1.
daha önce antidepresanlardan bir avuç yutarak yaşamına son vermeye çalışmış fakat başarılı olamamıştır.gazla intiharı seçmiş,gazı açarak kafasını fırının içine sokmuş ve yaşamına son vermiştir. içeride uyumakta olan evlatları gazdan etkilenmesin diye kapıları iyice kapatmıştır.intiharı baya düşündürtmüştür.ayrıca sylvia plath öldükten sonra pulitzer ödülü kazanan ilk şairdir.mezar taşında “harlı alevlerin ortasında bile altın nilüfer yetiştirilebilir.” yazmaktadır ve yine bu da beni çok etkilemiştir.
devamını gör...
2.
bir an saint sandım (bkz: bgv)
devamını gör...
3.
nefret ettiğim bir şey daha varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatırınızı sorup “iyiyim,” demenizi beklemeleridir.
sırça fanus, sylvia plath.
sırça fanus, sylvia plath.
devamını gör...
4.
yönetmenliğini christine jeffs'in yaptığı 2003 yapımı sylvia adlı filmde gwyneth paltrow, sylvia plath'ı canlandırmıştır. yazdıklarını seviyorsanız filmden de etkileneceksiniz.
devamını gör...
5.
the bell jar isimli romanında mükemmel bir tanımlaması vardır. okuyun okutun.
kendimi ağacın altında oturup, sırf hangi inciri seçmeye karar veremediğim için açlıktan ölürken gördüm. incirlerin her birini istiyordum ama birini seçmek geri kalanının tamamını kaybetmek anlamına geliyordu ve ben orada karar veremeden oturdukça, incirler birer birer buruşmaya ve kararmaya başladı ve tek tek her biri ayaklarımın dibine düştü.
orjinali: tık
kendimi ağacın altında oturup, sırf hangi inciri seçmeye karar veremediğim için açlıktan ölürken gördüm. incirlerin her birini istiyordum ama birini seçmek geri kalanının tamamını kaybetmek anlamına geliyordu ve ben orada karar veremeden oturdukça, incirler birer birer buruşmaya ve kararmaya başladı ve tek tek her biri ayaklarımın dibine düştü.
orjinali: tık
devamını gör...
6.
akrep burcu.
the bell jar adlı romanı çok fazla öne çıkartılmaktadır ancak kendisinin şiirleri de bir o kadar, hatta daha da fazla ilham vericidir. confessional poetry adıyla tanınan, türkçe'ye "gizdökümcülük" olarak geçmiş akımın öncülerindendir plath.
(bkz: mad girl's love song)
(bkz: the moon and the yew tree)
(bkz: i am vertical)
(bkz: lady lazarus)
the bell jar adlı romanı çok fazla öne çıkartılmaktadır ancak kendisinin şiirleri de bir o kadar, hatta daha da fazla ilham vericidir. confessional poetry adıyla tanınan, türkçe'ye "gizdökümcülük" olarak geçmiş akımın öncülerindendir plath.
(bkz: mad girl's love song)
(bkz: the moon and the yew tree)
(bkz: i am vertical)
(bkz: lady lazarus)
devamını gör...
7.
“canlı ve hayat doluyken, insanlarla ve insanlar arasında, rekabet ve mücadelenin diğer her şeyin önüne geçtiği gerçeğine vardım."
devamını gör...
8.
şimdi gönderdiğim o mektuptan hiç emin değilim. hem de hiç. her şeye razı olan, sessizce karşılık veren ve kabul eden ben değil miydim? bir erkeği kendinden nefret etmeye sevkten suçlu değil miydim? ve aslında bütün bunlar bunun bir erkek dünyası olduğu gerçeğinden kaynaklanmıyor mu? çünkü bir erkek önüne gelenle yatmayı seçse bile, önüne gelenle yatma fikrine bütün zarafetiyle hâlâ burun kıvırabilir. kadının kendisine sadık olmasını, onu kendi arzularından kurtarmasını talep edebilir. ama kadınların da arzuları vardır. kadınlar neden duygu bekçisi, bebek bakıcısı, erkeğin ruhunun, bedeninin ve gururunun besleyicisi konumuna indirgenmeli ki? bir kadın olarak doğmak benim korkunç trajedim. ana rahmine düştüğüm andan itibaren bedenimde penis ve testisler yerine göğüsler ve yumurtalıklar tomurcuklandırmaya; tüm eylem, düşünce ve duygu çemberimin kaçınılmaz kadınsılığımla kesin bir çizgiyle sınırlandırılmasına mahkûm edildim. evet, sahnenin dinleyen, kaydeden, isimsiz bir parçası olmaya duyduğum yıkıcı arzularım, hepsi ama hepsi; yol işçileri, denizciler ve askerlerle, meyhane müdavimleriyle haşır neşir olduğum, kız olduğum, daima taciz ve tecavüz tehlikesi altındaki bir dişi olduğum gerçeğiyle yerle bir oluyor. erkeklere ve onların hayatlarına duyduğum ilgi, onları baştan çıkarma arzusu ya da cinsel birliktelik davetiyesi olarak yanlış yorumlanıyor. fakat tanrım, ben herkesle elimden geldiğince derinlemesine konuşmak istiyorum. açık bir arazide uyuyabilmek, batı’ya seyahat edebilmek, geceleri özgürce yürüyebilmek istiyorum... - günlüğünden alıntı.
geçtiğimiz yaz günlüklerini okuyup hayatına dair bilgi edindiğim yazar.
geçtiğimiz yaz günlüklerini okuyup hayatına dair bilgi edindiğim yazar.
devamını gör...
9.
kendi kararıyla yaşamına son verecek kadar cesaretli bir kadın yazar. aşk acısı, yazma- yazamama sıkıntıları içinde yaşamış hayatını. bir sabah çocuklarına keklerini yapmış, kahvaltılarını odalarına koyup, kapıyı kapatmış. kapının altını battaniye ile kapamış gidip ocaktaki gazı açmış, kafasını ocağa sokmuş. etrafını kapatıp intihar etmiştir.
devamını gör...
10.
intihar furyası başlatan şair. intiharından sonra arkadaşı anne sexton, oğlu nicholas, plath'in aldatıldığı kadın olan assia wevill de intihar etmiştir. bunlarla da kalmayıp intiharı hakkında yazan nilgün marmara ve marmara'dan sonra ise hem plath hem marmara'dan etkilendiğini, intihar notunda belirten zafer erkin karabay da intihar etmiştir.
devamını gör...
11.
mezartaşında yazan "even amidst fierce flames / the golden lotus can be planted" alıntısı bhagavad-gita'tandır.
devamını gör...
12.
insana kendi iradesi dışında yaşatılan ve yaşadığı
duygusal yoksunlukların, o insanı nasıl çaresiz bırakabileceğini ve ölümcül depresyona sürekleyebileceğini de bize gösteren ve ardından intihar ederek hayatına son vermeyi seçmiş, yakın tarihimizin önemli yazarı ve örneklerindendir..
bir şeyin öldüğünü ve özgür olduğunu düşünürsün ve sonra onu içine çöreklenmiş sana gülerken bulursun.
johnny panik ve rüyaların kutsal kitabı
duygusal yoksunlukların, o insanı nasıl çaresiz bırakabileceğini ve ölümcül depresyona sürekleyebileceğini de bize gösteren ve ardından intihar ederek hayatına son vermeyi seçmiş, yakın tarihimizin önemli yazarı ve örneklerindendir..
bir şeyin öldüğünü ve özgür olduğunu düşünürsün ve sonra onu içine çöreklenmiş sana gülerken bulursun.
johnny panik ve rüyaların kutsal kitabı
devamını gör...
13.
