41.
aksini ispatlayamam ama..
erkeksizlik sendromundan mefta oldu.
entellere kötü haber...
erkeksizlik sendromundan mefta oldu.
entellere kötü haber...
devamını gör...
42.
bak sylvia plath'a "yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var." dedi ama intihar etti. çok sevdiğim, çok değer verdiğim, hayatındaki ufak detaylara hep şaşırdığım bir kadındır. cidden karşılıklı oturup bir masada sohbet etmek isterdim.
devamını gör...
43.
kesinlikle eserlerinin intiharı tetiklediğine inandığım yazardır. sırça fanusu okuduğum dönemde "harbiden niye yaşıyoruz biz abi?" düşüncelerine düştüm ama belki de benim psikolojim hassastır, bilmiyorum.
devamını gör...
44.
kafayı fırına sokup intihar etmek nedir ya?
yaşasa kimse yüzüne tükürmezdi ama kör öldü badem gözlü oldu.
yaşasa kimse yüzüne tükürmezdi ama kör öldü badem gözlü oldu.
devamını gör...
45.
46.
1932/1963 yılları arasında yaşamış amerikalı şair.
sırça fanus en bilinen kitapları arasındadır.
çocuklarına süt ve kurabiye bırakıp kapıyı da gaz kaçırmayacak şekilde yalıttıktan sonra kafasını fırına sokarak intihar etmiştir.

gümüşüm ve aynen.
yok önyargılarım.
ne görürsem ben, yutarım aniden.
tam olduğu gibi, sevgiyle ve nefretle puslanmamış
zalim değilim ben, doğrusözlü yalnız
küçük tanrının gözü, dört köşeli.
çoğu zaman zıt duvarda düşünceye dalarım.
o pembedir, çillerle.
ona o kadar uzun süre baktım
sanırım bir parçasıdır kalbimin.
fakat o titreşir.
yüzler ve karanlık ayırır bizi yeniden ve yeniden...
sırça fanus en bilinen kitapları arasındadır.
çocuklarına süt ve kurabiye bırakıp kapıyı da gaz kaçırmayacak şekilde yalıttıktan sonra kafasını fırına sokarak intihar etmiştir.

gümüşüm ve aynen.
yok önyargılarım.
ne görürsem ben, yutarım aniden.
tam olduğu gibi, sevgiyle ve nefretle puslanmamış
zalim değilim ben, doğrusözlü yalnız
küçük tanrının gözü, dört köşeli.
çoğu zaman zıt duvarda düşünceye dalarım.
o pembedir, çillerle.
ona o kadar uzun süre baktım
sanırım bir parçasıdır kalbimin.
fakat o titreşir.
yüzler ve karanlık ayırır bizi yeniden ve yeniden...
devamını gör...
47.
lady lazarus adlı şiirine bayıldığım amerikalı şaire, doğum günü kutlu olsun
devamını gör...
48.
ahmet kayanın kankisidir.
sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalmış biri için dünyanın kendisi kötü bir düştür.
sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalmış biri için dünyanın kendisi kötü bir düştür.
devamını gör...
49.
ayna
gümüştenim ve hatasızım. önyargısızım.
gördüğümü anında yutarım.
olduğum gibiyim, sevgiyle ya da sevgisizlikle puslanmadım.
zalim değilim ben, yalnızca gerçekçiyim –
dört köşeli, küçük bir tanrı gözüyüm.
çoğu zaman karşı duvarı düşünürüm.
benekleriyle pembedir. sanırım o denli baktığımdan
yüreğimin bir parçasıdır. fakat çırpınır.
yüzler ve karanlık bizi tekrar tekrar ayırır.
bir gölüm şimdi ben. araştırarak
kendisi olan ufuklarımı, eğilir üzerime bir kadın.
sonra döner o yalancılara, mumlara ya da aya.
sırtını görürüm, ve yansıtırım sadık bir şekilde.
göz yaşlarıyla ve ellerin tahrikiyle ödüllendirir beni.
onun için önemliyim. gelir ve gider.
yüzüdür her sabah karanlığın yerini alan.
içimde boğdu genç bir kızı, ve korkunç bir balık gibi
yaşlı bir kadın doğrulur ona doğru içimde günden güne.
sylvia plath (1932-1963, abd)
çeviri: ismail haydar aksoy
gümüştenim ve hatasızım. önyargısızım.
gördüğümü anında yutarım.
olduğum gibiyim, sevgiyle ya da sevgisizlikle puslanmadım.
zalim değilim ben, yalnızca gerçekçiyim –
dört köşeli, küçük bir tanrı gözüyüm.
çoğu zaman karşı duvarı düşünürüm.
benekleriyle pembedir. sanırım o denli baktığımdan
yüreğimin bir parçasıdır. fakat çırpınır.
yüzler ve karanlık bizi tekrar tekrar ayırır.
bir gölüm şimdi ben. araştırarak
kendisi olan ufuklarımı, eğilir üzerime bir kadın.
sonra döner o yalancılara, mumlara ya da aya.
sırtını görürüm, ve yansıtırım sadık bir şekilde.
göz yaşlarıyla ve ellerin tahrikiyle ödüllendirir beni.
onun için önemliyim. gelir ve gider.
yüzüdür her sabah karanlığın yerini alan.
içimde boğdu genç bir kızı, ve korkunç bir balık gibi
yaşlı bir kadın doğrulur ona doğru içimde günden güne.
sylvia plath (1932-1963, abd)
çeviri: ismail haydar aksoy
devamını gör...
50.
iq sunun 160 oldugu bilinen, oxfor mezunu kralice..
benimki 139. bunla basa cıkamıyorum, 160 cok zor olurdu:
-beni op ve ne kadar onemli oldugumu gor.
sylvia plath
benimki 139. bunla basa cıkamıyorum, 160 cok zor olurdu:
-beni op ve ne kadar onemli oldugumu gor.
sylvia plath
devamını gör...
51.
iq sunun 160 oldugu soylenen, oxford mezunu guzel.
okudugum:
-sırça fanus
en sevdigim sozu:
-öp beni ve ne kadar onemli oldugumu gör.
okudugum:
-sırça fanus
en sevdigim sozu:
-öp beni ve ne kadar onemli oldugumu gör.
devamını gör...
52.
kocası ve onu olume goturmus esas adam ted ile tanıstıgında sunları karalamıstır:
-the man in black. u will be my epitaph.
-the man in black. u will be my epitaph.
devamını gör...
53.
“we should meet in another life, we should meet in air, me and you.”
-sen ve ben, baska bir hayatta karsılasmalıyız, havada bulusmalıyız..
sylvia plath
-sen ve ben, baska bir hayatta karsılasmalıyız, havada bulusmalıyız..
sylvia plath
devamını gör...
54.
aramızda ingilizceyi tek bilen kişi olarak her entrysinde ingilizceden türkçeye tercüme yapıp biz cahilleri bilgilendirdiği için gülmek için yaratılmış yazar arkadaşımıza teşekkürü borç bilirim.
devamını gör...
55.
en sevdiği şair olan w.b.yeats'in oturduğu dairede intihar etmiştir... (bkz: w.b.yeats)
devamını gör...
56.
aldatılmayı kaldıramamıştı rahmetli. bu durum, edebi metinlerine de yansımıştır. gerçi bukowski ayarında yazardı boş boş ama yine de yansımıştır. kendisi, anlam yüklenenlerdendir.
devamını gör...
57.
arılar konusunda uzman olan babasının, plath daha 8 yaşındayken ani ölümü, yazarı ömrünün sonuna dek etkiledi ve şiirleri için daha güçlü imgeler sağladı. ilk şiiri henüz 8 buçuk yaşındayken gazetede yayınlandı. 1950'de ilk hikayesini bir dergiye sattı, burs kazandı ve yazarlık kariyerine ciddi olarak başladı.
psikolojik kırılganlık plath'in yaşamının alameti farikası haline gelecekti, tıpkı tıp profesyonellerinin ve genelde erkek elinde otoriter muameleye maruz kalmak gibi. o, çektiği acılardan kurtulmak için psikiyatrından çaresizce lobotomi talep ettiğinde,doktoru ona güldü ve "o kadar kolay kurtulamazsın" dedi. uzmanlar bugün onun bir tür çift kutuplu rahatsızlıktan muzdarip olduğu konusunda hemfikirler.
plath tüm bu olanlara rağmen başarılı olmayı sürdürdü ve üniversite sonrası cambridge'de burs kazandı. zaten hayatı da bu dönemden sonra rayından çıktı...
kasıntı,maço,bencil şairlerin prototipini temsil eden ted hughes ile tanıştı. onun cazibesine kapılan plath, onunla evlendi. ne var ki felaket bir çift oldular.) dengesiz ruh halindeki plath, çapkın bir narsist olan hughes ile birlikte olmaktan çok zorlanıyordu. buna rağmen iki çocuk sahibi olmayı da başardılar.
şiirlerinin bazıları evliliğindeki sorunları ve aralarındaki yıkıcı olayları konu aldı. şiirlerinin pek çoğu vahşi ve rahatsız edici nitelikte holokost,ölüm,sakatlanma ve zorbalık imgeleri içeriyordu. hayatının son dönemindeki şiirleri duygusal açıdan daha yoğun ve otobiyografik nitelik kazandı.
plath kocasının bir ilişkisi olduğunu öğrendiğinde onunla yüzleşti ve ardından arsız hughes tarafından terk edildi. duygusal açıdan çöken ve fiziksel rahatsızlıkları da olan plath, londra'da bir daireye kapanarak son kitabını yazmaya başladı. bu, onun en sevilen kitabı olacaktı.
virginia woolf hariç, hiç kimsenin itibarı, ölüm koşulları yüzünden plath'ınki kadar artmadı.
sylvia plath ölümünden sonra pulitzer ödülü kazanan ilk şair oldu.
psikolojik kırılganlık plath'in yaşamının alameti farikası haline gelecekti, tıpkı tıp profesyonellerinin ve genelde erkek elinde otoriter muameleye maruz kalmak gibi. o, çektiği acılardan kurtulmak için psikiyatrından çaresizce lobotomi talep ettiğinde,doktoru ona güldü ve "o kadar kolay kurtulamazsın" dedi. uzmanlar bugün onun bir tür çift kutuplu rahatsızlıktan muzdarip olduğu konusunda hemfikirler.
plath tüm bu olanlara rağmen başarılı olmayı sürdürdü ve üniversite sonrası cambridge'de burs kazandı. zaten hayatı da bu dönemden sonra rayından çıktı...
kasıntı,maço,bencil şairlerin prototipini temsil eden ted hughes ile tanıştı. onun cazibesine kapılan plath, onunla evlendi. ne var ki felaket bir çift oldular.) dengesiz ruh halindeki plath, çapkın bir narsist olan hughes ile birlikte olmaktan çok zorlanıyordu. buna rağmen iki çocuk sahibi olmayı da başardılar.
şiirlerinin bazıları evliliğindeki sorunları ve aralarındaki yıkıcı olayları konu aldı. şiirlerinin pek çoğu vahşi ve rahatsız edici nitelikte holokost,ölüm,sakatlanma ve zorbalık imgeleri içeriyordu. hayatının son dönemindeki şiirleri duygusal açıdan daha yoğun ve otobiyografik nitelik kazandı.
plath kocasının bir ilişkisi olduğunu öğrendiğinde onunla yüzleşti ve ardından arsız hughes tarafından terk edildi. duygusal açıdan çöken ve fiziksel rahatsızlıkları da olan plath, londra'da bir daireye kapanarak son kitabını yazmaya başladı. bu, onun en sevilen kitabı olacaktı.
virginia woolf hariç, hiç kimsenin itibarı, ölüm koşulları yüzünden plath'ınki kadar artmadı.
sylvia plath ölümünden sonra pulitzer ödülü kazanan ilk şair oldu.
devamını gör...