üniversite aşkı

devam edeni ya da evliliğe gideni nadir görülen aşk türüdür. genelde iki tarafında birbirini çıkar için kullandığı ilişkiler bütünüdür.

çok volatile ilişkidir. unutmadan arkadaşlar, üniversite aşkın ile evlenmek en son x kuşağı arasında modaydı.

şimdi öyle aşk falan da kalmadı. günümüzde ilişki metasında flört manit nayninibuddy gibi kavramlar hakim.

ben 1997 de üniversiteyi kazandım. o dönemden arkadasların hiçbiri üniversite aşkı ile evlenmedi. ben evlenecektim ama askerden dönmemi beklemedi ve böylece tarihin tozlu sayfaları arasında yerini aldı.

boş iş.yapmacık flörtler,hafta da bir sevgili değiştirenler ,takılalım kafasındakiler ve pelisusular ve berkecanların ağırlıklı olduğu ilişki türü bu devirde.

ilk heyecanların getirdiği mevsim rüzgarı

13 yılı beraber devirdiğim sevdiceğimdir kendisi. 7 yıldır da evliyiz. söylendiği gibi her zaman gelip geçici değildir.

aşk demeyelim ona çünkü aşk bir kere olur. hoşlanma diyelim, sevgi diyelim.

gelelim konuya. henüz üniversiteye başlamadığım için bilemeyeceğim bir durumdur. eğer başlarsam ve olursa editlerim.

bir öğretmenin şöyle derdi : 'üniversite kantinini görmeden kimseye söz vermeyin'.

hiç yaşamadığım ama çokça şahit olduğum, genelde dört senelik süreçte vıcık vıcık olan ilişki, mezun olunca biter. kısacası dört yıllık süren ilişkidir benim gözlemlediğim.

bunların bir de sınıf arkadaşıyla ilişki yaşayıp bir veya iki yılda ayrılanları vardır. onlar iyice kafasızdır, eski sevgilisiyle aynı derslere gireceğini düşünemez çünkü. sonrası bir taraf için bolca acı çekmeli geçer mezun olana dek.

arayıp da bulamadığım aşktır. kısmet değilmiş napalım. cigara olsa yakardım şimdi.

birçoğunun ciddiye gittiği düşünülürken okul bitince evlerine dağılan samimiyetsiz çıkarcı aşkcıklar. (istisnalar kaideyi bozmaz tabi)

uzun süreli olanı çok azdır.

harika ya anlatılmaz yaşanır. istediğiniz saatte dışarı çıkıyorsunuz, her istediğinizi rahat rahat yapiyosunuz karışan yok.

evlenmek isteyen herkes üniversitede sevgili yapmalı. sap kalırsanız okul bitince kpss, iş bulma derdi falan derken karşı cinsle tanışma şansınız da yok tek çare görücü usulü kalıyor. evet.

aşkıyla erkenden karşılaşıp uzun bir ilişki yaşayanlar şanslıdır. bir sürü ilki bir masal gibi beraber yaşarlar. beraber okurlar, beraber gezerler, beraber öğrenci evine çıkıp yaşayabilirler. ayrılıkla sonlanırsa büyük bir depresyon, evliliğe giderse birden bir sürü maddi manevi yük. ama gece gündüz birlikte olmanın, gurbette birbirine sahip çıkıp hem aile hem dost hem sevgili olmanın tecrübe edildiği muhteşem bir okuldur.

bana gelince, şanslıydım.. lakin üniversite bitince ayrıldık. sonra birkaç konuşmamız oldu. barışma tekliflerini kabul edemedim. her adımını, bütün nedenlerini, bütün davranışlarını çok iyi anladım, hak verdim. hatta onunla konuşmadan kendi içimde ve onunla konuştuğumda ona karşı da her şeyi apaçık idrak ettim. hem onun adına hem kendi adıma bütün hesapları kendi kendime verebildim. bu kalansız bir bölme işlemiydi.. çünkü iyisiyle kötüsüyle bu denli güçlü bulduğum bir şeyi gözden çıkarmaya cüret etmesini affedemedim.

böyledir sevgili arkadaşlar, bazen kalbinizin sürgüsü kırılır ve doğru insan içeride de olsa kapı kapanmaz.

90larda çok kutsaldı. şimdi nasıl bilmiyorum.
kampüsün dışında bir fakülte binasında okudum üniversiteyi. toplam öğrenci sayısı 600-650 idi taş çatlasın. okuldaki çift sayısı 200 desem abartmış olmam.
kendi dönemimden birebir tanıdığım 9 çift vardı evlenen.

mühendislik fakültesinde okursanız olmaz.mis gibi okunur bitirilir..

sevişirsin ve bir sonrakine yani aşkım dediğinin arkadaşına geçersin.*