"başkasını öldürmek için fazla iyi biriydim.
kendimi öldürmeyi denedim."
-günlükler
devamını gör...
şuna şiir diyorsanız, şair bir kadın. (7 yaşında çocuğun kaleminden çıkmış gibi bir şey.)
nevertheless, ı am the same, identical woman.
the first time it happened ı was ten.
ıt was an accident.
devamını gör...
plath sendromuna yakalanmis bir cok yazar/sair/ insan vardir. ben de o insanlardan biriydim, cok zor kurtuldum. cidden bagimlilik gibi bir sey, cok ilginc bir durum bu. türkiye‘de cevirilerini yapan yusuf eradam da plath sendromuna yakalanmistir, ailesi artik cevirmeyi birakmasi gerektigini soylemis. en son (bkz: sylvia:benden önce tufan) isimli kitabiyla sylvia‘ya veda etmistir.



"sevgili sivvy, iyi ki doğdun sivvy! doğum günün kutlu olsun! yaklaşık üç yıldır seninle içli dışlıyım; şiirlerini çevirmek zor, fakat zorunlu. şiirlerinin çevirilerini bitirdikten sonra seninle bu kara telefon hattını kesip atacağım. tehlikelisin çünkü. insan çok çabuk seviyor karanlığı. sana yeterince zaman ayırdım. şiirin evrensel olması, her şairin aynı sonu yaşamasını gerektirmiyor, çünkü ne yalnızca ölümdür yaşadığımız, ne de yalnızca şairler intihar ediyor. kara gölgenden sıkıldım. seninle olmak sürekli ölüm. bu yüzden seni terk ediyorum sivvy, yapacak işlerim var. huzur içinde uyu bir tanem. iyi ki öldün!" -yusuf eradam-


plath‘e ait belgelerin, fotograflarin oldugu bir usb var bende. ıcinde dogumdan, ölüm belgesine kadar var. bu bir bagimlilik. ınsan kendini kaybediyor. umarim kimse bu bataga düsmez
devamını gör...
(bkz: nilgün marmara)
devamını gör...
daha sonra kendi izinden gidecek nilgün marmara’nın boğaziçi üniversitesi ingiliz dili ve edebiyatı bölümü’den ocak 1985’teki mezuniyet tezi “sylvia plath'ın şairliğinin intiharı bağlamında analizi” everest yayınlarından kitap olarak basılmıştır.

nilgün marmara kendi intihar mektubunda eşine isterse daktiloya çekilmiş şiirlerini yayımlayabileceğini yazmış, şiirleri daktiloya çekilmiş şiirler ismiyle yayımlanmıştır. plath’ın güncelerinin de eşi tarafından bastırıldığını öğrendiğimde nilgün marmaranın bu cümlelerinde yine plath etkisi olduğunu hissettim.

yakın dostu alfred alvarez’in kendisini anlattığı intihar: kan dökücü tanrı kitabı kendisiyle ilgili en geniş bilgilere erişilebilen kaynak olup nilgün marmaranın da tezine kaynaklık etmiştir ve bu kitap plath’ın şu dizeleriyle başlar:

ölmek
bir sanattır her şey gibi
eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi
öyle ustaca ki insana korkunç geliyor
öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor
bu konuda iddialıyım sanırım

toplamda üç kez intihar girişiminde bulunur. üçüncüde artık bir intihar furyası başlatan şair olmanın fitilini de ateşlemiş olacaktır. en azından ruh haline ilişkin güzel bir değerlendirmeyi barındıran bir yazı linkini de daha yakından tanımak isteyenler için bırakalım:
buradan
devamını gör...
hassas ruhlu, depresif bir edebiyatçı.
kafasını fırına sokmak suretiyle hayatına son vermiş. tee üniversiteye hazırlanırken bir paragraf sorusunda okumuştum bunu.
çocuklarını odalarına kilitleyerek intihar etmiş.
devamını gör...
birkaç gün önce kendisinin sırça fanus adlı kitabını bir oturuşta bitirdiğim şair/yazardır. ismini lana del rey şarkılarından görüp kimmiş bu diyerek tanıştım onunla. iyi ki de tanımışım. onun yaşadığı zamanda yaşasaydım sımsıkı sarılmak isterdim kendisine. öyle bir sarılma ki onun hissettiklerini anladığımı kelimeler olmadan anlatacak bir sarılma.
devamını gör...
sadece içimde susmak istemeyen bir ses olduğu için yazıyorum. *
devamını gör...
sırça fanusa psikolojik olarak iyi olmadığım bi dönemde başlamıştım, her şey daha da kötüye gitmişti.hala kitaplığımda duruyor göz göze gelince başımı çeviriyorum.
devamını gör...
sırça fanus'unun edebi yanı ile birlikte ilginç tarafı, intihar kavramı etrafında psikiyatrik uygulamaların faydasının sorgulanabilirliğini açıkça ortaya koymasıdır.
devamını gör...

1932'de boston'da doğan sylvia plath, avusturya'lı bir anne ile alman bir babanın ilk çocuklarıdır. trajik yaşamı ve intiharıyla tanınan şair ve yazar olan sylvia plath, insanlar tarafından hüzünlü bir kadın yazar olarak bilinir. kendisini sırça fanus kitabıyla tanıdığımız yazar, depresyonu ve hayatını anlattığı otobiyografik romanıdır. aynı zamanda gizdökümcü şiirin önemli isimlerinden biridir.


babasını küçük yaşta kaybeden sylvia, duygusal olarak ağır bir çocukluk yaşar. bu yüzden annesine ve akrabalarına sarılır. ilk şiirini de babasını küçük yaşta kaybettiği için babasına olan nefretini 8 yaşında şiire yansıtır. bu hüzün dolu hayatı sadece babasıyla sınırlı kalmayacaktır. aynı zamanda annesi tarafından başarılı olması için çok çalıştırılmış ve kendisini derslerine adamıştır. bundan dolayı derslerinde çok başarılı bir öğrencidir. ama başarılı olmasına rağmen hayatında hiç mutlu olmamıştır. ta ki kocası ted hughes'la tanışana dek. onu çok sever ve hayatının onunla düzeleceğini düşünür. ama bunda da yanılır. çünkü kendisi gibi şair olan kocası da babası gibidir. yedi yıllık evlilik hayatlarında iki çocukları olur ve bu süre zarfında kocası onu birçok kez aldatır ve ihmal eder. ted hughes'la evlendiğinden beridir kendisi edebiyat alanında geriler ve yazmayı bırakır. hayatının aşkı ile evlendiğini zanneden plath, bir anda kendisini çocuklarına bakan bir ev hanımı ve kocasını bekleyen çaresiz bir eş olarak bulur. hughes'ın aldatmalarından ve ihanetlerinden bunalmış olan plath için bu ihanetler onun ölümüne yolculuk hazırlar. ikinci kattaki çocuklarının kurabiye ve sütlerini hazırlayıp, odalarına koyar. sonra odalarının kapısını kapatarak bantla iyice yapıştırır. aşağı inerek bir fırının gazını açıp kafasını içine sokar. böylece yıllardır düşündüğü intihar girişimi olumlu sonuçlanır. 30 yaşında gencecik hayatı son bulmuş olur.

hayatı tam trajik ve dram dolu olan plath, sırça fanusun içerisinde sıkışıp kalır. bir türlü çözüm bulamayan ve mutlu olamayan plath, bunun çözümünü intiharla bulmuş olur. aslında intihar edecekken bile çocuklarını düşünecek kadar iyi bir anne olan plath, bu ölümü hak etmemiştir.

14 yaşında yazdığı şiiri;


canım yanmaz sanmıştım

canım yanmaz sanmıştım;
kendimi acı geçirmez sanmıştım
bağışıklık kazandığımı ruhsal acıya
ya da ıstıraba

nisan güneşiyle ısınmıştı dünyam
yeşil ve altın renkleriyle pullanmıştı düşüncelerim
ruhum neşeyle doluydu yine de hissettim
yalnız neşenin zapt edebileceği
o keskin tatlı acıyı

daha yükseğe uçtu ruhum martılardan
durup bir nefes almadan çok yükseklere uçan
şimdi sürtüyorlar pırpır eden kanatlarını
gökyüzünün mavi çatısına

(insan kalbi çok narin olsa gerek –
atan bir nabız, titrek bir şey
kırılgan, kristalden bir enstrüman parıldayan
ya ancak ağlayabilen ya da şarkı söyleyebilen)

sonra, ansızın griye döndü kalbim
ve karanlık neşemi alıp götürdü
mat ve ağrılı bir boşluk kaldı geriye
dikkatsiz ellerin yok etmek için uzandığı

benim gümüşten mutluluk ağım
hayretle duraksadı o eller
beni sevdiğinden
gök kubbemin enkazını görebilmek için döktü gözyaşlarını

(insan kalbi çok narin olsa gerek –
atan bir nabız, titrek bir şey
kırılgan, kristalden bir enstrüman parıldayan
ya ancak ağlayabilen ya da şarkı söyleyebilen)


bu güzel gülüş şimdi bir ölü...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


günlükler- sylvia plath
devamını gör...
koruyucu azizem olur.
devamını gör...
edebiyatın melankolik prensesi unvanına olan, ölüm şekliyle de bunu tescilleyen yazar.
devamını gör...
çocuklarına süt ve kurabiye bırakıp kafasını fırına sokarak intihar eden şairdir. onu bir tek intiharıyla yad etmek aptalca olur, iyi bir yazar ve şairdir. ölümü türk şair nilgün marmara'yı derinden etkiler ve o da 29 yaşında iken intihar etmiştir.
devamını gör...
" ışte yine yaptım.
her on yılda bir,
böyle bir tane beceririm.
bir tür ayaklı mucize, tenim.
bir nazi lamba siperliği kadar parlak sağ ayağım.
tüy kadar hafif yüzüm ifadesiz, incecik, yahudi kumaşından.
çözün kundağı.
ah, sevgili düşmanım. korkutuyor muyum?
burnu, göz bebekleri, otuz iki dişi yerli yerinde mi?
acı nefesi ertesi gün yok olacak.
yakında, çok yakında..
vahim bir öldür gücü..
evimde, etimde olacak.
ve ben işte gülümseyen bir kadın.
daha sadece otuzunda.
ve kedi gibi dokuz canlıyım.
bu üçüncü sefer, ne lüzumsuzluk.
her on yılda bir imha.
bu ne çok iplik.
çekirdek yiyen kalabalık itişir içeri görmek için
ellerimi ayaklarımı çözmelerini
muhteşem soyunmalar
baylar, bayanlar
bunlar ellerim benim, bunlar dizlerim.
bir deri bir kemik olabilirim, farketmez.
bende onlardanım, tek tip kadın işte.
ılk seferinde on yaşımdaydım, kazaydı.
ıkinci seferinde istedim bitirip gitmeyi ve hiç daha dönmemeyi.
üst üstüme kapaklandım. tıpkı bir midye gibi.
tekrar tekrar bağırmaları gerekti, ve çağırmaları
ve üstümden ayıklamaları inci gibi parlak, yapışkan solucanları
ölmek, bir sanattır, her şey gibi.
özellikle iyi yaparım.
bir ölürüm ki, cehennemden gelir gibi olurum
bir ölürüm ki, adeta, hakikaten olurum
sanki gider gibi bir davete. "
dizelerinin sahibi, kadın, şair.
devamını gör...
lisede sırça fanus'u okuduktan sonra karşıma çıkan her bir satırını özenle okumaya gayret ettim. kendiyle mücadele ettiği zihnini, içinde barındırdığı karamsarlığı ve tükenmişliği öyle güzel yansıtır ki dizeleri tekrar tekrar okutur kendini. hayatının anlatıldığı sylvia isimli filmde gwyneth paltrow'un oyunculuğu, "i dried up!" dediği sahne gözlerimin önünden hiç gitmiyor.

en sevdiğim şiiri lady lazarus sanırım. (her öldüm dediğinde yeniden doğan bi kadın için süper bi yazar ismi olurmuş aslında)

"herr god, herr lucifer
beware.
beware.

out of the ash
i rise with my red hair
and i eat men like air."
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
şöyle bir anım var bu yazarla ilgili. konusu itibariyle okumayacağım kitaplar arasındadır sırça fanus. kardeşim de lise dönemi bu kitabı okumaya merak salmıştı, kötü etkilenir diye çok endişelenmiştim. kitabı çöpe atmayı falan düşünmüştüm o dönem. amacımı gerçekleştiremeden kitabı okudu tabi. ayrıca boşa endişelenmişim.
devamını gör...
lisede sırça fanus kitabını okurken düşündüğüm tek şey " o kadar aynı şeyleri hissediyorum ki ileride bende deliricem kesin" hatta o kadar endiselenmistim ki korkup arkadaşlarima açmistim konuyu .
tanıma gelirsek: etkileyici bir yazar, üzücü bir son
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sylvia plath" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim