yök'ün etik dışı ödev ve tez yazanlara kamu davası açması

yeterli bir karar değildir. etik dışı tez yazılmış olabilir ama bu tezin savunmasına giren amcalara ne demeli? keki böreği görünce tezi dinlemekten vazgeçen akademisyenlere de dava yok mu?

bu işin lisansüstü kabul süreci var, dersi var, sınavı var, tez yazım aşaması var, doktoraysa tez takibi var, tez danışmanı var, online intihal kontrolü var, tez teslim süreci var, jürisi var, tezin savunması var, tezin enstitüye ve yök e teslimi var: yani varsa bir etik dışı durum, bu bahsedilenlerin hepsinde yer alan akademik kadroya da dava açılıp gereğini yapsınlar da görelim. çürümüş zihniyetin kokuşmuş etik anlayışında bir başka ayak oyunu; bakalım kimleri tasviye uğraşı ve yerine hangi vasıfsızların kadrolaştırma süreci, zaman içinde çıkacaktır kokusu..

şimdiye kadar açılmıyor muydu?! bunların gizli saklı yapıldığını, yakalananlara dava açıldığını sanıyordum. neler dönüyormuş neler...

liyakatsız şekilde yapılan atamalara da dava açsanıza yiyorsa dediğim absurt durum.

böyle bir şikayet savcının önüne gelse bile "takipsizlikle" sonuçlanması kuvvetle muhtemel olan durumdur. "nitelikli dolandırıcılık suçu", tck’nın 158. maddesinde düzenlenmiştir ve nitelikli dolandırıcılık suçu, dolandırıcılık teşkil eden fiilin şu şekillerde işlenmesi halinde söz konusu olur:

(1) dinin istismar edilmesi,
(2) kişinin içinde bulunduğu zor durumdan yararlanılması,
(3) kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından faydalanılması,
(4) kamu kurum veya kuruluşlarının araç olarak kullanılması veya bu kurumların zararına işlenmesi,
(5) basın-yayın kuruluşlarının sağladığı kolaylıklardan yararlanarak işlenmesi,
(6) bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması,
(7) ticari faaliyet sırasında işlenmesi,
(8) serbest meslek sahibinin mesleğine duyulan güveni kötüye kullanarak işlemesi,
(9) sigorta bedelini almak maksadıyla işlenmesi.

söz konusu iddia ve suç duyurusunda (başkası adına ödev yapmak/tez yazmak) nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurları ve şartları arasında sayılmadığından suçun unsuru oluşmamış, suça yardım/iştirak suçu da işlenmemiştir.

unutulmamalıdır ki, "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi hukukun hem temel hem de evrensel ilkesidir. işbu durumda yapılması gereken savcıları hukuksal dayanaktan yoksun iddialarla meşgul etmek yerine konuyla ilgili kanun çıkarılması için kanun koyucuları bilgilendirmek ve konunun takipçisi olmaktır.

tezimi yayınlatmam diyenlere de el atmasını beklediğim yök'ün güzel hareketi. bazı trrekler devletin üniversitesinde; maaşını verdiğimiz akademisyenin danışmanlığında tez yazıyor... sonra neymiş efenim ben tezimi yayınlatmam! fikri mülkiyeti ona aitmiş falan. o dediğin olur tamam da... abd'deki gibi senede bilmem kaç bin dolar ödeyerek yazdığın tezde olur.

o tez verilirken intihal raporu konulmamış mı enstitüye verilen belgelere?
tez danışmanı bakmamış mı? onu da geçtim jüri üyeleri de mi gözden kaçırmış?
eğer böyle bir durum varsa sadece öğrencinin değil hocaların da yargılanması gerekir.

sonunda birilerinin aklı başına gelmiş.
benim tezimle dağdaki çobanın tezi bir mi kardeşim?

bu dava kapsamında boğaziçi rektörü'nün gözaltına alınması gerekmektedir.

bir arkadaşım anlatmıştı bu merdivenalti tez yazım sektörünü 2000'li yılların başında ankarada hukuk fotokopileri satan beta copy başlatmış,hatta bazı çalışanları bu işten birkaç tane ev parası bile çıkarmışlar,tabii üniversite hocalarıyla da baglantıları varmış.

akademi koridorlarının yarısı boşalır o yüzden çok ciddiye almayın bu söylemi yök kendi istediği kalibrede olmayan hocaların tasviyesi için yeni bir silah icat etmiştir

kendisi gerçi nalları dikti ama yök'ün ilk olarak kurucusu ihsan doğramacının profesör ünvanını iptal etmesi gerekir. bu yök değil miydi yazılan tezin intihal çıkması durumunda akademik ünvan geri alınmaz diye skandal karar alan ve uygulayan.
tribünlere oynamaktır.

adalet bakanlığı kadroları bu iş yükünü kaldıramaz.

kendi etik anlayışlarıyla akademik kadroları doldurduktan sonra mı akıllarına geldi.

boş kadro lazım oldu heralde.