sarışın bir afet, son derece lüks bir arabanın içinde, tam gaz
gitmektedir. polis durdurur:

- bayan, kilometre saatine hiç bakmıyorsunuz galiba. tam 200 km.
hızla gidiyordunuz.
- kilometre saati mi? o da hangisi?

polis şaşırarak ruhsat ve ehliyet ister. bayan, içi kart dolu iki
cüzdan çıkarır:

- memur bey, o dediklerinizin ne olduğunu ben bilmiyorum. buradan
seçin.

polis, daha da şaşkın halde, ehliyet ve ruhsatı alarak arabasına
gider ve telsizle merkezi arar:

- şef, burada km saatinin yerini bilmeyen mercedes'li bir bayan var.
200 km hız yapıyordu. üstelik de ruhsat ve ehliyet nedir onu da
bilmiyor.
- hey tommy, bayan sarışın, gri bir mercedes'i ve olaganüstü güzel
bacakları var değil mi?
- evet patron. ama ne alakası var?
- boşver tommy. bayanin ismi teresa walker mı, onu söyle bana.
- tamam şef, isim de doğru. nereden biliyorsun bunları?
- boşver tommy sen şimdi git bayanın oturduğu taraftaki kapıyı aç ve
pantolonunu indir.
- patron sen delirdin galiba.
- sen lafımı dinle tommy...

tommy denileni yapar ve bayanın kapısını açıp pantolonunu indirir.
teresa hanım:

- yine mi alkol muayenesi. bıktım inanin. bu eyalette ne kadar polis
varsa bana alkol muayenesi yapıyor

*
devamını gör...
köyde yaşayan temel karısının kendisini aldattığını düşünüyor.
bir sabah evden çıkarken ' fadime bugün trabzon a ineceğum, akşama geç gelurum ' diyor.
ama tabii arkadan tavan arasına tırmanıp evi gözetliyor.
birazdan fadime' nin sevgilisi geliyor. olaya geçiyorlar.
temel de tavan arasında olan biteni görünce;
' ula fafume ben sağa edeceğumu bileyrum da dua et trabzon 'dayım. '
devamını gör...
temel giderken düşmüş dursun da gülmüş ona. temel neden güldün demiş dursun da sana ne demiş!
devamını gör...
bir gün eski zamanlarda bir kral ile onun dalkavuğu yürüyüşe çıkmışken kral dönüp şaklabanına demiş ki:

- ey dalkavuk, öyle bir şey yap ki özrün kabahatinden büyük olsun.

dalkavuk da bunu kabul etmiş. günlerden bir gün kral dışarıdayken dalkavuğu gelip kralın poposuna bi şaplak atıvermiş. kral da buna sinirlenerek dalkavuğa:

- bre hadsiz ne yapıyorsun? dalkavuk da bunun üzerine demiş ki:

-pardon kralım, kraliçe sandım...

kaynak: ctrl+v
devamını gör...
kadının birini köyde ayı kaçırmış. 2 gün sonra köylüler kadını ayının mağarasında bulmuşlar. kurtarmışlar.
ayı da onlara saldırınca ayıyı öldürmüşler haliyle.
köye dönülmüş , kadın günlerce bir şey yemiyor içmiyor.
demişler neyin var ?
-- ahh ahhh , gitti yiğidim. ayı idi mayı idi ama kocam idi.
devamını gör...
adamın biri bir gece bara gider. barmenin tam karşısına oturur ve ortamdaki herkesin duyabileceği şekilde der ki:
- herkese benden viski, barmen sen de iç!

tabii herkes adamı alkışlar ve ortamın havası değişir. herkes viskisini içer ve yaklaşık yarım saat sonra adam tekrar herkesin duyacağı desibelde şu sözleri söyler:
- herkese benden şampanya, barmen sen de iç!

yine ortamda alkış tufanı kopar, bütün bar mutlu olur ve herkes şampanyalarını patlatıp içer. arada yine yarım saat geçer ve kahramanımız bu sefer de şunu der:
- herkese benden bira, barmen sen de iç!

