1.
sınıfta çoraplarını çıkaran, aile terbiyesi almamış elemanlarla aynı okulda okumuş olmam.
devamını gör...
2.
öğlen arasında basketbol oynayıp leş gibi terledikten sonra hoşlandığım kızın yanına oturduğum günü unutamıyorum. aşırı utanç duyuyorum şu an. ulan liseli ergenler harbiden dağ ayısı oluyorlar.
devamını gör...
3.
liseyi sevmezdim benim icin sancili gecti bircok utanc verici ani var, cok utanc verici degil ama sanirim beni en cok etkileyeni hoslandigim kizdan reddedilmem olabilir, o andan sonra rezillik ve yetersizlik hissi uzun zaman devam etti
devamını gör...
4.
tüm sınıf a*tal bir kız yüzünden benim regl olduğumu öğrenmişti sinirden söylemek zorunda kalmıştım
devamını gör...
5.
utanamayacak kadar serseri ve yaramazdim. hoca birgun kutuplar ve collerle alakali bir sey anlatirken, bahtsiz bedevi esprisi yaptim. baya kufurlu soyleyerek yaptim hatta. tum sinifi disari cikarip, bana bi abanmisti tekme tokat. sonra herkesi tekrar cagirip, derse devam etti. yine kutuplarla alakali bir sey anlatirken "hoca sen de doyamadin bu ayiya." demistim. butun sinif yerlere yatti. sonra da disipline yolladi. 20 lira okula yardim yapip siyirdim.
sen misin beni doven erkan hoca ? adami, madam ederler diyerek siritmistim sonra.
yani utanma duygusu yoktu o zaman, makara goygoy vardi.
sen misin beni doven erkan hoca ? adami, madam ederler diyerek siritmistim sonra.
yani utanma duygusu yoktu o zaman, makara goygoy vardi.
devamını gör...
6.
o kadar cok ani var ki az once dedigim gibi hicbirinde utanmadim. utanmaya en cok yaklastigim an, pazartesi istiklal marsi torenine gec kalmistim. mudur de okula konusma yaparken, benim kapidan ziplayip iceri girdigimi gordu. o zaman, belli saatten sonra kapilar kapanirdi, gec kaldin mi yok yazilirsin. kafasini cevirip bana bakti ve tum okul onunde " evet arkadaslar su anda bir devenin, kapidan nasil atladigina sahit oldunuz." dedi.
ben de siritarak gunaydin arkadaslar diye bagirdim.
ben de siritarak gunaydin arkadaslar diye bagirdim.
devamını gör...
7.
lise 3'te felsefe yarışması olacağı haberi dolanıyordu. tarih yaklaşınca bizim sınıftan kimin katılacağını konuşuyorlardı. ben hiç oralı olmuyordum. çünkü hiçbir güç beni tüm okul önünde ilgi odağı hâline getiremezdi.
sınıfta kimseyle pek muhatap olmadığım için ısrar da edemiyorlardı ama konuşmalarından duyuyordum "ya zifiri ya da .... katılsın." diye konuştuklarını.
neyse bir süre sonra onlar gelip beni seçtiklerini söyledi ben de kabul etmedim. ertesi gün hastalandığım için okula gitmemiştim. bunu fırsat bilen pislik b.klar benim adımı yazdırmıştı ve ben bunu okula gidince 2. veya 3. derste öğreniyorum. çünkü bana söyleyecek kişiyi seçmeye çalışmışlar. milleti bu kadar korkutmuş olduğumu da o gün anlamıştım.
3 kişi olarak katıldık. soruların çoğunu ben cevaplamıştım. diğerlerine dedim ki "sesli soru sizin. zaten buraya zar zor çıkmışım eğer bu sefer de hainlik yaparsanız ikinize kinlenir dönem boyu da size n.h kopya veririm." bunlar ikna oldu ama öğretmen paradoksu sorarken kurban olarak nedense bana odaklandı. ben zaten oraya çıktığımdan beri kıpkırmızı olmuş ve kimseyle göz temasına girmiyordum. yanımdakileri dürtüyordum çaktırmadan "hemen olaya el atın, çabukkk." biri konuşmaya başladı ben de diğerine birkaç fikir vermeye çalışırken o berber paradoksunu açıklayan hoca konuşan arkadaşımı susturdu. dedi ki " senin ki tam iyi temellendirme olamadı. zifiri belki bir şeyler söyler."
ben "hayır bir şey söylemek istemiyorum. zaten arkadaşım söyledi." dedim. sonra müdürü gördüm kıs kıs gülüyordu. arkadaşlarıma hitaben "şuna bak nasıl sırıtıyor, keller bile bu paradoksta bu kadar gülmezdi. demek ki berbere verdiği paralar cebini yakmıyor." (müdüre çoktan gıcıktım) gel sen mikrofonu kapama. ben kalabalık gürültüsünden bir de gerginlikten duyulduğumun farkında değildim. birde baya kahkaha sesleri çıktı. anlamak için etrafa bakarken anladım. domates beni görse ben beyazım derdi galiba.
birinci olurken müdür pislikliğine bize vermedi ödülü. o da kızarmıştı ama utançtan değildi herhalde. adam resmen " senle sonra görüşeceğim." der gibi bakıyordu. ama ne oldu biliyor musunuz? notlarımdan dolayı hiçbir yapamadı. yoksa hapı yutmuştum...
öğretim gördüğüm günleri özlüyorum. çok eskide kalmadi ama yokluğunu çok hissediyorum. hevesimin kırılmış olmadığı ve çalışsak gerçekten bir yerlere gelebileceğimizi düşündüğüm zamanlar.
sınıfta kimseyle pek muhatap olmadığım için ısrar da edemiyorlardı ama konuşmalarından duyuyordum "ya zifiri ya da .... katılsın." diye konuştuklarını.
neyse bir süre sonra onlar gelip beni seçtiklerini söyledi ben de kabul etmedim. ertesi gün hastalandığım için okula gitmemiştim. bunu fırsat bilen pislik b.klar benim adımı yazdırmıştı ve ben bunu okula gidince 2. veya 3. derste öğreniyorum. çünkü bana söyleyecek kişiyi seçmeye çalışmışlar. milleti bu kadar korkutmuş olduğumu da o gün anlamıştım.
3 kişi olarak katıldık. soruların çoğunu ben cevaplamıştım. diğerlerine dedim ki "sesli soru sizin. zaten buraya zar zor çıkmışım eğer bu sefer de hainlik yaparsanız ikinize kinlenir dönem boyu da size n.h kopya veririm." bunlar ikna oldu ama öğretmen paradoksu sorarken kurban olarak nedense bana odaklandı. ben zaten oraya çıktığımdan beri kıpkırmızı olmuş ve kimseyle göz temasına girmiyordum. yanımdakileri dürtüyordum çaktırmadan "hemen olaya el atın, çabukkk." biri konuşmaya başladı ben de diğerine birkaç fikir vermeye çalışırken o berber paradoksunu açıklayan hoca konuşan arkadaşımı susturdu. dedi ki " senin ki tam iyi temellendirme olamadı. zifiri belki bir şeyler söyler."
ben "hayır bir şey söylemek istemiyorum. zaten arkadaşım söyledi." dedim. sonra müdürü gördüm kıs kıs gülüyordu. arkadaşlarıma hitaben "şuna bak nasıl sırıtıyor, keller bile bu paradoksta bu kadar gülmezdi. demek ki berbere verdiği paralar cebini yakmıyor." (müdüre çoktan gıcıktım) gel sen mikrofonu kapama. ben kalabalık gürültüsünden bir de gerginlikten duyulduğumun farkında değildim. birde baya kahkaha sesleri çıktı. anlamak için etrafa bakarken anladım. domates beni görse ben beyazım derdi galiba.
birinci olurken müdür pislikliğine bize vermedi ödülü. o da kızarmıştı ama utançtan değildi herhalde. adam resmen " senle sonra görüşeceğim." der gibi bakıyordu. ama ne oldu biliyor musunuz? notlarımdan dolayı hiçbir yapamadı. yoksa hapı yutmuştum...
öğretim gördüğüm günleri özlüyorum. çok eskide kalmadi ama yokluğunu çok hissediyorum. hevesimin kırılmış olmadığı ve çalışsak gerçekten bir yerlere gelebileceğimizi düşündüğüm zamanlar.
devamını gör...
"utandığınız lise anıları" ile benzer başlıklar
lise
33