yazarların sözlükteki amaçları

boş yapmak.

insanları güldürmeyi oldum olası severim.
kısacası, şakamı yapar giderim.

şu anki tek amacım eski mahlasıma geri dönebilmek.
moderasyon ya yardımcı olun ya da ben bu oyunu bozarım!

zengin, yaşlı ve çocuksuz bir hanım arkadaş bulma amacındayım.

ne var ne yok diye bakmak.

(bkz: sözlük bana karı bul lan allahsız)

karı kız...

belki biri bana selam diye mesaj atar ben merhaba diye cevap veririm..tek amacım bu şu ana kadar gerçekleşmediği için hala arada sırada yaşıyorum

kitaplar için buradayım

beyin fırtınası yapan yazarlarla tanışmak ve beraber hortum çıkarmak.

şaka şaka, gerçekten kaliteli yazar aramak ve okumak hepsi bu. bi de kafa açan muhabbetleri severim.

bilgi tecrübe paylaşımı, sohbet , muhabbet, itiraf...

yazarların sözlüğe bir gaye ile yaklaşma halidir. ben öfke ile geldim buraya, yalan yok. nicki de aynı şekilde aldım. 'eeeeeh' dedim 'sizin' dedim ve sonra epey bir şeyler daha söyledim. ama ayakkabılarımı elimden geldiğince paspasa silerek de geldim. amacım yazmaktır, etkileşmektir. güzel insanlarla kısa kısa sohbettir. derdi olanı dinlemektir. bunlar amaç mıdır, akış mıdır; bence akıştır. bir gün tüm sözlükler özgür kalırsa olayları kutlayarak geliştiririz.

sekis.

karı kız kesmek.

twitter yazın açtığım hesabı da askıya alıp beni kabul etmediği için burada içimi döküyorum. tabii twitter hesabım varken de sözlük hesabına sahiptim ama bu kadar bağlanmamıştım.

sözlüğün ilk yazarlarından biriyimdir herhalde. tek amaç bilgi paylaşımı, can sıkıntısı yaşayınca şöyle bir göz gezdirmek, farklı perspektifteki insanları tanımak hoş beş sohbet. başka ne olabilir ki?

yanak daha çok yazmak ve konuşmak. beynimin içini kusmam lazım

penye ve hakikat

iyiydik. penyelere inanıyorduk.
doğum günü şarkılarına, pastalara ve mumu üfleyen kişiye
iyi ki doğmuş olmanın neşeli gerekliliğine
kimyaya, ölçü ve tartı aletlerine inanıyorduk
adı fatma, fatma’ya hemen inanıyorduk
sergio leona’ya, elektrik enerjisine
adı ali, ali’ye niçin inanmayalım

iyiydik
ikinci tokatları kültürel fark kuramıyla açıklıyorduk
birincisi doğaçlamaydı zaten
üçüncü tokat ama insan haklarına aykırı
insan haklarına inanıyorduk
john locke’a ve john wayne’e
bir yerden bir yere gitmeye inanıyorduk
montlara, pamuk tarlalarına, virginia tütününe

ölülerin yönetimindeki dirilerin savaşına
ama en çok penyelere
“lili marlen şarkısı ne kederlidir”
aldık, kabul ettik; çok kederlidir
buralarda bir yerdeydi, ona da inanıyorduk
her neydiyse zaten şüphe yok inanmamıza
el kameralarına, merhamete… reno toros’a
nerdeyse iman edecektik üretimden kalkmasa

iyiydik
penyelere inanıyorduk. monogamiye ve sürprizlere
sürpriz diyen bir ağzın kibirli büzülüşüne
bikini adasına ve bahçıvan pantolonlara
kremlere ve troçki’nin dürüst biri olduğuna nedense
kiraz zamanına, tanpınar’a
istanbul dünya başkentidir cümlesine ve kepekli pirince

kayıp kardeşlere, ölü dillere, mühendislere
kayıp kardeş fikrinde kulağa hoş gelen bir şey yok mu
jodie foster’a; hep beraber
elmalılı tefsirine, bir kısmımız
çok azımız karabaş tecvidine

terlemeye, rutubete, madonna’ya
vatan değerli bir arsadır, milli emlakçılara
devlet demiryollarına ve halkın karayollarına
çift güllü yasin kitaplarına
mor beyaz afyon çiçeklerine değil ama
bir daha: çift güllü yasin yapraklarına

kendine iyi bak dileklerine; görüşürüz
niye görüşeceksek
şadırvanlara, antik dünyaya; roma ve üç kıtaya
sözleşmelere ve sosyal sigortalara
yerlere tükürmemeye
-göklere tükürebilirsiniz-
israiloğulları israilkızlarını öldürürken
iyiydik, penyelere inanıyorduk

osman konuk

burdayım işte,birbirimizi hiç tanımadan sadece ruhsal olarak beraber olmak iyi geldiğinden,hayatın sürecek bütününde de yazmaya,güzel insanların yazdıklarını okumaya,beraber bir
" şey "olmak için burada olmaya devam..
amacım başlığına bunları söyleyebilirim arkadaşlar.

düşüncelerimi yazmak, aynı düşüncedeki insanlarla tanışıp konuşmak.

yoldaş benjamin'in paralel devletle bağlantısını deşifre etmek için buradayım. baya da yol aldım sayılır.