zaman tüneli
kadın komedyen
bir erkek komedyene göre biraz daha dezavantajlı olduğunu düşünüyorum neden derseniz erkek komedyenler bazı esprileri çok rahat yapabiliyorlar ama bayanlar espriler konusunda erkeklerden biraz daha kısıtlı imkanlara sahip olabilir tabii bu sadece benim kendi görüşüm
devamını gör...
sözlükten keyif alamama sendromu
başlıklar sarmayinca yaşadığım sendromdur....
devamını gör...
haklıyken bile mutsuz olan insan
sebebi çok basit haklı olmayı mutlu olmanın önünde tutmuştur bu durumda onu haklı çıkaran sonuç aynı zamanda mutsuz etmiştir örneğin benim aşık olduğum kişi başka birini seviyor diye düşünüyorum ama bir arkadaşım yok ya öyle bir şey yoktur sen boşa endişeleniyorsun diyor ve sonuçta ben haklı çıkıyorum ama bu beni mutlu etmiyor aksine mutsuz ediyor falan filan gibi
devamını gör...
her tartışmada eski defterleri açmak
ders alınmadığı sürece o defter hep açılır.. açana değil açtırana bakmak lazım..
devamını gör...
bursa'da 6 dakikada 14 metre kol böreği yiyen adam
pacman mısın tazmanya canavarı mı mübarek o nasıl mide. herif bir oturuşta bir fabrikadaki işçilerin kahvaltısını tek başına yemiş.
gerçi bu halk kol gibi girmesine alışık, böreğini yerken mi zorlanacak.
gerçi bu halk kol gibi girmesine alışık, böreğini yerken mi zorlanacak.
devamını gör...
sözlükten keyif alamama sendromu
gelir geçer duygulardır. hayatımızında bazı zamanlarında böyle duygular vardır.
devamını gör...
hiç hayali kurulamayan olaylar
pek hayal kurmam çünkü hayal kırıklığına yol açıyor , aksine asla olmayacakmış gibi düşünürüm böylece gerçekleşmeyen güzel şeyleri doğal karşılarım, gerçekleşen her güzel şey sürpriz olur.
devamını gör...
şarkılarda geçen şiir tadında cümleler
ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin. rengarenk ve az sonra gidecek, görüyorum.
ilhan irem-konuşamıyorum.
ayrılık acısı çeken biri dinlese tükenir.
ilhan irem-konuşamıyorum.
ayrılık acısı çeken biri dinlese tükenir.
devamını gör...
sözlükten keyif alamama sendromu
hayattan alınamayan keyfin sözlükten beklenmemesi üzerine kurulu sendrom.
önceki yazdığım sözlüğün ciddi anlamda eğlendiğim uzun soluklu prime bir dönemi olmuştu, halen ara ara güldüğüm çok da saçma bir dönemdi.
ancak kenan beyin de dediği gibi;
yaşandı bitti saygısızca,
yılların geçmesinin tadına varınca.
önceki yazdığım sözlüğün ciddi anlamda eğlendiğim uzun soluklu prime bir dönemi olmuştu, halen ara ara güldüğüm çok da saçma bir dönemdi.
ancak kenan beyin de dediği gibi;
yaşandı bitti saygısızca,
yılların geçmesinin tadına varınca.
devamını gör...
kulüp
keşke tadında bıraksalarmış. ilk sezonun yanından bile geçmez.
devamını gör...
her tartışmada kazandıran cümleler
"haklısın".. kısa ve öz.. karşındaki insana sonrasında haksız bir galibiyete sahip olduğunu hisettirir..ama hayat kurtarır.. yazın bi kenara..
devamını gör...
hiç sevilmemiş insan
ya da sevgiyi istediği kişiden alamamış insan...
devamını gör...
sözlükte kuru çalıların uçması
tam bir edebiyat başlığı.
kardeşim bu nerenin başlığı, sözlük açılalı daha 3 yıl olmuş. öte yandan 3 milyon entry bile yok. bakın bu sözlük benim tapulu malım değil ama şu anda sözlüğün halini yorumlayacak olursak, 'gelişmekte olan' sözlük dememiz gerekiyor. üç dört kişinin gitmesiyle bir şey olmaz yani, sözlük ve sözlük yazarları bazen kabuk değiştirebilirler. elbette önemli olan kalite ama sözlükler hiçbir zaman üç-dört yazar üstünden dönmedi ve dönmeyecek.
kardeşim bu nerenin başlığı, sözlük açılalı daha 3 yıl olmuş. öte yandan 3 milyon entry bile yok. bakın bu sözlük benim tapulu malım değil ama şu anda sözlüğün halini yorumlayacak olursak, 'gelişmekte olan' sözlük dememiz gerekiyor. üç dört kişinin gitmesiyle bir şey olmaz yani, sözlük ve sözlük yazarları bazen kabuk değiştirebilirler. elbette önemli olan kalite ama sözlükler hiçbir zaman üç-dört yazar üstünden dönmedi ve dönmeyecek.
devamını gör...
türk dizilerindeki gerçekçi olma takıntısı
gerçekçilik önemli ama insanlığa hitap etmiyor çoğu. ve gerçeklik vurgulanırken hep zenginlik vurgulanıyor ama?..
3.5 yıldır doğru düzgün tv izlemiyorum. içerikleri bana hitap etmiyor. dümdüzler ve basitler. klişelerle dolu. izlerken "bu bana katmak yerine benden anca götürür." diyorum.
çoklu veya çarpık ilişkiler, öğretici değil sağladıkları doğru düzgün kazanım yok. örnek vereyim;
"ahh benim premsim. beni hangi villanda ya da hangi şirketinde bekliyorsun? hangi salakça bir sakarlık bizi bir araya getirecek? acaba ailene girmemi bir türlü kabullenmeyecek kaynanam şu an sana hangi sosyete kızını düşlüyordur? bana göz koyacak kuzenin/ abin/kardeşin kaçıncı çocuğunun çalışmalarını yapıyor? veya seni aldatacağım kuzenin/abin/kardeşin kim, tanıyor muyum?
ah bebeğim bizim denkliğimiz bing bang gibi. her an dünya yok olabilir. lütfen denk gelmeyelim ortalık yanar."
"ahh benim premsesim. ben o kadar okumuşum, gayette zengin, zengin olduğum için öyle bir beyefendiyim ki, sana anlatamam. (yoksul olunca serseri olmak zorundayız kelebeğim.) birkaç dil bilmemle birlikte yurtdışında da elim ayağım uzun. aşka küsmüş adamım ben. hiçte seni beklemiyorum. gelme, gelirsen istemeyeceğim.
***
allah'ım o nasıl yaratmak öyle. pazardaki haliyle bile çok aşık olunası. ilk görüşte aşık oldum. (pazar klişesi olmazsa olmaz. zenginin orada ne işi olur demiyoruz. hani gerçekçilik?) onun için tekrar pazara gitsem denk gelebilir miyiz acaba?
dengesizlik için denklik gerekiyor. tabi beni kıza bağlayan bir yol bulmam gerekiyor. öbür türlü nasıl leyla mecnun sonralarda nasıl kedi köpek ilişkisi olacak?"
gerçeklik çok önemli tabiki. hiç kavga etmeden, ortalığı kırıp dökmeden sevgi örneği göremeyeceğiz değil mi? boktan reytingler için şiddet ekleyeceğiz, taciz/tecavüz ekleyeceğiz? nasıl gerçekçi oldu mu?! küçük gelin eklenecek vs.
aptalca hırs ve arzular yüzünden iğrenç diziler çekiliyor. yolun ortasında öpüşen çifte kızanlar dizilerin bu kadar ahlak dışı olmasına ses çıkarmıyor? aksine ahlak dışı olanlar çekici geliyor ve baya izleniyor. toplumun ahlakı bu kadar göstermelik ve vasat işte.
sizin beyniniz ve yüreğiniz çürümüş. toplum dizilerden yüzünden de hastalandı ve bozuldu. göremiyorsunuz sadece.
dizilerle pislikleri öğrendiler veya pislikleri daha çok yaydılar. sonrasında adaleti geri plana attılar.
