zaman tüneli

benim kankiler yine sahalarda. zoraki ev arkadaşlarımla tanışın. çok yüzsüzler kovuyorum fazlaca pataklıyorum yine de geliyorlar. götleri kopsun.s

çok uzun yazıyor okumak istiyorum yarı yolda kalbim sıkışıyor. ama tarzı güzel, biraz da fazla dobra sanki.

nereden buluyorsunuz bu sonu başından belli başlıkları, sizi şakacılar, aman da komikler dedirten başlık.

biraz babandan örnek alsana lan. şu sözlükte bile bizi sülü'ye tokatlatıyorsun.*

#3652232 iyi kötü olduğunu bilmeden, hakkında yorum yapanlara karatersiz ve cahil demek de ayrı bir seviye.

biraz değişik birisi.

silinecek tepe editi:
""süreç" diye pazarlanmaya çalışılan ürüne genelde itiraz yok zaten" demiş olan kıymetli yazar sözde olmayan itirazlar başladığında umarım tekrar ve tekrar "şaşırmaz". kaldı ki "daha demokrat ve özgürlükçü" olduğu iddia edilen test edilmemiş bir astarı, aslı varken kim ne yapacak?
yollardır sorduğumuz ve cevap olarak "muhalefete muhalefet edilmez" minvalinde abuk sabuk laflar duyduğumuz sorunun halen bir cevabı yok.
sonra "seçim neden kaybedildi?"
eskilerden bir lafla editin sonu: bu kafayla gidersen askere nah alırsın teskere.
editimin iki: bu meseleyi "hepimizin ortak ihtiyacıdır" seviyesine indirgeyen birine sormak gerekir, senin için dayak yiyen, gaz yiyen, gözaltına alınan, günlerce hapis yatan gencecik insanlara bunu nasıl yaparsın sen?
bu çocuklar bulduğu her fırsatta atatürk dedi, cumhuriyet dedi diye mi gıkın çıkmadığı gibi aynı gün çıktın da "sözde çözüme" destek açıkladın?
yazıklar olsun. o gencecik pırlantalar adına sana yazıklar olsun.

entry:
bravo imaro.
hukuksuzluk, adaletsizlik, bu haksız gözüken hapis süreci bir tarafa; imaronun, tıkıldığı hapisten "süreç de süreç" diye çırpınması diye bir gerçek var.
hiç kimse bu konuyu mantıklı bir çerçeveye oturtamaz.
bedava sunduğu destek var mı?
var.
bir tek yalvarmadığı kaldı mı?
e kaldı.
ha bak şey demedi "beni beni ekremini"..
peki ne yok?
mesela "evet barıştan yanayız, suçluların cezasını adil şekilde çekmesi şartıyla"
mesela "evet barıştan yanayız, terör ve destekçileri cezasını çektikten sonra eğer hayattalarsa bizim istediğimiz yere yollanmak şartıyla"
mesela "evet barıştan yanayız, ancak bir zaman sonra terör örgütü saldırırsa hükumetten bunun hesabını önce biz sormak şartıyla"
ve
mesela "evet barıştan yanayız, türk milleti önceliğimiz olmak şartıyla"
diyor mu?
yoksa emeği geçenlere teşekkür ederken sadece kendi seçilmişlerinin içeride -hukuksuz olduğuna katılıyorum- tutulmasına "sitem" mi ediyor.
pek sevdiği nagiş de bugün ne olduğu belli bir kreasyonla sahnedeki yerini aldı.
ayrıca peşinen söylüyorum;
x'de, hain yatağı yeşil sitede ve diğerlerinde "süreci desteklemiyorsan terörden yanasın" diye algı kasanların aldıkları ulufe de fitil fitil burunlarından gelsin.

köpektaparlık, bir akıl hastalığıdır ve vicdan tutulmasıdır. hiçbir ideolojide savunulacak mantıklı bir yanı yoktur. köpektapar sözcüğü bir hakaret değildir; tam tersine, bir gerçeği ifşa etmedir. başıboş sokak köpekleri, her şeye zarar veriyor: sahipli ev köpeklerine, kedilere, ineklere, koyunlara, insanlara, arabalara vb. (bkz: türkiye'de başıboş sokak köpeği sorununun tarihçesi)
pawguards, sohayko derneği gibi sözde hayvan dernekleri; o sokak köpeklerine doğru dürüst bir tane barınak yapmadığı gibi topladıkları bağışlarla her bir üyesinin altında son model ferrariler, mercedesler var. bu, bildiğin dolandırıcılıktır. birileri, sokak itleri yüzünden can çekişirken ötekileri de sokak itlerinin üzerinden milyonlarca dolar kara para aklıyor.
ilgili linkler:
1) x.com/KopekTehlikesi/status...
2) x.com/KopekTehlikesi/status...
3) thehumanist.com/magazine/no...

bazısına “öff be, taş gibi kadın!” diye artı verilir; bazısına “yazık ya, şunu da artılayayım, sevinsin garip.” diye… bazısına ise “öfff be, taş gibi kadınla zaten şansımız yok, bari şunu artılayayım.” denir gibi olur ama aslında öyle değildir.

zaten sözlük yazarı olacak kadar aklı selim birisi, artı vererek kadın düşürülemeyeceğini—yok, “düşürmek” kelimesi kaba oldu—artılayarak bir iletişim kurulamayacağını bilir. bilmeyen kadınına da erkeğine de acırım.

bir özgür çalışkan kitabıdır.

özgür çalışkan'ın tez çalışması olan bu kitabın alt başlığı teknoloji beden ve kimlik. bu tez çalışmasını özgür çalışkan kitap haline getirmeye karar verdiğinde kitaba tezin yazılmasından on iki sene sonra ekleme yaptığı bölümlerle birlikte yayımlamış.

kitabın ilk bölümü teknoinsan üzerine odaklanırken ikinci bölüm uzay ve zaman üzerinde yoğunlaşmış. ve bu iki bölüm de sinema sanatından muhteşem örnekler verilerek anlatılmış.

kitapta teknolojinin gelişmesi ile birlikte fiziksel olarak teknolojik bir varlığa dönüşen insan fikri tartışılıyor. robocop, tron (film), knight rider, terminatör gibi filmler üzerinden homo technologicus tartışmaları muhteşem bir şekilde yazılmış bana göre.

ikinci bölümde ise gravity, the matrix, wall-e gibi filmler üzerinde hem uzaydaki yalnızlık hem de teknoloji bağımlılığı tartışılmış.

kitapta bu konular üzerinde örneklendirme yapılırken seçilen filmler çok etkileyici. insanı hem düşünmeye hem de adı geçen filmleri tekrar izlemeye ya da ilk kez izlemeye sevk ediyor.

kitabı çok beğendim. bu kitaptan hareketle izleyecek yeni filmler buldum. sinema ile ilgilenen herkese tavsiye ederim.

freyisrael1 adlı bir gazeteci, attığı şu twit yüzünden tutuklanmış:


dünya bu sabah, insanlığa karşı işlenen en zalim suçlara katkıda bulunan beş genç adamın yokluğuyla daha iyi bir yer.
ne yazık ki gaza'da anestesisiz ameliyat edilen çocuk, açlıktan ölen kız çocuk, tenteler altına doluşmuş aileler için bu yeterli değil.
bu israilli annelere bir çağrıdır: oğlunuzu bir savaş suçlusu olarak bir tabutun içinde alacak bir sonraki kişi olmayın.
reddedin

oğlum bu herif serdal adalı olmaktan çıkmış, carlo ancelotti olmuş ya. yakında fiko'yu tokatlar.*

ben bana bu kadar iyi geldiğini bilmiyordum sık sık tartışma içinde olduğumuzdan belki fark edememişim ama sahiden iyi hissediyormuşum güzel vakit geçiriyormuşuz.

ne güzel dertleriniz var ya.*

oyladığım tek bir hatun var o da kendini biliyo sanıyorum

bu transfer sülü'ye yazar aga. beşiktaş'ın bu arkadaşa manifesting ücreti ödemesi şart oğlu şart.

muhsin yazıcıoğlu'nun dediği gibi. "bir saniyesine hükmedemediğimiz bir hayat için fırıldak olmaya gerek yok".

camiamızın önde gelen simalarından. başkanımız. kendisi geçenlerde trap quin'i ciddi paralar vererek aldı. inşallah emeklerinin karşılığını alır. kulislerde punisher'i satacagi konuşuluyor. hayırlısı bakalım.

baba hafta sonu avda.
kampa da dönebilir belli olmaz.