orijinal adı: turkish fairy tales and folk tales
yazar: ignac kunos
yayım yılı: 1896
macar türkoloğun yazdığı bu eser türk kültüründe önemli bir yer tutan, kulaktan kulağa ve kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşan 21 masal derlemesinden oluşmaktadır.
yazar: ignac kunos
yayım yılı: 1896
macar türkoloğun yazdığı bu eser türk kültüründe önemli bir yer tutan, kulaktan kulağa ve kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşan 21 masal derlemesinden oluşmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "luineairon" tarafından 16.04.2022 15:28 tarihinde açılmıştır.
1.
macar türkolog ıgnac kunos tarafından derlenen masallardan oluşan ve maya kitaptan basılan kitap. içinde, 17 adet türk masalı ve 4 adet romen masalı bulunmaktadır.
masallar, güzeldi güzel olmasına ama artık büyüdüğümüzden mi bilmem*, sonunda kazanan ve mutlu olan her iyi(!), bende pek de ''iyi bir insan'' hissi uyandırmadı. özellikle padişahlar ve şehzadeler falan kimi zaman salaklıkları kimi zaman da bencilce hareketleriyle beni bolca sinir ettiler.
bunun dışında dikkatimi çeken ve masalların çoğunda denk geldiğim bir ayrıntı, beni meraklandırmadı değil. karakterler, kimi zaman çölde, kimi zaman dağlarda bayırlarda, dere tepe düz giderken çubuk tüttürüp, kahve içerek seyahat ediyorlar. evet, kahve içe içe gidiyorlar (kahvelerini içe içe yürüyorlar. mola esnasında değil yani). şimdi diyeceksiniz ki; ama bu zaten masal. evet ama perileri ya da anka kuşları gibi ayrıntıları bir kenara bırakırsak, geri kalan ve günlük yaşama dair ayrıntılar -tarla sürmek, ata binmek, çölde deveyle seyahat etmek gibi- çok da halkın gündelik yaşamından kopuk olamaz gibi geliyor bana. demek ki yıllar yıllar önce, develer tellal pireler berber iken de kahve bardağını elinde meşale gibi tutup, statü atladığını sanan zavallılardan varmış! her neyse, işin şakasını bir tarafa bırakırsak, bu ayrıntı cidden beni meraklandırdı ve üstelik tek bir-iki masala özgü de değildi.
masallar, güzeldi güzel olmasına ama artık büyüdüğümüzden mi bilmem*, sonunda kazanan ve mutlu olan her iyi(!), bende pek de ''iyi bir insan'' hissi uyandırmadı. özellikle padişahlar ve şehzadeler falan kimi zaman salaklıkları kimi zaman da bencilce hareketleriyle beni bolca sinir ettiler.
bunun dışında dikkatimi çeken ve masalların çoğunda denk geldiğim bir ayrıntı, beni meraklandırmadı değil. karakterler, kimi zaman çölde, kimi zaman dağlarda bayırlarda, dere tepe düz giderken çubuk tüttürüp, kahve içerek seyahat ediyorlar. evet, kahve içe içe gidiyorlar (kahvelerini içe içe yürüyorlar. mola esnasında değil yani). şimdi diyeceksiniz ki; ama bu zaten masal. evet ama perileri ya da anka kuşları gibi ayrıntıları bir kenara bırakırsak, geri kalan ve günlük yaşama dair ayrıntılar -tarla sürmek, ata binmek, çölde deveyle seyahat etmek gibi- çok da halkın gündelik yaşamından kopuk olamaz gibi geliyor bana. demek ki yıllar yıllar önce, develer tellal pireler berber iken de kahve bardağını elinde meşale gibi tutup, statü atladığını sanan zavallılardan varmış! her neyse, işin şakasını bir tarafa bırakırsak, bu ayrıntı cidden beni meraklandırdı ve üstelik tek bir-iki masala özgü de değildi.
devamını gör...
2.
naki tezel adlı biri tarafından derlenmiş bir kitap. mustafa delioğlu adlı birisi de resimlendirmiş. 528 sayfa. allah'ım şükürler olsun bitti diyerek sonlandırdığım bir kitap oldu.
yahu bildiğimiz türk masalları malum. keloğlanlar, devler, kocakarılar falan tamam. ama neymiş bu türk masalları yahu. ilerde çoluğa çocuğa okunabilecek bir kitap mı diye baktım ama yok, mümkünse ilerde çocuk türk masallarından olabildiğince uzak tutulmalı. içinde vahşet, ensest, yalan dolan, sahtekarlık ne ararsan var. işin kötüsü şu ki ana karakterler türlü düzenbazlıklar yaparak kazanıyor işin sonunda. yani öyle yalan söyleyen cezasını bulur temalı değil de gtü kurtarmak için her pştluk serbest gibi mesajları var masalların. (böyle kitaba böyle inceleme olur ancak ne yapayım) bu masallarla büyütülen ülkeden de böyle toplum oluşur dedirtti neredeyse.
bir de öyle bir tekrara düşme var ki sıkıntıdan patladım okurken. "al bu kılları başın sıkışırsa yak" "git o dev anasının memesinden süt em ki seni yemesin" falan gibi abuk subuk çareler masalların neredeyse yüzde 90ında geçiyor. tamam masaldan mantık beklemiyorum, fantastik durumlar illa ki olacak ama bu kadar da alakasız olayları çocuklar bile dinlemez. yaratıcılık sıfır. masal dediğin keşke benim de başıma gelse diye hayal kurdurup hayal dünyasını genişletmeli. kısacası biz bildiğimiz klasik masallardan devam.
yahu bildiğimiz türk masalları malum. keloğlanlar, devler, kocakarılar falan tamam. ama neymiş bu türk masalları yahu. ilerde çoluğa çocuğa okunabilecek bir kitap mı diye baktım ama yok, mümkünse ilerde çocuk türk masallarından olabildiğince uzak tutulmalı. içinde vahşet, ensest, yalan dolan, sahtekarlık ne ararsan var. işin kötüsü şu ki ana karakterler türlü düzenbazlıklar yaparak kazanıyor işin sonunda. yani öyle yalan söyleyen cezasını bulur temalı değil de gtü kurtarmak için her pştluk serbest gibi mesajları var masalların. (böyle kitaba böyle inceleme olur ancak ne yapayım) bu masallarla büyütülen ülkeden de böyle toplum oluşur dedirtti neredeyse.
bir de öyle bir tekrara düşme var ki sıkıntıdan patladım okurken. "al bu kılları başın sıkışırsa yak" "git o dev anasının memesinden süt em ki seni yemesin" falan gibi abuk subuk çareler masalların neredeyse yüzde 90ında geçiyor. tamam masaldan mantık beklemiyorum, fantastik durumlar illa ki olacak ama bu kadar da alakasız olayları çocuklar bile dinlemez. yaratıcılık sıfır. masal dediğin keşke benim de başıma gelse diye hayal kurdurup hayal dünyasını genişletmeli. kısacası biz bildiğimiz klasik masallardan devam.
devamını gör...
3.
macarlarla -fransızlarla kanlı bıçaklı düşman iken çıkıyor bu iki ulustan ne idüğü belirsiz ajan provokatör benzeri kişiler türk kültür hakkında bizde katkı yapalım diyor .
1-türkçülüğü bize bela eden leon david cahun,gök bayrak kitabının yazarı ,fransız yahudisi,bunun yazdığından etkilenen başımıza türkçülük belasını getiren kürt ziya.
2.adını şimdi duyduğum aynı dönem provokatör tipli macar.
hepsi aynı türklere vahşi-kaba -asker ,katliamcı, saldırgan olarak tanımlayan türkler acayip güçlük dünyayı fethedecek güce sahipler diye yazan reziller.
kürt ziya gökalp'te aynı küfürbaz, hakareti meşru sayan ,türkleri vandal-barbar istilacı gösteren herkese düşman bir tolum gibi tanıtan ,sonrada türk'ün dostu yoktur diye saçmalayan türkçü ziya.
başta moskova üniversitesi sovyet ve rusya federasyonun okullarında türkü kültür ve tarihi araştırmaları yapılır bir tane makalede ,kitapta ,tezde böyle saçmalıklar yoktur.
türklerde her ulus gibi köleci ve feodal dönemde yaşamışlar bir tane katliam kıyım isnadı bulamazsınız ama moğol'un pisliklerini bize yamarlar bizde övünürüz.
moğol ile türk'ün ne alakası var ,tenri inancı ritüelleri bile ayrı ..
yahu uzağa gitmeyin anadolu beylikleri kaç tane bilmiyorum ama 10-20 arası bir tanesinde kötülük göremezsiniz. tek bir işkence kanıtı yoktur ama osmanlı her haltı yemiş ait olmadığı türklük aidiyetine olmadık kötülük isnat ettirmiştir.
kimse sormuyor yıldırım beyazt'ın ordusunun en güvenilir birlikleri niye sırp diye çünkü sırplar kıyımcı millettir osmanlı türklere yaptıramadığını sırp'a yaptırmış .
kuyucu murat-rum mehmet aynı bok.
başlık konusu kitabı okumadım okumadan yazmak adetim değil ama katil civciv okumuş eleştirini yapmış ona göre yazdım.
türkler doğaya,ağaca,kuşa tapan kavim böyle bir kavim kötü olur mu ama klan başlarının elinde bugünkü halimize bakınca nasıl savunacaksın ,en değerli insan gördüğüm nursultan bile kendini rezil etti ulusuna ihanet etti.
ondan sonra macar-yahudi çıkar sizi boka bulaştırır.
bir tane akademisyen çıkıp da itiraz etmez yalan dolana ortak olur.
yahu açın orhun çevirilerinden birini okuyun koca taşlarda bir tane kötü kelam yok ,oğuz destanı da öyle ve diğer mit söylenceleri.
kuşa tapan kavim kötülük yapar mı ?
1-türkçülüğü bize bela eden leon david cahun,gök bayrak kitabının yazarı ,fransız yahudisi,bunun yazdığından etkilenen başımıza türkçülük belasını getiren kürt ziya.
2.adını şimdi duyduğum aynı dönem provokatör tipli macar.
hepsi aynı türklere vahşi-kaba -asker ,katliamcı, saldırgan olarak tanımlayan türkler acayip güçlük dünyayı fethedecek güce sahipler diye yazan reziller.
kürt ziya gökalp'te aynı küfürbaz, hakareti meşru sayan ,türkleri vandal-barbar istilacı gösteren herkese düşman bir tolum gibi tanıtan ,sonrada türk'ün dostu yoktur diye saçmalayan türkçü ziya.
başta moskova üniversitesi sovyet ve rusya federasyonun okullarında türkü kültür ve tarihi araştırmaları yapılır bir tane makalede ,kitapta ,tezde böyle saçmalıklar yoktur.
türklerde her ulus gibi köleci ve feodal dönemde yaşamışlar bir tane katliam kıyım isnadı bulamazsınız ama moğol'un pisliklerini bize yamarlar bizde övünürüz.
moğol ile türk'ün ne alakası var ,tenri inancı ritüelleri bile ayrı ..
yahu uzağa gitmeyin anadolu beylikleri kaç tane bilmiyorum ama 10-20 arası bir tanesinde kötülük göremezsiniz. tek bir işkence kanıtı yoktur ama osmanlı her haltı yemiş ait olmadığı türklük aidiyetine olmadık kötülük isnat ettirmiştir.
kimse sormuyor yıldırım beyazt'ın ordusunun en güvenilir birlikleri niye sırp diye çünkü sırplar kıyımcı millettir osmanlı türklere yaptıramadığını sırp'a yaptırmış .
kuyucu murat-rum mehmet aynı bok.
başlık konusu kitabı okumadım okumadan yazmak adetim değil ama katil civciv okumuş eleştirini yapmış ona göre yazdım.
türkler doğaya,ağaca,kuşa tapan kavim böyle bir kavim kötü olur mu ama klan başlarının elinde bugünkü halimize bakınca nasıl savunacaksın ,en değerli insan gördüğüm nursultan bile kendini rezil etti ulusuna ihanet etti.
ondan sonra macar-yahudi çıkar sizi boka bulaştırır.
bir tane akademisyen çıkıp da itiraz etmez yalan dolana ortak olur.
yahu açın orhun çevirilerinden birini okuyun koca taşlarda bir tane kötü kelam yok ,oğuz destanı da öyle ve diğer mit söylenceleri.
kuşa tapan kavim kötülük yapar mı ?
devamını gör...
4.
macar ustamız ıgnaz kunos 'ın turk masallari derlemesini öneririm .
ömer seyfettin'in derlemeleri de guzeldir
türk mitolojisi ile ilgilenenler de timur devletov'un kitaplarini okuyabilirler .
soz ettigim kitaplardaki masalları cocuklariniza okuyabilirsiniz.
ömer seyfettin'in derlemeleri de guzeldir
türk mitolojisi ile ilgilenenler de timur devletov'un kitaplarini okuyabilirler .
soz ettigim kitaplardaki masalları cocuklariniza okuyabilirsiniz.
devamını gör...
5.
#2899135 masallarda tekrar sözler olur ayrıca kalıplaşmış ve benzer ifadeler sıkça kullanılır bu durum tüm ulusların masallarında vardır.
bu konular sadece bizim halkbilim ürünlerimizde değil bütün halkbilim ürünlerde görülür. halkbilim üzerine yapılan incelemelerde bilimsel bir altyapının kurulmasına 19.yüzyılda başlanmıştır. bu nedenle halkbilim günümüzde hala gelişen bir alandır çünkü birçok halkbilim eseri bilimsel yöntemlerle incelenmemiştir. halkbilim ürünlerinin oluştuğu dönemi belirlemek çok önemlidir. bu durumun neden önemli olduğunu da alman masalı olan fareli köyün kavalcısını inceleyerek fark etmenizi tavsiye ederim.
halkbilim ürünleri çocuklar için hiç de uygun değildir çünkü avrupa'da bile çocuğa 19.yüzyılın sonlarına kadar "küçük yaştaki yetişkin" gözüyle bakılmıştır. bu durum ise çocuk edebiyatı gibi bir alanın çok geç gelişmesine neden olmuştur.
bu konular sadece bizim halkbilim ürünlerimizde değil bütün halkbilim ürünlerde görülür. halkbilim üzerine yapılan incelemelerde bilimsel bir altyapının kurulmasına 19.yüzyılda başlanmıştır. bu nedenle halkbilim günümüzde hala gelişen bir alandır çünkü birçok halkbilim eseri bilimsel yöntemlerle incelenmemiştir. halkbilim ürünlerinin oluştuğu dönemi belirlemek çok önemlidir. bu durumun neden önemli olduğunu da alman masalı olan fareli köyün kavalcısını inceleyerek fark etmenizi tavsiye ederim.
halkbilim ürünleri çocuklar için hiç de uygun değildir çünkü avrupa'da bile çocuğa 19.yüzyılın sonlarına kadar "küçük yaştaki yetişkin" gözüyle bakılmıştır. bu durum ise çocuk edebiyatı gibi bir alanın çok geç gelişmesine neden olmuştur.
devamını gör...