1.
darbe girişimleri kazara başarılı olup iktidara gelse bir süre sonra kendi iktidarına darbe yapabilme potansiyeline sahip hevesli beceriksiz.
devamını gör...
2.
darbe girişimleri başarılı olursa “iktidar olmak” değil “kara harp okulu komutanı” olmak isteyen albay. hakkında okuduklarıma göre kendine aşırı güvenen kibirli bir şahsiyetmiş. vasiyeti cenazesinin kara harp okuluna defnedilmesiymiş.
devamını gör...
3.
hava kuvvetlerinin muhalif olması nedeniyle darbe girişimi başarısız olan eski tsk komutanı. rütbesi kurmay albaydır. inönü'nün 60'lardaki koalisyon hükümetlerini yıkmak için iki kez ayaklanmıştır ancak başarısız olmuştur. 5 temmuz 1964'te ankara merkez cezaevinde idam edilmiştir.
devamını gör...
4.
ömrünü darbeye adamış bir zamanların kurmay albayı. darbeci olmak için fazla yufka yürekli, fazla naif olduğu için bir sürü başarız darbe girişimine imza atmış sonunda da idam edilmiştir. idamından hemen önce yargılanırken ''şimdi salıverilsen ne yaparsın?'' sorusuna da ''darbe yaparım'' cevabını vermiş akabinde de idam edilmiştir.
devamını gör...
5.
inönü gibi cesur bir kumandana saygısından dolayı ihtilalini yapamamış gerçek bir atatürkçüdür talat aydemir. albay değil de paşa olsaydı bugün yaşadığımız ülke bambaşka bir yer olurdu. inönü bu zaafını bildiği için ''kafamıza sıksaydı ülke kendisinindi, bizimle müzakereye girdiği an kaybetti'' demiştir ardından. talat aydemir harp okulunun bahçesine gömülmeyi vasiyet etmiş lakin bu isteği gerçekleştirilmemiştir. bugün yaşadığımız hırsızlık, yolsuzluk, tarikat ve cemaat sorununa en namuslu tepkiyi veren , gecekondu yapılaşmasının ileride siyasal islam ve kürtçülük gibi iki mikrop ideolojinin temelini oluşturacağına inanan ve bugün itibariyle haklı çıkan gerçek bir atatürk devrimcisidir talat komutan. ruhu şad olsun.
devamını gör...
6.
tarihten birileriyle sohbet etme imkanım olsa; ilk 5 listemde olacak adamlardan biri.
1- atatürk
2- inönü (özellikle ww2 cenderesi ve çerkez ethem isyanı dönemini konuşmak isterdim)
3-napoleon
4- talat aydemir
5- şecerüddür.
hikayesini etkileyici bulurum. ancak bu etkileyici bulma içinde hayranlık duyma, eylemlerini takdir etme vs yok. tamamen mehmet ali birand belgeselleri ve o dönemden anıları okuyarak, tarafsız olarak cesareti/cesaretsizliği, kalkıştığı/vazgeçtiği işlerin büyüklüğü vs etkileyici bir karakter. abd'de olsa bin tane filmi yapılırdı. ezel akay mesela keşke bu adamın filmini yapsa. mütüş bi iş çıkardı bence ortaya.
1- atatürk
2- inönü (özellikle ww2 cenderesi ve çerkez ethem isyanı dönemini konuşmak isterdim)
3-napoleon
4- talat aydemir
5- şecerüddür.
hikayesini etkileyici bulurum. ancak bu etkileyici bulma içinde hayranlık duyma, eylemlerini takdir etme vs yok. tamamen mehmet ali birand belgeselleri ve o dönemden anıları okuyarak, tarafsız olarak cesareti/cesaretsizliği, kalkıştığı/vazgeçtiği işlerin büyüklüğü vs etkileyici bir karakter. abd'de olsa bin tane filmi yapılırdı. ezel akay mesela keşke bu adamın filmini yapsa. mütüş bi iş çıkardı bence ortaya.
devamını gör...
