z kuşağı bir kanser türüdür

hep aynı hikâye... ninem anneme, annem bana, ben de çocuklarıma bakıp "şunların haline bak! nereye gidiyor bu gençlik? " diye söyleniyorum. şimdi adını hatırlayamadığım ünlü bir tarihçinin kitabında okumuştum :

rahmetli babamın bir sözü vardı: "insanoğlu ardına bakar çıktığı yeri ( anne-babasını), önüne bakar çıkarttığı keli (bebekler genelde kel olur ya, yani çocuklarını kast ediyor) beğenmez."

bence kuşakların birbirini salması gereken başlık. her dönemin koşullari farklı ve insanlar da döneme ayak uydurmak zorundalar. uyduramayanlar harcanıyor. gayet bilinçli gençler de var , saçma sapan insanlarda var. ama bu sadece z kuşağına özgü mü? benim çocukluk dönemimde internet yoktu, gençliğimde ise kotaliydi. hiç mal insan yok muydu? sürüyle ama onlar kendi rezilliklerini çekip internete koyamiyorlardi , çünkü internet yoktu. anca cep telefonuyla birbirimizi çaldiriyorduk. neyse y kuşağından sevgiler. biz biraz kendi üzerimizde çalışıp sempatik ve empatik y kuşağı olsak?

z kuşağı gibi davranan y kuşağı asıl kanser türüdür.

kendine gel y kuşağı. tiktoklar, hep bi selfiler, carrot pantalonlar vs. biz cepten haber siteleri takip edelim, sözlükten tanım girelim, cumaları gül fotoğraflı toplu msjlar filan gönderelim. tiktoku filan bırakın y kuşağına.

(bkz: alışmadık götte don durmaz)

2043 yılı ne kadar da uzak değil mi? hiç gelmeyecek gibi uzak. bakıyorum ekşideki 1999'da 2000'de açılmış başlıklara, bazıları günümüzde konuşulmaya devam eden abuk sabuk tartışmalar, bazıları tam da bu başlık altında konuşulan kuşak eleştirileri. o başlıklara yazan 25 yaşındaki gençler şu an 47 yaşındalar, tartıştıkları şeylerin büyük kısmı nasıl da önemsizleşti birden. neleri düşünmüşüz, neleri umursamışız diyorlar mıdır acaba? 2021 çok uzak geliyor muydu onlara da?

kuşak çatışması sümer tabletlerinde dahi yer alıyor, her yeni gelen bir öncekinin güncellenmiş versiyonu olarak doğduğu için eskiler ayak uyduramayıp fütursuzca kötüleme işine girişiyorlar. ekşideki y kuşağı başlığının ilk entrysi "bi de y cenerasyonu cikti ki ba$imiza sormayin", bunu yazan muhtelemen bir x kuşağı ve y kuşağından hoşnutsuz. şu anki y kuşağı ise aynısını x kuşağına yapıyor, x kuşağı alfa kuşağına, alfa kuşağı beta kuşağına yapacak. bizler sonsuz zaman dilimi içerisinde rastgele denk geldiğimiz maksimum 100 yılımızı tamamladığımızda her şey öylesine basit ve çabasız gelecek ki inanamayacağız. yana yakıla tartıştığımız birçok mesele gençliğimiz ellerimizden acımasızca kayıp giderken yerini sükunete bırakacak. siz en iyisi bırakın şu cart curt kuşağı işlerini de kendi işinize bakın. sure grandma, sure grandpa diyecekler bize, az kaldı.

bu kuşak muhabbeti çok sıktı.bizim zamanımızda bilgisayar yoktu her evde , çocuklar dışarıda oynardı sokakta.o zamanın şartları onu gerektiriyordu.dolayısıyla daha farklı bir bağ oluşurdu insanların arasında. o zamanlar annemin demesine göre çocuk tecavüzü falan hiç duymazdım sizi rahatça sokağa yolluyorduk diyor.biz de şimdiki zamana denk gelsek elde tablet büyüyecektik sokak görmeden.şimdi artık insanlar çocuğunu sokağa yollamaya da çekiniyor hapçısı bilmemnesi. benim ne tanıdığım z kuşağı çocuklar var saygıysa saygı edepse edep.o yetiştiğin aileye bakar.yani kuşak muşak farketmez insan olsun yeter

çoğu görüş z kuşağına nefret besliyor gördüğüm kadariyla.sebebi ne bunun?kendi yarattıkları nesilden niye bu kadar korkuyorlar ?doğru dürüst işsizlik görmemiş,aile bağları zedelenmemiş,yıllarca okuyup aç kalmamış,zorbalık görmemiş insanların bizi eleştirmesini çok da dikkate almamak lazım.içinde bulunduğumuz çaresizliği anlayacak kapasiteyi bu nesli yaratanlarlar beklemek saçmalık olur(genel)

türkiye'de 'bulunduğu iddia edilen' kuşağın yine 'iddia edilen başlangıç yılı' olan 1997'de doğmuş biri olarak katıldığım önerme.

öncelikle ben türkiye üzerinde bu kuşak tanımlamasının yapılmasına karşıyım. bunu dışarıdan ithal eden kişiler şu an ''z kuşağı uzmanı'' ya da ''z kuşağı içerik üreticisi'' adı altında para basıyorlar. bu sadece insanları örgütleyerek, bunlarda bir grup bilinci yaratarak, yine bu kişiler üzerinden azamî verim elde etmek. türkiye, amerika'daki bazı gelişmeleri ya da trendleri onlarla aynı dönemde yaşamadı. bilgisayar, cep telefonları, televizyonlar vs. türkiye ve amerika'da aynı anda kullanılmaya başlanmadı. kıyafet modaları en az 10 yıl geriden takip edildi. amerika'daki ırk çatışmaları burada yaşanmadı. onların geçirdiği bazı süreçleri biz geçirmedik, bizim geçirdiklerimizi de onlar geçirmedi. dolayısıyla biz x, y, z vb. kuşaklar türkiye için yoktur.

ben bu kuşağı z kuşağı değil de, milenyum, 2000 sonrası vb. şekilde tanımlamayı tercih ediyorum. 90'larda doğanları bir tarafa dahil etmiyorum çünkü bunların hibrit olduğunu düşünüyorum. hibritten kastım; bu adamlar eski teknolojiyi de ucundan gördü, örf ve adete daha hakimler, eskilerle daha iyi anlaşabiliyorlar ama aynı zamanda yeni trendlere de uyum sağlayabiliyorlar. bir geçiş sürecine doğduklarını söyleyebiliriz.

ben naçizane bir tarihçi yani geçmiş ile iştigal eden biri olarak, arkadaşlar ile de aramızda sık sık dillendirdiğimiz bir düşünceyi sizinle paylaşmak istiyorum; ''zaman geçtikçe bilgi artıyor fakat zeka düşüyor''. hele bu internet çağında bu daha hızlı olmaya başladı. internet bilgi paylaşımı adına harikulade bir icat olduğu gibi aptallığı asıl işlevinden çok ama çok daha hızlı yayıyor. ve mevcut liberal dünya görüşü gereği buna müdahalede de bulunamıyorsun. bu sebepler ile internetin çoğunluğunu ''kardeşimi kışkırttım, kuzenime fışkırttım'' içerikleri ihtiva ediyor. ve algoritmalar, sen bunu izlemek istememiş olsan bile, bir anda bu içerikleri karşına çıkartıyor. ellerinde 3 yaşında cep telefonu ve tablet bulan yeni nesiller, bu yaşlarda kaliteli ve kalitesizi ayırt edemediği için bunlara maruz kalıyor. ve bunlar, onların ileri hayatında normalleşiyor. adamların türkçesi bile bozuluyor, günlük hayatta internet dili kullanmaya başlıyorlar.

velhasıl sözde 'z kuşağına' dönersek, ben bu önermeye katıldığımı belirtmiştim. dejenereler, bir toplumun(hangisi olduğu farketmez) ayakta durmasını sağlayan tarihten gelen gelenek, adet ve değerlerine savaş açıyorlar ama bunun yerine bir şey koymuyorlar. 'sorgulayan, okuyan nesil' tamamen palavra, cehaletleri göz yaşartıyor; eskiden insanlar bazı fikir önderlerinin ardından giderdi, bu kişilerin meydanlarda kendilerini kanıtlamaları gerekirdi ancak maşallah internette artık herkes bir fikir önderi. bilgisayar oyunu oynamaktan başka bir halt beceremeyen cahil tipler 100binlerce çocuğu, genci peşlerinden sürükleyebiliyorlar. adam bir aforizma sıkıyor, bu gençler de sadece ''adam haqlı moruq'' deyip o sürünün bir parçası haline geliyorlar, olur da bir eleştiri gelirse de(sorgulama) bu sürü toplaşıp o kişiyi linç ediyorlar(cancel culture). kitap falan okuyor dedikleri de allah'a şükür son zamanlarda klasiklere biraz ilgi var, onun dışında alacakaranlık ayarında ya da wattpad çıkışlı şeyler okuyorlar. felsefe yok, kuram yok, siyaset yok, ideoloji yok, din yok, sosyoloji yok, coğrafya yok... bir halt bilmeden çok güzel ahkam keserler ama o var.

merak etmeyin kendilerini z kuşağı olarak tanımlayan kardeşlerim. en kanserlerin siz olmanız, kanserin sizinle başladığı anlamına gelmez. en son nesil olmanız hasebiyle şu an son raddeyi siz temsil etseniz de sizden sonra gelecek olanlar bu bayrağı sizden alacaktır. ve yine şuna dikkat edin bu yazdıklarım bir genellemedir, yani çoğunluk kastedilmiştir, siz böyle olmayabilirsiniz o ayrı bir meseledir. akıllı ve işe yarar adam tabi ki çıkacaktır aranızdan, sadece oran git gide düşmektedir. aslında yazılabilecek çok şey var da, o zaman bunu bir kitaba dönüştürmek ihtiyacı hasıl olur, o yüzden bu yazıyı burada bitiriyorum. sağlıcakla kalın.

not: suç sizde değil, sizi yetiştiren eski kuşakta.

herşey eskisi gibi kalsın isteyen statükocu kafaların düşüncesi.
x kuşağı olarak z kuşağını sonuna kadar destekliyorum. bunamışları boşverin evladım. gidin hayatınızı yaşayın. su akar mecrasını bulur.

aslında yurdum insanında z kuşağı alanına girmiş olan kişi sayısına bakarsak
bunların çok ciddi bir kısmının imkan olanak ve şartları itibariyle henüz daha x kuşağında ki özgüvene dahi sahip olamadıklarını görürüz.
kıyafetleri diyoruz
internet ile oluşturulan bağları diyoruz
diksiyon ve kelime dağarcıklarını göz önüne alıyoruz.
halbuki bir çoğu asgari sınırın altında yaşamlarının çocukluktan itibaren çetin halleri ile boğuşuyorlar.
bir kısmı nin ayağında ayakkabı dahi yok.
günümüz türkiyesinin ideolojik semptomları zengini zengin fakiri daha fakir yaparken,
ve bunları biliyor görüyor anlıyorken
z kuşağı ritmine eksik bakış açısı ile oluşturulmuş başlık diyebilirim.

sosyo ekonomik durumumuz yurdumuzda
böyle bir kuşak aralığını dahi vermiyor.

fazla genel bir tanım.
z kuşağındaki bir kaç çürük yüzünden tüm kuşağı aynı kefede görüyorsunuz.
z kuşağından olupta tek derdi kendini geliştirmek olan pek çok donanımlı arkadaşım var. bu kadar fazla ve hiçbir yapıcılık olmadan eleştirmek yerine nasıl iyi şekilde yönlendirebileceğini düşünmek daha işlevsel olur.

bunları duyunca kendi ergenliğimi düşünüyorum hep ve sizi de kendi ergenlik zamanlarınızı düşünmeye davet ediyorum.

ortaokul veya lise 1 okuldan kaçmışsınız arkadaşlarınızla ve otobüse, minibüse bindiniz veya yürüyorsunuz o zaman yaptıklarınızı bir düşünün. iğrenç espriler, gürültülü şekilde konuşmalar her neyse...

bizim hakkımızda da kötü düşündüler ama bir şekilde "büyüdük".

bizi bu kadar rahatsız eden şey şu: z kuşağı diye adlandırılan nesille her yerde karşılaşmamız. evet, gündelik hayat yetmezmiş gibi sosyal medyada karşımızdalar kızıyoruz; sosyal medyadan para kazanıyorlar kızıyoruz.

aristo



heseiod

ya ne istiyorsunuz bu çocuklardan? 43 yaşındayım. hem çocuklara oynayacak sokak bırakmayalım hem zorunlu eğitim diye lise sona kadar okutalım dolayısıyla mesleki sorumluluk ve yol göstermeyelim hem eve mahpus edelim, doğal olarak internet bağımlısı yapalım hem 'ben okumadım sen oku yavrum' diyerek bir bardak çay koymaktan dahi muaf edip sorumluluk vermeyelim hem de z kuşağı böyle diye bık bık bık koca karı gibi dır dır edelim. yok böyle üç kuruşa beş köfte. bütün sorumluluk biz ve bizden önce ki nesildedir. sen ne verirsen çocuklar onu uygular.

bu başlık resmen hiçbirşeyden memnun olmayan huysuz yaşlı amca /teyzeler tarafından açılmış gibi
çok ayıp yaa gezip eğlensinler size ne dert oldu

öyleyse bile olsa olsa öncüllerinin metastazı olabilir.

evde 2 alfa var yanan bana yansın. ayrıca uğraşmayın gençlerle eğlenceli, gözü kara ve hayattan ne istediklerini biliyorlar. istekleri için mücadele etmeye de hazır duruyorlar.biz olamadık, onlara aferim. teyzenizin hayır duasını kaptınız.

z kuşağına hakaret etmeyi kendine iş bilen y kuşağına verebileceğim tek cevap: bruh'tır.

buyrun benim.

bitmedi şu nefretiniz. birbirimizi sevmeyi öğrenemeden ölüp gidicez ya, en çok ona üzülüyorum.

siteye yeni yazar olanlara bakınca, yadsınamayacak gerçek.

kadın olsalar neyse.. afgan mülteci kampı zannedersin.

eğitilmez bunlar yahuu.

hep ben
hep ben
ben
ben
diyorlar gibi geliyor.
umarım yanılıyorumdur.