çocukların sorduğu garip sorular
+neden benim boyum kısa abla
-büyüdükçe uzayacaksın canım
+neden
-.....
+neden
-büyüdükçe uzayacaksın canım
+neden
-.....
+neden
devamını gör...
bilgi kategorisi
"bizim puanla muanla işimiz yok, maksat halka hizmet olsun." diye değerlendirdiğim özellik.
devamını gör...
pes etmek
önce kendinle ilgili hayal kırıklığı yaşarsın sonra yorgunluğunu üzerinden bir güzel atarsın.
devamını gör...
doğduğun yer mi yoksa doyduğun yer mi memleketindir ikilemi
ne doğduğun ne doyduğun yer, sevebildiğin yer memleketindir.
devamını gör...
yoldaş benjamin levent gültekin podcast'i
ben çok beğendim güzel bir sohbet olmuş.sorular net cevaplar aydınlatıcı sadece ufak bir ses problemi vardı o kadar da olsun nazar boncuğu.
devamını gör...
fakirleri avutmak için uydurulmuş şeyler
şükürdür bence. burada dini vs eleştirdiğim yok. şükür etmek bir bakıma önemlidir ama yaşam kalitesi sıfır, günün yarısından çoğunu çalışarak geçiren sözde büyük adamların küçük kararlarıyla hayatı şekillenen, hayatta kalma mücadelesiyle sürekli meşgul olmak zorunda kalıp neden yaşadığını bile bilmeyen insanlara şükür tavsiyesi vermek kör birine şu güzelliğe baksana yahu demek kadar anlamsız.
devamını gör...
küpe takan erkek modeli
başıma bir şey gelecekse, pek bi beğendiğim erkek modeli.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
insan yoruluyor sevgilim
yaralı bir zamanla kendini sevmekten.
şükrü erbaş bütün şiirleri 4
sayfa 95
yaralı bir zamanla kendini sevmekten.
şükrü erbaş bütün şiirleri 4
sayfa 95
devamını gör...
ders çalışırken kronometre tutmak
düzenli olarak yapılmasını ayrıca konuşmak gerekir ama bana sorsan günde 8 saat çalışıyorum (mesela) ama kronometre benimle aynı fikirde değil.
devamını gör...
yazarların unutamadığı film replikleri
"bizim gençliğimiz kuru geçti nihal, mutlu olmayı bilemedik. belki bu yüzden mutlu etmeyi de bilemedik..."
(bkz: kış uykusu/ winter sleep)
(bkz: kış uykusu/ winter sleep)
devamını gör...
kamyon arkası sözleri
"ölüme gidelim dedin de benzin mi yok dedik."
devamını gör...
muhlis berberoğlu
bir enstrümana, bir ton duygu yükleyen adam.
muhlis berberoğlu; 1995 sivas/şarkışla doğumlu. 4 yaşında bağlama ile tanışır ve yolculuğu başlar. izmir güzel sanatlar lisesi ardından, 9 eylül üniversitesi müzik bilimleri bölümünde eğitimine devam etmiştir.
bir insan duyguyu bir enstürmana nasıl yansıtır? virtüöz kime denir? esere nasıl özgün yorum getirilir? sorularının karşılığıdır.
2018 yılında sinan cem eroğlu ile “herdem” albümünü yaparlar. herdem; birlikte nefes almak anlamına gelir. dinlerken gerçekten birlikte nefes alırsınız. daha önceki yazılarımda, türkülerin bir kültürel miras olduğunu ve mutlaka gelecek nesillere aktarılması gerektiğini söylemişimdir. muhlis berberoğlu bu anlamıyla doğru kişidir. esntrümental dinletileri o kadar duygu yüklüdür ki, normal insan işi değildir. bir yetenekten daha fazlası, gerçek bir müzisyendir.
haklı bir sitem ile soruyorum;
kültür bakanlığı ne işe yarar? böyle bir değer ortada iken, senfoni orkestralarıyla birlikte performansla, sahip olduğumuz mirası dünyaya tanıtmak varken, kültür bakanlığı gerçekten ne iş yapar?
youtube’da videoları vardır. henüz izlemeyenler için öneririm. benim gibi enstrümental müziğe ilğiniz var ise, izleyin derim.
sözlerimizi son viedo paylaşımı olan, “bahçalarda mor meni” ve kapadokya görüntüleri ile bitirelim. esere girerken yaklaşık 3 dk taksim çalar. bu yazıyı yazarken, bir taraftan da dinliyorum. siz dinlerken ben bir kadeh drink alayım. başka türlü olmuyor.
bahçalarda mor meni,
yine üzüme düşürdün, muhlis sen beni.
buyrunuz;
muhlis berberoğlu; 1995 sivas/şarkışla doğumlu. 4 yaşında bağlama ile tanışır ve yolculuğu başlar. izmir güzel sanatlar lisesi ardından, 9 eylül üniversitesi müzik bilimleri bölümünde eğitimine devam etmiştir.
bir insan duyguyu bir enstürmana nasıl yansıtır? virtüöz kime denir? esere nasıl özgün yorum getirilir? sorularının karşılığıdır.
2018 yılında sinan cem eroğlu ile “herdem” albümünü yaparlar. herdem; birlikte nefes almak anlamına gelir. dinlerken gerçekten birlikte nefes alırsınız. daha önceki yazılarımda, türkülerin bir kültürel miras olduğunu ve mutlaka gelecek nesillere aktarılması gerektiğini söylemişimdir. muhlis berberoğlu bu anlamıyla doğru kişidir. esntrümental dinletileri o kadar duygu yüklüdür ki, normal insan işi değildir. bir yetenekten daha fazlası, gerçek bir müzisyendir.
haklı bir sitem ile soruyorum;
kültür bakanlığı ne işe yarar? böyle bir değer ortada iken, senfoni orkestralarıyla birlikte performansla, sahip olduğumuz mirası dünyaya tanıtmak varken, kültür bakanlığı gerçekten ne iş yapar?
youtube’da videoları vardır. henüz izlemeyenler için öneririm. benim gibi enstrümental müziğe ilğiniz var ise, izleyin derim.
sözlerimizi son viedo paylaşımı olan, “bahçalarda mor meni” ve kapadokya görüntüleri ile bitirelim. esere girerken yaklaşık 3 dk taksim çalar. bu yazıyı yazarken, bir taraftan da dinliyorum. siz dinlerken ben bir kadeh drink alayım. başka türlü olmuyor.
bahçalarda mor meni,
yine üzüme düşürdün, muhlis sen beni.
buyrunuz;
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
öğrencilerimin yaptığı aptalca ama bir o kadar da tatlı dalgınlık: öğretmene anne demek.
aynı minvalde bir gün çocukken ben de evde bir şey söylemek için parmak kaldırmıştım.
aynı minvalde bir gün çocukken ben de evde bir şey söylemek için parmak kaldırmıştım.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
konsept yine mükemmel, keyifli bir program bizi bekliyor. liste halinde derleyip toplarsak şarkıları şehirler arası gece otobüsünde karton bardak kahvem ve üzümlü top kekimle birlikte dinlemek isterim.
lütfen listeyi birisi tutsun arkadaşlar amme hizmetidir.
lütfen listeyi birisi tutsun arkadaşlar amme hizmetidir.
devamını gör...
marie antoinette (yazar)
yazmak için girdiğim entry'i benden önce yazmasıyla ilgi alanıma girip diğer entrylerini okuduğumda hayranı olduğum yazar .
devamını gör...
gizliden gizliye zevk alınan ufak sapkınlıklar
laptopun yanına çikolata koyup oyun açarak işlemcinin ısınmasını ve çikolatayı eritmesini sağlamak, sonrasında erimiş çikolatayı ağza akıtarak yemek.
devamını gör...
sakura
japonların milli çiçeği.
her yıl bu çiçeğin hasat mevsiminde festivaller düzenlenir, japonlar için anlamı büyüktür.
kendisine "genç ölüm" de denmektedir.
çiçek tam açarken ömrü yetmeyip öldüğü için bu yakıştırma yapılmıştır.
her yıl bu çiçeğin hasat mevsiminde festivaller düzenlenir, japonlar için anlamı büyüktür.
kendisine "genç ölüm" de denmektedir.
çiçek tam açarken ömrü yetmeyip öldüğü için bu yakıştırma yapılmıştır.
devamını gör...