7.
bizim evde fethi gürcan'ın bir gazete sayfasından kesilmiş fotoğrafı vardı,, hayal meyal hatırlıyorum atatürk çerçevisinin yanında asılıydı. epeyde kaldı duvarda .
12 mart döneminde devrimci marksistlere yönelik istanbul'da genel arama taramalarda çerçeve kaldırıldı bir daha da görmedim.
talat aydemir olayını ben talat turhan'dan dinledim bire bir ,kuzguncuk hamam yokuşlu sokağın başında ki parkta , olay sağa karşı yapılacak bir askerin darbe idi , çünkü ülke batağa girmek üzereydi,gerçi aydemir'de faşist fikirlere sahipti ,sağ kemalist fethi gürcan sola daha yakındı( oğlu da sosyalist olmuştu yakın zamanda vefat eti aklımda kalan 3 ay kadar oldu galiba) ..
harp okulu içinde başlayacak darbeyi ismet inönü engelledi. yoksa büyük oasılıkla çık kan dökülür çok kişi asılırdı.
darbenin ispiyoncusu sahte başbuğ 'alpaslan türkeş'tir '',,anlayın karakterini.
annem kasımpaşa dikimevi işçisi imiş evelenmeden ,savaş zamanı ve sonrası, bütün çalışan kızlar aşıkmış üstteğmen'e , herhalde üniforma provasına geliyordu , suvari gösteri birliğinde imiş,tabi benim anlattığım yarım bilgi kulaktan.
talat turhan ki en son gördüğümde çok hastaydı , bankta oturuyordu , fethi gürcan ve arkadaşları için son vatansever subaylardı demişti.
o günlerden bugüne kahramanlardan omzu kalabalık generallerin masadan çay boşu toplamasına geldi ülke.
kahramanlar ölmez....
(sinirim bozulduğundan zor yazdım)
12 mart döneminde devrimci marksistlere yönelik istanbul'da genel arama taramalarda çerçeve kaldırıldı bir daha da görmedim.
talat aydemir olayını ben talat turhan'dan dinledim bire bir ,kuzguncuk hamam yokuşlu sokağın başında ki parkta , olay sağa karşı yapılacak bir askerin darbe idi , çünkü ülke batağa girmek üzereydi,gerçi aydemir'de faşist fikirlere sahipti ,sağ kemalist fethi gürcan sola daha yakındı( oğlu da sosyalist olmuştu yakın zamanda vefat eti aklımda kalan 3 ay kadar oldu galiba) ..
harp okulu içinde başlayacak darbeyi ismet inönü engelledi. yoksa büyük oasılıkla çık kan dökülür çok kişi asılırdı.
darbenin ispiyoncusu sahte başbuğ 'alpaslan türkeş'tir '',,anlayın karakterini.
annem kasımpaşa dikimevi işçisi imiş evelenmeden ,savaş zamanı ve sonrası, bütün çalışan kızlar aşıkmış üstteğmen'e , herhalde üniforma provasına geliyordu , suvari gösteri birliğinde imiş,tabi benim anlattığım yarım bilgi kulaktan.
talat turhan ki en son gördüğümde çok hastaydı , bankta oturuyordu , fethi gürcan ve arkadaşları için son vatansever subaylardı demişti.
o günlerden bugüne kahramanlardan omzu kalabalık generallerin masadan çay boşu toplamasına geldi ülke.
kahramanlar ölmez....
(sinirim bozulduğundan zor yazdım)
devamını gör...
8.
harbiyeli aldanmaz..
devamını gör...
9.
ilk darbe girişiminde cumhurbaşkanından* bakanlar kuruluna, başbakanından* genelkurmay başkanına* hatta tüm muhalefet liderlerinin* içinde bulunduğu hükümet konağını ele geçirmiştir****. çok kanlı bir operasyon ile girişimini başarıya ulaştırabilirdi ancak* o evreden sonra mutlak diktatörlüğe gidilmek zorunda kalınacağı için bunu göze alamamıştır. konaktan serbestçe çıkanlardan biri olan başbakan ismet inönü ise makam arabasında giderken "işte şimdi harbi biz kazandık." demiş, sonrasında nasıl emin olduğu sorulunca da "ben ölmeyi göze almıştım, talat öldürmeyi göze alamadı." ve daha sonra talat'ın harbiye'den yaptığı pazarlıkla ilgili "pazarlık yapan ihtilalci kaybeder." demiştir*.
yine de gücü tam kırılamadığından sadece ordudan emekli edilmiştir, yargılanmamıştır. bundan cesaret almış olacak ki yeni bir girişimde bulunmuştur ancak bu ikinci girişimi ise tamamen başarısız olmuştur. albay talat bunun akabinde yargılanmış ve asılmıştır. yanılmıyorsam ikinci girişimini ihbar edenlerden biri de alparslan türkeş'tir. ilk girişiminin başarısız olmasında ise bir hafta önce bildiriye imza atmalarına rağmen son dakika cayan** istanbul grubu etkilidir.
yine de gücü tam kırılamadığından sadece ordudan emekli edilmiştir, yargılanmamıştır. bundan cesaret almış olacak ki yeni bir girişimde bulunmuştur ancak bu ikinci girişimi ise tamamen başarısız olmuştur. albay talat bunun akabinde yargılanmış ve asılmıştır. yanılmıyorsam ikinci girişimini ihbar edenlerden biri de alparslan türkeş'tir. ilk girişiminin başarısız olmasında ise bir hafta önce bildiriye imza atmalarına rağmen son dakika cayan** istanbul grubu etkilidir.
devamını gör...
10.
ihtilal girişiminde bulunduğu mamak'taki tugayda askerlik vazifesini yapanlardan bir tanesi de erzurumlu fethullah gülen idi. sonrasında kendisinden ayrılan ve uzun yıllar yanında görev yapmış latif erdoğan'ın kaleme aldığı küçük dünyam isimli otobiyografide talat aydemir'in emrinde asker olduğunu, ihtilal başarısız olunca silahlarının tüm mekanizmalarının söküldüğünü, iki ay temel eğitim kursuna tabi tutulduklarını anlatan gülen, sonrasında tüfeklerinin teslim edileceğini söylediklerinde yeniden nöbet yazılacağı için üzüldüklerini ifade ediyor. zannedersem başarısız darbe girişimleri mamak sakinlerinin kaderi.
devamını gör...
11.
hakkında yazılan en kapsamlı kitap yapmaya çalıştıgı darbe girişiminin en yakın tanıklarından osman denizin parola harbiyeli aldanmaz kitabıdır.aslen kaskas kökenlidir.
devamını gör...
12.
1917 bilecik doğumlu asker
kendisiyle alakalı olumlu ya da olumsuz bir çok şey söyleyen var. darbe teşebbüsünden dolayı hain ilan eden, darbe girişiminden dolayı kahraman ilan eden, kanlı bir darbe gerçekleştiremediği için ah-vah eden vs vs
kendisi hatıralarında ilk darbe planı tohumlarını 1954 yılında attığını ifade ediyor;
bir aralık bakanlıklar arası çalışmalara katıldım. burada da en seçkin insanlarla temas ettim. hiç birisi memleket gayesi ile çalışmıyorlardı. herkes günlük işlerini mecburiyet tahtında bitirip kendi hayatını istikbalde nasıl tanzim edeceğini planlamakla meşguldü. kendi kendime karar verdim. bu memleketin gidişatı gidişat değildir.
rahmetli şimdi yaşasa ve devlet çalışanlarının şimdiki halini görse...
22 şubat olaylarında kara ve hava kuvvetlerinin karşı karşıya gelmesiyle genelkurmay başkanı cevdet sunay'ın "talat, seni ve arkadaşlarını feda etmek zorundayım, ama merak etmeyin benim korumam altındasınız demesi üzerine;
ben allah'tan başka kimsenin himayesine girmem, bu işte ben suçlu değilim. suçlu olan hava kuvvetleri ve sizsiniz. çünkü bir kuvveti, bir kuvvet üzerine tertiplerle kullanmaya kalktınız.
sonrasında silahını çekip masanın üstüne koyarak
beni ya şimdi bununla temizlersiniz ya da divanı harbe verirsiniz... benim damarlarımda chp kanı dolaşmıyor, vatanperverlik kanı dolaşıyor. böyle bir haksızlığa tahammül edemem. siz şayet kumandansanız esas suçluları cezalandırınız
demiştir.
genelkurmay başkanına bu lafları edecek kadar gözü kara bir adamın, darbede kan dökülmemesi ve darbe sonrasında bir şey talep etmemesi de apayrı bir enteresanlık. bu şekilde ne darbe başarılı olabilirdi ne darbe sonrası. ama inandığı darbe şekli de buydu
bütün bunlara rağmen ankara'da yüzde yüz muvaffak olacaktım. o andan itibaren liderdim. kan döküldüğü için mecburen dikta rejimine gidecektim. bizim amacımız ise dikta değil, demokrasi idi.
...
gayemiz ordunun bütünlüğünü muhafaza etmek, namluyu namluya çevirtmemekti. biz bu hareketi iktidar hırsı ile yapmadığımızı ispat etmek istedik. yukarıdaki olaylardan birinin dahi meydana gelmemesi için kendi hayatımızı feda etmeyi göze aldık. bizim başımız gitsin, yeter ki türkiye kurtulsun. belki partiler de akıllanır
22 şubat'taki başarısız ayaklanmadan sonra paşayı evinden almaya gelen yol arkadaşlarına ithafen;
bu kurmay subayların çoğu birgün önce bir emrin var mı albayım? diyenlerdi. ama şimdi devir bir gecede değişmişti. sonra bu çıkarcıların sıra ile ateşe olarak avrupa, amerika ve tahran'a gittiklerini gördüm. hepsi de yepyeni otomobillerle dönüyorlardı. çünkü 22 şubatta hemen doksan derece bir dönüş yapıp düşmanımız kesilmekle efendilerine olan sadakatlerini ortaya koymuşlardır. bir aşağılık duygusu bu tip subaylarda mevcuttur, bunu üzülerek yazıyorum ama realite budur.
idamına sebep olan 2.başarısız girişimin harekat başlamadan önce hükümete ihbar edildiğini öğrenmişti. başlangıçta bu ihbarı yapanların ondörtler olduğu zannedilmişti. bu zan üzerine muzaffer özdağ ihbarı kendilerinin yapmadığını söylemişti. hükümete ihbar edenin; eskiden kardeşim dediği, birbirlerine çok iyiliklerinin dokunduğu, çocuklarına kendi çocukları gibi sahip çıktıkları alparslan türkeş olduğu ortaya çıktı
mahkeme safhasında sıra alparslan türkeş'in sorgulanmasına gelince işin iç yüzü anlaşıldı. meğer ihbarı yapan türkeş imiş. saat 20'de cmkp partisinden fuat uluç'a telefon ederek; gene o namussuz aydemir bu gece ihtilal yapıyor demiş.
...
ihtiras insanları böyle böyle küçültüyor işte. milletin yüzüne, kendisine bel bağlayanların yüzüne bir muhbir olarak nasıl bakacak diye düşünüyorum ama o hiç oralı bile olmuyordu.
not : alıntılar talat aydemir'in hatıraları kitabından alınmıştır.
kendisiyle alakalı olumlu ya da olumsuz bir çok şey söyleyen var. darbe teşebbüsünden dolayı hain ilan eden, darbe girişiminden dolayı kahraman ilan eden, kanlı bir darbe gerçekleştiremediği için ah-vah eden vs vs
kendisi hatıralarında ilk darbe planı tohumlarını 1954 yılında attığını ifade ediyor;
bir aralık bakanlıklar arası çalışmalara katıldım. burada da en seçkin insanlarla temas ettim. hiç birisi memleket gayesi ile çalışmıyorlardı. herkes günlük işlerini mecburiyet tahtında bitirip kendi hayatını istikbalde nasıl tanzim edeceğini planlamakla meşguldü. kendi kendime karar verdim. bu memleketin gidişatı gidişat değildir.
rahmetli şimdi yaşasa ve devlet çalışanlarının şimdiki halini görse...
22 şubat olaylarında kara ve hava kuvvetlerinin karşı karşıya gelmesiyle genelkurmay başkanı cevdet sunay'ın "talat, seni ve arkadaşlarını feda etmek zorundayım, ama merak etmeyin benim korumam altındasınız demesi üzerine;
ben allah'tan başka kimsenin himayesine girmem, bu işte ben suçlu değilim. suçlu olan hava kuvvetleri ve sizsiniz. çünkü bir kuvveti, bir kuvvet üzerine tertiplerle kullanmaya kalktınız.
sonrasında silahını çekip masanın üstüne koyarak
beni ya şimdi bununla temizlersiniz ya da divanı harbe verirsiniz... benim damarlarımda chp kanı dolaşmıyor, vatanperverlik kanı dolaşıyor. böyle bir haksızlığa tahammül edemem. siz şayet kumandansanız esas suçluları cezalandırınız
genelkurmay başkanına bu lafları edecek kadar gözü kara bir adamın, darbede kan dökülmemesi ve darbe sonrasında bir şey talep etmemesi de apayrı bir enteresanlık. bu şekilde ne darbe başarılı olabilirdi ne darbe sonrası. ama inandığı darbe şekli de buydu
bütün bunlara rağmen ankara'da yüzde yüz muvaffak olacaktım. o andan itibaren liderdim. kan döküldüğü için mecburen dikta rejimine gidecektim. bizim amacımız ise dikta değil, demokrasi idi.
...
gayemiz ordunun bütünlüğünü muhafaza etmek, namluyu namluya çevirtmemekti. biz bu hareketi iktidar hırsı ile yapmadığımızı ispat etmek istedik. yukarıdaki olaylardan birinin dahi meydana gelmemesi için kendi hayatımızı feda etmeyi göze aldık. bizim başımız gitsin, yeter ki türkiye kurtulsun. belki partiler de akıllanır
22 şubat'taki başarısız ayaklanmadan sonra paşayı evinden almaya gelen yol arkadaşlarına ithafen;
bu kurmay subayların çoğu birgün önce bir emrin var mı albayım? diyenlerdi. ama şimdi devir bir gecede değişmişti. sonra bu çıkarcıların sıra ile ateşe olarak avrupa, amerika ve tahran'a gittiklerini gördüm. hepsi de yepyeni otomobillerle dönüyorlardı. çünkü 22 şubatta hemen doksan derece bir dönüş yapıp düşmanımız kesilmekle efendilerine olan sadakatlerini ortaya koymuşlardır. bir aşağılık duygusu bu tip subaylarda mevcuttur, bunu üzülerek yazıyorum ama realite budur.
idamına sebep olan 2.başarısız girişimin harekat başlamadan önce hükümete ihbar edildiğini öğrenmişti. başlangıçta bu ihbarı yapanların ondörtler olduğu zannedilmişti. bu zan üzerine muzaffer özdağ ihbarı kendilerinin yapmadığını söylemişti. hükümete ihbar edenin; eskiden kardeşim dediği, birbirlerine çok iyiliklerinin dokunduğu, çocuklarına kendi çocukları gibi sahip çıktıkları alparslan türkeş olduğu ortaya çıktı
mahkeme safhasında sıra alparslan türkeş'in sorgulanmasına gelince işin iç yüzü anlaşıldı. meğer ihbarı yapan türkeş imiş. saat 20'de cmkp partisinden fuat uluç'a telefon ederek; gene o namussuz aydemir bu gece ihtilal yapıyor demiş.
...
ihtiras insanları böyle böyle küçültüyor işte. milletin yüzüne, kendisine bel bağlayanların yüzüne bir muhbir olarak nasıl bakacak diye düşünüyorum ama o hiç oralı bile olmuyordu.
not : alıntılar talat aydemir'in hatıraları kitabından alınmıştır.
devamını gör...