21.
türk malı diye bir dizi vardı. orada saçma ama bir o kadar da absürt bir fıkraya denk gelmiştim.
adamın biri cafeye gidip "bana bir çay lütfen limonsuz olsun." demiş. garson da "limon kalmadı mandalinasız versem olur mu?" demiş. fıkrasına gülünmeyen adam olmaktan hoşlandığım için yazayım dedim.
adamın biri cafeye gidip "bana bir çay lütfen limonsuz olsun." demiş. garson da "limon kalmadı mandalinasız versem olur mu?" demiş. fıkrasına gülünmeyen adam olmaktan hoşlandığım için yazayım dedim.
devamını gör...
22.
bir akıl hastanesinde; bir tecavüzcü, bir katil, bir nekrofil, bir kundakçı, bir de mazoşist oturuyorlarmış. o sırada oradan bir kedi geçiyormuş. tecavüzcü demiş ki, hadi şu kediye tecavüz edelim. katil hemen katılmış; tecavüz edip, öldürelim! nekrofil; tecavüz edelim, öldürelim sonra yine tecavüz edelim demiş. kundakçı eklemiş; tecavüz edelim, öldürelim, tekrar tecavüz edelim sonra da yakalım! hepsi pis pis sırıtırlarken, mazoşiste dönmüşler, sen bi'şey söylemeyecek misin? mazoşist de gözlerini devirerek demiş ki: miyav!
devamını gör...
23.
adam, papağanını gümrükten kolay geçirebilmek için bir kutuya koymuş, üstüne de "kırılacak eşya" diye yazmıştı.
gümrük memuru yazıyı okuyunca, kutuyu şöyle bir silkelemeye başladı. aynı anda içeriden papağanın bağırdığı duyuldu:
"şangur şungur.. şangur şungur.."
gümrük memuru yazıyı okuyunca, kutuyu şöyle bir silkelemeye başladı. aynı anda içeriden papağanın bağırdığı duyuldu:
"şangur şungur.. şangur şungur.."
devamını gör...
24.
yazarlarımızın bizzat yazdığı fıkralardır. ilki benden gelsin:
akp'liye sormuşlar "hırsızlık günah mıdır?" diye.
"kimin çaldığına göre değişir," demiş.
vesselam...
akp'liye sormuşlar "hırsızlık günah mıdır?" diye.
"kimin çaldığına göre değişir," demiş.
vesselam...
devamını gör...
25.
fıkraların aslında seneler içinde ne kadar değişebildiğini ve o günlerdeki insanların bu tür fıkralara güldüğünü anlamak biraz güç geliyor . yani aslında şu an güldüğümüz bir çok '' yaran '' fıkra ilerleyen senelerde saçma bir yazı olarak kalacak bunun en büyük örneği 1600 yıl önce yazılan şu fıkralardır :
çömez bir öğrenci yüzmeye gider ve boğularak ölmekten kıl payı kurtulur. der ki: "bir daha yüzmeyi öğrenmeden asla suya girmeyeceğim"
bu biraz daha komik:
koşu yarışını izleyen sivri zekalı seyirci, bir yarışmacının çok yavaş koşması üzerine der ki; "bu genç adamın tam olarak neye ihtiyacı olduğunu biliyorum." "neye?" der yanındaki. bizimki de cevap verir; "ata!, aksi halde kazanabilmesi imkansız"
çömez bir öğrenci yüzmeye gider ve boğularak ölmekten kıl payı kurtulur. der ki: "bir daha yüzmeyi öğrenmeden asla suya girmeyeceğim"
bu biraz daha komik:
koşu yarışını izleyen sivri zekalı seyirci, bir yarışmacının çok yavaş koşması üzerine der ki; "bu genç adamın tam olarak neye ihtiyacı olduğunu biliyorum." "neye?" der yanındaki. bizimki de cevap verir; "ata!, aksi halde kazanabilmesi imkansız"
devamını gör...
26.
bir çiftçi tavuklarının hiçbirinin yumurtlamamasına bozulur ve sorununu çözmesi için nedendir bilinmez* bir fizikçi ile anlaşır. fizikçi tavukları inceler, hesaplar yapar ve sonunda çiftçiye dönüp şöyle der: "bir çözüm buldum ama sadece boşluktaki küre biçimli tavukların üzerinde çalışıyor!"
devamını gör...
27.
yavru kutup ayisi annesine yaklasir :
- anneeeee, ben kutup ayısımıyım ?
- evet oglum
- babam kutup ayısı mı?
- evet oglum ?!
- dedem kutup ayısı mı ?
- evet oglum ?!
- ee peki anneannem, dedemin dedeleri falan hepsi kutup ayısı mı ?
- evet oglum hepsi kutup ayısı ne oldu ki?!
- üşüyorum amk.
- anneeeee, ben kutup ayısımıyım ?
- evet oglum
- babam kutup ayısı mı?
- evet oglum ?!
- dedem kutup ayısı mı ?
- evet oglum ?!
- ee peki anneannem, dedemin dedeleri falan hepsi kutup ayısı mı ?
- evet oglum hepsi kutup ayısı ne oldu ki?!
- üşüyorum amk.
devamını gör...
28.
adam son derece gururlanarak kendinden bahsediyordu:
- "ben akordeonu alıp çalmaya başlayınca herkesi ayağa kaldırırım."
arkadaşı şaşırır:
- "demek o kadar ustasınız bu enstrümanda!"
- "yok canım, ben sadece milli marşı çalmasını bilirim"
- "ben akordeonu alıp çalmaya başlayınca herkesi ayağa kaldırırım."
arkadaşı şaşırır:
- "demek o kadar ustasınız bu enstrümanda!"
- "yok canım, ben sadece milli marşı çalmasını bilirim"
devamını gör...
29.
kurt ile eşek tartışıyorlarmış.
-kurt:çimen yeşildir.
-eşek:çimen sarıdır.
sonunda konuyu ormanlar kralı aslana anlatmışlar.
aslan kurda 1 ay hapis cezası eşeğe de özgürlük vermiş.
kurt şaşkınlınlıkla aslana yaklaşmış ve sormuş:
-hakikaten sende çimeni sarı mı görüyorsun?
-aslan:hayır çimen yeşildir.
-kurt:o halde bana neden hapis cezası verdin?
-aslan: eşekle tartıştığın için...
-kurt:çimen yeşildir.
-eşek:çimen sarıdır.
sonunda konuyu ormanlar kralı aslana anlatmışlar.
aslan kurda 1 ay hapis cezası eşeğe de özgürlük vermiş.
kurt şaşkınlınlıkla aslana yaklaşmış ve sormuş:
-hakikaten sende çimeni sarı mı görüyorsun?
-aslan:hayır çimen yeşildir.
-kurt:o halde bana neden hapis cezası verdin?
-aslan: eşekle tartıştığın için...
devamını gör...
30.
küçük çocuğun en sevdiği şey, yatak odasındaki dolaba girip beyaz ayısı ile oynamakmış. ama annesi bu duruma çok kızıyormuş, çünkü kocası yokken sevgilisini eve alıyormuş.
kadın bir gün, çocuğunun dolapta olup olmadığını kontrol etmeden sevgilisini yatak odasına almış. bu sırada aniden kocası gelince, kadın sevgilisini dolaba sokmuş. adamla çocuk dolabın içinde karşılıklı birbirine bakarlarken, karı-koca sevişmeye başlamışlar.
çocukla adam arasında da diyalog başlamış:
- amca !
- efendim.
- benim bir beyaz ayım var.
- eeee!
- sen onu satın alacaksın.
- çocuğum ben kocaman adamım, ne yapayım ayıyı?
- yok yok alacaksın.
- almayacağım ulan.
- alacaksın alacaksın, yoksa çıkar babama söylerim.
- peki peki sus, ne kadar?
- 50 dolar.
- hadi lan, buna 50 dolar vermem.
- peki, ben de çıkar babama söylerim.
- peki peki, al şu 50 doları.
aradan bir süre geçmiş:
- amca !
- ne var?
- ayımı geri ver.
- hadi lan, ben ona 50 dolar saydım.
- vereceksin, yoksa çıkar babama söylerim.
- peki lan velet, al şunu da sus.
biraz sonra;
- amca benim beyaz ayı var ya!
- eeee ?...
- sen onu 100 dolara alacaksın.
- hmmmpoffff!
bu böyle sabaha kadar devam etmiş. çocuk adamın cebindeki tüm parayı almış. ertesi gün gitmiş bu paralarla kendisine bir bigiblet almış.
eve geldiğinde annesi;
- bunu nereden buldun, diye sormuş.
- parayı yerde buldum.
- olmaz çocuğum, günah işlemişsin. git bigibleti geri ver, parayı al, onu da kiliseye bağışla. gitmişken de parayı nasıl bulduğunu anlat, günah çıkar.
çocuk istemeye istemeye annesinin dediklerini yapmış. parayı kiliseye bağışladıktan sonra günah çıkarma odasına girmiş. rahip kabinin diğer tarafından seslenmiş:
- buyur çocuğum.
- rahip amca, benim bir beyaz ayım var.
rahipten gürleme gibi bir ses gelmiş:
- gibtir git lan, bela mısın, nesin sen?
kadın bir gün, çocuğunun dolapta olup olmadığını kontrol etmeden sevgilisini yatak odasına almış. bu sırada aniden kocası gelince, kadın sevgilisini dolaba sokmuş. adamla çocuk dolabın içinde karşılıklı birbirine bakarlarken, karı-koca sevişmeye başlamışlar.
çocukla adam arasında da diyalog başlamış:
- amca !
- efendim.
- benim bir beyaz ayım var.
- eeee!
- sen onu satın alacaksın.
- çocuğum ben kocaman adamım, ne yapayım ayıyı?
- yok yok alacaksın.
- almayacağım ulan.
- alacaksın alacaksın, yoksa çıkar babama söylerim.
- peki peki sus, ne kadar?
- 50 dolar.
- hadi lan, buna 50 dolar vermem.
- peki, ben de çıkar babama söylerim.
- peki peki, al şu 50 doları.
aradan bir süre geçmiş:
- amca !
- ne var?
- ayımı geri ver.
- hadi lan, ben ona 50 dolar saydım.
- vereceksin, yoksa çıkar babama söylerim.
- peki lan velet, al şunu da sus.
biraz sonra;
- amca benim beyaz ayı var ya!
- eeee ?...
- sen onu 100 dolara alacaksın.
- hmmmpoffff!
bu böyle sabaha kadar devam etmiş. çocuk adamın cebindeki tüm parayı almış. ertesi gün gitmiş bu paralarla kendisine bir bigiblet almış.
eve geldiğinde annesi;
- bunu nereden buldun, diye sormuş.
- parayı yerde buldum.
- olmaz çocuğum, günah işlemişsin. git bigibleti geri ver, parayı al, onu da kiliseye bağışla. gitmişken de parayı nasıl bulduğunu anlat, günah çıkar.
çocuk istemeye istemeye annesinin dediklerini yapmış. parayı kiliseye bağışladıktan sonra günah çıkarma odasına girmiş. rahip kabinin diğer tarafından seslenmiş:
- buyur çocuğum.
- rahip amca, benim bir beyaz ayım var.
rahipten gürleme gibi bir ses gelmiş:
- gibtir git lan, bela mısın, nesin sen?
devamını gör...
31.
32.
yarmasa da türk futbolunun bu halde olmasının sebebi gibi fıkra.
fatih terim bir gün manchester city idmanını izlemeye gider. antrenmandan çok etkilenir ve guardiola'ya, hocam bu başarının sırrı nedir diye sorar. guardiola'da, ben hep zeki oyuncularla çalışırım. sırrım bu der. ispat etmek için de aguero'yu yanına çağırır. annen ve babandan olup da kardeşin olmayan kişi kimdir diye sorar. aguero, ben tabii ki diye cevaplar. bunun üzerine fatih terim döner dönmez ilk antrenmanda sabri'yi yanına çağırır. annen babandan olup da kardeşin olmayan kişi kim diye sorar. sabri düşünür. dur hocam muslera'ya sorup geleyim der. aynı soruyu muslera'ya sorar. muslera'da ben diye cevap verir.
sabri koşa koşa hocasının yanına döner. cevap muslera hocam der ve tokadı yer. bilemedin doğru cevap aguero.
fatih terim bir gün manchester city idmanını izlemeye gider. antrenmandan çok etkilenir ve guardiola'ya, hocam bu başarının sırrı nedir diye sorar. guardiola'da, ben hep zeki oyuncularla çalışırım. sırrım bu der. ispat etmek için de aguero'yu yanına çağırır. annen ve babandan olup da kardeşin olmayan kişi kimdir diye sorar. aguero, ben tabii ki diye cevaplar. bunun üzerine fatih terim döner dönmez ilk antrenmanda sabri'yi yanına çağırır. annen babandan olup da kardeşin olmayan kişi kim diye sorar. sabri düşünür. dur hocam muslera'ya sorup geleyim der. aynı soruyu muslera'ya sorar. muslera'da ben diye cevap verir.
sabri koşa koşa hocasının yanına döner. cevap muslera hocam der ve tokadı yer. bilemedin doğru cevap aguero.
devamını gör...
33.
2022 yılında ekonomi yüzde 10 büyüdü!
devamını gör...
34.
+ işin ne?
- fabrikalarım var
+ eğitim durumun ne?
- 2 üniversite bitirdim.
evin var mı?
+ çok var.
+ kötü alışkanlığın var mı?
- çok yalan söylerim.
- fabrikalarım var
+ eğitim durumun ne?
- 2 üniversite bitirdim.
evin var mı?
+ çok var.
+ kötü alışkanlığın var mı?
- çok yalan söylerim.
devamını gör...
35.
cidden komik olan fıkralardır. *
3 arkeolog kazı yapıyormuş. kaz ölmüş.
3 arkeolog kazı yapıyormuş. kaz ölmüş.
devamını gör...
36.
peki, işte anlatıyorum:
bir adam otobüste seyahat ederken yolculardan biri cebindeki bütün paraları çalmış. bilet parasını ödeme zamanı gelince elini cebine atmış para yok. mahcup olmuş. hırsız hemen atlamış "senin paranı ben öderim" demiş. adam çok memnun olmuş ve otobüsteki herkes hırsızı alkışlamış.
edit: murdar ettiniz lan fıkrayı. aziz cömayat az-çok demeyelim, beğenilerimizi esirgemeyelim.
bir adam otobüste seyahat ederken yolculardan biri cebindeki bütün paraları çalmış. bilet parasını ödeme zamanı gelince elini cebine atmış para yok. mahcup olmuş. hırsız hemen atlamış "senin paranı ben öderim" demiş. adam çok memnun olmuş ve otobüsteki herkes hırsızı alkışlamış.
edit: murdar ettiniz lan fıkrayı. aziz cömayat az-çok demeyelim, beğenilerimizi esirgemeyelim.
devamını gör...
37.
amerika’da zencinin biri pasaportunu kaybetmiş.
tam da türkiye’ye tatile gideceği gün. aksilik bu ya...
uçağı kaçıracak, kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı ?…
hemen almış yerden, bir bakmış ki leanardo di caprio'nun pasaportu.. "ne olursa olsun" demiş ve şansını denemeye karar vermiş.
çıkartmış leonardo'nun fotoğrafını, kendi fotoğrafını yapıştırmış.. uçmuş türkiye'ye.
istanbul hava limanında görevli gümrük memurunun karşısına geçmis.. kim olabilir memur.. tabi ki temel... ;)
almış pasaportu eline temel adamın ismine bakmış;
''leonardo di caprio", fotoğrafa bakmış, bir zenci.
adama bakmış aynı zenci... bir kaç şaşkın bakıştan sonra
temel öbür masaya seslenmiş,
ula cemal, bu titanik batmış miydi, yanmış miydi?” daaaa demiş.
bitti...
hadi gülün ;)
tam da türkiye’ye tatile gideceği gün. aksilik bu ya...
uçağı kaçıracak, kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı ?…
hemen almış yerden, bir bakmış ki leanardo di caprio'nun pasaportu.. "ne olursa olsun" demiş ve şansını denemeye karar vermiş.
çıkartmış leonardo'nun fotoğrafını, kendi fotoğrafını yapıştırmış.. uçmuş türkiye'ye.
istanbul hava limanında görevli gümrük memurunun karşısına geçmis.. kim olabilir memur.. tabi ki temel... ;)
almış pasaportu eline temel adamın ismine bakmış;
''leonardo di caprio", fotoğrafa bakmış, bir zenci.
adama bakmış aynı zenci... bir kaç şaşkın bakıştan sonra
temel öbür masaya seslenmiş,
ula cemal, bu titanik batmış miydi, yanmış miydi?” daaaa demiş.
bitti...
hadi gülün ;)
devamını gör...
38.
(bkz: hiç de yarmayan fıkralar)
devamını gör...
39.
ünlü bilgisayarcı bill gates, araba kazasında ölmüş. sorgulama için
tanrı'nın karşısına çıkmış.
tanrı demiş ki: "bill senin durumun hakikaten karmaşık. seni
cennete mi cehenneme mi yollamalı bilemiyorum. her eve bilgisayar
girmesine yardımcı olarak, insanlığa katkıda bulundun ama bir yandan da
windows gibi bir rezaleti de yarattın.
ben de senin özel durumuna göre bir şey yapacağım. cenneti de
cehennemi de ziyaret et, hangisine gideceğine karar ver." "tamam" demiş
bill gates, "önce cehenneme bir bakayım" ve inmiş cehenneme. bir de bakmış
berrak sulu bir kumsalda bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor, güneş
parlıyor hava süper. "allahu ekber" demiş bill gates, "cehennem böyleyse cenneti
hakikaten görmek isterim." ve cennete çıkmış. bir bakmış, bulutların
üzerinde bir yer, etrafta melekler uçuşuyor, insanlar lir çalıyor, güzelce
bir yer ama cehennem kadar değil.
"tamam" demiş tanrı'ya, bill gates. "ben cehenneme gitmeye karar
verdim." aradan iki hafta geçmiş. tanrı, cehennemi ziyaret edip bill gates'in nasıl
olduğuna bakmaya karar vermiş. gitmiş bill'in yanına, bill bir duvara
zincirlenmiş, alevler içinde karanlık bir mağarada ve zebaniler işkence
ediyor.
- nasılsın bill?
- korkunç! burası iki hafta önce geldiğim cehennem değil! kızların
oynaştığı o güneşli kumsala ne oldu?
- tanrı cevap vermiş:
- o, ekran koruyucusuydu....
tanrı'nın karşısına çıkmış.
tanrı demiş ki: "bill senin durumun hakikaten karmaşık. seni
cennete mi cehenneme mi yollamalı bilemiyorum. her eve bilgisayar
girmesine yardımcı olarak, insanlığa katkıda bulundun ama bir yandan da
windows gibi bir rezaleti de yarattın.
ben de senin özel durumuna göre bir şey yapacağım. cenneti de
cehennemi de ziyaret et, hangisine gideceğine karar ver." "tamam" demiş
bill gates, "önce cehenneme bir bakayım" ve inmiş cehenneme. bir de bakmış
berrak sulu bir kumsalda bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor, güneş
parlıyor hava süper. "allahu ekber" demiş bill gates, "cehennem böyleyse cenneti
hakikaten görmek isterim." ve cennete çıkmış. bir bakmış, bulutların
üzerinde bir yer, etrafta melekler uçuşuyor, insanlar lir çalıyor, güzelce
bir yer ama cehennem kadar değil.
"tamam" demiş tanrı'ya, bill gates. "ben cehenneme gitmeye karar
verdim." aradan iki hafta geçmiş. tanrı, cehennemi ziyaret edip bill gates'in nasıl
olduğuna bakmaya karar vermiş. gitmiş bill'in yanına, bill bir duvara
zincirlenmiş, alevler içinde karanlık bir mağarada ve zebaniler işkence
ediyor.
- nasılsın bill?
- korkunç! burası iki hafta önce geldiğim cehennem değil! kızların
oynaştığı o güneşli kumsala ne oldu?
- tanrı cevap vermiş:
- o, ekran koruyucusuydu....
devamını gör...
40.
temel bir gün kahveye girmiş. üstü başı yırtıkmış. ne oldu diye sormuşlar.
temel :
– “kaynanamı gömdük.”
kahvedekiler:
– “iyi de bu halin ne?”
temel:
– “biraz direndi de.”
*
devamını gör...