herkes adamı alkışlar, adama sevgi seli hâkim olur. ortam şenlendikçe şenlenir. bir süre sonra adam içtiklerinin ve ısmarladıklarının parasını ödemeden mekândan çıkmaya yeltenir. barmen, adamın peşinden gider ve adamı yakalayıp sorar:

- birader, o kadar şey ısmarladın hepimize, sen de içtin, şimdi paraları ödemeden kaçıyorsun. ne iş?

adam da der ki:

- yahu benim param yok ki cebimde. içimden geldi herkese ısmarlayayım dedim bir şeyler. para mara veremem ben kardeş!

bu gergin diyalog üzerine barmen sinirlenir ve adamı bir güzel döver. adeta tanınmayacak hâle getirir. adam kanlar içinde ayrılır mekândan. bundan tam 1 ay sonra adam yine bara gider, barmenin karşısına oturur ve der ki:

- herkese benden konyak, ama barmen sen içme! içince sapıtıyorsun.
devamını gör...
çocuğun biri sahilde kumlarla oynuyormuş. oradan geçmekte olan bir polis merak edip çocuğun yanına gitmiş ve ne yaptığını sormuş.
çocuk: "polis yapıyorum." demiş
polisin hoşuna gitmiş tabii: "anlat bakalım nasıl yapıyorsun" demiş.
çocuk anlatmış: "su koyuyorum, kum koyuyorum, b*k koyuyorum; polis oluyor!"
polis buna çok sinirlenmiş ve "bir daha böyle bir şey yaptığını görmeyeyim." diyip gitmiş.

ertesi gün yine aynı mekan, aynı çocuk kumlarla oynamakta, aynı polis oradan geçmekte.. polis bakalım akıllandı mı diye yine sormuş çocuğa ne yaptığını.
çocuk "polis yapıyorum." demiş. polis yine nasıl yaptığını sormuş.
çocuk cevap vermiş: "su koyuyorum, kum koyuyorum, b*k koyuyorum; polis oluyor!"
polis iyice sinirlenmiş, çocuğu pataklamış ve bir daha böyle bir şey yaptığını görürse hapse atacağını söyleyip gitmiş..

ertesi gün yine aynı sahne. polis yine gitmiş sormuş çocuğa ne yaptığını.
çocuk: "asker yapıyorum." demiş. tabii polisin hoşuna gitmiş, gülerek: "anlat bakalım nasıl yapıyorsun?" demiş..
çocuk: "su koyuyorum, kum koyuyorum; asker oluyor!" demiş.
polis şaşırarak: "peki ona niye b*k koymuyorsun?" diye sormuş..
çocuk: "e b*k koyunca polis oluyor."
devamını gör...
rojekê stalîn xîtabî gel dikir. dema ku ew dipeyivî, ji nav elaletê dengekê pişkê hat bihîstin. stalîn dev ji peyivînê berda û ji wan pirsî ka kê dipişke, lê tu bersiv nehat. stalîn di rêza yekem de gulebaran kir. stalîn dîsa pirs kir ku kê pişkî, lê tu bersiv nehat û di rêza duyemîn jî hat gulebaran. wî dîsa pirs kir ku kî pişkî, zilamekî bi dengekî qels got ez im. stalîn jî got, xêr be rêheval.
devamını gör...
bir gün bir yahudi ve bir arap fırına giderler. arap hemen üç böreği çalar ve cebine koyar.

yahudiye şöyle der: ne kadar becerikli olduğumu görüyor musun? sahibi hiçbir şey görmedi. yahudi arap'a şöyle der: bu, siz arapların tipik bir örneğidir. size aynı sonucu almanın dürüst bir yolunu göstereceğim.

fırın sahibine gider ve “bana bir börek ver, sana bir sihirbazlık numarası göstereyim” der. ilgilenen sahibi kabul eder ve ona bir hamur işi verir. yahudi onu yutar ve bir tane daha ister. sahibi ona bir tane daha verir. daha sonra yahudi onu yutar ve üçüncü bir hamur işi ister ve onu da yer.

sahibi, sihir numarasının nerede olduğunu merak etmeye başlıyor ve "peki hamur işlerini ne yaptın?" diye soruyor. yahudi cevap verir: "arap'ın arka cebine bakın..."
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
miami'de üstü açık spor arabasıyla gezen sarışın afet'i trafik polisi durdurur.
- ''hanımefendi ehliyetinizi görebilir miyim?''.
- ''nedir o?''
- ''hani araç kullanırken yanınızda taşımanız gereken belge, kredi kartı boyutlarında ve üzerinde resminiz olur''.
sarışın bayan çantasını aracın koltuğuna boşaltır ve ehliyeti bulur ve memura uzatır.
- ''hanımefendi ruhsatı görebilir miyim?''.
- ''o da ne?''.
- ''tabiri caiz ise aracınızın kimlik kartı. genelde torpido gözünde bulunur''.
bayan torpido gözünü bulur ruhsatı uzatır.
trafik polisi evrakları alıp aracına biner ve merkezle telsiz bağlantısı kurar. merkezdeki görevli memur aracı kullanan
sarışın mı'' diye sorar.
- ''evet''.
- ''peki süper bir mini eteği var mı?''.
- ''evet''.
- ''göğüsleri gömleğinden taşıyor mu?''.
- ''evet''.
- ''o zaman sen ona doğru yaklaş ve fermuarını indir''.
polis memuru merkezdeki arkadaşına bağırarak böyle bir şey yapamayacağını söyler ama ısrarlara fazla dayanamaz.
sarışın bayanın yanına yaklaşıp fermuarını indirir. sarışın bayan çok şaşırır.
- ''yine mi alkol muayenesi!''...
devamını gör...
temel'e sormuslar, sence kuslar neden ucar,
temel de demis ki, yo gokten ucar.
devamını gör...
iki yahudi arkadaş ticarete atılır ve o yıl haki renk kumaşların rağbet göreceği tiyosunu alırlar, bütün paralarını basarlar.aradan bir yıl geçer kimsenin kumaş aldığı sorduğu yok...bunlar kara kara düşünürler iflas ettiklerini düşünerek. sonra bi albay çıkar gelir ve askerlere beş yüz bin tane üniforma diktireceklerini söyler, depoya inerler kumaşları gösterirler albay beğenir fakat sadece albayın beğenmesi yeterli değildir.albay bi parça numune alır ve "yarın öğlen 12 ye kadar telgraf çekmezsem bilin ki kumaşları alacağım" der gider.

yahudiler heyecenla beklerler o gün hiç sabah olmaz alacak mı almayacak mı telaşıyla.

saat 11:30 heyecandan ölecekler neredeyse

11:45 kalpler duracak gibi

11:55 postacı sokağın başında görünür ve artık herşeyin bittiği düşüncesinde sonra bi umut belki başka birisine gidiyordur diye ama korkulan başa gelir postacı gelir kapıyı çalar.adam herşeyini kaybetmenin acısıyla aşağı iner kapıyı açar telgrafı okurken yüzü bi anda gülüverir:

-müjde moiz müjde. baban ölmüş.
devamını gör...
3 vampir bir gün cafeye gitmişler ve garson masaya yanaşmış.
- ''ne alırdınız efendim'' diye sormuş.
1. vampir;'' ben sıcak kan istiyorum.'' demiş.
2. vampir;'' ben de soğuk kan istiyorum.'' demiş.
3. vampir ise;'' ben sıcak su istiyorum.'' demiş.
diğer vampirler 3.vampire dönerek;'' sen vampir değil misin? sıcak su ne y*rak kafalı.'' demişler.
3. vampir de cebinden çıkardığı kanlı molpedi bardağa sokarak;'' ben sallama içiyorum rospu ocukları.'' demis.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yaran fıkralar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim