türkiye'den umudunu kesmek

sızlanmak hiçbir şeyi değiştirmiyor. değişmesini istediğimiz şeylerle mücadele etmemiz gerekiyor, o yapsın , bu söylesin biz övünelim o alsın, bu getirsin biz yiyelim yok .

turkiyeden değil de insanlarından umudumu kestim.
tepkisiz,duyarsız,liyakatsız, aşırı bencil,haset,hırsız ,düzenbaz bir millet ile yaşamak gerçekten yorucu.
beni bunaltıyor bu millet.

çoktan kestim. bu kadar ikiyüzlü, yasakçı, hırsız, kalleş, sapık, zorba insanın çoğunluk olduğu bir ülke asla tam gelişemez.

umut kesecek bir şey şuan yok. umutlu olacak çok şey var.

.

2013-2014 ten beri umudu kesmiş birisi olarak, artık umutluyum. genç kardeşlerimizin sorgusuz sualsiz biat edenler topluluğu değil, özgürlükçü, sorgulayan, açık fikirli bireyler olduğunu gördükçe umutluyum. siyasal islam çöktüğü için umutluyum.

nasıl başlarsa fırtına,
öyle diner birden bire
bir ışık parlar yeniden,
karanlıklar arasından
umudu kesme yurdundan

şah damarı vurulsa da,
dört bir yandan sarılsa da
ışık yener karanlığı,
bak çocukların gözlerine
umudu kesme yurdundan

karakışın buzu bile,
sürmedi sonsuza kadar
bahara döndü sonunda,
filiz sürdü kar altından
umudu kesme yurdundan



umut yoksa insan da yok, çünkü evrim yok.

yavaş yavaş başlayan sürecim.

vatanımdan değil, halktan umudu kesiyorum. yaşlısı ayrı, genci ayrı cahil.

sıkıntı iki taraf da birbirini cahil görüyor ama farkında değil ikisi de cahil.

işleri biraz yoluna koyup çeşme'de taş ev yaptırıp keyfime bakıcam. kablolu çekmeden, internet gündem ve haberleri okumadan hayatıma devam edicem. dünyanın en güzel ülkesinde cahil egosuyla uğraşıyoruz.

atatürk bundan daha beter bir durumda kesmemişti. onu örnek alın biraz olsun. merak etmeyin onun döneminde de çomarı, haini, işbirlikçisi, saltanatçısı, itilafı yoluna taş koydu hatta hakkında idam kararı çıkarıldı. ama asla pes etmedi ve silah arkadaşlarıyla ve arkasında aldığı halk desteği ile sıfırdan cumhuriyet kurdu.

bizim elimizde teknoloji var, internet var. sosyal medyada 3-5 çomarın dedikleri ile gaza gelip umudumuzu kesemeyiz bu ülkeden. önümüzde seçim var ve şu anki iktidar sahipleri istanbul ile ankara'yı kaybetmenin verdiği korkuyla her türlü pisliği yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler. bizim yapmamız gereken sağduyulu olmak, sakin kalmak ve secim günü gelince gereğini yapmaktır.

doğrudur

zaten azıcık olan ümidimi 24 saat içinde yaşanan 2 mart 2023 altılı masa toplantısı, 2 mart 2023 altılı masa adayının kemal kılıçdaroğlu olduğu iddiası ve 3 mart 2023 meral akşener'in açıklamaları sonrası tamamen kaybetmiş durumdayım. olaylar biraz sakinleşince kafamı toplayıp yazayım demiştim ama dayanadım. en azından içimi döküp rahatlamış olurum diye yazmaya karar verdim.

millet ittifakı veya altılı masa olarak bilinen; chp, iyi parti, saadet partisi, demokrat parti, deva partisi ve gelecek partisi'nden oluşan ittifak; hiçbir aktörünü zerre kadar sevmememe rağmen akp'den ve erdoğan'dan kurtulmak için son umudumdu. ama hiçbiri son umut olmayı hak etmiyormuş, parti liderleri ve yöneticileri halkın çıkarını değil sadece ve sadece kendi çıkarlarını düşünerek hareket ediyormuş.

cumhuriyet halk partisi son yıllarda tabanından tamamen kopmuş, atatürkçü çizgiden uzaklaşmış bir parti. artık chp biz atatürkçülerin değil sezgin tanrıkulu, canan kaftancıoğlu ve nuşirevan elçi gibi terör örgütü sempatizanlarının; cihangir islam gibi siyasal islamcıların; pkk'lı teröristlerin tehdit ettiği gencin ismini ve açık adresini ifşalayan eren erdem'in ve abb'de canlı yayınla yapılan ve en uygun fiyatı veren şirkete verilen ihaleyi yandaşlara ihale dağıtılıyormuş gibi göstererek mansur yavaş'a iftira atan barış yarkadaş'ın partisi.

chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu parti meclisine kendi destekçilerini doldurarak parti içi demokrasiyi bitiren sözde demokrat özde diktatör. başarılı olduğu tek konu parti içinde kendisine rakip olabilecek potansiyel adayları partiden uzaklaştırmak. 24 haziran 2018 genel seçimleri'nde muharrem ince'nin kazanması için değil kaybetmesi için uğraşmıştır. muharrem ince il il gezip miting yaparken bu mitingleri yayınlayan halk tv'yi genel merkezden aratarak "niye bu kadar yayınlıyorsun! bu kadar yayınlama! bu kadar yayınlayıp muharrem ince'yi başımıza bela mı edeceksin!" dedirtmiştir. 2018 seçimlerinde kendisinin ve chp yönetiminin büyük kısmının mecliste chp'ye cumhurbaşkanlığında erdoğan'a oy verdiğini düşünüyorum.

2023 seçimlerinin kaybedileceği kesin olsa ekrem imamoğlu'nu aday yapıp başka bir olası rakipten daha kurtulurdu. fakat ufukta zafer ihtimali görününce hemen kendi adaylığını dayatmaya çalıştı. başarılı da oldu. %1 oy alıp alamayacağı belli olmayan saadet partisi, demokrat parti, deva partisi ve gelecek partisi'ne bol keseden bakanlık dağıtıp chp listelerinden milletvekilliği verip oy oranlarının kat kat üstünde söz hakkı vererek chp'lilerin oylarını peşkeş çekti ve bu siyasi rüşvet karşılığında dört partinin adaylığını desteklemesini sağladı. iyi parti'ye ise adaylığını kabul ettiremedi. daha önce "altılı masada biri dahi itiraz ederse ben aday olmam" demesine ve iyi parti itiraz etmesine rağmen aday oldu.

iyi parti ülkücü siyaset ekolünden gelen ve siyaseten mesafeli olduğum bir parti. meral akşener ise 1990'larda faili meçhul cinayetler döneminde içişleri bakanlığı yapmış, "ak parti benim evimde kuruldu." demiş bir isim. yine de diğer dört parti gibi kılıçdaroğlu'nun adaylık için verdiği siyasi rüşveti kabul etmediği ve kazanma ihtimali daha fazla olan ekrem imamoğlu ve mansur yavaş adaylığında direttiği için kendisini takdir ediyorum. ama ifade ediş tarzı ve zamanı çok yanlış.

ya meral hanım sen kılıçdaroğlu'nun adaylığından iki gün önce mi haberdar oldun. madem ki kazanacak aday kırmızı çizgindi o zaman daha ilk toplantıda masaya yumruğunu vurup ekrem imamoğlu veya mansur yavaş adaylığı üzerinde bir mutabakat sağlamalıydın. hadi diyelim mutabakat sağlayamadın, o zaman hemen o gün ittifaktan ayrılmalıydın. seçime iki ay kalmışken içinde bulunduğun ittifakı yerle bir edersen bunun tek kazananı erdoğan ve akp olur. hadi diyelim son ana kadar kılıçdaroğlu'nu ikna etmeye çalıştın ama olmadı, o zaman da böyle zehir zemberek bir açıklamayla değil "ortak adayda anlaşamadık, ilk turda iki farklı aday çıkaracağız, ikinci tura kemal bey çıkarsa kayıtsız şartsız destekleyeceğiz, aynı tavrı kemal bey'den de bekleriz." gibi bir açıklamayla ayrılmalıydın.

saadet partisi milli görüş geleneğinden gelen ve siyaseten mesafeli olduğum bir parti. temel karamollaoğlu 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmeleri ile sonuçlanan sivas katliamı'nda sivas belediye başkanı olan, otelin önünde bekleyen saldırganlara "şöyle bir fatiha okuyalım. şunların ruhuna el fatiha diyelim." ve "gazanız mübarek olsun." diyen bir şahıs. şahsen yaşanan katliama üzüldüğünü de sanmıyorum, birkaç yıl önce "neden sivas katliamı değil de 'sivas olayları' diyorsunuz?" sorusuna "katliam kasıtlı yapılır, insanlar arabaları ve perdeleri yaktı, ölenler dumandan boğularak öldü." cevabını vermişti. şimdi de kılıçdaroğlu'nun siyasi rüşvetini kabul edip kılıçdaroğlu adaylığını destekliyor.

demokrat parti mehmet ağar ve süleyman soylu'nun genel başkanlığını yaptığı, günümüzde %1 bile oy alamayan küçük bir sağcı parti. gültekin uysal ise bir said nursi müridi, cemaatçi bir isim. sinirlendiği kişiye "çocukluğunda tecavüze uğramış çocuk psikolojisi ile şahsıma iftiralar atıyorsun." diyebilecek düzeyde bir insan*. cidden hayatımda bu kadar iğrenç, bu kadar aşağılıkça bir açıklama görmemiştim. gültekin bey'in bir an önce tedavi edilmesi şart. artık nasıl sapıkça bir psikolojiye sahipse "tecavüze uğramış çocuk" tanımını hakaret amaçlı kullanmakta bir sorun görmüyor. dolayısıyla kılıçdaroğlu'nun siyasi rüşvetini kabul etmesi de beni hiç şaşırtmadı.

deva partisi kısaca yeni nesil akp. ali babacan akp kurucu üyesi, 18 yıllık akp üyeliğinden 2019 yılında istifa etti. cidden akp'nin ne olduğunu 18 yılda anca mı anladı yoksa maması kesilince mi ayrıldı bilmiyorum. hangisi daha kötü onu da bilmiyorum. 18 yıllık akp üyeliği boyunca 16 yıl (4 dönem) milletvekilliği, 6 yıl başbakan yardımcılığı, 7 yıl ekonomi bakanlığı, 2 yıl dışişleri bakanlığı, 4 yıl avrupa birliği başmüzakereciliği yaptı. akp'den ne kadar nefret ediyorsam deva partisi'nden ve ali babacan'dan da o kadar nefret ediyorum. kılıçdaroğlu'nun siyasi rüşvetini kabul etmesi kendisi açısından oldukça mantıklıydı. chp listesinden sokacağı ve chp oylarıyla seçtireceği milletvekilleri seçim sonrası akp ile pazarlık masasına eli güçlü oturmasını sağlar.

gelecek partisi kısaca yeni nesil akp. ahmet davutoğlu akp kurucu üyesi, 18 yıllık akp üyeliğinden 2019 yılında istifa etti. akılalmaz stratejik derinliği sayesinde bugün ülkemizde milyonlarca mülteci yaşıyor. davutoğlu'nun akp'den ayrılması konusunda da acaba kendisi kurucusu olduğu akp'nin ne olduğunu 18 yılda mı anladı yoksa maması kesilince mi ayrıldı bilmiyorum. 18 yıllık akp üyeliği boyunca 7 yıl (3 dönem) milletvekilliği, 2 yıl akp genel başkanlığı ve başbakanlık, 5 yıl dışişleri bakanlığı, 6 yıl dış politika danışmanlığı yaptı. akp'den ne kadar nefret ediyorsam gelecek partisi'nden ve ahmet davutoğlu'ndan da o kadar nefret ediyorum. babacan gibi kendisi için de kılıçdaroğlu'nun siyasi rüşvetini kabul etmesi oldukça mantıklıydı. chp listesinden sokacağı ve chp oylarıyla seçtireceği milletvekilleri seçim sonrası akp ile pazarlık masasına eli güçlü bir şekilde oturabilir.

her neyse; benim artık bu ittifaktan da, akp'den ve erdoğan'dan kurtulacağımızdan da, türkiye'nin geleceğinden de umudum kalmadı. ama yine de önümüzdeki seçimde ilk turda muharrem ince'ye, ikinci turda da erdoğan'ın karşısında kim varsa ona oy vereceğim. eğer bu seçim de kaybedilirse bir daha hiçbir siyasi başlığa bir şey yazmayacağım ve ilk fırsatta yurtdışına taşınacağım.

şaşılacak bir durum değil aksine hak verilecek olaydır.
bu ülkenin sağı solu belli olmaz. herkes ayrı telden çalıyor. şu kısacık ömrümüzde normal, standart bir hayatı bile çok görüyorlar. insan umudunu kesmesin de ne yapsın?

son çıkışa 1 ay 1 hafta kaldı oradan çıkamassak artık ümit felan kalmayacak

daha vakit var.