güneşe çıkınca gelen hapşurma isteğidir. ilk insanların mağarada karanlıkta yaşaması ile bağlantısı vardır. mağaradaki tozlu atmosfere maruz kalan insan, ışığa çıktığı zaman burnuna yapışmış tozları temizleme kökenine dayanır.
devamını gör...

öncelikle günaydın, sonra güzel, sonra fena değil, sonra mis!
şuradayım ben, bekliyoruz. çıkıp çıkıp gelin.
dan dan dan daaannnn

edit : bu ruh halinde ürün yerleştirme vardır, kırmızı tuborg içerir ahahaah

2. edit : wertheimer allah belayı vermeye, hiç durmadan bunu dinliyorum, sen sardın başıma ahahahhahaha

devamını gör...

"uyku ilahidir, ancak dayanıksızdır...

marcel proust"

iyi geceler sözlük.
devamını gör...

zeki müren türkçe'mizi çok iyi kullanan ve bize örnek olan biriydi, sırf bu yüzden bile saygı duyabiliriz ona. sadece şarkı söylemekle kalmayan, yazdığı şarkı sözleriyle ve yorumuyla kalpleri kazanan gerçek sanatçıydı. neredeyse tüm şarkılarını bilirim, hiç bir zaman da onun hayatıyla ilgilenmedim. ölümünün üzerinden yıllar geçmiş bir insandan ne istenir anlamak zor?

biz olmayacağız ya böyle, illa ki birilerini kıyaslayacağız, yaşamını eleştireceğiz vb. insanlarla uğraşmaya devam edeceğiz...
devamını gör...

tabir-i caizse profesyonel kategorisinde yer alan, seç(il)me hakkının olmadığı ve iş yürüdüğü sürece sizinle aynı yolda yürüyecek arkadaşlardır.

en azından ilk etapta.
devamını gör...

iyileşmenin ilk adımlarındandır.
o güzel hisler geri gelmeye başlar yine.
yine anlam kazanmaya başlar her alınan nefes.
renkler yine parlıyordur ve hayat artık siyah beyaz renklerden uzaklaşıyordur.
"hayat tek bir parmak şıklatması ile değişir" demişti bilen bir kişi zamanında.
kafada sonuca bağlandı ise başıboş düşünce iplikleri, işte o zaman başlar her şey ve yaşam arzusu tekrar doldurur insanı.
bazen unuturuz hayatın ne kadar kısa ve yaşamaya değer olduğunu. koşuşturmaktan yaşamayı unuturuz. uykuya dalarız.
tek bir tetikleyici yeter hatırlatmaya. uyandırmaya.
temkinli ama korkusuzca yaşamak lazım hayatı.

hiç bir şey ummuyorum, hiç bir şeyden korkmuyorum. özgürüm.
devamını gör...

linçlenmek için entry gireceğim başlıktır.

mesaj, e-mail, sms, mektup vs yazılı iletişim aracıdır. yazılı iletişimde anında cevap alınacağına inanmak fazlaca optimist bir düşünce.

anında cevap alınmak isteniyorsa sözlü iletişime geçilmeli, eğer geyik muhabbet için aranıyorsa randevulaşılmalı.

herkesin zamanı kendine özel, kimse sırf "o anda" istiyor diye kendi zamanından ayırmak zorunda değil.
devamını gör...

hayatta tam olarak böyle bence. sürekli ciddi meselelerde konuşanlar çok sevilmez. hareketli, cıvıl cıvıl, neşeli olanlar istedikleri kadar boş konuşsunlar daha çok tutulur ve sevilirler. o yüzden daha kaliteli yazarlar var kısmına katılmıyorum. keşfettikçe takip ediyorum bana neşe katanlarıda, dolu dolu tanım yazanlarıda.
katıldığım nokta vıcık vıcık kısmı. bu yüzden takibi bıraktıklarımda olmuştur hatta. *
sonuç olarak alan razı veren razı engelle geç yazanları bu kadar rahatsız oluyorsan.
devamını gör...

''nasıl yani, gerçekten de kız mısın?'' diye cevap verilesi erkektir.
devamını gör...

babamın dede tarafının lakabı var, hala daha sülale köyde "kantırlar" olarak tanınıyor. biraz deşince eskilerden birinin yoğurt sattığını, belinde kantar taşıdığını, kantarı belinde, kantarı belinde diye diye yıllar içinde kantırlara dönüştüğünü öğrendiğim lakap. pek komik değil ama garip.
devamını gör...

yemek tariflerinde geçen kulak memesi kıvamında olayı. kulak memesinin kıvamı kimin aklına geldi hep merak etmişimdir.
devamını gör...

kimseye minnet etmeyen insan davranışı.*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bana göre sırf inancında günah ya da haram olduğu için kötü alışkanlıklardan uzak durmaya çalışan kişilerden çok daha mükemmeldir çünkü korkularıyla değil içinden gelen iyilikle hareket eder, kısaca iyiliğin vücut bulmuş halidir diyebilirim.
devamını gör...

bi aralar denemeye çalıştığım ama korktuğum için yapamadığım başka boyuta geçme olayı..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yıllar önce yaşadığım bir durumdur. *

hiç uyumadığım bir gecenin sabahında ağzına kadar dolu bir araçta düşen kafamı tutamayıp bir kızın omzuna üç kere çarpıp en sonunda da güzel bir uyarı almama neden olmuştur. tutunacak yeri dahi olmayan ben, dik duramayan kafamı ve kapanan gözlerimi tutmaya çalışırken soğuk terler dökmüştüm..
devamını gör...

sistematik bir yönlendirme yapmak, rehberlik etmek anlamında kullanılan sözdür. belirlenen amaçların, plan ve düzen dahilinde gerçekleşmesi sağlanır. bildiğimiz kanal yollarının da yaptığı bu iştir aslında; suyun istenilen güzergahta kontrollü bir şekilde sona ulaşmasını sağlayan yapılardır.

nesneler için kullanıldığı kadar, kişi bazlı da ele alınabilir. çoğu davranış bir amaca hizmet eder. çoğu eylemimiz, bu sebeple, bir duruma kanalize olur. beynimiz aldığı kararlar doğrultusunda gerekli emirleri yağdırarak amaçladığımız sonuca yönelik iradeli davranışlarda bulunur. örneğin; üniversite tercihleri yaparken aldığımız rehberlik desteği beceri ve ilgi alanlarımıza göre seçimler yapabilmemiz adına önemlidir. "ben doktor olmak istiyorum, başarılı bir öğrenciyim, medikal konular hep ilgimi çekmiştir, elim neşter tutmak istiyordur.." sonuca baktığınızda ben tıp eğitimi almalıyım. bunu kendime amaç edinip bu doğrultuda çalışıp çabalıyorsam destek alıyorsam ben tıp eğitimi için "kanalize olmuş" oluyorum.

tip: ingilizceden direkt çeviri olduğundan olsa gerek, marjinal bir kelime olarak görülür. henüz ele ayağa düşmemiştir; kullanıldığı ortamlarda elitlik hissi verir.
devamını gör...

bunu begenen sinavdan 100 alir.
devamını gör...

öyle bir serüvendir ki hayat,
karanlıkta polyanna'lar, ışıklarda palyaçolar dolaşır. dize'lerinin sahibi şair'dir.
devamını gör...

tarih gibi tekerrür eden bir olgu. annelerin, hatta anneannelerin gençliklerinde giydiği elbiseler, yıllar sonra tekrar moda olmadı mı?
bir dönem bazı insanlar moda için moda, bir beşinci kol faaliyeti, ülkelerin ekonomisini çökertmeyi amaçlamıştır. " diyorlardı. buna rağmen modacılar eski elbiseleri yaşadıkları dönemin çizgisine uyarlamışlar. dönemin gençliği, aile albümlerindeki sararmış fotoğraflardaki gibi giyinmeye büyük ilgi duymuş.
her dönem geçerli olan bu olgu, ismi ne kadar da moda olsa kendini tekrarlamaktan geri durmuyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim