1.
yapay uydular aracılığıyla verilen yayın hizmeti.
bu hizmeti veren uyduların dünya yörüngesinde, dünya ile aynı hızda dönmesi gerekir. jeosenkron ya da geosenkron yörünge gibi isimlerle anılan bu yörüngeler, genellikle iletişim uydularının çoğunun kullandığı yörüngedir. bu tür bir uydu enerjisini güneş panellerinden alır.
uydu yörüngede dolanırken üzerinde ay ve güneş'ten gelen çekim kuvvetlerine ek olarak dünya'dan kaynaklanan yer çekim kuvvetini de hisseder. bu nedenle uydunun yörüngede dolanırken kendi içinde sabit durabilmesi için küçük bir yardım alması gerekir. bu yardım da "thruster" adı verilen minik, roket benzeri bir araçla sağlanır.
uydu üzerinde aktarıcı ya da daha bilindik adıyla alıcı denilen bir kısım bulunur. bu alıcı dünya'dan gelen sinyalleri alarak güçlendirir, gürültüden arındırır ve tekrar dünya'ya yönlendirir. ancak aldığı sinyalin frekansı ile geri yansıttığı sinyalin frekansı birbirinden farklıdır.
yayın yapacak olan kanal, yayın sinyallerini çalıştığı uyduya gönderir. uydu aldığı bu sinyaller üzerinde gerekli işlemleri yapar ve onları dbs denen direct broadcast satellite* sistemlerine geri yollar. dbs merkezi, diğer tüm televizyon kanallarından gelen sinyalleri de alır ve video formatlama işlemlerini yaparak yayınları düzenler. bunu yaptıktan sonra sinyaller bu kez dbs tarafından uydu alıcısına gönderilir. bu kez sinyal işlenerek son kullanıcının antenine yönlendirilir. çanak antenlerin ayarlanmasının gerektiği nokta burasıdır. antenler uydudan sinyalin geldiği yöne bakacak şekilde ayarlanmalıdır.
antenler şifrelidir ve bu şifreler sadece sinyali alan son kullanıcının kullandığı televizyon tarafından çözümlenir. böylece sinyallerin karışması ya da farklı amaçlar için kullanılması önlenir.
canlı yayınlardaki gecikmelerin nedeni, yukarıdaki al-yansıt olaylarının gerektirdiği süredir. internet videolarında gördüğümüz takılmaları televizyon yayınlarında görmüyor olma nedenimiz ise internetteki bilgi ağının çok daha fazla veri trafiği içermesidir.
görselin kaynağı
bu hizmeti veren uyduların dünya yörüngesinde, dünya ile aynı hızda dönmesi gerekir. jeosenkron ya da geosenkron yörünge gibi isimlerle anılan bu yörüngeler, genellikle iletişim uydularının çoğunun kullandığı yörüngedir. bu tür bir uydu enerjisini güneş panellerinden alır.
uydu yörüngede dolanırken üzerinde ay ve güneş'ten gelen çekim kuvvetlerine ek olarak dünya'dan kaynaklanan yer çekim kuvvetini de hisseder. bu nedenle uydunun yörüngede dolanırken kendi içinde sabit durabilmesi için küçük bir yardım alması gerekir. bu yardım da "thruster" adı verilen minik, roket benzeri bir araçla sağlanır.
uydu üzerinde aktarıcı ya da daha bilindik adıyla alıcı denilen bir kısım bulunur. bu alıcı dünya'dan gelen sinyalleri alarak güçlendirir, gürültüden arındırır ve tekrar dünya'ya yönlendirir. ancak aldığı sinyalin frekansı ile geri yansıttığı sinyalin frekansı birbirinden farklıdır.
yayın yapacak olan kanal, yayın sinyallerini çalıştığı uyduya gönderir. uydu aldığı bu sinyaller üzerinde gerekli işlemleri yapar ve onları dbs denen direct broadcast satellite* sistemlerine geri yollar. dbs merkezi, diğer tüm televizyon kanallarından gelen sinyalleri de alır ve video formatlama işlemlerini yaparak yayınları düzenler. bunu yaptıktan sonra sinyaller bu kez dbs tarafından uydu alıcısına gönderilir. bu kez sinyal işlenerek son kullanıcının antenine yönlendirilir. çanak antenlerin ayarlanmasının gerektiği nokta burasıdır. antenler uydudan sinyalin geldiği yöne bakacak şekilde ayarlanmalıdır.
antenler şifrelidir ve bu şifreler sadece sinyali alan son kullanıcının kullandığı televizyon tarafından çözümlenir. böylece sinyallerin karışması ya da farklı amaçlar için kullanılması önlenir.
canlı yayınlardaki gecikmelerin nedeni, yukarıdaki al-yansıt olaylarının gerektirdiği süredir. internet videolarında gördüğümüz takılmaları televizyon yayınlarında görmüyor olma nedenimiz ise internetteki bilgi ağının çok daha fazla veri trafiği içermesidir.
görselin kaynağı
devamını gör...