eğitim öğretim hayatının bir evresinde öğretmenine aşık olma durumudur. benim bunu yaşamış bir tanıdığım var. lise öğretmenine kör kütük aşık olmuş. mezun olmuş, saplantı boyutuna getirmiş. açılmış reddedilmiş, o açıldıkça reddedilmiş. mesele ailenin kulağına kadar gitmiş. önce gelip geçici duygudur diye bakmışlar. üstelik ailesinin de hâli vakti yerindeymiş. oğulları bu saplantıdan kurtulsun diye almanya'ya yollamışlar. öğretmen bu süre zarfında evlenmiş barklanmış, derken kansere yakalanmış ve ölüm döşeğine düşmüş. hikayemizdeki esas oğlanımız onu son kez görmek için almanya'dan gelmiş ve görmüş. kısa bir süre içerisinde de öğretmenimiz hastalığa yenik düşüp bu dünyadan göçüp gitmiş. çocuğun ailesi de ona evlenmesi için birini tavsiye etmiş, o da olur demiş ve bu aşk burada bitmiş. şimdi üniversiteye giden kızları varmış.

sahi. bu aşk gerçekten de bitti mi acaba?
devamını gör...

saçmalıktır, kimsenin düşüncesine böyle saygısızlık etmem ama istisnalar kaideyi bozmaz diyerek tekrarlıyorum; saçmalıktır!

çocuğu kim doğuracak; ben kadın olarak cinsiyetini inkar ederken?
fıs sesini duydunuz mu? top gibi dünyanız patladı.

toplumun sürekliliği sağlamanadı tek soruyla. kendi kendine imha olacak toplumdur.
devamını gör...

eğer boş vaktim varsa üç beş dakikalığına izlediğim için dahil olduğum insan grubudur.

keyifli bir aktivitedir bence.
devamını gör...

günaydın sözlük...

ama öyle, sabahın köründe uyku tutmamış, kalkmış dip köşe evi bir güzel temizlemiş, temizliğin kanıtı olarak ise yıkanmış, ıslak, sarı bezi uzunlamasına katlayarak mutfak tezgahında evyenin önüne koymuşsunuz da; beraber yaşadığınız o mel'un, o şeytan, o boynuzu kırılası iblis kişi, yarısı açık çapaklı gözleri ve uykulu bir sesle ''günaydın'' diyerek mutfak kapısından girip, siz ona anlamaz gözlerle bakarken, dolaptan çıkardığı soğuk su şişesi ile beraber içtiği su bardağını tezgahın üstünde bırakmış gibi bir günaydın değil elbet...

soğuk sudan demlenmiş, kallavi bir çayın demliğine atılmış karanfil kokusunun burun deliklerinize hücum ettiği bir sabah, magnum kıtırtısının yanında halt edeceği, fırından yeni çıkmış, üstü nar gibi kızarmış, çıtır çıtır peynirli anne böreği ile karşılanmışsınız gibi bir günaydın...

müthişli bir günaydın...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel temsili olarak google görsellerden araklanmıştır, ben böyle katlamam)
devamını gör...

gündemi takip etmeniz yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
devamını gör...

başlangıç noktası, yönü ve doğrultusu olan nicelikler için kullanılan terim. hız, ivme, kuvvet, manyetik alan gibi...
devamını gör...

internetten, sanal dünyadan, sosyal medyadan, ekranlardan kopamamak. her an telefonlara bakmak, işyerinde bilgisayardan kopamayış, eğitimde usul usul bu yöne gidiş, nesnelerin interneti meselesine giderken tümden dijital prangalarla bağlanış.
devamını gör...

eskiden hep aynı yazarlar entry giriyor diye yakınıyorduk şimdi onlarda entry girmiyor. beterin beteri dedikleri bu olsa gerek.
devamını gör...

dağıttın formatı eyledin viran, al kırdın kırdın ve bunun gibi bir takım komik bkz'larla karşılanabilecek haklı serzeniş.

normal sözlük kankacılar lobisi asil üyesi.
devamını gör...

muhammed yaşadı, bunun için yeterli miktarda tarihi kanıt var. fakat islam tabii ki bir projeydi. projenin mimarı da haticenin akrabası olan varaka bin nevfel'dir. bu şahsiyet çok ilginç fakat hakkında fazla bilgi yok. ancak bilebildiğimiz kadarıyla yeni bir din fikriyle donanmış nasturi bir hristiyan. pek çok din ve muhtemelen dil biliyor. roma'yı da persleri de tanıyor. muhammed'i hatice ile evlendiren de o ki bu basbayağı politik bir evlilik ve enteresan(!) bir şekilde muhammed'in peygamberliğini ilk sezen de o. yeni dini için politik olarak güçlü kureyş kabilesinin önemli bir ferdini reklam yüzü olarak kullanması gayet akla yatkın.

varaka'nın yeni bir din fikrindeki motivasyonu neydi bilinmez. amacı iyi mi kötü mü o da bilinemez fakat bilinen bir şey var ki mekke düşene kadar barışçıl ve uzlaşmacı olan islam mekke düşünce bir anda şiddet içeren bir dine evriliyor. hatta varaka öldükten sonra bir müddet ayetler de kesiliyor ve sonrasında "muhammed'i rahatsız etmeyin, oyalamayın" diyen ya da "peygambere şu şu kadınlar helal kılınmıştır" gibi upuzun tuhaf ayetler iniyor(!).

varaka'nın muhammed'in akıl hocası ve sponsoru olduğu çok açık. o öldükten sonra kurumsal kimliğini yitiren islam'ın bir şiddet sarmalına girdiği de ortada.
devamını gör...

kursak, diye bir yer var.
heveslerim.. hayallerim.. sevdiklerim.. hepsi orada..
devamını gör...

dünyadaki en büyük camilerdendir.islamabad-pakistanda bulunur.avlusu 40 bin kişi alırken genel kapasitesi 74 bin kişidir. çağdaş mimariye sahiptir ve tasarımı ile göz doldurur. projesine ise türk mimar vedat dalokay imza atmıştır.aslında ilk olarak ankara'da yapımına başlansa da gelen tepkiler üzerine inşasına son verilmiştir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
afişi ile başlayalım.. ne görüyoruz?
erkeksi bir kadın profili. ona kimse karışamaz, yenilmez tam bir güç aşığı. önüne geleni ezer, üzerinden geçer. kimseye eyvallığı yok. duruşu dik tam bir kötü yönetici. böyle bir baş karakter karşımızda. sizi gerim gerim geriyor. izlerken o kadar rahatsız oluyorsunuz ki tahammül edemiyorsunuz karaktere ve olayların akışına. fakat başrol rosamund pike olunca benim için işler değişiyor. bu kadına bayılıyorum hani dersiniz ki şeytan tüyü var. benim için görüntüsü ve mimikleri öyle. bu rol için tam biçilmiş kaftan. tekinsiz, nevrotik karakterlerin hakkından çok iyi geliyor. iyi oyunculuk izliyorsunuz o garanti lakin karakterlerin hepsi kötü. öyle iyi olan kazansın durumu yok. hiç birini içselleştiremiyorsun. boşluktaymışsınız gibi izliyorsunuz. tarzınız değilse kesinlikle garip bir film derim. ama farklılık isteyenler için kesinlikle öneririm.

film komedi-gerilim türü olarak geçiyor. bir çok kişi komedi kısmına katılmamış, gerilimide biraz askıda. çünkü tam bir kara mizah aslında. dinsizin hakkından imansız gelir döngüsüyle ara ara karşılaşıyorsunuz fakat bu da kısır döngüye giriyor. zehirli güç'ün güç olmadığını, tapma duygusunun diplere sokacağını bir kadının erkekleşme sürecinede şahit olacağınız bir film. rahatsız edici ama bence keyifli...
devamını gör...

asıl adı christopher william stoneking, 1974 avusturalya doğumlu blues sanatçısı.

her dinlediğimde güzel eski bir şarkı ve muhtemelen şu an ölmüş sanatçısı olduğunu düşünmüştüm nedense. şimdi öğrendim ki; hayatta ve hala şarkı söylüyormuş neyseki.

the love me or die
devamını gör...

bir grup afacan öğrencinin maceralarının anlatıldığı, yönetmenliğini ülkü erakalın'ın yaptığı 1975 yapımı film. perihan savaş, aydemir akbaş, ayşen gruda gibi ünlü isimlerin rol aldığı film bir noktadan sonra polisiye konulu bir filme dönüşüyor.
devamını gör...

türkler "istemiyorum" lafını ısrarla anlamıyorlar. bir türk'e "hayır yemek istemiyorum" dediğinizde "niye yemiyorsun?" diye soracak. nolur beni rahat bıraksın diye beş tane sebep sayıyorum "tadını beğenmiyorum, içinde biber var, karnım tok" gibi ve yine beni rahat bırakmıyor "ama bir dene, belki bunu beğenirsin."
gerçekten bu milletin hayattaki en küçük ihtimale tutunma güdüsü beni bunaltıyor. evet, türk tipi başkanlık sistemi bizi zengin etti, evet tayyip erdoğan ekonomist, evet, evet, evet. bi salın şu ülkeyi artık ya. biraz rasyonalite arıyorum şu hayatta ama hiç bir sokakta, hiçbir resmi kurumda yok.

aşırı yılışık bir milletiz. biri bize samimiyet gösterdiğinde hemen laçka. sosyolojimiz ve bilişsel kültürümüz hala köylü. betonarme kentlerde yaşıyoruz, apartmanlarda altlı üstlüyüz ama hala kent kültürü geliştiremedik. bu yüzden de bu ülke düze çıkmıyor. çünkü bu zihniyet her yerde, her kafada. bu ülkeye kimi başkan yaparsanız yapın aynı kafada olduğu için yine diktatörlük olacakmış gibi geliyor bana.

ben mizaç olarak biraz sertim. bana "nemrut" diye lakap takmışlar. yok ebesinin dezenfektanı. lakap takmak nedir ya? ilkokul üçüncü sınıfta mısınız siz? fosur fosur sigara içerken bana lakap mı düşündünüz.
devamını gör...

bir fast food zinciri olarak mavi renkten kurtulmaları doğru bir değişiklik olmuş. yeni renk tercihleri açlığı daha tetikleyici ve basit olduğu için amaçlarına daha iyi hizmet edecektir.
devamını gör...

sıkı bir freud hayranı olan psikiyatrist serol teber'e göre anna o. vakası psikanalizin histeri hastaları öncüllüğünde gelişiminde rosetta taşı görevini yapmıştır.

bu benzetmenin uzağında mısır'da bulunan ve m.ö.196 yılına ait olduğu tahmin edilen gerçek rosetta taşı, üzerindeki hiyerogliflerin yunanca karşılığının bulunması nedeniyle pek çok tabletin çevirisinin yapılmasına olanak sağlamıştır.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

an itibari ile sıkıysa bakma halini alan insani durum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim