21.
hayatı sorgulatır. geçenlerde nokia'm**** suratıma düştü.
ben bu telefon suratıma düşünce öyle bir şey oldum, yani hayatı sorguladım. aniden sorular, sorular..beynimi yedi bitirdi.."neden?" dedim ilk başta. sonra "nasıl?" dedim. sonra da "kim?" diyip güldüm. telefona sordum şöyle dedim,
ey telefon telefon! seni benim suratıma çarpan rüzgar mıydı, yoksa doğa ana mı?
sanki telefon bir anda bana cevap vermiş gibiydi.. "dırırırırımrırırırım" diye bir ses geldi.. anladım dedim ve gözümden bir damla yaş, yere indi.. parmağımı göz yaşlarıma dokundurttum ve yaladım. "ne de tuzlu.." dedim. ve telefon sanki bana katılırcasına, "dırırırırırm" dedi. bu arada bu sırada telefon hala yüzümdeydi.. tam yüzümden düşecekken elimle tuttum ve şöyle bağırdım aniden:
gitme! hep yüzümde kalsan olmaz mı?..
"dırırırırırırım.." dedi telefon. sanki bana şöyle diyordu:
gitmem gerek..
ah..hayatımın en acı gecesi! aniden dayım kalktı geldi, hayvan oglu hayvan ne yapıyon dedi. çarpıldığımı sandı. anlayamazsın, hayatı sorguluyorum dayııı! dedim.. geldi kucakladı ve şöyle dedi,
şapşall.... yat hadi.
telefonu yüzümden aldı ve telefon tekrar "dırırırırırmrırırırm!" dedi, al beni dayının o büyük ellerinden der misali! dayım, "annen arıyo muhammed" dedi. "hayırrr telefon sadece beni çağırıyor bu onun sesi!" dedim. bu zaman, dayımın dudaklarından o esrarengiz kelimeler döküldü..
allah'ın delisi anan arıyor.
ve uyumaya gitti bir yandan g..tünü kaşıyarak.. telefonu aldım bir baktım annem arıyor gerçekten. ve o an acı bir tebessümle, telefonuma bakıp, bunca şey, yaşadıklarımız..yoksa hepsi yalan mıydı?.. dedim. evet yalandı, ulan telefon değil ki bu. 30-40 yıllık tost makinesi, hadi akıllı telefon olsa neyse. ben bununla yılanı bile zor oynuyorum. o yılanı da anlayan anladı. illa anlayan var o yılanı. snake diyim siz anlayın.
ben bu telefon suratıma düşünce öyle bir şey oldum, yani hayatı sorguladım. aniden sorular, sorular..beynimi yedi bitirdi.."neden?" dedim ilk başta. sonra "nasıl?" dedim. sonra da "kim?" diyip güldüm. telefona sordum şöyle dedim,
ey telefon telefon! seni benim suratıma çarpan rüzgar mıydı, yoksa doğa ana mı?
sanki telefon bir anda bana cevap vermiş gibiydi.. "dırırırırımrırırırım" diye bir ses geldi.. anladım dedim ve gözümden bir damla yaş, yere indi.. parmağımı göz yaşlarıma dokundurttum ve yaladım. "ne de tuzlu.." dedim. ve telefon sanki bana katılırcasına, "dırırırırırm" dedi. bu arada bu sırada telefon hala yüzümdeydi.. tam yüzümden düşecekken elimle tuttum ve şöyle bağırdım aniden:
gitme! hep yüzümde kalsan olmaz mı?..
"dırırırırırırım.." dedi telefon. sanki bana şöyle diyordu:
gitmem gerek..
ah..hayatımın en acı gecesi! aniden dayım kalktı geldi, hayvan oglu hayvan ne yapıyon dedi. çarpıldığımı sandı. anlayamazsın, hayatı sorguluyorum dayııı! dedim.. geldi kucakladı ve şöyle dedi,
şapşall.... yat hadi.
telefonu yüzümden aldı ve telefon tekrar "dırırırırırmrırırırm!" dedi, al beni dayının o büyük ellerinden der misali! dayım, "annen arıyo muhammed" dedi. "hayırrr telefon sadece beni çağırıyor bu onun sesi!" dedim. bu zaman, dayımın dudaklarından o esrarengiz kelimeler döküldü..
allah'ın delisi anan arıyor.
ve uyumaya gitti bir yandan g..tünü kaşıyarak.. telefonu aldım bir baktım annem arıyor gerçekten. ve o an acı bir tebessümle, telefonuma bakıp, bunca şey, yaşadıklarımız..yoksa hepsi yalan mıydı?.. dedim. evet yalandı, ulan telefon değil ki bu. 30-40 yıllık tost makinesi, hadi akıllı telefon olsa neyse. ben bununla yılanı bile zor oynuyorum. o yılanı da anlayan anladı. illa anlayan var o yılanı. snake diyim siz anlayın.
devamını gör...
22.
sabaha kadar konuştuğun kişiyle konuşmaya devam etmek isterken, daldığın anda suratına düşmesi iyidir. verdiği acı sayesinde uyanık kalıp konuşmaya devam edersin. taa ki karşındaki uyuyuncaya kadar..
devamını gör...
23.
diş kırabilir.
devamını gör...
24.
uykuya dalmak üzereyken telefon kullanmanın zararlarından biridir.
telefonunuz biraz büyükse burun çatınızdan gelen tok bir sesle uyanırsınız.
telefonunuz biraz büyükse burun çatınızdan gelen tok bir sesle uyanırsınız.
devamını gör...
25.
nasıl yapıyorum bilmiyorum ama her akşam mutlaka en az bir kere düşürüyorum.
acısı tarif edilemez gerçekten.
acısı tarif edilemez gerçekten.
devamını gör...
26.
düşeceğini anladığınız anda duvara doğru fırlatmak gerekiyor. bir telefon asla yüze düşmemeli.
devamını gör...
27.
uykunuzun geldiğine ya da sakar olduğunuza delalettir. sakince bırakın o telefonu.
ukdeydi, doldurdum.
ukdeydi, doldurdum.
devamını gör...
28.
piercingli kaşa düşmesinden iyidir.burnum maşşallah bir tripod gibi telefonumu karşılayabilir.
devamını gör...
29.
sırt üstü uzanmış şekilde telefona bakarken "hamam böceği mi yerdeki yoksa o akrep nalan mı?" diye bakmak için eğildiğinizde oluşan düşürme durumu.
bu yüzden nokia 3310 ile bunu yapmayın. sizi uyardık!
bu yüzden nokia 3310 ile bunu yapmayın. sizi uyardık!
devamını gör...
30.
uykuya dalmadan önce oyun oynarken arada bir yaptığım şey. o an suratımdaki o şaşkın ifadeyi görmek için neler vermezdim!
devamını gör...
31.
yaşadım. normal bir şey.
devamını gör...
32.
folloş olan telefon kılıfı yüzünden alnıma düştü lanet telefon. acıdı.
kişinin mallığıdır.
kişinin mallığıdır.
devamını gör...
33.
dün gece yaşadım. berbat bir his. dudağımın üstüne düşmüştü bir de. iki kat acı çektim. dudağım şişer sanıyordum da şişmedi.
devamını gör...
34.
laps diye gözümün ortasına yapışması sonucu uykumu kaçıran hadise. neyse ki bu defa burnuma düşmedi, burunu ciddi acıtıyor çünkü.
devamını gör...
35.
yatarak telefonla uğraşırsan arada olabilecek durum.
devamını gör...
36.
arada yaşadığım hadise.
yatıyorum. biraz oyun oynayıp uyurum yahut azıcık bir şeyler okuyup sızarım diyorum. sürekli aynı pozisyonda yatamayan biri olduğumdan sağa dön, sola dön'den sonra sıra sırt üstü yat'a geliyor. işte ne oluyorsa o sırada oluyor.
sihir gibi bir şey aslında. kollar havada, telefon eldeyken uyuyakalmak ve bir süre öyle durabilmek çok tuhaf. halbuki anında düşmesi gerekiyor telefonun kafaya. anında olmadığını saatten biliyorum. uyandığımda görüyorum ki saate son bakışımla telefonu suratımda bulduğumda bakışım arasında epey fark var.
bir gün kırmazsak burnu falan ne mutlu bize!
yatıyorum. biraz oyun oynayıp uyurum yahut azıcık bir şeyler okuyup sızarım diyorum. sürekli aynı pozisyonda yatamayan biri olduğumdan sağa dön, sola dön'den sonra sıra sırt üstü yat'a geliyor. işte ne oluyorsa o sırada oluyor.
sihir gibi bir şey aslında. kollar havada, telefon eldeyken uyuyakalmak ve bir süre öyle durabilmek çok tuhaf. halbuki anında düşmesi gerekiyor telefonun kafaya. anında olmadığını saatten biliyorum. uyandığımda görüyorum ki saate son bakışımla telefonu suratımda bulduğumda bakışım arasında epey fark var.
bir gün kırmazsak burnu falan ne mutlu bize!
devamını gör...
37.
fena can yakar. hadi kendi kendime takılırken neyse de özellikle görüntülü konuşmalarda yüzüme düşünce idiot gibi hissediyorum. madem sürekli düşüyor bari canım az yansın dedim ve sırf bu yüzden yüz kilo olan xiaomi redmi bilmem ne telefonumu satıp yerine iphone 7 aldım zamanında.
devamını gör...
38.
(bkz: ne dertler yarabbi)
devamını gör...
39.
hele hele burunun üst kısmına telefonun yan tarafı düşerse şiddetli bir kavgada burnunuza kafa atılmış gibi acır.
devamını gör...
40.
darp raporu almayı gerektirir ki süreç belli olsun çünkü amerika bizi öldürmek için yapıyor bunu. bir gün doğru düşüş ile ölüm vuruşu gerçekleştirecek bu dış güçler.
evet evet, peşimizdeler.
evet evet, peşimizdeler.
devamını gör...