kadınları ezen, kadınları küçümseyen, hep kadına yüklenen gerici zihniyet içerikli diziler gerçekçi olsa bile bana hitap etmiyor. böyle çirkinler değil güzel şeyler işlenmeli. ama yok güzel şeyler hep eskide kaldı.
birlikte savaşıp kazanılan ülke içinde kadın ve erkekleri birbirine düşürdüler? ulan bu kadar mı körsün sen? bu kadar mı bozulmaya müsaitsin?
seni avcı kadını av yapmışlar.
suriyeliler baya artarken türk kadınlarının ölümü niye göz ardı ediliyor?
o kadar kadının katledildiği ülkelerde genç kadınların evlenmek istediğini sanıyor musunuz? doğru düzgün evlilik anlayışı da yok. zaten insanlık bozulmuş gidiyor, nereye?..
bu hâle getirilişinizden siz de(toplum) sorumlusunuz.
tv'yi önümden alıp benim gözümü açan olmadı. tv'yi kendi dizilerimiz için kullanmayan benim. 16-17 yaşımdan beri benim izlediğim diziler sınırlıydı(bunu da kendim sağladım). en sonda tam kestim işte. o dizileri karakterime, zekama, zamanıma, ahlakıma hakaret olarak görüyorum. siz ne olarak görüyorsunuz?
yıllardır aynı tarzda yayınlanan diziler size ne kattı? anca oyalıyor sizi. zamanınızı çalıyor ve bozuyor...
3.5 yıldır doğru düzgün tv izlemiyorum. içerikleri bana hitap etmiyor. dümdüzler ve basitler. klişelerle dolu. izlerken "bu bana katmak yerine benden anca götürür." diyorum.
çoklu veya çarpık ilişkiler, öğretici değil sağladıkları doğru düzgün kazanım yok. örnek vereyim;
"ahh benim premsim. beni hangi villanda ya da hangi şirketinde bekliyorsun? hangi salakça bir sakarlık bizi bir araya getirecek? acaba ailene girmemi bir türlü kabullenmeyecek kaynanam şu an sana hangi sosyete kızını düşlüyordur? bana göz koyacak kuzenin/ abin/kardeşin kaçıncı çocuğunun çalışmalarını yapıyor? veya seni aldatacağım kuzenin/abin/kardeşin kim, tanıyor muyum?
ah bebeğim bizim denkliğimiz bing bang gibi. her an dünya yok olabilir. lütfen denk gelmeyelim ortalık yanar."
"ahh benim premsesim. ben o kadar okumuşum, gayette zengin, zengin olduğum için öyle bir beyefendiyim ki, sana anlatamam. (yoksul olunca serseri olmak zorundayız kelebeğim.) birkaç dil bilmemle birlikte yurtdışında da elim ayağım uzun. aşka küsmüş adamım ben. hiçte seni beklemiyorum. gelme, gelirsen istemeyeceğim.
***
allah'ım o nasıl yaratmak öyle. pazardaki haliyle bile çok aşık olunası. ilk görüşte aşık oldum. (pazar klişesi olmazsa olmaz. zenginin orada ne işi olur demiyoruz. hani gerçekçilik?) onun için tekrar pazara gitsem denk gelebilir miyiz acaba?
dengesizlik için denklik gerekiyor. tabi beni kıza bağlayan bir yol bulmam gerekiyor. öbür türlü nasıl leyla mecnun sonralarda nasıl kedi köpek ilişkisi olacak?"
gerçeklik çok önemli tabiki. hiç kavga etmeden, ortalığı kırıp dökmeden sevgi örneği göremeyeceğiz değil mi? boktan reytingler için şiddet ekleyeceğiz, taciz/tecavüz ekleyeceğiz? nasıl gerçekçi oldu mu?! küçük gelin eklenecek vs.
aptalca hırs ve arzular yüzünden iğrenç diziler çekiliyor. yolun ortasında öpüşen çifte kızanlar dizilerin bu kadar ahlak dışı olmasına ses çıkarmıyor? aksine ahlak dışı olanlar çekici geliyor ve baya izleniyor. toplumun ahlakı bu kadar göstermelik ve vasat işte.
sizin beyniniz ve yüreğiniz çürümüş. toplum dizilerden yüzünden de hastalandı ve bozuldu. göremiyorsunuz sadece.
dizilerle pislikleri öğrendiler veya pislikleri daha çok yaydılar. sonrasında adaleti geri plana attılar.
kadınları ezen, kadınları küçümseyen, hep kadına yüklenen gerici zihniyet içerikli diziler gerçekçi olsa bile bana hitap etmiyor. böyle çirkinler değil güzel şeyler işlenmeli. ama yok güzel şeyler hep eskide kaldı.
birlikte savaşıp kazanılan ülke içinde kadın ve erkekleri birbirine düşürdüler? ulan bu kadar mı körsün sen? bu kadar mı bozulmaya müsaitsin?
seni avcı kadını av yapmışlar.
suriyeliler baya artarken türk kadınlarının ölümü niye göz ardı ediliyor?
o kadar kadının katledildiği ülkelerde genç kadınların evlenmek istediğini sanıyor musunuz? doğru düzgün evlilik anlayışı da yok. zaten insanlık bozulmuş gidiyor, nereye?..
bu hâle getirilişinizden siz de(toplum) sorumlusunuz.
tv'yi önümden alıp benim gözümü açan olmadı. tv'yi kendi dizilerimiz için kullanmayan benim. 16-17 yaşımdan beri benim izlediğim diziler sınırlıydı(bunu da kendim sağladım). en sonda tam kestim işte. o dizileri karakterime, zekama, zamanıma, ahlakıma hakaret olarak görüyorum. siz ne olarak görüyorsunuz?
yıllardır aynı tarzda yayınlanan diziler size ne kattı? anca oyalıyor sizi. zamanınızı çalıyor ve bozuyor...
devamını gör...
depresyona giren kişiye söylenmemesi gerekenler
boşver ya
devamını gör...
en sevdiğiniz şarkı en sevdiğiniz şarkı olmak için ne yaptı sorunsalı
en gereken zamanda, en gerekli acıyı verdi.
devamını gör...
sözlükte kuru çalıların uçması
şu an sözlüğün bir köşesinde kısa siyah küt saçlarıyla salıncakta sallanan beyaz elbiseli bir kızın sallanırken ki gıcırtı seslerine eşlik eden şarkısı duyuluyor.
keşke yanımıza gelse de bir iki bir şey karalasa.
hiç.
keşke yanımıza gelse de bir iki bir şey karalasa.
hiç.
devamını gör...
depresyona giren kişiye söylenmemesi gerekenler
can yücel der ki;
bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, kendi yolumu çizdiğimde anladım..
bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
neden hiç ağlamadığını anladım..
ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
çok acıttığında anladım..
fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
yüreğini elime koyduğunda anladım..
”sana ihtiyacım var, gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak,
sana ”git” dediğimde anladım..
biri sana ”git” dediğinde, ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek,
git dediklerinde gittiğimde anladım..
sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
özür dilemek değil, ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak,
gerçekten pişman olduğumda anladım..
ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
sevgi emekmiş,
emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.
bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, kendi yolumu çizdiğimde anladım..
bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
neden hiç ağlamadığını anladım..
ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
çok acıttığında anladım..
fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
yüreğini elime koyduğunda anladım..
”sana ihtiyacım var, gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak,
sana ”git” dediğimde anladım..
biri sana ”git” dediğinde, ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek,
git dediklerinde gittiğimde anladım..
sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
özür dilemek değil, ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak,
gerçekten pişman olduğumda anladım..
ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
sevgi emekmiş,
emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.
devamını gör...
hiç hayali kurulamayan olaylar
olabileceği aklıma ihtimal olarak dahi gelmeyen şeylerin olduğunu gördüğümden beri böyle bir liste olduğunun farkındayım.
bana kurup da gerçekleştiremediklerim yeter.
tanım: çok da tın olaylarıdır.
bana kurup da gerçekleştiremediklerim yeter.
tanım: çok da tın olaylarıdır.
devamını gör...