1.
malazgirt savaşı'nda bizans ordusunu yendikten sonra, etrafı biraz gezmiş ve bu ne biçim memleket yahu bir tane bile ağaç, yeşillik yok demiş, ve yanındaki bazı türk beylerine dönmüş, "ben kapıyı açtım, siz devam edin" deyip iran'a geri dönmüş büyük selçuklu imparatorluğu'nun sultanıdır.
devamını gör...
2.
trt'de uyanış selçuklu dizisinin ilk bölümünde serdar kılıç'ın canlandırdığı kişi. serdar kılıç'ın ruhu harika işlemiş karaktere. sonrasında diziyi bıraktım zaten.
devamını gör...
3.
'toprak fethedenin malıdır' diyerek anadolu'nun türk yurdu olmasını kolaylaştıran komutandır.
devamını gör...
4.
kendisini yalnızca malazgirt savaşıyla anlattığımız liderlik vasfı üst seviye olan türk komutan. halk olarak en büyük problemimiz bu. onu yalnızca malazgirtle tanıyoruz. ama o, ilk savaşını 14 yaşında kazanacak kadar askeri dahi idi. bunu çağdaş tarihçi mikhael psellos'un satırlarında rahatça görebiliyoruz;" sultanın zaferlerinden çoğu onun liderlik vasıflarından kaynaklanıyordu." babası çağrı bey bu konuda kendisini oldukça güzel eğitmiştir. mesela malazgirt savaşı kısmen çağrı beyin eseridir. çünkü selçuklular, vur kaç taktiğiyle savaşan, meydan muharebesinden olabildiğince kaçınan bir devlet. malazgirt savaşı da tam da bu taktikle kazanılmıştır.
alparslan kuvvetle muhtemel çağrı bey'in üçüncü oğlu. selçuklular dandanakan savaşı sonrası kendi aralarında 3 selçuklu lideri olarak teşkilatlanmış ve gaznelilere ait belli toprakları aralarında paylaşmışlardı. mevdud bu toprakları geri almak üzere bir çaba göstermiştir(uzun bir konu olsa da konumuzla doğrudan bağıntılı olmadığı için kısa geçiyorum). özellikle belh ve horosanı almak mevdud ve adamları için çok önemli bir konu haline geldi. işte, bu olaylar silsilesi alparslanın ilk başarılarının sebebidir. gazneli mevdud, çağrı beynin kızıyla evlenmiş bulunuyordu. çağrı bey'in o vakitlerde ağır bir hastalığa yakalanmasını fırsat bilerek sefer hazırlığı yapmış ve ilk hedef olarak kendisine belh'i seçmiştir(435/1043). çağrı bey'in hasta yatağında yapacağı bir şey kalmamış, yapmaya gücü yettiği tek şeyi yaparak, 14 yaşında ki oğlu alparslanı ordunun başına geçirmiştir. bu, ilk bakışta mevdud'un yararına gibi görünse de, sonuçta çağrı bey gibi askeri yeteneği hat safhada olan birisinden ziyade 14 yaşında ki meziyeti bilinmeyen çocuk denecek biriyle savaşacak olması, ordu içinde ki farklılıklar bu duruma büyük oranda engel olmuştur. gaznelilerin ordusu güçlü olmakla birlikte hantal bir yapıya sahipti. selçuklular ise, az evvel bahsettiğim, gaznelilerle yaptıkları savaşlarda her daim vur kaç, pusu ve baskın gibi taktikleri uygulamayı tercih etmişti. zira, buna örnek olarak, 1039 yılında yapılan serahs savaşında iki ordu yüz yüze çarpışma durumuna geldiğinde, askerlerini savaştan çeken yine çağrı beydir. ki mevcut strateji ile gaznelilere karşı gelemeyeceklerini biliyordu. kendisi muhtemelen alp arslana da aynı taktikle savaşmasını emretmişti. mevdud bu durumu diğer gazneli sultanları gibi gözden kaçırmış olmalı ki, belhte konuşlanan gazneli askerleri ani bir hücum yiyerek hezimete uğramıştır. sultan, 1000 kadar üst düzey asker yanında, pek çok esir, at ve silahı da ganimet olarak almıştır. görüldüğü üzere, alp arslan henüz 14 yaşında oldukça kuvvetli olan gazneli ordusuna karşı mükemmel denilecek bir zafer almıştır. muhtemelen alp arslan bu savaşta asker sayısı olarak gaznelilerden eksikti, ancak askeri zekasını kullanarak bu durumu kendi lehine çevirmiştir.
alp arslan'ın yine bunun gibi askeri meziyetleri konuşturduğu onlarca vaka vardır. mesela, ibrahim yınal isyanında amcası tuğrul bey'e verdiği destek. bazı kaynaklar, tuğrul bey'in doğrudan alp arslan'dan yardım istediğini belirtir. alp arslan, çağrı bey gibi askeri deha'yı bile askeri başarısızlıktan kurtaracak kadarı dahi idi. nitekim çağrı bey'in askeri idareyi alp arslana bıraktığı anlaşılmaktadır.
yine ani kalesini alarak başarması güç bir olaya imza atmıştır. bu kale, doğu roma ve diğer grek, batı kaynaklarında kıyamete kadar alınamayacağını belirtir. bunun yarı sıra alp arslan, rakibini savaşmadan da bertaraf edebilecek kadar zeki bir komutan idi. özellikle abisi kavurd ile yaptığı ilk mücadele(1064-65) harika bir örnek olacaktır.
bunların yanında alp arslan, gelişmelere göre konumlanan, rakibini iyi analiz etmekten çekinmeyen ve savaş esnasında bile yeni tedbirler alabilen bir komutandı. bu, bırakın türk tarihini, dünya tarihinde eşine az rastlanan bir durumdur. sultan alp arslan'ın tüm seferleri tek amaçtan ziyade farklı amaçlar güder. bu anlamda da diğer birçoklarından ayrılır. yine timur, fatih gibi adamların yaptığı, nerede duracağını bilme ve ona göre kendini geliştirme erdemliğine de sahipti. görülüyor ki her savaşı birer taktik ve strateji içeriyor. zira 1064 yılında doğu roma üzerine yürümeyi bu sebeple reddetmiştir. çünkü alp arslan için sefere çıkmak stratejik bir iştir, bölge hakimiyeti ve sınır genişletme çabası düşünülerek hiç bir sefer gerçekleşmemiştir.
alp arslan, savaşta esir aldığı doğu roma generaline(romanos) savaşta yaptığı hataları tek tek anlatacak kadar askeri taktik biliyordu. ki bu adam doğu roma'nın en büyük generallerinden sayılır. alp arslan'ın meziyetlerini yalnızca malazgirt savaşı ile bilmemiz doğru olmayacaktır.
alparslan kuvvetle muhtemel çağrı bey'in üçüncü oğlu. selçuklular dandanakan savaşı sonrası kendi aralarında 3 selçuklu lideri olarak teşkilatlanmış ve gaznelilere ait belli toprakları aralarında paylaşmışlardı. mevdud bu toprakları geri almak üzere bir çaba göstermiştir(uzun bir konu olsa da konumuzla doğrudan bağıntılı olmadığı için kısa geçiyorum). özellikle belh ve horosanı almak mevdud ve adamları için çok önemli bir konu haline geldi. işte, bu olaylar silsilesi alparslanın ilk başarılarının sebebidir. gazneli mevdud, çağrı beynin kızıyla evlenmiş bulunuyordu. çağrı bey'in o vakitlerde ağır bir hastalığa yakalanmasını fırsat bilerek sefer hazırlığı yapmış ve ilk hedef olarak kendisine belh'i seçmiştir(435/1043). çağrı bey'in hasta yatağında yapacağı bir şey kalmamış, yapmaya gücü yettiği tek şeyi yaparak, 14 yaşında ki oğlu alparslanı ordunun başına geçirmiştir. bu, ilk bakışta mevdud'un yararına gibi görünse de, sonuçta çağrı bey gibi askeri yeteneği hat safhada olan birisinden ziyade 14 yaşında ki meziyeti bilinmeyen çocuk denecek biriyle savaşacak olması, ordu içinde ki farklılıklar bu duruma büyük oranda engel olmuştur. gaznelilerin ordusu güçlü olmakla birlikte hantal bir yapıya sahipti. selçuklular ise, az evvel bahsettiğim, gaznelilerle yaptıkları savaşlarda her daim vur kaç, pusu ve baskın gibi taktikleri uygulamayı tercih etmişti. zira, buna örnek olarak, 1039 yılında yapılan serahs savaşında iki ordu yüz yüze çarpışma durumuna geldiğinde, askerlerini savaştan çeken yine çağrı beydir. ki mevcut strateji ile gaznelilere karşı gelemeyeceklerini biliyordu. kendisi muhtemelen alp arslana da aynı taktikle savaşmasını emretmişti. mevdud bu durumu diğer gazneli sultanları gibi gözden kaçırmış olmalı ki, belhte konuşlanan gazneli askerleri ani bir hücum yiyerek hezimete uğramıştır. sultan, 1000 kadar üst düzey asker yanında, pek çok esir, at ve silahı da ganimet olarak almıştır. görüldüğü üzere, alp arslan henüz 14 yaşında oldukça kuvvetli olan gazneli ordusuna karşı mükemmel denilecek bir zafer almıştır. muhtemelen alp arslan bu savaşta asker sayısı olarak gaznelilerden eksikti, ancak askeri zekasını kullanarak bu durumu kendi lehine çevirmiştir.
alp arslan'ın yine bunun gibi askeri meziyetleri konuşturduğu onlarca vaka vardır. mesela, ibrahim yınal isyanında amcası tuğrul bey'e verdiği destek. bazı kaynaklar, tuğrul bey'in doğrudan alp arslan'dan yardım istediğini belirtir. alp arslan, çağrı bey gibi askeri deha'yı bile askeri başarısızlıktan kurtaracak kadarı dahi idi. nitekim çağrı bey'in askeri idareyi alp arslana bıraktığı anlaşılmaktadır.
yine ani kalesini alarak başarması güç bir olaya imza atmıştır. bu kale, doğu roma ve diğer grek, batı kaynaklarında kıyamete kadar alınamayacağını belirtir. bunun yarı sıra alp arslan, rakibini savaşmadan da bertaraf edebilecek kadar zeki bir komutan idi. özellikle abisi kavurd ile yaptığı ilk mücadele(1064-65) harika bir örnek olacaktır.
bunların yanında alp arslan, gelişmelere göre konumlanan, rakibini iyi analiz etmekten çekinmeyen ve savaş esnasında bile yeni tedbirler alabilen bir komutandı. bu, bırakın türk tarihini, dünya tarihinde eşine az rastlanan bir durumdur. sultan alp arslan'ın tüm seferleri tek amaçtan ziyade farklı amaçlar güder. bu anlamda da diğer birçoklarından ayrılır. yine timur, fatih gibi adamların yaptığı, nerede duracağını bilme ve ona göre kendini geliştirme erdemliğine de sahipti. görülüyor ki her savaşı birer taktik ve strateji içeriyor. zira 1064 yılında doğu roma üzerine yürümeyi bu sebeple reddetmiştir. çünkü alp arslan için sefere çıkmak stratejik bir iştir, bölge hakimiyeti ve sınır genişletme çabası düşünülerek hiç bir sefer gerçekleşmemiştir.
alp arslan, savaşta esir aldığı doğu roma generaline(romanos) savaşta yaptığı hataları tek tek anlatacak kadar askeri taktik biliyordu. ki bu adam doğu roma'nın en büyük generallerinden sayılır. alp arslan'ın meziyetlerini yalnızca malazgirt savaşı ile bilmemiz doğru olmayacaktır.
devamını gör...
5.
1071'deki malazgirt savaşında bizans'ı yenerek anadolu'nun türk yurdu olmasını sağlayan ulu türk komutanı. asıl adı muhammed alparslan'dır. alp arslan'ın bizans'a karşı malazgirt savaşı'nı kazanmasının sebebi karadeniz'in kuzeyindeki peçenek türklerinin savaş sırasında bizans'ı satıp selçukluların safına geçmesidir yani malazgirt savaşı, peçeneklerin sayesinde kazanılmıştır. kürtlerle alakalı bir şey yok burada. alparslan, 1071'de anadolu'yu fethettikten sonra 1072'de kendi kale komutanı tarafından sırtından hançerlenerek öldürülmüştür..
sultan alparslan'ın müslümanlığı radikal sünnilik şeklinde olmayıp, türk tipi islam anlayışı olan alevi-bektaşi tarzındadır yani alp arslan, yarım yamalak bir müslüman'dır. malazgirt savaşı'ndan sonra anadolu'ya gelen selçuklu türkleri, alevi-bektaşi'ydi hatta selçuklu türklerinin aralarında tengrici türkler de vardı.
sultan alparslan'a tengri rahmet eylesin; sultan alparslan'ın kutlu tini şad, mekanı uçmağ olsun..
sultan alparslan'ın müslümanlığı radikal sünnilik şeklinde olmayıp, türk tipi islam anlayışı olan alevi-bektaşi tarzındadır yani alp arslan, yarım yamalak bir müslüman'dır. malazgirt savaşı'ndan sonra anadolu'ya gelen selçuklu türkleri, alevi-bektaşi'ydi hatta selçuklu türklerinin aralarında tengrici türkler de vardı.
sultan alparslan'a tengri rahmet eylesin; sultan alparslan'ın kutlu tini şad, mekanı uçmağ olsun..
devamını gör...
6.
7.
gönüller sultanı komutan, devlet adamı. haçlı seferlerini durdurarak anaların yüreğine su serpmiştir. ruhu şad olsun.
adı anılınca saçları diken diken eden tarihteki ender kişilerden.
adı anılınca saçları diken diken eden tarihteki ender kişilerden.
devamını gör...