sözlük dergisi duyuruları
sevgili normal sözlük ahalisi selam.
bir haberimiz var. biz geri döndük! yenilendik, çoğaldık...
nadasta geçirdiğimiz uzunca bir aranın ardından dedik ki hazır kış da geliyor; denizdi, yaylaydı, tatildi modu da bitti, yeniden ve yine biraz uzun soluklu yazılar yazsak ve de bunları sözlük blogta yayımlasak ne güzel olmaz mıydı?
aramıza yeni katılanlar ya da daha önce bloğa göz atmayanlar için kısaca:
- her konuda
- her türde yazınızı
- word dosyası halinde
- şurada duyurulan kriterler dahilinde
- [email protected] adresine
yollamanızı bekliyoruz. lütfen korkmayın çok seçici de değiliz. biraz estetik biraz da emek takdir edilesi olacaktır.
pekala, ne zamandan itibaren yeni yazılar görülecek blogda derseniz, pazartesi itibariyle yazıları yayınlamaya başlıyoruz. çünkü biliyorsunuz ki bu memlekette 'yeniye' pazartesi başlanır. ve şimdilik planımız pazartesi ve cuma günleri olmak üzere iki gün düzenli olarak yeni yazıları okunur kılmak.
o zaman pazartesi'den itibaren görüşmek dileğiyle diyorum. sevgiyle kalın.
bir haberimiz var. biz geri döndük! yenilendik, çoğaldık...
nadasta geçirdiğimiz uzunca bir aranın ardından dedik ki hazır kış da geliyor; denizdi, yaylaydı, tatildi modu da bitti, yeniden ve yine biraz uzun soluklu yazılar yazsak ve de bunları sözlük blogta yayımlasak ne güzel olmaz mıydı?
aramıza yeni katılanlar ya da daha önce bloğa göz atmayanlar için kısaca:
- her konuda
- her türde yazınızı
- word dosyası halinde
- şurada duyurulan kriterler dahilinde
- [email protected] adresine
yollamanızı bekliyoruz. lütfen korkmayın çok seçici de değiliz. biraz estetik biraz da emek takdir edilesi olacaktır.
pekala, ne zamandan itibaren yeni yazılar görülecek blogda derseniz, pazartesi itibariyle yazıları yayınlamaya başlıyoruz. çünkü biliyorsunuz ki bu memlekette 'yeniye' pazartesi başlanır. ve şimdilik planımız pazartesi ve cuma günleri olmak üzere iki gün düzenli olarak yeni yazıları okunur kılmak.
o zaman pazartesi'den itibaren görüşmek dileğiyle diyorum. sevgiyle kalın.
devamını gör...
dabbe (seri)
türk korku filmleri için "cin" furyasını başlatan (büyü filminin hemen ardından), japonya’da sayısız kısa film ve prodüksiyona imza atmış ve uluslararası ödüller almış sinemacı hasan karacadağ filmidir. korkunçlu mudur derseniz, şimdi korkmazsınız ancak ben ilk izlediğimde korkmak için tüm şartları sağladığımdan, sabaha kadar paranoyağa bağlayıp uyuyamamıştım ahaha ne günlerdi ya.
size de anlatayım, ben gibi cevval yürekli, kendisini korkutmak için "bööh" diye aniden karşısına çıkmanızdan ve gece yarısı gizli numaradan arayıp "bir hafta içinde öleceksin" diyerek nefes dinletmenizden daha çok şey yapmanız gereken bu kadına, nasıl üç buçuk attırabildi bu ecünnülü film:
yıl 2005-2006 olsa gerek, o sıralar yalnız yaşıyorum, taze üniversite öğrencisiyim ve okuluma yardımcı olması için yalvar yakar bizimkilere aldırdığım laptobumu okul harici her şey için kullanıyorum. canım, biricik toshiba laptobuma yapışık yaşadığım, görmemişin laptobu olduğu ve cd kiralayarak film izlenebilen yıllar işte o zamanlar.
neyse, girdim cdciye, doymuşum batı'nın zombili, şeytan çıkarmalı filmlerine artık istifralara dayanmışım, yeni tatlar arıyorum. cdci abi "şöyle yerli yeni bi film var, bak bi istersen korkusevere gider" deyince, hemen atladım. neymiş o öyle "dabbe, dabbet-ül arz, ecünnü aaa" derken, kendimi "ne kadar korkacağım bundan?" diye test etmeye karar verdim, hay vermez olaydım.
(film, kuran-ı kerim'de neml suresi'nde geçen, din alimlerinin ne olduğu hakkında ortak bir zeminde buluşamadığı dabbe'tül arz'ı konu ediniyor ve onu internet ağı olarak yorumluyor)
bir korku filminden tam verim almak için yapılabilecek her şeyi yaptım:
1) tek başına ol (check)
2) gecenin bir yarısını seç, saat bir buçuğu filan geçsin (check)
3) ışıkları tamamen kapa (check)
4) kulaklık kullan ve sesi sona ver (check)
5) ekranın dibine gir (check)
6) cin gibi yaratıkların varlığı konusunda 21. yyda dahi şüphelere açık ol (check) *
rahat batması yaşadığım o gece, tüm bu şartları sağlayıp, filmi koydum ve izlemeye başladım. bir de gerçek hikaye gibi vermezler mi? (gerçek olaydır, gerçeklerden esinlenilmiştir diye bir ibare de çakmıyorlar mı oraya, korkmayacaksan da korkacağın oluveriyor işte)
kaç farklı sahnesinde, kaç ani seste görüntüde yerimden zıpladım bilmiyorum ama yemekte olduğum popcorn ağzımdan başka her yerime girmişti tövbest.
filmi bir noktadan sonra gözlerimi kısarak izlemeyi tamamlamış, ardından yerimden fırlayıp evin bütün ışıklarını nas-felak okuya okuya açmıştım. aman tonrem uyuyamamış sabahı etmiş ve kiraladığım cdyi hemen götürerek "abi sen bana zombilerden, şeytan çıkarmalardan, hayaletlerden testereli katillerden vermeye devam et, hiç karıştırmayalım biz ecünnüleri" demiştim.
ha sonra durdu, akıllandı mı bu kız? hayır.
musallat, el cin, dabbe serisi allah ne verdiyse izlemeye devam ettim; ancak benimle birlikte izlemeleri için kendilerini kandırabildiğim arkadaşlarımın omuzlarını korkudan ısıra ısıra.
korkmazsınız da yine de tek başınıza izlemeyin efenim, nolur nolmaz.
size de anlatayım, ben gibi cevval yürekli, kendisini korkutmak için "bööh" diye aniden karşısına çıkmanızdan ve gece yarısı gizli numaradan arayıp "bir hafta içinde öleceksin" diyerek nefes dinletmenizden daha çok şey yapmanız gereken bu kadına, nasıl üç buçuk attırabildi bu ecünnülü film:
yıl 2005-2006 olsa gerek, o sıralar yalnız yaşıyorum, taze üniversite öğrencisiyim ve okuluma yardımcı olması için yalvar yakar bizimkilere aldırdığım laptobumu okul harici her şey için kullanıyorum. canım, biricik toshiba laptobuma yapışık yaşadığım, görmemişin laptobu olduğu ve cd kiralayarak film izlenebilen yıllar işte o zamanlar.
neyse, girdim cdciye, doymuşum batı'nın zombili, şeytan çıkarmalı filmlerine artık istifralara dayanmışım, yeni tatlar arıyorum. cdci abi "şöyle yerli yeni bi film var, bak bi istersen korkusevere gider" deyince, hemen atladım. neymiş o öyle "dabbe, dabbet-ül arz, ecünnü aaa" derken, kendimi "ne kadar korkacağım bundan?" diye test etmeye karar verdim, hay vermez olaydım.
(film, kuran-ı kerim'de neml suresi'nde geçen, din alimlerinin ne olduğu hakkında ortak bir zeminde buluşamadığı dabbe'tül arz'ı konu ediniyor ve onu internet ağı olarak yorumluyor)
bir korku filminden tam verim almak için yapılabilecek her şeyi yaptım:
1) tek başına ol (check)
2) gecenin bir yarısını seç, saat bir buçuğu filan geçsin (check)
3) ışıkları tamamen kapa (check)
4) kulaklık kullan ve sesi sona ver (check)
5) ekranın dibine gir (check)
6) cin gibi yaratıkların varlığı konusunda 21. yyda dahi şüphelere açık ol (check) *
rahat batması yaşadığım o gece, tüm bu şartları sağlayıp, filmi koydum ve izlemeye başladım. bir de gerçek hikaye gibi vermezler mi? (gerçek olaydır, gerçeklerden esinlenilmiştir diye bir ibare de çakmıyorlar mı oraya, korkmayacaksan da korkacağın oluveriyor işte)
kaç farklı sahnesinde, kaç ani seste görüntüde yerimden zıpladım bilmiyorum ama yemekte olduğum popcorn ağzımdan başka her yerime girmişti tövbest.
filmi bir noktadan sonra gözlerimi kısarak izlemeyi tamamlamış, ardından yerimden fırlayıp evin bütün ışıklarını nas-felak okuya okuya açmıştım. aman tonrem uyuyamamış sabahı etmiş ve kiraladığım cdyi hemen götürerek "abi sen bana zombilerden, şeytan çıkarmalardan, hayaletlerden testereli katillerden vermeye devam et, hiç karıştırmayalım biz ecünnüleri" demiştim.
ha sonra durdu, akıllandı mı bu kız? hayır.
musallat, el cin, dabbe serisi allah ne verdiyse izlemeye devam ettim; ancak benimle birlikte izlemeleri için kendilerini kandırabildiğim arkadaşlarımın omuzlarını korkudan ısıra ısıra.
korkmazsınız da yine de tek başınıza izlemeyin efenim, nolur nolmaz.
devamını gör...
bilgisayara yüklenen ilk oyun
(bkz: gta vice city)
devamını gör...
the alienist
ilk sezonunda evsiz erkek çocuklarını öldüren seri katilin peşine düşen bir psikoloğu ve gizem dolu bir soruşturmayı anlatan netflix dizisi. caleb carr'ın 1994 tarihli çok satan romanından uyarlanan, şu ana dek belki de netflix'te izlediğim en iyi içerik.
ikinci sezon yeni geldi sayılır, henüz izlemedim. izleyince editlerim.*
ikinci sezon yeni geldi sayılır, henüz izlemedim. izleyince editlerim.*
devamını gör...
şarkı isimlerini 128 milyar dolar ile değiştiriyoruz
128 milyar dolar kurşunu & blow your mind
devamını gör...
semerkant
özbekistan’ın şehri olup, aynı zamanda amin maalouf’un eserinin adıdır.
"o gece birbirimizi aynı kitabın içine gömülerek sevdik..."
"o gece birbirimizi aynı kitabın içine gömülerek sevdik..."
devamını gör...
vecibe
arapça kökenli bir kelime olup; ödev, boyun borcu anlamına gelmektedir.
devamını gör...
dolomit dağları
adını kalsiyum ve magnezyum karbonatın bileşiminin meydana getirdiği dolomit minerallerinden alan bu dağlar italya’nın güney alpler bölgesinde yer alıyor. minerale ismini veren ise 18. yüzyılda bu minerali keşfeden fransız jeolog déodat gratet de dolomieu.
dolomit minerallerinin oluşturduğu kayaçların yüzeyi parlak değil soluk renkli. bu nedenle bu dağlara soluk renkli dağlar anlamına genel pale mountains da deniyor.
dağlar hem tarihi açıdan hem de turizm açısından oldukça önemli.
tarihi açıdan önemi birinci dünya savaşı'nda italya'yla avusturya-macaristan arasındaki muharebelerdeki cephelerden biri olmasından kaynaklanıyor. burada yapılan savaşta ölen askerlerin çoğu vurularak değil soğuktan ölmüş. hatta 2010 yılında burada birinci dünya savaşında donarak ölen bir askerin bedeni bulunmuş.
gelelim turistik açıdan önemine;
bölgede yer alan alpe di siusi en ünlü kayak merkezlerinden biri. yaklaşık 2500 metre yüksekliğe sahip olan merkez 2009 yılında unesco dünya mirası listesi’ne girmiş. kayak yapmanın yanı sıra yürüyüş yapmak ve kafelerde oturup soluklanmak da mümkün.

buranın en önemli bölgelerinden biri olan st. magdalena'da 1744 yılında inşa edilen st. johann kilisesi bulunuyor. kilisede aziz yuhanna'nın yaşamını anlatan dokuz adet resim mevcut.

son olarak dolomitler denince akla gelen en önemli yerlerin başında ise lago di braies gölü var. göl tertemiz, etrafındaki ağaçların yansımaları ile harika bir görsel şölen yaşatıyor. ziyaretçiler gölün çevresindeki yürüyüş rotalarında yürüyüş yapabileceği gibi göle ait plaja da gidebiliyorlar.

görsel kaynaklar: atlas dergisi
kaynak 1 : dolomitlere gider
kaynak 2: dolomiiiit
kaynak 3: domomitttt
dolomit minerallerinin oluşturduğu kayaçların yüzeyi parlak değil soluk renkli. bu nedenle bu dağlara soluk renkli dağlar anlamına genel pale mountains da deniyor.
dağlar hem tarihi açıdan hem de turizm açısından oldukça önemli.
tarihi açıdan önemi birinci dünya savaşı'nda italya'yla avusturya-macaristan arasındaki muharebelerdeki cephelerden biri olmasından kaynaklanıyor. burada yapılan savaşta ölen askerlerin çoğu vurularak değil soğuktan ölmüş. hatta 2010 yılında burada birinci dünya savaşında donarak ölen bir askerin bedeni bulunmuş.
gelelim turistik açıdan önemine;
bölgede yer alan alpe di siusi en ünlü kayak merkezlerinden biri. yaklaşık 2500 metre yüksekliğe sahip olan merkez 2009 yılında unesco dünya mirası listesi’ne girmiş. kayak yapmanın yanı sıra yürüyüş yapmak ve kafelerde oturup soluklanmak da mümkün.

buranın en önemli bölgelerinden biri olan st. magdalena'da 1744 yılında inşa edilen st. johann kilisesi bulunuyor. kilisede aziz yuhanna'nın yaşamını anlatan dokuz adet resim mevcut.

son olarak dolomitler denince akla gelen en önemli yerlerin başında ise lago di braies gölü var. göl tertemiz, etrafındaki ağaçların yansımaları ile harika bir görsel şölen yaşatıyor. ziyaretçiler gölün çevresindeki yürüyüş rotalarında yürüyüş yapabileceği gibi göle ait plaja da gidebiliyorlar.

görsel kaynaklar: atlas dergisi
kaynak 1 : dolomitlere gider
kaynak 2: dolomiiiit
kaynak 3: domomitttt
devamını gör...
yoldaş'tan normal sözlük yazarlarına açık mektup
dünyanın en tatlı bal porsuğu'nu burada tanımış biri olarak, kafasözlük’ te bulunmaktan, yazmaktan, okumaktan ve kısmen de olsa katkı sağlamaktan, bu güzel oluşumun içinde olmaktan ve elbette bir bal porsuğu olma yolunda ki emin adımlarımdan gurur duyuyorum. hepimiz bir bal porsuğuyuz.( swh)
devamını gör...
metalci gençliğin tarihe karışması
(bkz: metal yorgunluğu)
devamını gör...
kitap ve defter kaplamak
sonralarda hazır kaplar çıkmıştı hemen deftere giydirilebiliyordu.
önce çiçekli, desenli kaplayıp sonra üzerini şeffaf kapla yeniden korumaya aldığımı hatırlıyorum. zamanımız çokmuş demek ki.
önce çiçekli, desenli kaplayıp sonra üzerini şeffaf kapla yeniden korumaya aldığımı hatırlıyorum. zamanımız çokmuş demek ki.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
korkusu olmayanın cesareti de olmazmış..
-muhalifler
-muhalifler
devamını gör...
guilty pleasure
sims 2 oynamak. yaşımın ve vaktimi öldürdüğümün farkında olsam da seviyorum.
devamını gör...
nedir eksik olan
haziran ayına ve hayatımın hemen her alanındaki eksikliğini hissetmeme binaen babam. her sendelediğimde yanımda destek olan, bilmediğim şeyleri sorduğumda şak diye cevap veren kanlı canlı sözlük gibiydi. eksik olan bu şu aralar.
bir de belki biraz inanç eksikliği var. onu bir aralık şey edicem.
bir de belki biraz inanç eksikliği var. onu bir aralık şey edicem.
devamını gör...
sevim koş
bizimkiler dizisinde cemil karakterinin bildirim zili.
devamını gör...
zekeriya önge
erdal eren'in öldürmekle suçlanıp asıldığı giresunlu askeri inzibat. aslen giresun'un çamoluk ilçesinin kurukol köyünden, 1959/2 tertibinden, evli, sivilde dokumacılık yaparmış. ailesi sivas'ın gölova ilçesinde oturan önge'nin mezarı da orada. ayrıca adı memleketinde bir sokağa verilen er önge'nin ismi, buna ilaveten ankara yenimahalle'de bir parkta yaşamaktadır. idam edilen erdal eren ise giresun şebinkarahisarlıdır. bu iki kazanın tam ortasında yer alan alucra ilçesinden teoman'ın iki çocuk şarkısını ithaf ettiği iki çocuk da erdal ve zekeriya'dır. ayrıca teoman, hem önge ailesiyle hem de eren ailesiyle uzaktan da olsa akrabalığı olduğunu, yani hiç tanışmasalar bile bu iki kişinin uzaktan akraba olduklarını söylemişti.
işin ilginç yanı, piyade er zekeriya önge'nin ölüm sebebi giresun valiliği sitesinde "silah kazası" olarak yazılıyken, "bakın devlet bile kasıt olmadığını kabul etmiş" denince hemen "iç güvenlik" olarak değiştirilmiş. zaten davaya bakan yargıtay heyetinden ahmet turan da, erdal'ın yaşının 18'den küçük olduğunu ve bu konunun kesin çözüme kavuşturulamadığını, üstelik cinayet silahının erdal'ın silahı olduğunun kesin olarak ortaya konamadığını çünkü boş kovanların adli tıpta incelenmediğini, hiçbiri olmasa bile erdal eren'in beyanlarıyla cezada indirime gidilip müebbet hapis cezası verilebileceğini ve görev yaptığı heyetin iki defa idam kararını bozduğunu ama askeri yargıtay daireler kurulu kararıyla cezanın onaylandığını; kısaca erdal eren'in çalakalem idam edildiğini belirtiyordu.
işin ilginç yanı, piyade er zekeriya önge'nin ölüm sebebi giresun valiliği sitesinde "silah kazası" olarak yazılıyken, "bakın devlet bile kasıt olmadığını kabul etmiş" denince hemen "iç güvenlik" olarak değiştirilmiş. zaten davaya bakan yargıtay heyetinden ahmet turan da, erdal'ın yaşının 18'den küçük olduğunu ve bu konunun kesin çözüme kavuşturulamadığını, üstelik cinayet silahının erdal'ın silahı olduğunun kesin olarak ortaya konamadığını çünkü boş kovanların adli tıpta incelenmediğini, hiçbiri olmasa bile erdal eren'in beyanlarıyla cezada indirime gidilip müebbet hapis cezası verilebileceğini ve görev yaptığı heyetin iki defa idam kararını bozduğunu ama askeri yargıtay daireler kurulu kararıyla cezanın onaylandığını; kısaca erdal eren'in çalakalem idam edildiğini belirtiyordu.
devamını gör...
artık yoruldum denilen şeyler
sürekli gelecek kaygısı çekmek.
devamını gör...
üniversitede ilk gün
o kadar heyecanlı ve gergindim ki, insanlardan kaçmak istiyordum. yeni ortam ve yeni insanlara açık değildim. dersliğimi bulmakta zorluk çektim, bir grup kız ile dersliği bulduğumuzda hocamız çoktan derse başlamıştı. göze batmadığını düşündüğüm bir köşeye sıvıştım. yanıma birinin oturmaması için kapı her çaldığında gözlerimi kapıdan kaçırdım. gün bittiğinde liseyi daha da fazla özlediğimi, özleyeceğimi anladım.
devamını gör...

