yanlış kişiye mesaj atmak

yıldız tilbe'nin de dediği gibi.

yanlış zaman
yanlış insan
tutunmak imkansız bıktım
yamalı sevdalarda

gibi bir durumdur.

(bkz: sexting yapmak için göze alınan şeyler)

ben yapmadım da lise 3ün ortalarında gürpınar'a taşınmıştık. otobüsteyken biri bana yalvarır gibi iki de bir mesaj gönderiyordu. baktım olacak gibi değil. sordum kimdir necidir diye çocuk sevgilisinden ayrılmış numarayı mı yanlış yazmış ne bana mesaj gönderiyordu sürekli.

bu bağlamda yüz kızartıcı bir şey başıma gelmemiştir. yani vatsap gruplarında falan yanlış gruplara bişeyler atmışlığım olmuştur ama bunlar en fazla komik ve yersiz olmuştur.

tanım: başa gelmesi istenmeyen şeydir. dikkatli olmak gerekir bu hususta.

yalnız biri bana sms ile: "hayatım, gelirken şu ayakkabılarımı getirmeyi unutma." diye mesaj atmıştı. ona, "olur hayatım." diye geri dönmüş olabilirim de olmayabilirim de. öyle muzırlıklar bazen yaparım bazen yapmam. bu olayda hangisiydi harbiden hatırlamıyorum. 20 sene falan olmuştur olay geçeli.

üniversite okuyan azgın bir gençken sarhoş kafayla sevgilime atacağım mesajı enişteme atmıştım. bir beş yıl sapık muamelesi yaptı bana. zındık herif.

+arkadaşlar az önceki fotoğrafı sehven yolladım, bilgilerinize.
-prada bey, yarın insan kaynaklarına uğrayabilir misiniz? şu fotoğraf konusunu bi konuşalım.

arkadaşımla dedikodu yaparken yablışıkla başkasına mesaj attıyorum bazen sonra kıvırıyorum.

aslında doğru kişiye atıp, yalnış olmuş gibi davranmak gibi bir durum da var ki tadından yenmez.

babamla isimlerimiz birbirine çok benzediği için kardeşim tarafından yapılan ve neredeyse evlat katline neden olacak olan eylemdir.

o zamanlar şahan gökbakar dikkat şahan çıkabilir isimli bir program yapmakta idi ve dişi yakarış isimli bölümdeydi sanıırım komik bir sahne vardı.

biz de kardeşimle genelde replikler üzerinden konuştuğumuz için bir gün benim asimile kıro kardeşim beni güldürmeye karar verir ve şöyle bir mesaj atar:

- 25 yıllık evliyim, iki kere tatmin oldum, olmadım.

ama bu mesajı bana atacağına yirmi beş yıllık evli bir adam olan babama atar. benim babam sanatçı bir diktatördür. ve sevgili kardeşim birkaç gün eve gelmeyerek bir şekilde kendini kurtarır.

bu hikayenin bir de sanal olmayan bir türü var bizim hikayemizde. bir gün babam çok sevdiği sarı vosvosu ile uğraşmaktadır. babama ön kaputu açmış ve arabanın altında uğraşmaktadır. bense annemin "git babana yardım et" demesi üzerine amaçsızca beklemekteyimdir arabanın önünde.

bilenler bilir vosvosların motoru arkadadır. kardeşim gelir ve her zamanki replikçi haliyle şöyle der:

- baba akü yok, kaputu açmışlar, bir de aküyü çalmışlar.

zaten araba yüzünden sinir harbi içinde olan babam arabanın altından çıkınca kardeşim usain bolt'u kıskandıracak bir hızla kaçar ve kendisini yine bir süre görmeyiz.

demem o ki; bu konularda dikkatli olmalı insan.

amatör çapkınlık göstergesidir.