tokat kebabı

güzel anadolumuzun trakya, klikya ve ege haricindeki yemekleri sevmem. hele kuymak gibi yemeklerden nefret ederim.

il adlı kebapları denemem bile. ama bu güzel. sebzeleri bol. ön yargımı yıktım.

bölge illerinde yediğiniz ilin ismi kebabı olarak yiyebilirsiniz. adının önemi yok, orta anadolu kebabıdır, muhteşemdir:

iri doğranmış kuzu etleri ve sebzeler uzun şişlere dizilir. burada irilik önemli, etlerin büyüklüğü 5-6 cm olmalı. şişler özel fırınlara dikey olarak yerleştirilir. fırınların özelliği, ateşin çepeçevre dışında yandigi dikey taş fırınlar olmasıdır. şimdi en kritik noktaya gelelim: şişlerin altına, fırının tabanına lavaş ekmekleri konur. etler ve sebzeler yavaş yavaş pişerken suları şişlerin ucundan bu lavaşlara damlar. sipariş ettikten sonra kebabın önünüze gelmesi 1 saati bulur. büyük tabaklara en alta fırının tabanından aldığınız kebabın suyunu çekmiş kebap kadar lezzetli lavaşlar konur, üzerine de şişler sıyrılır. burada noktalıyorum, çünkü ötesini anlatmaya kelimeler yetmez.

sivas kebabı o. tokat çaldı yunan kılıklılar.

bence köfte ve kebap direkt genel isimle söylenmeli.
tokat, sivas, yozgat, erzurum falan saçma salak şeyler..
bşrş yuvarlak yapıp anasının köftesi diyor diğeri uzun yapıp dıdısının kebabı diyor, sonra çıkıp influencer eleştiriyor pezemenkler.

tandır kebap ile aynı tarzda sanırım. arkadaşım babası villasında pişirmişti. lezzetliydi. sanırım eti özel seçilmeliymiş. daha o lezzeti başka mekanda yakalayamadım. yumuşacık muazzam bir tat. et suyu ile tatlanmış salatası da vardı.