yaratıcılık

yıllar önce ilk iş görüşmemde karşımda fularıyla oturan adam sormuştu yaratıcılık nedir diye. cevap verememiştim. işte bugün cevap veriyorum fularlı adamın buraları okumadığı ihtimalini göz önünde bulundurarak. harmanlamaktır. yoğurmaktır.

kaç defa girip çıktığım fakat bir türlü dişe dokunur bir tanım yapamadığım başlık. yahu rahat bıraksana şu başlığı dimi! ama yok. illa bir şeyler yazacağım bu başlığa.

en yaratıcı olmayan günümde tanım yapmak için seçtiğim başlık bu olmamalıydı. işte bunlar hep hafta içi yoğunluğu, yorgunluğu. ne yapıyorsunuz kuzum siz bana? zavallı beynime gündüzleri taş mı taşıttırıyorsunuz benden habersiz? eve gelip iki kitap okuma lüksümü dahi elimden alıyorsunuz. evet siz. bütün gün başımı şişiren minnoş yurdum insanı.

ne kadar dolambaçlı olursa olsun, ona giden yolu bulabileceğimizi umarak orada öylece duran bir şeyden çok, içimize yükselen, yuvarlanan, kabaran ve dökülen bir şeyden çıkar. bu anlamda, yaratıcılığımızı asla "kaybetmeyiz". o her zaman oradadır, ya bizi doldurur ya da yoluna yerleştirilen her türlü engelle çatışır. bize gelen bir giriş bulamazsa geri çekilir, enerji toplar ve bir gedik açana kadar tekrar tekrar toslar. onun ısrarcı enerjisinden ancak ona karşı sürekli bariyerler kurarak ya da yıkıcı olumsuzluklara ve ihmalle zehirlenmesine izin vererek kaçınabiliriz.

kurtlarla koşan kadınlar

kalbi çükünde atan ergenlerden beklenmeyecek davranış tabi, ama uğraşın yaw, bir çaba gösterin, kanı yukarı pompalayın.

neden bilmiyorum ama yaratıcılığı desteklemesi gereken öğretmenlerde çok fazla yok gibi. sözüm meclisten dışarı diyeceğim ama vereceğim örnek çok içeriye kaçacak. öğretmen sözlük yazarlarının nicklerinin türetmeli muallim(e)'den fazla ileri gidemediği ortada. buna benim bir yakınım da dahil. tabii bu sözlükte değil.

yaratıcılığın tanımı
inci san'a göre “yaratıcı kişilikte ilgi, sabır, buluş yapma becerisi, serüvenci düşünme yetisi, imgelerle düşünebilme ve imgelemci olma, deney ve araştırmalardan kaçmayan ve sentezci yargılara varabilen bir kişilik yatmaktadır.” en belirgin yönü ilgi duyması ve merak duygusudur. anthony buzan ise, “hayal gücü, davranışlar ve verimlilik açısından başka insanlardan üstün olma yetisi yaratıcı zekâyı yeni fikirler geliştirme, sorunları orijinal yollarla çözme” olarak görür. ayrıca bu yetinin öğretilebilir ve geliştirilebilir olduğunu söylemiştir (buzan, 2001, s.12)
“yaratıcılık, bozukluklara, sorunlara, bilgi eksiğine, kayıp ögelere, uyumsuzluğa karşı duyarlı olma, çözüm arama, güçlüğü tanımlama, kestirmelerde bulunma; eksikliklere ilişkin hipotezler geliştirme, bu hipotezleri sınama, değiştirme, yeniden sınama, daha sonra da sonucu ortaya koyma olarak tanımlanabilir”(özden, 2005).
“yaratıcılık anlık bir durum olmayıp, tartışmalı, eleştirel, çaba gerektiren düşünsel süreç gerektirir” (san, 1985; eisner ve ecker, 1966; kırışoğlu, 1991).
“yaratıcılık zaman içine yayılan dinamik bir süreç olarak görülebilir” (schon, 1995).
“ […]bir şeyi yaratmaya iten farazi yatkınlık” (http://www.tdk.gov.tr/, 2013)
yaratıcılık, kişinin duygu, düşünce, fikir ve ihtiyaçlarını ortaya koymak için renk gibi yardımcı elemanlarla ortaya çıkardığı yapılar, aletler, araçlar, ürünler ve eserlerde görüldü.

benim çivi yazısı metnimi al, kes, biç, kapak resmi yap. o değil de çok şık duruyorrrrrrrrrrrr

yaşadığın tecrübeleri zihninde düşünerek şekillendirdiğinde ortaya çıkan durum.

şu değildir. (2022 yapımı bir film.)

filmi izlemedim de gerek yok zaten. yaratıcılık böyle olmuyor; biz böyle şeylere sıçmık diyoruz.

dün koymuştum bu resmi ama biranın markası bir anda değişmiş...şapşikkkkkkkk

beyazları atacam, beyazı olan getirsin...

insanın imgeleminde meydana gelen bilinç altı görüngülerinin su yüzüne çıkıp vücut bulmasıdır.bir nevi tanrıdan rol çalmaya eş değerdir.

bir bireyin bütün bilgi birikimlerini, anı ve tecrübelerini fiziki ya da düşünsel bir sorunu çözmek adına kullanıp, daha önce yapılmamışı, denenmemişi ilk defa üretmesi ya da türetmesidir.

ohaa yaa....bu resmi şimdi buldum arşivimde, bunu yapmış olamayız, çok zor bunu yapmak...fatoşap falanda değil, bildiğin, gelen harflerle tamamen müzik terimleri yazmışız...

allah'a mahsustur.