zaman tüneli

türk futbol tarihinin akışını değiştirmiştir.

geldiğinde zannederim hiç kimse, bunun türk futbolu için yeni bir milat olacağının farkında değildi. evet, çok büyük isim, çok büyük transferdi ama kimse 5 yılda neleri değiştireceğini bilmiyordu.

(hayrettin demirbaş’ı hagi’nin aldığı helal de, bizim aldığımız 600 mü haram diye bir ara isyan da ettirmiştir. hayrettin çok renkli kişilikti, allah ömür versin.)

basında tabi, emekliliğe geldi, 30 küsur yaşında, anca yatar, bastonla gezer muhabbetleri gırla. ilk 2 haftada trabzon ve van maçlarında attığımız toplam 3 golün sahibi, kafadan 6 puanı tabelaya yazdıran adam.

işte o zaman sesler tamamen kesildi ve hagi resitali başladı.

hagi’ye dair türk futbolundaki tek tecrübe, galatasaray’ı cl yarı finalinde (o zamanki adı şampiyon kulüpler kupası) eleyen steaua bükreş. o kupanın yarı finalinde efsane ac milan real madrid’e toplam 6 gol atıyor, finalde bükreş’i dört golle geçiyor. (türk futbol tarihinin en büyük kulüp başarısı o yarı final olarak kalıyor)

ac milan; van basten, ruud gullit, frank rijkaard, franco baresi’yle belki de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kadrolarından birine sahip (2005 efsane milan kadrosu falan hikaye kalır yanında) ve bu takım o kadroya rağmen o dönemler hagi’yi steau bükreş’ten defalarca transfer etmeye çalışıyor. sadece onlar da değil, madrid’i, barça’sı bir dünya teklif var ama çavuşesku’nun romanya'sından o izin çıkmıyor.

ilerleyen zamanda hagi madrid’e gidiyor, 2 yıl oynadıktan sonra mutlu olmadığı gerekçesiyle sözleşme yenileme teklifini reddedip hemşehrisi lucescu’nun çalıştırdığı brescia’ya transfer oluyor. 94 dünya kupasında romanya kendisinden beklenmeyecek şekilde (maradona’lı arjantin’i eleyerek) çeyrek final görünce johan cruyff “şu anda dünyanın en iyi futbolcusu hagi’dir” türünden açıklamalar yapıyor. maradona ve birçok futbol simasından övgüler. ve cruyff yönetimindeki barça hagi’yi transfer ediyor.

barcelona’yla 10 yıl sonra futbol dünyasına damga vuracak cruyff’un total futbol anlayışı henüz emekleme döneminde ve cruyff’un ne yapmaya çalıştığını bilen yok. hagi’nin, tam da bu anlayış gereği kendisinden markaj bekleyen johan cruyff’la arasının açılması çok sürmüyor ve barça’yla ipler kopuyor. iyi ki kopuyor da, galatasaray o günün şartlarında böyle bir futbolcuyu transfer etme şansı yakalıyor.

ramazan şerbeti, hurma ve yumurtalı susamlı pide.

düşmanımın bile bana ihtiyacı olsa tereddüt etmeden yardım ederim. e be salak kız bu sana o kadar kötülük yaptı sen ne yapıyorsun demem hiç kendime. hayır diyebilmeyi beceremiyorum. bencil olamıyorum.
sevmiyorum hiç bu sebeplerden dokayı kendimi.

allah affetsin yumurtalı ramazan pidesidir benim için.

burdayım burda

güvenemiyoruz.

çok şey yaşadık, gördük, gözlemledik. haliyle ufacık bir olumsuzluk bile sezsek karşımızdakinden anından soğuyoruz. herkes yalancı, sahte, güvenilmez geliyo gözümüze ama insan kendine ee bakmalı bazen. acaba ben nasıl görünüyorum, biri bana neden güvensin de ilişkiye başlasın sorgulamasından geçirmeliyiz kendimizi.

benim sorgum epeydir devam ediyor. şüpheli haşen daha çözülmüş değil. 3 5 yıla anca artık.

şu anki durumumuz gayet de yeterlidir,diyaloğumuz kuvvetlidir.

ben müsadenizi istiyorum bu gecelik.

güzel yayındı, emeğine sağlık.

iyi geceler dilerim herkese.

iflah olmaz bir şekilde insanlara hala güvenmeye devam etmek.bunun yediğin kazıklar ile desteklenmesi de sana yetmiyorsa zevk almaya devam etmeli insan diye düşünmüyor da değilim.

bütüncül olarak oyunu yönlendirecek şekilde pas dağıtımı yapan oyunculardan çok high-light niteliğinde uzun ara paslarla bilinen futbolcular akla gelir.

daha önemli ve etkili olan ilkinin en iyi örneği zinedine zidane ve paul scholes’tur.

ölmek için yaşıyoruz. o yüzden bir şeylere çok fazla anlam yüklemeye gerek yok bence. ahiret inancı olanlara şimdiden başarılar dilerim ama bence öyle bir şey yok. koca evrende de yalnız olduğumuzu düşünmüyorum ama evrenin en tırt canlıları olduğumuzu da sanmam. yani aslında bir dünya olarak bile koca evrende bir hiçken, birey olarak düşünürsek hepimiz kendi sefil hayatlarımıza hapsolmuş birer deney faresi bile olabiliriz. kim bilir, belki de gerçek bir truman show da burada çekiliyordur. o yüzden hayattan keyif almaya bakın. hümanizmin ve hedonizmin köpeği olun. epikuros'un da dediği gibi ''bedenin ihtiyaçları giderildiğinde insan daha da mutlu olur.'' hadi bakalım beyler şimdi patlatın 31'leri asdfhjk. şaka şaka, günah lan manyak mısınız?

kjetil-vidar haraldstad (frost)

ben salak gibi hemen herkese her şeyimi anlatırım ya.
yaşlı teyze ve amcalarla sohbet etmeyi severim ama hatta bazen dükkana geliyorlar oturtup çay filan ikram ediyorum sohbet ediyorum. mevzu tanıyıp tanımamak da değil aslında ya samimi bir iletişimle yapılan her sohbet iyi gelir insana.

benim için guti'dir. ben alonso veya beckham gibi 60-70 metre paslardan ziyade daha yakın mesafelere atılan, rakip defansı ekarte eden pasları seviyorum. guti de bu işi dünyada en iyi yapan adamdır herhalde. bir de sergen var bu kategoride benim için.

yav karşınızdaki insan veya siz yahut her ikiniz de nereden hoşlanacaksanız oraya gitmeniz mantıklı değil mi
ki zaten
ilk kez buluşmuşsunuz
ya sakin bir yerlerde oturursunuz ya da yürürsünüz veya her ikisi de işte
karnınız acıkırsa bir seyler yersiniz, isterseniz bir seyler içersiniz
herkes insan işte nolcak sanki şekil şukul yapıyoruz kendimizi kasıyoruz

çoğunlukla kadınların fantezi dünyasına oynayan senaryoları vardır.

oldukça üst segment bir erkek (genç, yakışıklı, zengin, diğer kadınlar tarafından talep gören ve bir miktar bad boy) belirli tesadüfler zinciriyle sıradan kız tarafından zamanla elde edilir.

kızın doğal özellikler dışında (şirin, tatlı, saf, dürüst, azimli, akıllı ama kaderin cilvesi nedeniyle plaza hayatına girememiş) herhangi bir özelliğe ihtiyacı yoktur.

erkek onun değerini zaman içinde fark ederek ona aşık olacaktır.

kadınlara sattıkları hayal; hiçbir özelliğiniz olmasa bile böyle adamları hak ediyorsunuz, sadece bir tesadüfe ihtiyacınız var. hayatta dişe dokunur bir şey yapmadan böyle bir hayata adım atabilirsiniz.

o yüzden izleniyor ve izlenecek.

gel gör ki, gerçek hayatta böyle şeyler pek olmuyor.

hadi size gider ayak unuttuğunuz güzel bir şarkıyı hatırlatayım. koray candemir'in kargo ile yıldızının parladığı dönemin en harika şarkısıydı bu.

çok fazla yaşamadan bir an önce ölmek istiyorum da intihar filan edemem ödüm kopar benim öyle şeylerden.
türkiye’de ötanazi olsa yaptırabilirdim ama.
benim için tüm dertlerden kurtuluş biçimi ölmek. he öbür dünya dedikleri varsa da günahım çok yanarım napıyim. bu hayattan daha kötü bi cehennem değildir herhalde.

bazen daha kolaydır, insan bazen tanımadığı birine daha rahat anlatır içini.

evde yumurta yok.