tam olarak aradığım ortam

budur efendim. izlerken modumu yükseltti.

kampüs çimlerinde derin muhabbetlere dalınan ortamdır.

spartacus dizisindeki ortamdır.

californication dizisinde ki ortamdır.

bizimde üni ortamı fenaydı ya

ormanda bir karavanda kuşların civiltisiyla güne uyanıyorsunuz bir göl kıyısı sıcak bir çayı yudumlayıp kitap okumak. deniz sahil kenari kamp sandalyenize oturmuşsunuz kitap okuyorsunuz martılar çığlık çığlığa en sevdiğim ortam

yeteri kadar nevalem olsun, başka hiç birşeye ihtiyacım yok.

bohem, salaş evimde arkadan çalan müziğin dansıma eşlik ettiği, bir yandan içtiğim kahvemin ağzımda bıraktığı tadı unutturmayacak bir ortam tam aradığım ortam işte.

aramıştım, aramayı bırakmıştım. sonra hiç beklemediğim hâlde, gaybden gelir gibi geldi... şimdi anlıyorum, her şey ilahi bir hazineden parça parça geliyor. her şeyin bir zamanı var. biliyorum, hep düşlediğim, hayalini kurduğum sevgili de bir gün çıkıp gelecek ansızın. umarım heyecanın doruklarını yaşarız senle bebeğim*

her neyse. o çok özlediğim kendim de hep ya kaçtı durdu benden; ya da gizledi kendini hep kat kat örtülerin altına...

aç aç perişan oldum ben sevgilim...

ne zaman çıkacaksın hayatımı örten bu kat kat buhran örtülerinin altından.

seninle şu dünyada bir cennet bahçesi yaşama sözüm var kendime.. neredesin sen?

gözümün önünde misin acaba?

kör mü oldum allah'ım...

belki de gözümün kendisisindir sen...

aşk bakan gözde değil midir?

hadi çok bekletme, gel.

biliyorum, vaktin tayin olununca geleceksin.

gel, bekliyorum seni sevgilim .

tam olarak bu.

sozluk. evet.

behzat ç. tayfa anladı.