üç kere intihar girişiminde bulunmuş, sonuncusunda başarılı olmuş yazar ve şair.
hayatımda öylesine yer edinmiş bir kadın ki, bazen otuz yaşımı görmeden gideceğimi düşünüyorum. plath sendromu'na yakalanan bir diğer isim de ben olacağım. biliyorum sylvia ölmek istemiyordu, sylvia ölümden güç alıyordu; sylvia ölümle besleniyor ve ilham alıyordu, bu yüzden çok kızıyorum, böylesine büyük bir kadının ölümünü aldatılmaya bağlamalarına. henüz on dört yaşındaydım sylvia ile tanıştığımda ve o zamandan beri anlamaya çalışıyorum onu, anlamaya başlıyorum da. anlamaya başladıkça daha çok benziyorum ona.
"bir gün yok ki senden haber gelmesin,
belki afrika'da geziyorsun ama beni düşünüyorsundur."
hayatımda öylesine yer edinmiş bir kadın ki, bazen otuz yaşımı görmeden gideceğimi düşünüyorum. plath sendromu'na yakalanan bir diğer isim de ben olacağım. biliyorum sylvia ölmek istemiyordu, sylvia ölümden güç alıyordu; sylvia ölümle besleniyor ve ilham alıyordu, bu yüzden çok kızıyorum, böylesine büyük bir kadının ölümünü aldatılmaya bağlamalarına. henüz on dört yaşındaydım sylvia ile tanıştığımda ve o zamandan beri anlamaya çalışıyorum onu, anlamaya başlıyorum da. anlamaya başladıkça daha çok benziyorum ona.
"bir gün yok ki senden haber gelmesin,
belki afrika'da geziyorsun ama beni düşünüyorsundur."
devamını gör...
14.
bir çok kişi gibi intiharından sonra daha büyük bir üne kavuşmuş, hayatı hüzün dolu olan bir şair.
devamını gör...
15.
şiirleri ile ruhuma dokunan inci kadın
devamını gör...
16.
bir insan kafasını fırına sokup nasıl intihar eder, çok acayip bir ölüm. düşüncesi bile insanı ölümden uzaklaştırıyor. intihar etmeyi düşününce aklınıza usta yazar gelsin, diliyorum.
devamını gör...
17.
how we need another soul to cling to, another body to keep us warm. to rest and trust, to give your soul in confidence: ı need this, ı need someone to pour myself into.
devamını gör...
18.
sylvia plath, müstakbel kocasıyla ilk tanıştığında o kadar heyecanlanmış ki adamın yanağından ısırmış. bildiğin kanatmış.
şairlerin aşkı bile tuhaf oluyor.
şairlerin aşkı bile tuhaf oluyor.
devamını gör...
19.
slyvia plath, babası öldüğünde 8 yaşındaymış. tanrı’yla bir daha asla konuşmayacağına yemin etmiş.
küçük bir çocuğun acısına şahit oldunuz.
şubat 1963 sabahının erken saatlerinde çocuklarının uyuduğu odaya çıkmış ve onlara bir tabakta ekmek, tereyağı ve iki bardak süt bırakmış. sonra mutfağa inip, her yeri kapatıp fırını açmış. kafasını içine sokup, gazı açmış. birkaç saat sonra ölü olarak bulunmuş.
öldüğünde yaşı benden küçükmüş. bu beni çok üzdü. slyvia plath’in benden az yaşamış olması haksızlık gibi geldi.
küçük bir çocuğun acısına şahit oldunuz.
şubat 1963 sabahının erken saatlerinde çocuklarının uyuduğu odaya çıkmış ve onlara bir tabakta ekmek, tereyağı ve iki bardak süt bırakmış. sonra mutfağa inip, her yeri kapatıp fırını açmış. kafasını içine sokup, gazı açmış. birkaç saat sonra ölü olarak bulunmuş.
öldüğünde yaşı benden küçükmüş. bu beni çok üzdü. slyvia plath’in benden az yaşamış olması haksızlık gibi geldi.
devamını gör...
20.
ismini her okuduğumda nilgün marmara gelir aklıma.
devamını gör...