zaman tüneli

algı propagandasıdır; desteklemeyenler yayınlanmaz.
devamını gör...

devamını gör...

hem karizmatik, hem yazarım hem de ik uzmanıyım. bu da olur mu? yoksa mühendis olmadığım için gidip bir yerde ağlayayım mı?
devamını gör...

alim falan değildir, kendi ait bir görüşü bile yok, tek bildiği dua zikir kitabı çıkarmak.
devamını gör...

dört mevsim yeşil kalan ağaçlardan biri olmak isterdim. mesela çam.
devamını gör...

oyuncu listesinde mark wahlberg, winston duke, ıliza shlesinger, alan arkin, post malone, bokeem woodbine, marc maron, michael gaston, hope olaidé wilson, colleen camp, james dumont, alexandra vino, leah procito, kip weeks, kevin mccormick, eric weinstein ve rebecca gibel gibi oyuncuların olduğu 2020 yapımı bu aksiyon/suç filminin yönetmeni ise peter berg'tir.

filmimiz bir polisin amirine saldırıp hapse girmesi ile başlıyor ve aradan beş yıl geçip spenser hapisten çıkıyor. henry'nin yanına giden spenser bir kamyon alıp uzaklara gitmek istemektedir artık fakat buna izin verilmez çünkü o çıkar çıkmaz hapse girmeden önce saldırdığı amiri öldürülür ve hemen sabahında daha spenser haberi yeni gördüğü sırada kapısı çalar. dün gece nerdeydin sorusu ile karşı karşıya kalan spenser'ı gece yanında olan oda arkadaşı hawk kurtarır. ertesi günde bir polis memuru öldürülünce spenser bu olayı çözmek için adım atar ve sonuna kadarda gider. yozlaşmış polisleri ve bir çeteyi çökeltir.

sevdiğim tarzda filmler bunlar biraz dedektiflik biraz komiklik yani çok ciddi film çekmelerinden iyidir sonuçta. lakayıt bir film var ortada ona göre izlemenizi tavsiye ederim. iyi seyirler.
devamını gör...

kalmadı empati ondandır. 10 yılın sonunda biz tükendik. kendi derdimize düşüp bunca sıkıntının içinde hayatta kalmaya çalışırken kimseye verilecek empatimiz yok maalesef. ancak içinde bulunduğumuz tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de o empatiyi gösterebilecek kadar yufka yürekliyiz aslında. ama verdikleri huzursuzluk ve zarar yüzünden suriyeliler, afganlar ve bilimum mülteciler tüm kredilerini tükettiler.
devamını gör...

kendi ayaklari uzerinde duran uc besinde gormedigim durum. harici kisimda tamamen gercek. ev hanimi, baba parasi asuman, babasinin emeklisini yiyen serap falan hep boyle takiliyor. biyomuhendis bi arkadas vardi bizim uk'ya falan gitti sonradan kabul alip, manyak neseliydi kiz.

adam olun kizlar, millete yukunuzu verip basarisiz hissedip somurtmayin orda burda.
devamını gör...

ben 2 ayda 500 başlığı anca geçebildim. 10 dakikada 250 başlık kim nasıl açsın? *
devamını gör...

(bkz: türkiye)
tutun kollarimdan duserim simdi.
devamını gör...

(bkz: garibanın yüzü gülür mü)
devamını gör...

universitede bi hocam vardi, bizim toplumda ilk konusan haklidir derdi. tartismaciliktan uzak, gelen agam giden pasam, haklisin kanka, berkcana o konuda ben de kirginim toplumudur bu.
hocam hakliymis dedirten yuzlerce seyden birisi.
devamını gör...

etlik - öveçler hattı müthiş olurdu eğer ankara'da deniz olsaydı. deniz olmadığı için biz uçarak seyahat ediyoruz. ankara'da deniz yok diye bok atanlara duyurulur. uçuyoruz oğlum biz burada. :))
devamını gör...

hayat, hiç olmaması gereken bir hataydı.
devamını gör...

yok ki öyle bir eşik. o yüzden zaten istifa etmiyor ya. adamı programlarken istifa ve istifa eşiğini eklemeyi unutmuşlar. o yüzden hiç beklentiye girmeyin. birisi zorla indirmediği sürece orada kalacak. durmak yok yola devam!
devamını gör...

laf söyledi balkabağı. zaten şu dünyaya bir kez geliyoruz eğlenme hakkımızı da elimizden almayın ey islamofaşistler!.. bu konuyla alakalı kuran'da dünya hayatının oyun ve eğlence olduğu çelişkisi
devamını gör...

moderatörleri anlıyorum. istiyorlar ki her şey özgürce tartışılsın, konuşulsun. insanlar hem bir şey öğrensin, hem goygoy yapsın hem de kaynaşsın. ama bu kadar özgürlük sizce de çok değil mi? günlük olarak açılan aptal saptal, troll başlıklar sizleri de rahatsız etmiyor mu?

haa, diyeceksiniz ki yazma birader macbur musun?

ben istiyorum ki bu sözlük gerçekten de iyi ve saygın bir platform olsun. küfürsüz diyerek ancak bir yere kadar gelebiliyoruz.

başka ne var elde? salak salak başlıklar!
devamını gör...

(bkz: kuran'ın insan yapısı olduğunun delilleri)
yadsınamaz acı bir gerçektir. kur'an; allah sözü değil, insan uydurması bir kitaptır. kur'an-ı kerimin birçok ayetinde arabın allah'ı, olur olmaz her şeye yemin ediyor. ekstradan çok eşlilik, şiddet, ilgili konular hakkında açıklamalar yapılırken skandal açıklamalar vb. tuhaf şeyler var.
yeryüzünde ne söylendiyse insanlar söyledi, ne yazıldıysa insan yazdı. ne mutlu bu kanlı, vahşi masalları sorgulayabilene ve dinin prangasından kurtulabiline...
devamını gör...

başlığı açan yazara ''size ne ulan, benim tercihim! bunun için başlık açıp goygoy mu yapıyorsunuz işsiz güçsüzler'' diye çıkışan kadındır.
devamını gör...

(bkz: show tv), (bkz: kanal d), (bkz: star tv), (bkz: fox tv) gibi büyük kanalların saat 19.00-20.00 arası yayınladığı haberlerde sıklıkla gördüğüm bir tuhaflıktır. haberlerde bazı güncel konulardan bahsedilir bilirsiniz. ekonomi kötü olduğu için geçim sıkıntısı, teknoloji çağında insanların telefona bağımlılığı, karısının sözünden çıkamayan light selami türk erkekleri, meyve ve sebzelerin aşı ve ilaçlama kaynaklı inorganikleşmesi, kötü beslenme sonucu çok kilo alan gençler, havaların şaşırtıcı bir şekilde(!) aralık-ocak aylarında soğuması...

bir sürü konu işlenir haberlerde ve konuyla ilgili vatandaşlara röportaj yapılır. o röportajlara hep rastlarsınız. sempatik bir muhabir konu hakkında soru sorar, vatandaş abimiz/ablamız da halk diliyle samimi cevaplar verip röportajın ana fikrini destekler. siz de fark edersiniz bunu. ben hiç vatandaşın muhabir tarafından açılan konuya ''yok, öyle değil, tam tersi bence.'' dediğini duymadım abi. hep muhabire hak verirler, muhabir bir söylüyorsa vatandaş bin söyler/yapar. inanılmaz bir uyum vardır muhabirle aralarında. (bkz: alex de souza) ile (bkz: semih şentürk) arasında bile böyle uyum yoktur emin olun.

mesela ana haber sunucusu gençlerin telefon kullanımını aşırıya kaçırmasından, bunun iletişimi sekteye uğratıp insanı tembelleştirmesinden ve akabinde yaşanabilecek olası sağlık sorunlarından bahseder. gerekirse bazı ikna edici istatistikler verir. sonra muhabire bağlanır. muhabir de böyle hareketli, sıcak ve samimi, esprili bir tavır takınmıştır. bütün ana haber muhabirleri böyledir. sanki ana haber izlemiyorsun da köy esnafıyla tanışıyorsun gibi hissettirir. neyse, muhabir gelir ekrana. yanında da böyle asosyal, saçı başı dağınık, etrafa bakışları anlamını yitirmiş kilolu bir ergen... başlarlar diyalog kurmaya(yerine göre muhabirin monoloğuna döner bu.)

muhabir: evet selçuk*, dediğin gibi teknolojik gelişmeler halkı miskinliğe ve teknolojik alet bağımlılığına itti. bunun sonucunda insanlar birbiriyle iletişim kurmamaya başladı ve kopukluklar baş gösterdi. yanımızda bir gencimiz var. merhaba, ismin nedir senin?

ergen: (telefondan başını kaldırmaksızın yayvan bir gülüşle ve harfleri yuvarlayarak) atakan!

muhabir: (gülümseyerek ve atakan'ın hâlinden az çok anlar bir tavırla) evet atakan, bu konu hakkında ne söylersin? sen de teknolojinin yanlış ve aşırı kullanımının insanların arasındaki bağı zayıflattığına hemfikir misin?

ergen: (ağzını olabilecek en karmaşık şekillere sokarak ve telefondan başını 1 milim bile kaydırmadan) of course! yaani çok aşırı kullanıyoruz telefonu bilgisayarı. bu da bizim iletişimimizi down ediyor yaaa. hayatımızın bir parçası oldu technology. insanlar telefonsuz ne yapıyordu eskiden yhaaa? hiç benlik değil.

muhabir: (dışından gülümseyip içinden küfürler savurarak) belli ki sen de o gençlerdensin atakan. bize başka söylemek istediğin bir şey var mı konu hakkında?

ergen: hangi konu?

muhabir: evet selçuk, atakan ile röportajımız da bu konuyu destekliyor :) gerçekten teknolojinin yan etkilerinden biri oldu bu iletişimsizlik. sana dönüyoruz.

aşağı yukarı bu minvalde geçiyor konuşmalar. konu ile muhabirin röportaj yaptığı vatandaş arasında hep böyle bir uyum, ana fikri destekleyicilik var. ha, diyeceksiniz ki ''kardeşim, ana fikre ters mi düşsün örnek verilen vatandaş? derdin ne senin?'' haklısınız ama bunun abartıya kaçması güldürüyor bir haber izleyicisi olarak beni. obezite konusu işlenirken muhabirin konuştuğu kişi soruları hamburger yiyerek cevaplıyor falan. ekonomiden bahseden adam muhabirin yanında kendini parçalayacak ''öldük, bittik'' diye.

muhabir erkeklerin kadınların sözünden çıkmamasından bahsediyor, röportajdaki adam karısının yanında esas duruşa geçiyor, ağlamaklı bir ses tonuna bürünüyor böyle. bir garip geçiyor yani bu röportajlı ana haberler. ikna ediciliği artırmak için yapılan canlandırmalar fazla abartılı kılıyor fikrin gerçeklenmesini. içimden diyorum ki ''lan tamam anladık teknoloji iletişimi zorlaştırdı, bitirin şu röportajı''. bunu dedirtmemesi lazım röportajın. abartının azalıp doğallığın hakim olması lazım. ana haber röportajına da kurgu yapmayın, yetti be :) neyse, buna da değinmek istedim biraz. yoksa ne yaparsanız yapın, biz yine izleriz. ama yine de bir düşünün, naçizane önerimdir :)
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim