sıralaç
kulağa garip gelen bir kelime, sonu aç ile bitirilmiş, okuduğunuz zaman bir garip oluyorsunuz demek ki türk dil kurumu gene yabancı kökenli bir kelimeye karşılık bulmuş diyorsunuz ve yanılmıyorsunuz.
tdk sözlüğüne göre klasör kelimesinin karşılığıdır.
tdk sözlüğüne göre klasör kelimesinin karşılığıdır.
devamını gör...
saç döken üniversite bölümleri
insanın istemeden okuduğu tüm bölümler.
aile baskısıyla ev idaresi bile okusanız, bunalımdan saçınız dökülür. meslek seçimi önemlidir.
ben turizm okurken bunaldığım kadar uzay bilimlerinde bunalmadım çünkü ilki biraz zorunluluktan ve şartlar gereği olmuşken ikincisi kendi isteğimle olmuştu.
aile baskısıyla ev idaresi bile okusanız, bunalımdan saçınız dökülür. meslek seçimi önemlidir.
ben turizm okurken bunaldığım kadar uzay bilimlerinde bunalmadım çünkü ilki biraz zorunluluktan ve şartlar gereği olmuşken ikincisi kendi isteğimle olmuştu.
devamını gör...
ali ismail korkmaz
biz fotoğrafına bakmaya kıyamazken, annesinin babasının gözünün nuru iken gözlerini bile kırpmadan öldürdüler söndürdüler gençliğini.. susuyorum bazen konuşmanın değmediği bir şey ifade etmediği yerler var, işte oralardayım.
devamını gör...
nev’i şahsına münhasır roman kahramanları
hayatta kalmak için bir işe ihtiyaç duyar çoğu insan. bir meslek sahibi olmak ve oradan kazandığı para ile hayatını idame ettirmek zorundadır. bütün mesleklerin zorlukları vardır ve her meslek erbabı kendi mesleğinin en zoru olduğunu iddia etmekten geri durmaz.
sahip olduğum mesleğin çok zor olduğunu, büyük bir sorumluluk gerektirdiğini düşünsem de benimkinden daha zor meslekler olduğu konusunda kimseye haksızlık edemem. hem de zorluğu tartışılmaz meslekler. ancak bir tanesi var ki hiçbir meslek meşakkati konusunda yanına bile yaklaşamaz. büyük uğraşlar sonucu yazdığım bu girizgahla bu mesleği merak etmenizi sağladığımı umuyorum. aksi bir durum söz konusuysa nezaket kurallarına uyma gerekliliğini hatırlatırım. önceden tahmin edenlere ise söyleyecek lafım yok.
efendim tarihteki en zor meslek “roman kahramanlığı”dır çünkü zordur. bir roman kahramanı okuyucuyla arasında bir bağ kurmak zorundadır. başında ilginç olaylar geçmesi gerekir. özel hayatı, en ince ayrıntısına kadar gözler önüne serilir. banyoda, tuvalette bile yalnız kalamaz. okuyucu, kahramanın hayatını kahramandan daha iyi bilir hatta. roman kahramanlığı en zor meslektir ve ben de bu mesleğin en önemli icracılarını buldum ve onlarla iligili bu yazıyı sözlükle paylaşmaya karar verdim.
ilk meslek erbabımız anayurt otelinde resepsiyonda bizi karşılayan zebercet. zebercet roman kahramanlığı konusunda en ağır işçilerden biridir. zira onunla ilgili bildiğimiz bazı konular gerçekten onu mahremine yapılan bir saldırı sayılabilir kolaylıkla. “gecikmeli ankara treni ile gelen kadın”ı bekleyişi aslında bizim bilmememiz gereken bir olaydır, hele ki o kadınla ilgili düşündükleri. bir resepsiyonda geçen hayatı ve yaiadığı aşk onda saklı kalmalıdır ama biz meraklı gözlerle onu izler ve mesleğini bir kat daha zorlaştırırız. zaten çok da dayanamaz zavallıcık bu duruma. sahi zebercet’in bıyığı var mıydı?

her işe burnunu soktuğu için, hayatına burnumuzu sokmaktan çekinmeyeceğimiz bir meslek sahibi var: ignatius. bir dahi olduğu için çevresinde oluşan “alıklar birliği”ni bir türlü uzaklaştıramayan kahramanımızın annesi ile olan ilişkisine ona görünmeden göz atmak bize yanlış gelmez. çünkü ignatius becerememiş de olsa işçilerin işlerine el atmış, çalıştığı şirket adına yaptığı ve yapmaması gereken yazışmalarla işleri çığrından çıkarmıştır. sosisli satma işinde ondan aldığımız ticari tüyoları günlük yaşamımıozda oldukça fazla işe yaramıştır. tembelliği ile bize oblomov’u hatırlatan ignatius’un oblomov’dan daha eğlenceli bir karakter olduğu konusunda -emin olmasam da- görüş beyan etmek isterim.

en ağır işçilerden biri ise josef k. ‘dır. josef k. hakkında açılan “dava” konusunda elinden geleni yapar görünen ancak aslında hiçbir şey yapmayan bir kahramandır ki onun hayatını gözlemekten duyacağımız sıkıntı, onun hayat karşısındak pes etmişliği sayesinde azalır. infazına kadar geçen zaman zarfında, sanki suçunu peşinen kabul etmiş olan josef k. sizi sinir buhranlarına sevk edebilecek bir kahraman olsa da onu sevmekten ve ona üzülmekten kendinizi alıkoyamazsınız. bazen onu bu kadar açgözlü bir şekilde izlediğim için kendini savunma gereği duymadığı fikrine kapılmıyor değilim.

“tutunamayanlar”dan biri olan ve entellektüelliği su götürür olan turgut özben ise bir başka nev-i şahsına münhasır kahramadır. onun işe diğerlerine göre daha hafiftir, zira o sağdan soldan topladığı bilgi parçalarını yerli yerinde kullanarak kendini bir aydın olarak göstermeyi başarabilmiştir. ayrıca onu izlemekten çekinmemiz için bir neden yoktur zira kendisi arkadaşı hakkında yaptığı araştırma ile zaten gün yüzüne çıkmayı amaçlamıştır diye düşünebiliriz. yine de selim ışık gibi bir arkadaşı kaybetmiş olması, onun da zor bir iş altında olduğunun şaşmaz bir kanıtıdır.
“atlas silkindi”ğinde orada bulunan ve bu işi organize eden adam olan john galt ise diğerlerinden oldukça şanslı zira john galt göz alacak kadar yakışıklı, hayranlık duyulacak kadar zeki ve önünde eğilinecek kadar başarılı bir adam. onu izleyip izlemememiz onu sorunu değil. zira o bizden hep daha yukarılarda ve biz ona ne kadar bakarsak bakalım, o bizi görmeyecek. dagny taggart ile bir tünelde yaşadığı cinsel deneyime tanıklık etmiş olamamız bile onun umrunda olmayacak. o elinde üzerinde dolar işareti taşıyan sigarası ile bize üstten bakar bir tavırla gülümsüyor olacak. john galt kim ki?

ve daha birçok meslek erbabı daha… bu ağır işçiler hakkında yapacağım araştırmalar devam edecektir. kendileriyle yakından ilgilendiğimi bilmeleri ve hayatlarını ve işlerini ona göre sürdürmeleri herhalde hepimizi mutlu edecektir.
sahip olduğum mesleğin çok zor olduğunu, büyük bir sorumluluk gerektirdiğini düşünsem de benimkinden daha zor meslekler olduğu konusunda kimseye haksızlık edemem. hem de zorluğu tartışılmaz meslekler. ancak bir tanesi var ki hiçbir meslek meşakkati konusunda yanına bile yaklaşamaz. büyük uğraşlar sonucu yazdığım bu girizgahla bu mesleği merak etmenizi sağladığımı umuyorum. aksi bir durum söz konusuysa nezaket kurallarına uyma gerekliliğini hatırlatırım. önceden tahmin edenlere ise söyleyecek lafım yok.
efendim tarihteki en zor meslek “roman kahramanlığı”dır çünkü zordur. bir roman kahramanı okuyucuyla arasında bir bağ kurmak zorundadır. başında ilginç olaylar geçmesi gerekir. özel hayatı, en ince ayrıntısına kadar gözler önüne serilir. banyoda, tuvalette bile yalnız kalamaz. okuyucu, kahramanın hayatını kahramandan daha iyi bilir hatta. roman kahramanlığı en zor meslektir ve ben de bu mesleğin en önemli icracılarını buldum ve onlarla iligili bu yazıyı sözlükle paylaşmaya karar verdim.
ilk meslek erbabımız anayurt otelinde resepsiyonda bizi karşılayan zebercet. zebercet roman kahramanlığı konusunda en ağır işçilerden biridir. zira onunla ilgili bildiğimiz bazı konular gerçekten onu mahremine yapılan bir saldırı sayılabilir kolaylıkla. “gecikmeli ankara treni ile gelen kadın”ı bekleyişi aslında bizim bilmememiz gereken bir olaydır, hele ki o kadınla ilgili düşündükleri. bir resepsiyonda geçen hayatı ve yaiadığı aşk onda saklı kalmalıdır ama biz meraklı gözlerle onu izler ve mesleğini bir kat daha zorlaştırırız. zaten çok da dayanamaz zavallıcık bu duruma. sahi zebercet’in bıyığı var mıydı?

her işe burnunu soktuğu için, hayatına burnumuzu sokmaktan çekinmeyeceğimiz bir meslek sahibi var: ignatius. bir dahi olduğu için çevresinde oluşan “alıklar birliği”ni bir türlü uzaklaştıramayan kahramanımızın annesi ile olan ilişkisine ona görünmeden göz atmak bize yanlış gelmez. çünkü ignatius becerememiş de olsa işçilerin işlerine el atmış, çalıştığı şirket adına yaptığı ve yapmaması gereken yazışmalarla işleri çığrından çıkarmıştır. sosisli satma işinde ondan aldığımız ticari tüyoları günlük yaşamımıozda oldukça fazla işe yaramıştır. tembelliği ile bize oblomov’u hatırlatan ignatius’un oblomov’dan daha eğlenceli bir karakter olduğu konusunda -emin olmasam da- görüş beyan etmek isterim.

en ağır işçilerden biri ise josef k. ‘dır. josef k. hakkında açılan “dava” konusunda elinden geleni yapar görünen ancak aslında hiçbir şey yapmayan bir kahramandır ki onun hayatını gözlemekten duyacağımız sıkıntı, onun hayat karşısındak pes etmişliği sayesinde azalır. infazına kadar geçen zaman zarfında, sanki suçunu peşinen kabul etmiş olan josef k. sizi sinir buhranlarına sevk edebilecek bir kahraman olsa da onu sevmekten ve ona üzülmekten kendinizi alıkoyamazsınız. bazen onu bu kadar açgözlü bir şekilde izlediğim için kendini savunma gereği duymadığı fikrine kapılmıyor değilim.

“tutunamayanlar”dan biri olan ve entellektüelliği su götürür olan turgut özben ise bir başka nev-i şahsına münhasır kahramadır. onun işe diğerlerine göre daha hafiftir, zira o sağdan soldan topladığı bilgi parçalarını yerli yerinde kullanarak kendini bir aydın olarak göstermeyi başarabilmiştir. ayrıca onu izlemekten çekinmemiz için bir neden yoktur zira kendisi arkadaşı hakkında yaptığı araştırma ile zaten gün yüzüne çıkmayı amaçlamıştır diye düşünebiliriz. yine de selim ışık gibi bir arkadaşı kaybetmiş olması, onun da zor bir iş altında olduğunun şaşmaz bir kanıtıdır.
“atlas silkindi”ğinde orada bulunan ve bu işi organize eden adam olan john galt ise diğerlerinden oldukça şanslı zira john galt göz alacak kadar yakışıklı, hayranlık duyulacak kadar zeki ve önünde eğilinecek kadar başarılı bir adam. onu izleyip izlemememiz onu sorunu değil. zira o bizden hep daha yukarılarda ve biz ona ne kadar bakarsak bakalım, o bizi görmeyecek. dagny taggart ile bir tünelde yaşadığı cinsel deneyime tanıklık etmiş olamamız bile onun umrunda olmayacak. o elinde üzerinde dolar işareti taşıyan sigarası ile bize üstten bakar bir tavırla gülümsüyor olacak. john galt kim ki?

ve daha birçok meslek erbabı daha… bu ağır işçiler hakkında yapacağım araştırmalar devam edecektir. kendileriyle yakından ilgilendiğimi bilmeleri ve hayatlarını ve işlerini ona göre sürdürmeleri herhalde hepimizi mutlu edecektir.
devamını gör...
sırtlan saldırısında yapılacaklar
ileride sırtlan saldırısına uğrayabileceklere tavsiye vermemizi isteyen başlıktır.
hayvanı sırtlanıp gezintiye çıkmak. hem sırtlan saldırısına uğrayan kişi hem de sırtlan için bir değişiklik olur. kanınız kasavetiniz dağılır.
hayvanı sırtlanıp gezintiye çıkmak. hem sırtlan saldırısına uğrayan kişi hem de sırtlan için bir değişiklik olur. kanınız kasavetiniz dağılır.
devamını gör...
garfield kanunları
tembellik yasaları da deniyormuş, bu kanunlara itiraz edecek kimse yoktur.
1 - insanlar yorgun doğar, dinlenmek için yaşar.
2 - çalışmak yorar.
3 - gündüz dinlen ki gece rahat edesin.
4 - yatağını kendini sevdiğin gibi sev, içinden çıkamayacağın gibi yap.
5 - yarın yapabileceğin işi bugün yapma.
6 - bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.
7 - dinlenen birini görünce otur ona yardım et.
8 - oturmak mümkünse ayakta durma, yatmak mümkünse oturma.
9 - tembellikten kimse ölmemiş.
10 - çalışma isteği duyunca biryere otur, isteğin geçmesini bekle.
1 - insanlar yorgun doğar, dinlenmek için yaşar.
2 - çalışmak yorar.
3 - gündüz dinlen ki gece rahat edesin.
4 - yatağını kendini sevdiğin gibi sev, içinden çıkamayacağın gibi yap.
5 - yarın yapabileceğin işi bugün yapma.
6 - bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.
7 - dinlenen birini görünce otur ona yardım et.
8 - oturmak mümkünse ayakta durma, yatmak mümkünse oturma.
9 - tembellikten kimse ölmemiş.
10 - çalışma isteği duyunca biryere otur, isteğin geçmesini bekle.
devamını gör...
amok koşucusu
bir stefan zweig novellası. amok’u öyle bir işler ki öyküde o cinnet halini kendinden geçmeyi hissedersiniz.
devamını gör...
içki sigara zina bağımlısı kadın
icki, sigara, zina bagimlisi erkegin disi halidir.
devamını gör...
zorba the greek
yunan edebiyatının ünlü yazarı nikos kazancakis, 1883 yılında osmanlı topraklarında doğmuştur. yazar, yunan yazarlar topluluğu tarafından nobel edebiyat ödülü için kurula tavsiye edilmiş fakat ödülü bir oy fark ile albert camus'a kaptırmıştır.
albert camus ödülü aldıktan sonra nikos kazancakis'in bu ödülü kendisinden daha fazla hak ettiğini söyleyecektir.
yazarın 1946 yılında yayımlanan ve filme de de uyarlanan” zorba” adlı eseri “özgürlük” kavramının irdelendiği felsefik bir kitap. olay örgüsünün kısa tutulduğu yapıtta anlatıcı yazar, kömür madenini işletmek ve buda ile düşüncelerini oturtmak için girit’e gider. hayatı kitap okumaktan ibaret olan bu “kâğıt faresi”, aleksi zorba adında ilginç bir adamla karşılaşır. onu da linyit madeninde işçi olarak çalıştırmak üzere yanına alır ve patron işçi ilişkisini aşan dostlukları başlar.
zorba, hayata dair tüm bildiklerini, patronuna anlatır. bizim kutadgu bilig’imiz gibi onun öğretileri de mutluluğun sırlarını verir. geçmişe takılmadan, gelecek kaygısı duymadan yaşadığı her anın tadını çıkaran zorba, kimseye minnet etmeden yaşamaktadır. ölümden ve hayatın zorluklarından korkmayan, hayatı olduğu gibi yaşayan, aynı yerde uzun süre kalamayan, kimseye bağlanmayan gezgin bir adamdır.zorba’ya göre özgür olabilmek için hayatın ve insanlığın dayattığı her şeyden kurtulmak gerekir.din, vatan, evlilik, çocuk...
“vatandan kurtuldum, papazlardan kurtuldum, paradan kurtuldum; silkiniyorum. silkindikçe de hafifliyorum. nasıl söyleleyim sana.kurtuluyorum insan oluyorum."
zorba, gönülden bağlı olduğu santurunu
canı isteyince çalar ve canı isteyince müziğin ritmine uyarak dans eder.dul kadın müptelası olan bu kaçkın adamın kadınlarla ilgili aykırı düşünceleri de bir kitabı dolduracak kadar fazladır.
“kadın korkunç bir sırdır, hiçbir zaman da kapanmayan bir yarası vardır. sen kulak asma, bütün yaralar kapanır ama, o yara kapanmaz."
halk hikâyeleri, efsaneler, etkileyici tasvirler ve bilge sözlerle bezeli roman insanın kendine dönmesini sağlayan başarılı bir klasik.
“dünyadaki pek çok insanın esas sorunu, henüz kendisiyle tanışmamış olmasıdır.”
albert camus ödülü aldıktan sonra nikos kazancakis'in bu ödülü kendisinden daha fazla hak ettiğini söyleyecektir.
yazarın 1946 yılında yayımlanan ve filme de de uyarlanan” zorba” adlı eseri “özgürlük” kavramının irdelendiği felsefik bir kitap. olay örgüsünün kısa tutulduğu yapıtta anlatıcı yazar, kömür madenini işletmek ve buda ile düşüncelerini oturtmak için girit’e gider. hayatı kitap okumaktan ibaret olan bu “kâğıt faresi”, aleksi zorba adında ilginç bir adamla karşılaşır. onu da linyit madeninde işçi olarak çalıştırmak üzere yanına alır ve patron işçi ilişkisini aşan dostlukları başlar.
zorba, hayata dair tüm bildiklerini, patronuna anlatır. bizim kutadgu bilig’imiz gibi onun öğretileri de mutluluğun sırlarını verir. geçmişe takılmadan, gelecek kaygısı duymadan yaşadığı her anın tadını çıkaran zorba, kimseye minnet etmeden yaşamaktadır. ölümden ve hayatın zorluklarından korkmayan, hayatı olduğu gibi yaşayan, aynı yerde uzun süre kalamayan, kimseye bağlanmayan gezgin bir adamdır.zorba’ya göre özgür olabilmek için hayatın ve insanlığın dayattığı her şeyden kurtulmak gerekir.din, vatan, evlilik, çocuk...
“vatandan kurtuldum, papazlardan kurtuldum, paradan kurtuldum; silkiniyorum. silkindikçe de hafifliyorum. nasıl söyleleyim sana.kurtuluyorum insan oluyorum."
zorba, gönülden bağlı olduğu santurunu
canı isteyince çalar ve canı isteyince müziğin ritmine uyarak dans eder.dul kadın müptelası olan bu kaçkın adamın kadınlarla ilgili aykırı düşünceleri de bir kitabı dolduracak kadar fazladır.
“kadın korkunç bir sırdır, hiçbir zaman da kapanmayan bir yarası vardır. sen kulak asma, bütün yaralar kapanır ama, o yara kapanmaz."
halk hikâyeleri, efsaneler, etkileyici tasvirler ve bilge sözlerle bezeli roman insanın kendine dönmesini sağlayan başarılı bir klasik.
“dünyadaki pek çok insanın esas sorunu, henüz kendisiyle tanışmamış olmasıdır.”
devamını gör...
hasta kişilerin sağlıklı kişilerin hes kodunu kullanması
koronavirüs salgınıyla mücadelede önemli araçlardan biri olan hes kodunda da sahtekarlık yapıldığı ortaya çıktı.
testi pozitif çıkan ve karantinada olması gereken bazı kişilerin bu kodları ya negatif bir tanıdıklarından ya da sosyal medyada hes kodunu paylaşanlardan ekran görüntüsü alarak avm ve restoran gibi mekanlara giriş yaptığı anlaşıldı. marmara üniversitesi iletişim fakültesi öğretim üyesi ve dijital iletişim araştırmacısı doç. dr. ali murat kırık, bu yöntemi şöyle anlattı: "son zamanlarda bazı pozitif ya da temaslı kişiler tanıdıkları negatif bir kişinin hes kodu ya da sosyal medyada paylaşılan hes kodunun ekran görüntüsüyle istediği yere girebiliyor. mesela avm girişlerinde genellikle çok sıra olduğu için güvenlik görevlileri bu hes kodlarına hızlıca bakıp o kişileri içeri alıyor.
dikkatli kontrol edilmeli
bu noktada bu insanlar kendilerini riske attıkları gibi çevrelerini de riske atıyor. birisi bir restoran ya da avm'ye başkasının hes koduyla girdiği zaman bulunduğu ortamdaki herkesi pozitif yapma ihtimali artıyor. son zamanlarda vaka ve vefat sayılarındaki artışın sebeplerinden birinin de hes kodu dolandırıcılığı olduğunu söyleyebilirim. avm ve restoran çalışanları hes koduna baktıktan ve risksiz yazısını gördükten sonra vatandaşları içeri almalı. aynı zamanda burada görevlinin yapması gereken şey hes kodu ile birlikte kişinin adını ve soyadını kontrol etmesi. vatandaşlar ise bu kimlik kontrolün esnasında t.c. kimlik numaralarını elleriyle kapatarak gösterebilir.”
buradan
devamını gör...
vura vura dip oldum ona buna dert oldum (yazar)
varoşlarla ne tür bir derdi olduğunu anlayamadığım yazardır. benim bildiğim, zenginler züğürtlerin çenesinin yorulmasına sebep olurdu. bu arkadaşın durumunda tam tersi galiba.
devamını gör...
seni sen yapan özelliklerin
pek konuşmamam, konuştuğumda düşündürebilmem.
devamını gör...
takip etmenin ne işe yaradığını çözememek
ben tanımlarını okumayı sevdiğim , ne yazdıklarını merak ettiğim yazarları takibe alıyorum ve bu sayede takip kısmından bulmak ve bakmak daha kolay oluyo doğrusu o yüzden de tanımlarını beğendiğim herkesi takibe alıyorum aslında .
devamını gör...
nicholai rosicky
sevdiği, değer verdiği, keyifle takip ettiği yazarlar için sözlük sözlük, ordan oraya savrulan yazar. * herkese merhaba diyerek masadaki yerimi alayım.
devamını gör...
karizmatik bir dağ ismi
devamını gör...
üzgün insandan özgür insana
uğur batı ve deniz bayramoğlu’nun yazdıkları ve içerisinde sosyoloji, sürü psikolojisi gibi birçok konudan bahsettiği biraz kişisel gelişim biraz tasavvuf biraz hikayeler biraz da alıntılar serpiştirilmiş okunası bir kitap.
ben cnntürk’te gündem özel sunduğu dönemden deniz bayramoğlu hayranı olarak aldım ve işin içinde olduğu için beklentimi yüksek tuttuğumdan çok tatmin olmadım.
yalnızca iki şey sonsuzdur; evren ve insanlığın aptallığı. ancak ilki hakkında şüphelerim var. einstein bu sözleriyle aptallığın sınırı olmadığına işaret ederken, amerikalı yazar harlan ellison aptallığın ne kadar yaygın olduğunu şu sözleriyle ifade ediyor: evrende iki şey çok boldur; hidrojen ve aptallık.
ben cnntürk’te gündem özel sunduğu dönemden deniz bayramoğlu hayranı olarak aldım ve işin içinde olduğu için beklentimi yüksek tuttuğumdan çok tatmin olmadım.
yalnızca iki şey sonsuzdur; evren ve insanlığın aptallığı. ancak ilki hakkında şüphelerim var. einstein bu sözleriyle aptallığın sınırı olmadığına işaret ederken, amerikalı yazar harlan ellison aptallığın ne kadar yaygın olduğunu şu sözleriyle ifade ediyor: evrende iki şey çok boldur; hidrojen ve aptallık.
devamını gör...
meja (yazar)
astronom olduğunu öğrenince, bayağı mutlu olduğum yazar. lütfen sonraki röportaj veya söyleşiyi meja ile yapın. çok bilgilendirici olacaktır.
devamını gör...
normal sözlük'te anonim olmak
perdenin arkasında saklanırken alttan ayakları görünen çocuk gibi hissettirir bana. saklanmaya çalışsam da beni görün beni duyun; okuyorum, yazıyorum ben de varım, fark edin beni diyorum size çünkü
devamını gör...
2008 yılına geri döndüğünü düşünmek
bi uyanıyorsun 2008 yılına dönmüşsün akşama çek cumhuriyeti türkiye maçı var
ülkede suriyeli yok
dolar 1.30
ülkede suriyeli yok
dolar 1.30
devamını gör...
