kendisi kulakların pasını silecek nitelikte bir kıbrıs türküsüdür...

devamını gör...

şimdi anlatacağım yanlış anlaşılan bir şeyden çok, yanlış anlatılan olsa da yazmak istiyorum.
yaklaşık 7 yıl önce sanayide bir yerde bir kaç ay çalışmıştım. çalıştığım yer de bir tekstil fabrikası. bilen bilir bu sektörde sonradan görme zenginler çok var, çoğunun da tripleri çekilecek gibi değildir. yaşça büyük erkeklerin ağzından da "yeğenim" lafı eksik olmaz.
bir gün yine bu sonradan görmelerden biri geldi, patron dükkanda yok. ben de yeni olduğumdan ayak işlerine bakıyor, çalışanlara ya da müşterilere bazen de çay-kahve götürüyorum. bu abi geldi "yiğenim, ahmet abin yohmu" dedi. (soru edatını bilerek bitişik yazdım, adam nasıl beceriyorsa konuşurken bitişik yazıyordu). "yok abi" dedim, "oturun, birazdan gelir". bu geçti kapının önünde oturdu, patronu beklemeye koyuldu. ben de yanına gidip "abi, çay-kahve, bir şey içer misiniz?" diye sordum. abiyi de ilk defa gördüğümü belirtmeliyim, oysa ki dükkanın müdavimlerindenmiş. bazı çalışanlar ve patronla aralarında yeni bir jargon oluşturmuşlar, her seferinde de bu şaçma şeylere gülüyorlar. bu sigarasını yaktı, yavaş yavaş bana döndü. dumanıyla beraber şu söyleri çıkardı ağzından. "bana tiribiradada getir yeğenim" dedi, üstüne de güldü. ben anlamadım tabi. her halde bilinen bir şeydir, içerden birine sorar; öğrenirim, getiririm dedim. gittim ablanın birine sordum. "abla" dedim " şu abi tirimiri bir şey istiyor, o da ne ki?" diye sordum. o da bilmiyormuş. neyse, bir daha abiye sorayım dedim, gittim sordum. "abi, sen bir şey istedin de, ben onu anlamadım. tam olarak ne istediniz?" dememle buna bir gülme tuttu, anlatamam. gülerken eliyle üç yapıyor bu. ağzında sigara, elinde kaldırılmış üç parmakla güle güle bi daha söyledi. "tiri yeğenim tiri, yani üç. tiribirarada, üçü bir arada oluyo" dedi. be burada yazamayacağım bir sürü şeyin evladı. ben senin tirine de başlarım, biraradana da başlarım diye içimden söylene söylene gittim getirdim neskafesini. karıştırırken de diyor ki, " şimdi tiribiradanın ne olduğunu anladın mı?" anladım bana ban yedirtecek sözlerin hepsi, anladım.
devamını gör...

her güzel gün için ayrı ayrı biriken kokular. babannemin sabun kokan beyaz başörtüsü ile çarşıya yağ satmaya gidişi. dönüşte bize çarşıdan aldığı eti pufun kokusu.
eti puf bitince kabını sobada yakınca oluşan kesik koku.
çocukluğumdaki salı günü rutinlerinin kokuları.
devamını gör...

anlatilanin gercekten iyilik olduguna emin miyiz diyecegim sorunsal.
simdi iyilik olarak adlandirilan bir eylemin yapildigini dusunelim. bunun somut olarak birinin yuzune vurulmasi demek bel altindan "karsilik bekliyorum, farkinda ol" demektir. dolayisiyla cikar soz konusudur. ve yapilan iyilikte cikar güdülmez (en azindan somut olarak, karsiligi beklenmez). yani o iyilik, aslinda iyilik degildir. borc verilmis paradan hallicedir.
devamını gör...

aylak adam ve anayurt oteli gibi türk edebiyatı'nda derin izler bırakmış kitapların yazarı ayrıca edebiyat öğretmenidir kendisi. onun için az yazmış ama çok derin izler bırakmış diyebiliriz bence. az ve öz eser vermenin tanımıdır kendisi. kendisi bu konu hakkında “benim yazdıklarımdan daha önemlisi günlük yaşamımdır. o benim için daha önemli.” demiştir.

1921 yılında manisa'da doğmuştur. ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümü’nü bitirmiştir. akşehir’de maltepe askeri lisesinde bir yıl edebiyat öğretmenliği yapmıştır. üniversite öğrenciliği sırasında türkiye komünist partisine katılarak faaliyette bulunduğu iddiasıyla sıkıyönetim mahkemesince tutuklanarak hapse mahkûm edilmiş ve on ay hapis yatmıştır. serbest kalmasına rağmen öğretmenlik mesleği elinden alınmıştır.1946 yılında manisa’nın hacırahmanlı köyü’ne yerleşerek çiftçilik yapmıştır. 1976’da istanbul’a dönmüş; burada danışmanlık, çevirmenlik ve redaktörlük yapmıştır. 1989 yılında istanbul’da kalp krizi nedeni ile hayatını kaybeden yazarın canistan adlı romanını tamamlamasına ömrü yetmemiştir.

yazar, en önemli eserleri aylak adam ve anayurt oteli’nde psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işlemiş; anayurt otelindeki zebercet aylak adam’daki c çok özgün karakterler olarak türk edebiyatının şahıs kadrosunun unutulmazları arasında yerini almıştır.

romanlarında yalnızlık ve psikolojik yabancılaşma konularını işlemiştir. köyü anlatan öykülerinde, kırsal kesimin geleneksel yaşamından kesitler sunar; şehri anlatan öykülerinde ise hali hazırdan duyulan bıkkınlık ve düzene uyumsuzluk yer alır. “anayurt oteli”nin kurgusu, aynı otelde kâtiplik yapan zebercet adlı kahramanın ruhsal dünyasının açığa çıkarılması üzerine şekillenir. aylak adam romanında ise c. adlı kişinin ruhsal durumunu anlatır.

eserlerinde iç gözlem tekniğini kullanmış ve bireyin ruh halini son derece başarılı bir şekilde okuyucuya aktarmıştır.
devamını gör...

kaç para lan bir doğukan dedirten durumdur.

parasını verelim salalım doğaya, o da rahatlasın biz de.
devamını gör...

kale gibi sağlam karaktere, empati yeteneğine sahip, cefakar, vefakar, fedakar dost. kötü gün insanı. bir tür aziz. dört yapraklı yonca gibidir.
devamını gör...

yunan mitolojisi'nde ağrı yatıştırma tanrıçasıdır. tıbbın ve sağlığın tanrısı asklepios ile evlidir.
devamını gör...

ilginçtir ki, 1990'daki doğu ve batı almanya birleşiminden sonra yapılan çalışmalarda, doğulu kadınların batılı kadınlardan iki kat daha fazla orgazma ulaştıkları ve daha fazla seks yaptıkları gösterilmiş.

yani, bir tuvalet kağıdı sırasında sıra bekleyen bir kadın, kapitalist ekonomide büyüyen ve çalışan bir kadından daha fazla cinsel haz alıyor. çok ilginç! neden acaba?
devamını gör...

biz bu hayata başkalarının favorisi olan insanları görmeye gelmişiz. (bkz: bugünde kimsenin favorisi olamadık)
devamını gör...

kitap ve film/dizi ürünleri.
devamını gör...

ağlarlar efenim pek de güzel ağlarlar, hem de istedikleri yerde istedikleri zaman. demek isterdim ama pek de öyle değil maalesef. evet, erkekler de ağlar. ama nedense toplumun bir kesimi erkekleri güçlü(bir makine gibi), ağlamayı da güçsüzlük ilan etmiş. mesela yolda giderken ağlayan bir kadın görmek normal gelirken nedendir bilinmez ağlayan bir erkek görünce yadırgar. yadırgamaktan öte ayıplayan bile çıkabilir. bundan ötürü bir kadına oranla ağlarken daha çok saklanmaya çalışıyorlar. zira her an bir yerden "erkek adam ağlar mı?" diye biri çıkabilir.
ne diyelim erkeklerin de çekinmeden, yadırganmadan ağlayabildiği zamanlara. umarım o güzel zamanlarda bu ve benzeri gereksiz kalıplar kaybolup giderler.
devamını gör...

an itibariyle cenk ile naja
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

evet uzun haftalardır şaşıp şaşıp kalıp gözlemlediğim olay. oturduğum sokak ne ararsan var bir sokak sözlük. marketler gırla 10 tane kahvaltı market tarzı market, fırın balıkçı vs. diyeyim. hafta sonu 17:00'a kadar market alışverişi serbest malum, 16:00'a kadar hafif yoğun olan güzide sokağım 16:00 hatta 16:15'ten sonra bir çıldırıyor ki sanki bombardıman anonsu yapılmış! her yerde kuyruk a101'de sadece bir personel müşterileri teker teker içeri sokma görevine geçiyor. yani bu nedir sözlük, üşengeçlik mi? denyoluk mu? banane banane ben de corona olcam bendeee mi?? çobansız koyun sürüsü ülke yeminle!
devamını gör...

yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?
-oğuz atay
devamını gör...

isteyen türk'tür. isteyen türkiyeli.
devletin anayasasına göre türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan herkes türktür. doğruluğuna kendi içimde hala karar verebilmiş değilim.
türk değilim kürdüm diyene de saygı duyuyorum. yeter ki türkiyeli kimliğini kabullensin, yaşadığı topluma, devlete hizmet etsin, ayrılıkçı tavırlarda bulunmasın.
bulunursa da, ben türk'üm. her türlü karşısındayım. çünkü ırkını öne çıkarıp laga luga yapacaksa eğer ben de armut toplamayacağım. sonuçta türk de olsam türkiyeliliği kabullenmişim, seni de kabullenmişim. sen de kabullen bir zahmet. kabullenemediğin yerde devlete baş kaldırmışsındır. ister türk olsun, ister çerkes, ister kürt; türkiyeliliğe baş koymuşsa o tavırlara da karşı koyar.
devamını gör...

kuzey amerika'da yaşayan iroquoi dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
iroquoi birliğinin beş ulusundan biridir. diğerleri gibi ingilizlerle birlik olup kendilerine karşı çıkan bütün kabilelerle savaştılar. ilk defa amerikan bağımsızlık savaşında birlikleri bozuldu ve kimileri ingilizlerin, kimileri kolonilerin yanında savaştı. ingilizlerin yanında savaşanlar kanadaya yerleşti.
bugün kanada'nın ontario eyaletinde ve a.b.d'nin new york, oklahoma eyaletlerindeki rezervasyonlarda yaşıyorlar.
devamını gör...

bir dünya klasiği kitap okunacaksa (bkz: iş bankası kültür yayınları)'ndan sonra tercih edilebilecek en iyi yayınevi. bazı çevirileri iş kültürden de iyidir.
devamını gör...

özgür olur derler insan, kaybettiğinde küçük beynini. başın' dik tutmak zordur içerin ölüyken. hem umut da bir şeytanın yazdığı delice bir öykü değil midir?
devamını gör...

kanser dahil birçok badireyi tokatlamış, azrail'in beceremediğini onunla dalga geçer gibi kendi becermiş yazar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim