları aşağılamaya kalkan cahil insan
bir kişinin düşüncesinin saçma/yanlış/saygısızca/cinsiyetçi olduğunu düşünmek veya belirtmek ne zamandan beri aşağılamak oluyor?
ha tabii sırf filozof, bilim insanı, sanatçı vb. diye körü körüne dediklerini takip etmeyi seçiyorsa bazıları, o başka*. işte asıl cahillik budur.
bir de kişinin kendi cinsiyetçiliğini beslediği için bu isimlerin cinsiyetçi söylemlerini gururla oraya buraya kopyala yapıştır yapan kişiler de var elbette. bence onlar hakkında konuşmaya bile gerek yok, tek yaptıkları ctrl+c, ctrl+v'ye basmak çünkü.
edit: bu da amacı cinsiyetçi söylemleri ctrl+c, ctrl+v yapmak ve sözlüğü cinsiyetçi başlık ve tanımlarla doldurmaya çalışmak olan yazara verdiğim ikinci ve son prim olsun.
edit 2: tarih; savaşlara, açlığa, doğal afetlere, reform-rönesans'a olduğu gibi ''cadı avı'' altında yakılan kadınlara da şahitlik etmiştir. kadınların tek yapması gerekenin ev işleriyle uğraşmak olarak görülen bir geçmişte, kadınların zihninin bilim, felsefe gibi konularla uğraşmak için uygun olmadığını söylemek, empatiden yoksunluk ve geniş çaplı düşünememektir. demek ki filozof da olsan tam manasıyla düşünemeyebiliyorsun. kadınların yaptıkları sabote ediliyor, birçok şeyden alıkonuluyor, diri diri yakılıp toprağa gömülüyor, ama çıkıp da insanlar ''kadınların zihni yetersiz'' diyebiliyor. yahu zihinlerini gösterebilecekleri fırsatı vermediniz ki. ama onlar yine de, tüm baskılara rağmen bir şekilde o kabuklarından çıkmaya çalışmayı başardı.
bu filozofların kurdukları cinsiyetçi cümlelerin üzerinden yüzyıllar geçti, 21. yüzyıldayız ve gururla bu sözlere hak verenler, körü körüne, reddetmeyi eleştirenler var. cinsiyetçiliğin kişileri ve toplumu geriye götürmekten başka bir şeye yaramadığını görebiliyorum. eğer bu körlükse, cinsiyetçiliğe hak verecek cümleleri görmeyi reddettikleri için gözlerimle gurur duyarım.
ha tabii sırf filozof, bilim insanı, sanatçı vb. diye körü körüne dediklerini takip etmeyi seçiyorsa bazıları, o başka*. işte asıl cahillik budur.
bir de kişinin kendi cinsiyetçiliğini beslediği için bu isimlerin cinsiyetçi söylemlerini gururla oraya buraya kopyala yapıştır yapan kişiler de var elbette. bence onlar hakkında konuşmaya bile gerek yok, tek yaptıkları ctrl+c, ctrl+v'ye basmak çünkü.
edit: bu da amacı cinsiyetçi söylemleri ctrl+c, ctrl+v yapmak ve sözlüğü cinsiyetçi başlık ve tanımlarla doldurmaya çalışmak olan yazara verdiğim ikinci ve son prim olsun.
edit 2: tarih; savaşlara, açlığa, doğal afetlere, reform-rönesans'a olduğu gibi ''cadı avı'' altında yakılan kadınlara da şahitlik etmiştir. kadınların tek yapması gerekenin ev işleriyle uğraşmak olarak görülen bir geçmişte, kadınların zihninin bilim, felsefe gibi konularla uğraşmak için uygun olmadığını söylemek, empatiden yoksunluk ve geniş çaplı düşünememektir. demek ki filozof da olsan tam manasıyla düşünemeyebiliyorsun. kadınların yaptıkları sabote ediliyor, birçok şeyden alıkonuluyor, diri diri yakılıp toprağa gömülüyor, ama çıkıp da insanlar ''kadınların zihni yetersiz'' diyebiliyor. yahu zihinlerini gösterebilecekleri fırsatı vermediniz ki. ama onlar yine de, tüm baskılara rağmen bir şekilde o kabuklarından çıkmaya çalışmayı başardı.
bu filozofların kurdukları cinsiyetçi cümlelerin üzerinden yüzyıllar geçti, 21. yüzyıldayız ve gururla bu sözlere hak verenler, körü körüne, reddetmeyi eleştirenler var. cinsiyetçiliğin kişileri ve toplumu geriye götürmekten başka bir şeye yaramadığını görebiliyorum. eğer bu körlükse, cinsiyetçiliğe hak verecek cümleleri görmeyi reddettikleri için gözlerimle gurur duyarım.
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
yazdığı tanımlar-başlıklar ile kültürüm kendine yeni bir başlık açtı.
aldığı beğenileri sonuna hadar hak ediyor.
helal olsun, beni de beğeniyor, daha ne olsun.
aldığı beğenileri sonuna hadar hak ediyor.
helal olsun, beni de beğeniyor, daha ne olsun.
devamını gör...
türban tayt topuklu ayakkabı
size ne? bize ne? kendisini ilgilendirir.
devamını gör...
türkçe şarkılarda geçen mükemmel sözler
devamını gör...
lebenswelt
20.yy düşünce atlası içinde en merkezi kavramdır diye yeminler içsek çarpılmayız diye ümit ediyorum. ingilizce metinlerde ‘lifeworld’ olarak karşımıza çıkar. ‘farklı bilinçlerin birlikte deneyimlediği dünya’ anlamındadır. tanımı itibariyle de anlaşılacağı üzere bu kavram fenomenolojinin merkezindedir. husserl fenomenolojisinin tüm amacı aslında lebenswelt’in imkanıdır: özneler sahip olduğu bu farklı bilinçlere rağmen ortak bi dünyayı kesin bir bilgiyle deneyimleyebilirler mi
20.yy sosyal bilimlerinde bu kavramı farklı yollarla bi çok kişi kullanmıştır. dilthey, patocka, heidegger, schutz, marleu-ponty fenomenoloji çalışmalarında yer vermiştir. keza weber, habermas, bourdieu’nun sosyoloji kuramlarında bilginin merkezine yerleştirilmiştir. wittgenstein’da da sık sık karşımıza çıkar.
husserl’a göre bu kollektif öznelliklerin algısına tamamıyla açık, mutlak olarak anlaşılabilir bi zemindir dünya. heidegger’de ‘in der welt sein’ olarak ifade etti bunu ancak bunu belli bi hiyerarşiye bağladı. husserl ise batı metafiziğinin ortodoks anlayışa bağlı kaldı ve nesnellik kaygısıyla felsefesini adeta kartezyen zeminde konumlandırdı. batı felsefe tarihi içinde husserl için rahatlıkla 2. descartes denebilir. lebenswelt ile beraber bir diğer husserl kavramı olan epokhe’de burada ciddi önem taşır.
daha sonra ilerleyen zamanlarda patocka ve marleu-ponty bu kavramı daha dinamik hale getirdiler ve lebenswelt’i durağan çizgisinden kurtardılar. özellikle heidegger'den sonra lebenswelt 'hakikati aramak' değil 'zaten hakikatin içinde yaşıyor olmak'a dönüştü..
20.yy sosyal bilimlerinde bu kavramı farklı yollarla bi çok kişi kullanmıştır. dilthey, patocka, heidegger, schutz, marleu-ponty fenomenoloji çalışmalarında yer vermiştir. keza weber, habermas, bourdieu’nun sosyoloji kuramlarında bilginin merkezine yerleştirilmiştir. wittgenstein’da da sık sık karşımıza çıkar.
husserl’a göre bu kollektif öznelliklerin algısına tamamıyla açık, mutlak olarak anlaşılabilir bi zemindir dünya. heidegger’de ‘in der welt sein’ olarak ifade etti bunu ancak bunu belli bi hiyerarşiye bağladı. husserl ise batı metafiziğinin ortodoks anlayışa bağlı kaldı ve nesnellik kaygısıyla felsefesini adeta kartezyen zeminde konumlandırdı. batı felsefe tarihi içinde husserl için rahatlıkla 2. descartes denebilir. lebenswelt ile beraber bir diğer husserl kavramı olan epokhe’de burada ciddi önem taşır.
daha sonra ilerleyen zamanlarda patocka ve marleu-ponty bu kavramı daha dinamik hale getirdiler ve lebenswelt’i durağan çizgisinden kurtardılar. özellikle heidegger'den sonra lebenswelt 'hakikati aramak' değil 'zaten hakikatin içinde yaşıyor olmak'a dönüştü..
devamını gör...
normal sözlük'ün en yaşlı yazarı
fransız ihtilalinde millete vatan haini diyordum. sene 1789.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının sevdiği özdeyişler
“siyahi ve isyankar şarkıcı bob marley’in benim çok sevdiğim bir sözü var. “bir yıldız gibi kayar giderim hayatından, yapacağın tek şey dilek tutmak olur benim arkamdan.” diyor. çok güzel bir söz deyiş çok.”
devamını gör...
çizgisel yerleşme
deniz kıyısı, akarsu vadisi ve yol boyunca uzanan, çizgisel bir uzantı oluşturan yerleşmelerdir. dünya üzerinde akarsu boyunca uzanan yerleşimler buna örnektir. dağların kıyıya paralel uzandığı karadeniz kıyılarındaki il, ilçe, köyler çizgisel yerleşme dokusuna sahiptir.
devamını gör...
köyceğiz
muğla'ya bağlı olan doğa ile içe içe geçmiş senede bir kaç kez ruhumu dinlendirmek için uğradığım sevimli bir ilçedir.
devamını gör...
the godfather filmindeki malikanenin 89 milyon dolara satışa sunulması
satın almak isteyen yazarlara duyurulur.



sinema tarihinin en kült film serilerinden the godfather’da yer alan ikonik malikane, bir kez daha satışa sunuldu. filmde jack woltz karakterinin evi olarak kullanılan yerde daha önce abd eski başkanı john f kennedy balayı tatilini yapmış, malikanenin bir türlü satılamamasından dolayı ev lanetli olarak adlandırılmıştı.
malikane, 1927 yılında inşa edilmişti ve 2016 yılında 195 milyon dolarlık satış fiyatıyla amerika'nın en pahalı evleri arasına girmişti. 5 yıl sonra tekrar satışa sunulan malikanenin fiyatında büyük oranda indirim yapıldı ve gerçekten de devasa diyebileceğimiz malikanenin fiyatı 89,75 milyon dolar olarak belirlendi.
mülk sahibi leonard ross’un devasa malikanenin fiyatını neden bu kadar düşürdüğü de belli oldu. açıklanan bilgilere göre malikanenin bağlı olduğu gayrimenkul şirketi, borç batağına girmiş durumda ve savcılık ross’tan evi bir an önce satmasını istemiş. ross da 2016 yılında 195, 2018 yılında 135 ve 2020 yılında 125 milyon dolara düşürdüğü malikanenin fiyatında %54’lük bir indirim yapmak zorunda kalmış.
kaynak:
www.webtekno.com/the-godfat...
malikenin özellikleri:
2 bin 500 metrekareden büyük malikanede 18 yatak odası, 25 banyo, olimpik yüzme havuzu, art deco mimari tarzına göre tasarlanmış gece kulübü ve 400'den fazla misafiri ağırlayabilecek devasa teraslar var.



sinema tarihinin en kült film serilerinden the godfather’da yer alan ikonik malikane, bir kez daha satışa sunuldu. filmde jack woltz karakterinin evi olarak kullanılan yerde daha önce abd eski başkanı john f kennedy balayı tatilini yapmış, malikanenin bir türlü satılamamasından dolayı ev lanetli olarak adlandırılmıştı.
malikane, 1927 yılında inşa edilmişti ve 2016 yılında 195 milyon dolarlık satış fiyatıyla amerika'nın en pahalı evleri arasına girmişti. 5 yıl sonra tekrar satışa sunulan malikanenin fiyatında büyük oranda indirim yapıldı ve gerçekten de devasa diyebileceğimiz malikanenin fiyatı 89,75 milyon dolar olarak belirlendi.
mülk sahibi leonard ross’un devasa malikanenin fiyatını neden bu kadar düşürdüğü de belli oldu. açıklanan bilgilere göre malikanenin bağlı olduğu gayrimenkul şirketi, borç batağına girmiş durumda ve savcılık ross’tan evi bir an önce satmasını istemiş. ross da 2016 yılında 195, 2018 yılında 135 ve 2020 yılında 125 milyon dolara düşürdüğü malikanenin fiyatında %54’lük bir indirim yapmak zorunda kalmış.
kaynak:
www.webtekno.com/the-godfat...
malikenin özellikleri:
2 bin 500 metrekareden büyük malikanede 18 yatak odası, 25 banyo, olimpik yüzme havuzu, art deco mimari tarzına göre tasarlanmış gece kulübü ve 400'den fazla misafiri ağırlayabilecek devasa teraslar var.
devamını gör...
wattpad
genellikle 12-15 yaş arası genç insanların yazım yeteneklerini geliştirmek veya sadece eğlenmek için kullandığı hikaye yazma platformudur. kulağa çok hoş gelse de günümüz çağında güzel ve kaliteli içerikleri bulmak iğneyle kuyu kazmaya benzer ancak hiç yok demek de o yazarların hakkını yemek olur. bu nadir yazılar dışında olanlar ise ensest, pedofili gibi çeşitli psikoseksüel rahatsızlıklarla süslenmiş genç rüyalarını barındırır bünyesinde. eğer biraz zamanınız varsa ve gerçekten sıkıldıysanız güzel hikayeleri bulmak için uğraşıp onları okumanızı tavsiye edebilirim. tabii bunları bulmakla uğraşmak yerine kitapçılarda satılan çok daha özgün eserlere yönelmeniz daha akıl kârıdır.
devamını gör...
günün keko sözleri
ölüm dedigin nedirki gülüm ben senin icin yasamayi göze almisim.
devamını gör...
