tanrı var mı sorunsalı

bir dönem fıkıh, hadis, ilmihal, tefsir ve arapça eğitimi almış. tevrat, incil hatta yehovacıların mukaddes kitabını dahi okumuş, budizm ve hinduizm gibi mistik inançları araştırmış bir (bkz: apateist) olarak, hem fiziki hem felsefi açıdan söyleyebilirim ki tanrının olmaması daha mantıklı. çünkü tanrı kavramı mikrodan makro evrene kadar geniş bir skalada pek çok çıkmaza sebep oluyor.
ama yine de tanrı yoktur diyemiyorum bunun için elimizde kanıt yok, tıpkı tanrı var diyenlerin kanıtı olmadığı gibi. bilimsel ölçekte varlığı ispatlanamadığı sürece yok kabul ediyorum, eğer ki varsa bu benim için yine de çok bir şey değiştirmez. tüm sorulara, çıkmazlara mantıklı cevaplar veremezse onun her şeye kadir mutlak tanrı olduğu anlamına gelmez benim için.

ötede, "tanrının varlığına neden inanmıyordun?" sorusu en son sorulabilecek sorulardan biri olduğu için pratikte çok da önemli olmayan sorunsaldır.

allah insanın yarattığı en değerli varlıktır.

kemal kılıçdaroğlu

var olması değil var olmaması sorundur.

kafasozluk.com/entry/101358

yine çok güzel bir mantık safsatasıyla karşı karşıyayız. evrenin sonsuz olup olmaması ateistlerin savı değildir. evrenin sonsuz olup olmaması tanrının varlığına ya da yokluğuna delil değildir zaten. burada özetle big bang'in bir kuvvet tarafından başlatıldığı söyleniyor. temel argüman da her bilimsel olayda kullanılmış ve nihayetinde çökmüş olan "böyle bir düzen kendi kendine olabilir mi?" safsatasından ibaret. işin komik tarafı bu bir ateist savı değil tam tersine yaradılışçıların elinde kalan son mevzi. mevzi diyorum çünkü onlar olayı bir savaş gibi yorumluyor.

dünyanın güneş sisteminin merkezi olmamasından tutun modern tıbba, kendi kendine oluşamayacağı düşünülen canlılıktan evrime, büyük bir ahenk zannedilen halbuki kaostan ibaret olan kozmoza kadar bütün tezleri çöken yaradılışçıların son kalesidir big bang. artık iş kelimenin tam anlamıyla sıfır noktasına kadar geldi dayandı. deve sidiğini afiyetle içenler en sonunda şunu diyecekler "yav tamam dediğiniz her şey doğruymuş da bu big bang kendi kendine nasıl olabilir? kesin tanrı yapmıştır" big bang'i ortaya atanlar da bilim adamları bu arada. aynen kardeş kesin tanrı yapmıştır, asla fiziksel ve matematiksel bir açıklaması olamaz! haşa! elimizdeki son dayanak da giderse tanrısız mı kalacağız korkusudur bu, iyi izleyin. belki biz göremeyiz ama çocuklarımız din denilen garabetin can verişine bizzat tanık olacak.

bilime dayanan seküler bir otoritenin yükselişiyle nasıl ki artık kafa kesemez, cadı avlayamaz, içine cin kaçmış diye milletin derisini samanla dolduramaz hale gelip otorite karşısında el pençe divan olduysa, son kalelerin de düşmesiyle tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaktır din ve tanrı kavramı.

varlığı için yokluğunun kanıtlanması gerekir , yokluğu için varlığının kanıtlanması gerekir. zihnimiz zıttı olmayan şeyleri pek kavrayacak bir güce sahip değil diye düşünüyorum. tanrının da zıttı olamayacağına göre bilemeyiz.

bir kuvvet var ama..

olsa nolur olmasa nolur. koskoca allah bizle mi uğraşacak.

varsa gelsin bizi de yaratsın.

(bkz: baştan yarat psikolojimi)

öncelikle tanrı vardır. sorgulamak iyi bir şey sorgulayın tabi. ama şöyle de bir şey var ki eğer bir şeyin var olup olmamasını sorguluyorsan o şey kesinlikle vardır. olmasaydı sorgulayamazdın çünkü varlığından haberdar olmazdın. yani klasik bir söylem olacak ama bir resme bakıp da bu resim kendiliğinden oluşmuş diyemezsin çünkü bu ressama saygısızlık olur. aynı şekilde tanrının var olmadığını düşünen kişilerin kendilerine şu soruyu sormalarını istiyorum bir resim bile kendi kendine olmazken bu evren kendi kendine var olmuş olabilir mi?

bilemiyorum altan bilemiyorrum

evreni yaratan bir irade olarak tanrı, eski mi eski bir felsefi problemdir. bu karmaşık düzende bir yaratıcı imzası bulunması gerektiğini savunan görüşle, evrenin sürekli devinen bir kaostan ibaret olduğu ve tüm bu kaosun, bir taraftan üretirken, bir taraftan yok ettiğini ve bu yaratma ve yok etmelerin hiçbir kontrole tabi olamayacak kadar rastlantısal olduğunu, bu nedenle de bir tanrının varlığını gerekli kılan ya da kanıtlayan herhangi bir kanıt bulunmadığını iddia eden görüşün iki ucunu oluşturduğu bu felsefi problemle, yazılan çocukça tanımların alakası yok pek tabii.
bu felsefi meseleyi ibrahimî dinlerin tanrısı üzerinden, bir de savunmaya geçerek ve tanrı fikrini kabul etmeyenlerle dalga geçerek çözdüğünü sanmanın gülünçlüğü bir tarafa; sonsuz irade ve kudret sahibi bir yaratıcının eril kuralları emretmesi, kendi sonsuzluğunu inkar edercesine önemsiz şekilciliklerin davasını kullarıyla ve yine kendisinin yarattığı, şeytan denilen bir haddinibilmezle görmeye çalışması vs. de düşünülmesi gereken, ama bu felsefi sorundan bağımsız tuhaflıklar.

var desem kalbim kabul etmiyor, yok desem günah(!).

tanrı var veya yok bilemeyiz. bütün dinler önceden kötülüğü önlemek ve düzenli bir yaşam için çıkarılmış anayasa gibi.

allah yoksa şu karşı dağları kim yarattı?.

şakire çay yok.

yıllardır kafamı meşgul eden soru.deistim, agnostigim gibi kategorilere girmek de istemiyorum ancak olduğunu da uzun zamandır hissedemiyorum.

n.f.k.

bir düzen var bence ama o düzende düzeni kuran belli değil sadece. gizli kalmak istemiştir belkide...

var.
kesin bilgi, dalalım!