yök'ün yks baraj puanını düşürme çalışmasını tamamlaması

ülkenin adı türkiye üniversitesi olsun. ülke vatandaşı olan herkes üniversiteli sayılsın.

erdoğan'ı müjde diye nitelendirdiği her şeyin aslında felaket olması şoku.

otuz bin borç ile mezun edeceğiniz kisi sayısını artırmak yerine istihdam etmeyi düşünseniz keşke kpss atamalarını aşağı çekmekten başlayabilirdiniz. hadi onu yapamıyoruz bu cocuklara meslek edindirmeyi hedefleseydiniz keşke. herkes diplomalı ve borçlu olmasaydı değil mi

üniversite kavramı da akp türkiyesinde değersizleştirilen başka bir kavram haline geldi.herkesin üniversite mezunu olmak zorunda olması gibi bir yanılgı oluştu insanların içinde. üniversitelerin içi o kadar boş ki anlatamam.genelde ilçelerdeki hatta şehir merkezlerindekiler de esnaf için açılıyor. bir kaç hoca da istihdam ediyor. fakat körler sağırlar birbirini ağırlar durumu. slayttan anlatılan kalıp dersler. ezberlenen saçma sapan bilgiler. üniversiteler bilim üretmeli fakat bunu yapan çok az üniversitemiz var. çoğu hoca tamamen siyasi bağlantısıyla orada ve torpille bir yerlere geliyor. o kadar çok konu var ki ülkede çıldırmamak elde değil. ülke içeriden de halkın desteğiyle mahvedilebilirmiş 20 30 yıl sonrasının tez çalışması olur bugünkü türkiye.

her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok. rte

konu gerçekten gençlerin üniversitelere girememesi mi yoksa eğitim sisteminin b*k püsürlüğü ve üniversiteden mezun olanların iş bulamaması mı? meramımımızı biz mi anlatamıyoruz yoksa anlamak mı istemiyorlar?

yanlış bir hamledir. umut tacirliğidir hatta. bu çocuklar mezun olunca iş bulamayacakları üniversitelere girip 4 yıl sonra 22 yaşında işsizler ordusuna girecekler. her şehire üniversite, büyük şehirlere apartman dairesinden bozma üniversiteler yapılınca işsiz üniversite mezunu gençler yetişiyor. siz önce üniversite kalitesini arttırın. istihdam yaratın. liselerdeki eğitimin kalitesini arttırın.

ülkemizin tek bir üniversitesi bile dünyadaki 500 iyi üniversite sıralamasına dahi giremezken, baraj düşse ne olur düşmese ne. bütün üniversite kadrolarına 20 yıldır sistematik olarak çapsız, bir tane düzgün makalesi bilimsel çalışması olmayan vasat adamları, eşi dostu akrabayı dolduran yağmacı hırsızların iktidarında boş beleş bir tartışmadır…

hükumetin son dönemde yaptığı(afgan mülteci hamlesi dahil) tüm hamleler gibi tamamen ekonomik krize dayalı bir hamledir. olayın eğitim-öğretimle ya da gençlerle pek bir alakası yok.
üniversite sınavı baraj içerse de esasında bir sıralama sınavıdır. yeni düzenlemeyle barajı geçenler boğaziçi, odtü, itü'ye mi gidecekler sanki? yapılan hamlenin en temelde 2 amacı:
- seneye ve sonraki yıllarda genç işsizlik oranını düşürmek ya da yükselmesini engellemek
- ilçelerdeki myo ve fakülteler/enstitüler üzerinden geçimini sağlayan ev sahibi, yurt sahibi, esnaf ve diğer paydaşların gelirinin düşmesini engellemek ve böylece krizin etkilerini azaltmaya çalışmak.

bu hamlenin sonucu olarak da bu dönemler twitter'da 100 bin kadro için açılan tagler 4 sene sonra 250-300 bin kadro için açılır o kadar.

aşırı saçma bulduğum olaydır. eğer bir insanın amacı üniversite sınavında 14 net yapabilmekse o insan da üniversiteye girmesin bi zahmet. zaten ne kadar boş insan varsa hepsi bizim ülkede. o insanları okutmaya çalışmak boşa kürek çekmekten farksız.

(bkz: lise beşinci sınıfa kolay geçiş sistemi)

genç işsizliğin düşmesi
için en önemli yöntem.
güzel senaryolar

neden yapıldığını bir türlü anlayamadığım uygulama 5-10 net ile üniye gitmeyin boşa masraf

gerizekalı olduğumuzun beyanı.

barajı geçemeyen öğrenci sayısı fazla olduğundan, okullardaki kontenjanların dolması adına yapıldığını düşündüğüm uygulama. bu uygulamadan yararlanacak öğrenciler için 3. bir ek tercih süresi olacak ve ilk iki tercihte boş kalan kontenjanları yazabilecekler. 170-180 arası öğrencilerin çoğu bu riske girmeyip şimdiden 2 yıllık tercihler yaptılar. bu sebeple de önlisans bölümlerinin sıralamalarının yükseleceğini düşünüyorum

valla iyi olmuş yurtdışında doktorayi bitirdikten sonra hukuk okuyasim vardı. 20 net yapsam girelim herhalde bir hukuk fakultesine.

hayalleri sömürmektir. okumayan, kapasitesi yetmeyen okumasın. illa herkes üniversite okumak zorunda değil. herkese iyi kötü bir bölüm okutuyorsunuz sonra bu gençler bir umutla bekliyorlar, ufak tefek işleri de beğenmiyorlar*. yaş oluyor 35. geri dönüp baktığınızda ne işi var ne aile kurabilmiş bu genç.

35 yaşındaki adam baba eline bakıyor.