gerçekten beklediğim, istediğim, umut ettiğim durum. insan o tür birini bulmadan eksik yaşıyor bence. istediğin kadar zengin ol, ünlü ol, çevrende senden hoşlanan insanlar olsun. doğru kişi olmadıktan sonra hiçbir şeyin anlamı yok. insanın özünde paylaşmak var. insan mutluluğu paylaşamadıktan sonra mutluluğun bir anlamı var mı ya da mutluluğu paylaşamayınca gerçekten mutlu olabilir mi? işte ben de ruhen işsiz biri olarak bu derde sahibim. çok şükür aç değilim açıkta değilim. ama insan bu hayatta bir kez yaşıyor. ee dolu dolu yaşayayım istiyor. şimdi bazı insanlar bu tür bir olaya inanmıyor. doğru kişi diye bir şey yok diye. yahu olması lazım. aşkın en derin hali yoksa bu günlere kadar gelen hikayeler nasıl var olabiliyor? demek ki o derinliğe kavuşan insanlar var.
devamını gör...

daha öncede buna benzer bir başlık açılmış tek tek takip ettiğim yazarları belirtmiştim. copy paste yapıp döne döne aynı şeyleri yazmak istemiyorum. zaten sözlükte takip edilesi yazarlar açtıkları başlıklarla ve yaptıkları yorumlar ile kendilerini belli ediyorlar.
devamını gör...

"hamileyim" haberi almaktır.
devamını gör...

çünkü niye olmasın?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kafa sözlük yazarlarının katılıp acayip zevk alacağı aktivite. yönetim ile kamp programını ayarlıyoruz. her şey belli olunca yoldaş gece 3'te duyurusunu yapacak. kamp yeri olarak bana yakın olduğundan fethiye kabak koyu olacak. hayırlı kamplar olsun.
devamını gör...

beni cadı diye yargılamak için ateşte yakacaklarını hepimiz biliyoruz diye düşündüren başlık. best town ever!
devamını gör...

kapının alt ve üst kilidini üçer kez kilitledi. niyeti, amaçsızca sokaklarda dolaşmaktı. asansör kullanmazdı. merdivenleri severdi, güvenirdi onlara. basamaklardan yavaşça salına salına indi. sokağa adımını atar atmaz mikrodalganın fişini çekmediği aklına geldi. bu durumlarda hemen evine kontrole giderdi. uzun süre böyle bir düşünceye katlanmak pek hoşuna gitmezdi. apartmana tekrar girdi. 6 kat merdiveni çıktı ve altı kere anahtarı çevirerek içeri girdi. her zamanki gibi fişi prizden çıkarmıştı. son kez kontrol etti tüm odaları. oturma odasının gri duvarı üzerine asılmış, kırmızı tonların hakim olduğu yağlı boya tablonun eğik olduğunu fark etti. düzeltti. yine sola doğru yatmıştı. çıkarken odadan, kitaplığının tozlandığını görmeden yapamadı. her zaman yaptığı gibi hafifçe ısladığı bez ile kitaplarını temizlemeye başladı. kitaplığının ikinci bölümüne geldiğinde bugünü yaşama arzusu isimli kitabı okuma isteği duydu. uzandı kanepeye okumaya başladı. ne zaman bu kitabı okumaya dalsa güzel bir huzur hissederdi. yine öyle oldu. gözleri kapanmaya başlamıştı ama bırakamıyordu kitabı. arada içi geçiyordu. okuduğu satırları tekrar, tekrar okumak zorunda kalıyordu. derken kitabı düştü elinden. huzurlu bir uykuya daldı. içinde bir sevinçle uyandı. varlığından doğan bir sevinçti bu. radyoyu açtı. her zamanki dinlediği kanalda dance me to the end of love şarkısı çalıyordu. şarkının eşliğinde, dans etmeye başladı yalnızlığıyla. yorulana kadar sürdü dans.

birden yürüyüş yapmak istediğini hatırladı. evin tüm odalarını tekrar kontrol ettikten sonra kapının tüm kilitlerini kilitleyip merdivenleri kullanarak dışarı çıktı. her zamanki yürüyüş güzergahından farklı bir yöne doğru gitti. ilerde bir sokak gördü oraya doğru yürümeye başladı. boş bir sokaktı. simit satan yaşlı bir adam dikkatini çekti. içinden onunla konuşmak isteği geldi. yanına gitti simit almak bahanesiyle konuşmaya başladı.

- bir tane simit alabilir miyim?
- tabi ki kızım. seni yeni görüyorum buralarda. afedersin yıllardır bu sokaktayım. benden simit alan herkesi tanırım o yüzden öyle söyledim.
- yok amca önemli değil. eliyle göstererek ben şu bloklarda oturuyorum. yürüyüş yapmak için çıkmıştım evden işte buraya kadar geldim.
- ismim rıfat kızım burada herkes tanır beni.
- ben de sanem memnun oldum. rıfat amca ama bu sokak çok boş yeteri kadar simit satabiliyor musun?
- insanlar beni burada sever kızım. az çok satıyorum işte. hem biliyor musun insanın yaşaması için öyle çok şeye ihtiyacı yok. çok şükür geçiniyorum. evde çorbamız kaynıyor bir de insanın içinde sevgi olduktan sonra hayat güzel be kızım. bana öyle geliyor ki yaşam dediğimiz şey insanın içindedir. her türlü şartta içine dönüp bakıp içine gerçeğin oralarda bir yerde olduğunu bilip ona göre yaşarsan, ha burada simit satmışsın ha hawaii adalarında tatil yapmışsın değişen pek bir şey yok demektir.
- rıfat amca kusura bakmazsan simidimi burada yemek istiyorum şuraya oturabilir miyim?
- buyur kızım ne demek.
- öyle güzel konuşuyorsun ki seni daha yakından tanımak istiyorum.
- kızım bu sokağın şimdi böyle boş olduğuna bakma. eskiden kalabalıktı buralar. burası çıkmaz bir sokak. hayat çıkmazı ismi.

20 yıl önceydi. o günlerde burada asayiş berkemal değildi. her türlü yasal olmayan işler, kavgalar, dövüşler hiç eksik olmazdı. bir gün amirim beni odasına çağırdı. işte bu sokaktan bahsetti. benim simit satmak bahanesiyle sivil polis olarak bu sokakta çalışarak, suç oranını düşürmemi istemişti. simit satmak işine aşinaydım. çocukluğumda sokaklarda taze simit ye diyerek az mı simit satmıştım.
görev aşkıyla yeni görevime hemen başladım. zamanla insanlarla yakın ilişkiler kurmaya başladım. suç oranı epey düştü. lafı fazla uzatmayayım kızım. hatta hiç suç falan kalmadı ortada tam on yıl geçmişti. bir gün merkeze gitmeye karar verdim. neden bu kadar süre bekledin dersen onlardan haber gelmesini bekledim kızım. gittim merkeze amirler falan değişmiş tabi. beni kimse tanımadı. neyse amirin odasına girdim durumumu anlattım gülmeye başladı. inanmadılar bana kızım. sicilim falan silinmiş. yokluk nedir bilir misin kızım işte o an görünmez olmanın ne demek olduğunu anladım. derdini anlatamamak kimsenin seni anlamaması boğazına kadar çaresizliğe batmak nedir bilir misin? dışarı çıktım koşturmaya başladım. deli gibi oradan oraya koştum durdum. saçlarımı tutam tutam yoldum. işte öyle şeyler yaşadım kızım. artık polis değildim. ama bu sokakta kalmaya devam ettim. seviyorum burayı.

yıllar boyunca her gün geldim işte tam bulunduğumuz bu noktaya. yağmurda çamurda karda kışta. hiç abartmıyorum gelmediğim bir gün bile olmadı kızım. o kadar görevime bağlıydım ki bir an olsun boş bırakmadım burayı. sonra beni tanımadılar da kahroldum. üzüntüden gözüme uyku girmedi günlerce. sonrası işte kızım hala bu sokakta simit satıyorum. kopamadım buradan on yılın verdiği alışkanlık var nasıl bırakırsın. halimden memnunum benim de payıma düşen buymuş kızım. şimdi, ben de onları tanımıyorum.
devamını gör...

üst edit: #1164720 bir hunim bile yok anlıyor musun 0330?

bu fotoğrafla kabul ediyorsanız ben de katılmak isterim aranıza. en önemli özelligim discord kullanmayı bilmemem. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kulüp kapısında şu şekil bekliyorum. bak silahım var. kulübünüze beni de almazsanız sıkarım topuğunuza yeminle.
**
devamını gör...

dil uzatmadığınız bir köylü kadınlar kalmıştı onlarada el attınız. ben okurken ar ediyorum da bu başlığı açarken, yazarken ar duymamalarını da zihnim almıyor. başka bir kadının mahremine kadar dil uzatmak arsızlığın en beteridir. görmekten iğrendiğim tanım ve başlık.
devamını gör...

olay gerçekten üzücü ama bu olayı kadınlara yapılan şiddetle karşılaştırmak oldukça anlamsız ve kötü niyetli. 100 erkekten biri böyle bir şeye denk geliyorsa 10 kadından biri (istatistiğe bakmadım daha yüksektir muhtemelen) şiddet görüyor. üstelik kadınlara fiziksel şiddet uygulanması toplumumuzda ne yazıkki alışılagelmiş bir olay. her gün kaç tane kadının partnerleri tarafından öldürüldüğü de biliyoruz. hal böyleyken hala erkeğe şiddet demek ise pek doğru bir davranış değil.
devamını gör...

müstakbel kayınbabam oluyor arkadaşlar.

şimdi anlatacağım mevzu bundan iki gün önce gerçekleşti. bilen bilir, esra'yla 2 yıldır devam eden sürekli bir ilişkimiz var. anneciğim ve babacığımla ne zaman istemeye gitsem babası işi naza getiriyor, boş dönüyoruz. neymiş efendim cevahir teyze (müstakbel kayınvalidem) vegan olduğu için sütlü çikolata getirmişmişim de, kadın bu durumdan çok hoşnutsuz kalmışmış...

insanların her şeye bir kulp bulmasından sıkıldım. orta halli bir şirkette insan kaynakları departmanında çalışıyorum. türkiye şartlarında idare edebilecek bir durumum ve kırmızı bir vosvosum var. bir ara da vosvosa takmışlardı, kıza "o araba ne öyle yakışıyor mu hiç ızbandut gibi adama?" demişler. ben her gün esra ile düğüne o arabayla gitmenin hayalini kuruyorum peder beyimizin dediğine bak...

neyse bu seferki kız istemede de yine her zamanki gibi rutin muhabbetler edilmeye başladı. müstakbel pederim: "rıdvan oğlumuz ne iş yapar?" dedi. babam da bana bakıp "neydi lan, yeşil sözlük müydü?" dedi dürtükleyerek. fısıldayarak "hayır baba kafa sözlük" dedim. müstakbel kayınpeder: "heheh ben de bilirim o sözlüğü. namını çok duydum. radyo programı var mı?" dedi. babama kafamla hayır işareti yaptım, "yokmuş murat bey." dedi. bu biraz kemküm etti. o sırada televizyonda fatih altaylı'nın teke tek programı vardı, siyaset konuşuldu derken ben bir izin alıp lavaboya gittim. aslında esra'nın yanına gitmiştim.

"aşkım s.çtık ya. hep aynı terane! bu sefer de radyo programı yapmıyormuşum, baban ona celallendi!"
"of aşkım ya ne yapıcaz biz! iyice sultan ile ferhat'ın aşkına döndük biz."
"ya hahaha"
"n'oldu yaa!"
"sinirden gülüyorum."

o anda whatsapp'tan yoldaş benjamin'e yazdım.

ben: ya moruk sana işim düştü.
yoldaş: hayırlar olsun knk noldu ki?
ben: bu sefer de radyo programım yok diye sepetleyecekler olm biziii.
yoldaş: ya tamam knk onu hallederiz ya sorun değil.
yoldaş: programın ismi ne olsun?
ben: ne bileyim moruk salla bi şeyler işte. istersen mebusan meclisi de. fark etmez. esra'mı alayım yeter.
yoldaş: tamam uykusuzkahve'ye söyleyim ayarlasın bi şeyler.
yoldaş: olm sendeki bu şansa ben ehhehe
ben: yav sorma. işler hep b.ka sarıyor. neyse ben içeri kaçayım kahve gelecek daha.
yoldaş: *gülerken ağlayan emoji*
ben: *dans eden koreli velet gifi*
yoldaş: *utanan maymun emojisi*
ben o emoji ne ln? bizi bozar sdhsdhf.
ben öptüm *muck yapan emoji*

ben de nişantaşı çocuğuyum ben de kafa radyo yayını yayını yapacağım. benim neyim eksik hahayt! murat amca ve cevahir teyze de artık esra'mı vermemek için hiçbir sebebi kalmayacak. kız mesaj attı. babası buna "kızım bizim radyo programı bile olmayan adama verecek kızımız yok, seni ben bu uğursuz için mi büyüttüm" demiş. görecek o gününü... beklesin bakalım ey mi yaman bey mi yaman.
devamını gör...

bir insanın yazdığı kitabın benim inancımı ya da inançsızlığımı değiştirmesine asla izin vermem.
öyle bir kitap da yok.
devamını gör...

biri de çıkıp dememiş ki: "hobaaa3434" cık cık cık.
yeniyiz diye mi oluyor bunlar?
alır başımı giderem ha.
devamını gör...

dersim’de 25 yaşında bir alevi.
gaziantep’te oto galerici.
başkent üniversitesi’nde doktor. çanakkale’de bilgisayar mühendisliği öğrencisi.
istanbul’da suriyeli mülteci.
ve benzeri bir takım sıfatları olan kişi.
hatta sezeryanla üç çocuk doğurmuş bir anne.

“kanka bak harbi söylüyorum manyak olursun, bırak bu işleri”
devamını gör...

farklı davranınca havalı olduğunu zanneden yazardır.
şaka troll gibi olayların bir sınırı olduğunun farkında olmayan birisidir.
üstelik kendisi fena yazılar yazmıyor neden yeteneğini aptallığa ayırıyor şaşırıyorum doğrusu.
devamını gör...

beş torun bırakayım ben geceye... bu arada şu gecenin de bizden çektiği nedir arkadaş? herkes bir şeyler bırakıyor. gündüz'ün hiç böyle dertleri yok.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kişinin kendine umut vermesi,
kendine umut olması,
kendini beğenmesi,
kendini takdir etmesi,
kendini mutlu edecek yolları bilmesi,
kendinini kendinin motive etmesidir.
kaynağı kişinin kendisi olduğu için,
en işe yarayan motivasyondur.
ezcümle kişinin kendine gaz vermesidir.
çünkü; bana değer deyip hemen başlayın bence.
devamını gör...

dost kitabevi. kızılay'da yapılacak olan buluşmaların %99'una ev sahipliği yapmıştır.
devamını gör...

domol hijyen spreyi.*
korona başımıza bela olmadan çok öncelerden beri, özellikle araç ile yapılan yolculuklarda en gerekli ürünümdü.
tabi şimdi her markada hijyen spreyleri mevcut. temizlik ve hijyen için keşke ama keşke böyle bir belayla sınanmasaydık.
devamını gör...

düzenden kaosa doğru giden sorunsal.
(bkz: entropi)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim