yazarların canını yakan şarkı

grup seksendört - anlayamazsın
grup seksendört- söyle
grup seksendört - ölürüm hasretinle
dolu kadehi ters tut- gitme
göksel- acıyor
murat göğebakan - yaralı
murat göğebakan - vurgunum
murat göğebakan - ay yüzlüm
manga - beni benimle bırak
xxtentacion-changes
fazla var da yazmaya üşendim .aklıma ilk gelenleri yazdım.
hüzünlü şarkıları artık istediğim zamanlar hariç artık dinlemiyorum. müzikler listesinden de kaldırdım. hayatım zaten bana yeterince acı veriyor .müziklerle daha da kendime zarar vermek saçma geliyor artık. tüm müziklerimi kaldırıp yerine canlı ,oynamamı sağlayacak ya da cesaret veren şarkılar yükledim. böyle daha iyi oluyor emin olun.ha istediğim zaman youtube' a girip üzüntülü şarkılardan dinliyorum.*

mabel matiz - gel

eda/ metin özülkü/ aramadın aylardır.

madrigal/ dip.
batuhan kordel/ dönme.

gripin - yalnızlığın çaresini bulmuşlar.

james blunt - 1973

aydilge/ask paylasilmaz

egru gündeş - söyleyin.

ulu erenlerin wonderful tonight eseri. eski güzel günleri, dansları hatırladıkça inim inim iniliyorum dinledikçe. geceye muhteşem bir akustik versyonunu arz ediyorum.

sertab erener / rüya

demir demirkan/ hatırla.

incesaz- çok aşığın var diyorlar

şebom- koridor.
zaten hiç yokmuşsun.

(bkz: to live is to die)

anısı var derler ya o hesap. bu şarkı çıktığı zamanlar ben liseye gidiyordum. o zamanlar ailem dönemin en iyi telefonlarından birini almıştı bana. okula giderken veya eve dönüşte yol boyunca istediğim şarkıyı indirir, dinlerdim. tabi böyle olunca bir müddet sonra dinlemekten bıkılan şarkılar silinir veya eski şarkılar silinir yenilere yer açılırdı. bir sürü şarkı sildim ama bir tek bu şarkıyı silemiyordum telefondan. öyle çok dinlediğimden ya da silmeye kıyamadığımdan değil. telefon kendi hafızasından silmiyordu. ben istikrarla silmeye çalıştıkça telefon da aynı istikrarla hata verip silmiyordu. ama bir tek bu şarkıda öyleydi. ben telefonu kullanmaya devam ettiğim sürece bu şarkı müzik listemde kaldı. tabi o dönem yaşadığım aşk acıları, aile sorunları, arkadaş kavgaları, gelecek kaygısı, anksiyete vs. her şeye tanık oldu bu şarkı. ne zaman bu şarkıyı açıp dinlesem hep o zamanlarım, yaşadıklarım gelir aklıma. üstelik şarkının klibi de, sözleri de cabası. ben vur diyorum o öldürüyor.

gripin grubu özel o yüzden benim için. en yakın arkadaşıma anlatamadığım her şeyimi ben bu şarkıda yaşadım. 3 sevgili 1 flört değiştirdim. liseden mezun oldum. aile sorunlarımı hallettim. üstüne bir sürü insan gelip geçti hayatımdan. ama şarkı istikrarla kalmaya devam etti hayatımda. benim bile kendime bu kadar tahammülüm yok. teşekkür ederim birol namoğlu ve kel kafası! teşekkürler bir türlü silinemeyen şarkının dosyasını virüslü siteye yükleyen eleman! sana da teşekkürler samsung b3410!

madrigal/ dip.

fatma turgut şarkılarının her biri çok kıymetli olsa da bu şarkının anısı olduğu için kendimi üzmemek adına açıp dinlemiyorum. şarkı geçen sene çıktı ve ilk zamanlarında bir süre boyunca loop'taydı. evin her yerinden bir fatma turgut sesi geliyordu, öyle diyeyim. yine arkadaşlarım ve de eski erkek arkadaşımın da olduğu bir akşam bu şarkı arka planda çalarken saçma bir tartışma başladı aramızda ve ben tabii ki duygularıma hakim olamayıp ağlamaya başladım, çok üstüme gelindi. kız arkadaşlarım da orada bulunduğu için ağlamamak için direndim. çünkü bir erkeğin yanında rahat rahat ağlayabiliyorken hemcinslerin yanında aynısı olmuyor, güçsüzlük olarak algılanır endişesi mi ya da sebebi ne tam olarak bilmiyorum ama öyle oluyor her seferinde, yine de tutamadım kendimi.

güzel sözlere sahip olsa da o günden sonra bir daha dinlemek istemedim şarkıyı. elimden gelse engellerim, olur da yanlışlıkla çalınır da dinlerim diye.

''zalimin zulmü varsa'' hozan beşir

sen gidiyorsun / gripin

cem adrian - sana sarılınca (geçer sandım)