an'dayım çok teşekkürler. iyilikler dilerim kuzguncuktaki vişne. bir sonraki yazara bulutlar dilerim bembeyaz hayal dolu , güneş dilerim aydınlık yılları/yolları aydınlatan ve kalbini ısıtan. gönlünce yaşamanı dilerim gönülden. *
devamını gör...

beni bitiren temizlik. öldüm ben, cenazemi kaldırın sözlük. 3 gündür dip köşe temizlik yapılıyor evimde, bir de üstüne şunu yap kızım bunu yap kızım atarları çekiyorum.
“kızıııım bana kuru bezi fırlatır mısın, kızım ayağına terlik giy, süpürme işin bittiyse gel de şuraların tozunu al, buraları mopla, hadi şunları yukarı çıkart/aşağı indir...”

konu temizliğe geldi mi bizim evde can sağlığı unutulur, sandalyeler üstüne çıkılıp avizeler silinir, ter banyosu yapılsa da temizlik bitene kadar durulmaz. “şu oda daha bitsin, burayı deterjanlayıp çıkacağım, söz.” nidaları yankılanıyor evde.

kendimize yardımcı olarak kardeşimi aldık ama yok anlamıyor şu temizlik işinden, sırılsıklam mopla caaaanım parkeleri silmeye çalışıyor, yok ben süpürmeyi sevmiyorum, sadece mop yaparım diyor bir de. artık “aaaaaaayh yeter!” dedim, annemle bir olup şutladık kardeşcağızımı. kaldık baş başa. temizlik bitti mi bilmiyorum, bitmemiş de olabilir, bitmiş olduğunu umabiliyorum sadece. 2 kişi olunca verim düştü yalan yok.

her neyse, bayram bayram dedik hiç bayram değil bu bize, kime bayram söyleyeyim mi? deterjan markalarına, süpürge satanlara, kuru temizlemecilere bayram. bayram bize değilse temizliği niye bize kaldı yine? gelmeseydi keşke bayram, sevmiyorum ben bayramları. en azından temizliğe gerek kalmazdı.
devamını gör...

şartlar ayrı düşürmeseydi 20 yaş farkla gerçekleşecek olandı. o kadar özlüyorum ki onu her mecrada yazıyorum bunu sanki bir yerlede denk gelip okuyacak anlayacak ve tekrardan beni bulacak. büyük bir özlemle bekliyorum seni ihtiyar.
devamını gör...

bu işlerin bu kadar anlamsız şekilde dallanıp budaklanmasını mantıksız bulan kadın.

git at imzanı bitti gitti işte. ne gerek var tantanaya? resmen başkaları için yapılan ve anlamsız derecede pahalı olan, sıkıcı bir organizasyon. bir düğünde eğlenen kişi bence cindir.

bir şey daha yazacaktım da vazgeçtim. trollük sınırından girmiş olurum sanırım onu da yazarsam *
devamını gör...

kardeşim burnuna kumanda tuşu sokmuştu onu götürdük.. geçen de badem soktu, anlamıyorum bu çocuğun burnu ile ne derdi var. küçük de değil hani 8 yaşında.. başlı başına bir imtihan kendisi..
devamını gör...

ses var söz var duruş var kısacası mükemmellik var bu adamda kanaatimce.
devamını gör...

diskalifiye edilmesini falan anladık da sırf rating için programda şeflerin yargıçlık taslamasına gerek var mıydı cidden?
devamını gör...

planlı olarak aldığımda çok zorlandığım, plansız olarak aldığımda ise hiç zorlanmadığım şeydir.
bütün arkadaşlarım bilir ki doğum günlerinde onlara bir şey almam. ben ancak bir şeyi görüp de o arkadaşımı aklımdan geçirip ''bu ona çok yakışır, bu tam onluk'' dediğimde alırım. böyle olması gerektiğini düşünüyorum.
mesela erkek arkadaşımla ilişkimizin ilk altı ayında doğum günlerimiz, yeni yıl ve sevgililer günü vardı. artık hediye aramaktan gına gelmişti tam o günde alacağım diye. bir gün dedim ki; ben hediye almasını severim. her iki anlamda da. ancak tam gününde değil, içimden geldiğinde. böylesinin daha güzel olduğunu düşünüyorum. hem daha sürprizli oluyor hem de insan zorlanmıyor, sırf almak için almıyor diye. sağ olsun o da benim gibi düşündüğünü söyledi. o gün bu gündür seneler içerisinde birbirimize aldığımız hediyeler bu şekilde olmuştur hep. tabii onun hediye anlayışı biraz farklı. evet en çok sevdiğim şeyleri alıyor ancak şu şekilde:
(bkz: sevgili habersizce eve lahmacun sipariş etmesi)
(bkz: sevgilinin moraliniz bozukken habersizce eve hamburger göndermesi)
(bkz: sevgilinin sen seversin deyip eve habersizce baklava göndermesi)
bir tane de benden gelsin: (bkz: sevgili seviyor diye evine fondü seti almak)
ve bu şekilde hediye alması beni çok mutlu ediyor. iyi ki var ciğerimin paresi.
devamını gör...

yahya kemal beyatlı, rindlerin akşamı adlı eserinde ölümden sonrasını bir dörtlükle kendince şiirsel anlatmıştır,

geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan,
geçince başlayacak, bitmeyen sükûnlu gece,
guruba karşı bu son bahçelerde keyfince.
ya aşk icinde harab ol ya şevk icinde gönül
ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül
ah dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç.


ölüp gidenleri geri getiremeyeceğimiz için gerçekte ne olduğunu bilemesekte, yeniden bir uyanış ümidiyle teselli buluruz.
devamını gör...

her yaştan herkesi ama en çok da gençleri dört bir koldan öyle bıktırdılar, öyle umutlarını kemirip bitirdiler ki düşman istese bu kadar başarılı yapamazdı bunu. arzu edene de, edip gerçekleştirmiş olana da hak verdiğim eylem.
devamını gör...

ankara’da yıllarını geçirmiş bir insan olarak yüzlerce tiyatrocu, oyuncu, politikacı, şarkıcı, dansçı, yazar vb. ile mekanlarda denk gelip selamlaştım, ufak sohbetler ettim. çok özel olanları vardır (haluk levent ile kahve içmem, athena gökhan’ı meclis parkındaki havuza geyik olsun diye atmam, göksel’i bir konser sonrası taksiye bindirmem, nihat genç ile siyaset, bedri baykam’la sanat konuşmam, bedük ile arjantin caddesi’ndeki bir mekanda neredeyse ağız yüz kavga etmem vb.) fakat bir tanesi bende çok özeldir.

nasıl oldu, nasıl denk geldi bilmiyorum ama “bir delinin hatıra defteri” isimli oyundan çıkmış eve gitmeden bir kaç kadeh bir şeyler içmek için tunus caddesi’ndeki zodiac pub’a girmiştik yanımdaki bir arkadaşımla. (sahibi tanıdığımız olduğundan, mekan kapalı olmasına rağmen laflıyorduk içeride.)

biz sohbet ederken erdal beşikçioğlu da kulisi bitirmiş yanında 2 arkadaşıyla zodiac pub’a gelmişti. (onlar da mekan sahibini tanıyormuş.) birden bire bir sohbet ortamı doğdu. daha bir saat önce canlı izlediğimiz oyun hakkında kritikler yapmaya başlamıştık.

tanışma, tiyatro, sanat, siyaset, toplum, geyik, sohbet derken konu nasıl oldu da sucuk ekmeğe geldi bilmiyorum ama bilen bilir zodiac pub’da mekanın içerisinde şömine vardı eskiden. (belki hala vardır.)

muhabbet birden bire ciddiye bindi ve nasıl ayarlandı bilemiyorum gecenin o vakti, o kafayla bir şekilde hazırlıkları yaptık ve şöminede erdal beşikçioğlu herkese elleriyle sucuk ekmek pişirmişti. biz o 5 kişi neredeyse sabaha kadar sucuk ekmek yiyip sohbet etmiştik. gerçekten eşsiz bir ortamdı.
devamını gör...

bety'le sabah erkenden vet.e gidiyoruz. sonunda tavsiyeler üzerine yakın sayılabilecek (1 saat uzaklıkta) bir yerde veteriner bulduk. bu gece biraz huzursuzuz. sürekli mırıldanıyor ve ağlıyor ağrısı var sanırım. şimdi biraz uyudu işte. yarın buradan güzel güzel haberlerimizi duyuracağız abileri, ablaları. siz ona iyi dileklerinizi sunup, dualarınızı etmeyi unutmayınız lütfen.
(bety kanserle savaşıyor.)
herkeslere umutlu, huzurlu geceler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlüğü geliştirmek için her yazarın yapabileceği, vakit almayan şeylerdir.

1 - android cihazlar için, play store'dan uygulamamızı edinmek / 5 yıldız vermek.

2- tarayıcıdan girenler için, yer imlerine eklemek.
imgyukle.com/i/LFTcwy:

3- sosyal medya hesaplarımızı takip etmek.
ınstagram
twitter
youtube

4 - normal sözlük'e çevremizden yazarlar kazandırmak

5- bol bol tanım girmek

bunları yapalım, 2023'e marstayız.
devamını gör...

bir şey yap, güzel olsun.
çok mu zor?
o vakit güzel bir şey söyle.
dilin mi dönmüyor?
öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.
beceremez misin?
o zaman güzel bir şeye başla.
ama hep güzel şeyler olsun.
çünkü her insan ölecek yaşta.

şems-i tebrîzî
devamını gör...

tatlı dilli, güler yüzlü, ceylan gözlü bir yazar. çocukken yediğim bir şeker vardı, patlayan şeker, onun gibi kendisi. enerjimi yükseltiyor. *

daim olsun varlığı.
devamını gör...

ben değil içimdeki çocuk dalin kullanmak istiyor, ne yapabilirim ki ?
devamını gör...

öyle şunu yapalım, kanun değiştirelimlerle falan bitmez bu. istanbul sözleşmesi de yetmez. hapı atan cuvarayı çeken kanun dinliyor mu..?
her şey eğitimle başlar. bilinçlenip eğiteceğiz. çocuklarımızı eğiteceğiz. biz bu hale bir anda gelmedik. bir anda norveçe dönemeyiz hiç bir konuda. eğitilip eğiteceğiz. tek yolu bence budur.
devamını gör...

büyük kayıptır.

başka dünyaların varlığından mahrum olmak...

çok uzun yazardım da keyfim yok!
devamını gör...

eğer dar bir kaldırımda yürünüyorsa telefona dalıp arkadan gelene yol vermemek.
devamını gör...

türkçe'ye acımak/merhamet/sabırsız yürek isimleri ile çevrilen romanının girişine konulan aşağıdaki kısım favorilerimdendir.

 "... iki tür acıma duygusu vardır. birincisi, duygusal ve zayıf olanı, başka birinin yaşadığı felaketlerden kaynaklanan acı ve hüzünden alabildiğine çabuk kurtulmak için çırpınan yüreğin sabırsızlığıdır. bu, bir acıyı birlikte hissetmek değil, ruhun yabancı bir derde karşı kendini içgüdüsel olarak savunması anlamındaki acıma duygusudur. diğeri, tek gerçek acıma duygusu ise yaratıcı olan, ne istediğini bilen; sabırla, gücü yettiğince hatta gücünün bile ötesinde katlanmaya ve dayanmaya kararlı bir insanın acıma duygusudur..."
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim