zaman tüneli

ya kim ile birlikte olayım şunların sıfatına, eşkâline, düşüncelerine bak ya.

çamurdan beş dakika önce var olmuş uruk-hai gibi tip, fikirleri hala balçık kıvamında bide kendini bana layık mı görecek. hadi lan oradan.

gitsin mordor önü kara kapılarda nöbet tutsun kurtlu ekmek yiyip orklar ile kardeş kardeş geçinsin tiplere bak te allam ya

sakin kafayla tanım yazmak aşırı keyifli. sözlüğü severim fakat gündüz işler varken veya kısacık boşluklarda sözlüğe girip yalap şap tanım girmek keyif vermemektedir.

1- zayıf ihtimalimizi eleyelim. gerçekten çok dolu birisidir ve cidden çevresi garip ! bir şekilde varoşla çevrilidir. böyle tanıdığı olan varsa mesaj atsın merak ederim.
2- belli bir yaşa kadar , doktor arkadaşlar daha iyi bilirler post ergenlik ne zaman bitiyorsa o zaman kadar garip garip duygulardan kişinin zihninde bu duygular oluşabilir.

fakat;
ergenlik sonrasında hala böyle düşünüyorlarsa bazı ihtimaller var.
a- gerçekten egosunda boğulan hatta kibir seviyesi dağlara taşlara ulaşan bomboş bir insan. (bu durumda zekası , mesleği vs çekilmez haldedir artık) içten gelir ve düzeltilemez ancak ezebilirsiniz. ama onun değer verdiği yargılar üzerinden. örneğin arabasına tapar gibi seven bir elemanı ancak aynı kulvardaki 10 katı fiyatı olan arabayla ezebilirsiniz.

b-yaşadıkları zorluklar sonrasında gelen bazı başarıları olduğundan daha yüce görüp kibir yapma durumu oluşabilir. örneğin bunu okuyan yazarın x bir malı olsun. sizin için sıradan bir şey olabilir. ama zorlukla bunu elde edip o malın kendisine kattığı değeri(?) haddinden fazla görebilir. ee sanırım sonradan görme diyoruz biz bunlara. bu illa eşya olmak zorunda değildir. bir statü de olabilir.

''hiçbir etnik kökenden insanı dışlamayan aksine kucaklayan söylemdir.'' kısmına takılmış olan yazarların olduğunu gördüm ve hemen damlayıp bu cehaleti örtmeye azıcık bilgi saçmaya geldim.

şimdi yazarımız burada türk kavramının türkiye cumhuriyetinin kuruluş aşamasında ki tanımını vermediği için bu sorun ortaya çıkıyor. gelin anlatalım çünkü siz pek okumuyorsunuz bunu da okumayacaksınız ama olsun ben anlatayım.

1.meşrutiyet ile beraber başlayan türk aydınlanması sürecinin sonucunda yaşanan 2.meşrutiyet ve ittihat ve terakki cemiyetinin ortaya çıktığı süreçlerin sonucunda (süreçleri anlatmayım gidin iki dk okuyun.) ziya gökalp diye bir elmas parlıyor bu elmas düşünceleri ile dönemin kadrolarını inanılmaz etkiliyor çünkü hırtların yaptığı gibi uydurma veya tamamen ajitasyon üzerinden değil. tarihi olan, kimliği olan ve varlığını her dönem ispatlayabilmiş yüce bir ulusun yüzyıllar boyunca unutturulan kimliğini tekrar canlandırıyor.

bu canlandırma sırasında da şunu savunuyor bu yüce insan: türki devletlerin sınırları içerisinde doğmuş, büyümüş ve içinde bulunduğun toplumun gelişmesine samimi çaba harcayan herkes türktür.

kaynak isteyenler için net sayfasını hatırlamamak ile beraber bu kısım aşağı yukarı aynı şekilde : türkçülüğün esasları / ziya gökalp kitabında yer bulmaktadır.

atatürk'ün etkilendiği ziya gökalp fikri olarak beslediği m.kemal atatürk'e de şunları söyletecektir.

1- ne mutlu türküm diyene (türk doğana değil kendini bu milletin bir parçası sayana)
2- türkiye cumhuriyeti'ni kuran türkiye halkına türk milleti denir. ( sadece türklere değil her bir ferdine türk denir)

şimdi türkiye türk'tür türk kalacak sözü bu bağlamda değerlendirildiğinde bu milletin asli unsuru olan ve kendini bu milletin bir ferdi sayan herkesin vatanı olan anadolu türk yurdudur ve öyle kalacaktır demektir.

ama sizin döt yanıklığınız bitmez. sadece bir milletin oluşturduğu şartların altında o milletin milli servetini sömürerek var olabilen birilerinin ki doğada bunu yapan canlıya parazit denir. yanıklığı ile saldırmanız çok doğal çünkü siz bilmemek yada bilmek ama işinize gelmemek.

şimdi zırlarsınız diye ufak bir not düşeyim. kardeşim ben şuyum, buyum ben kendimi türk olarak nitelendirmek zorunda mıyım ? şimdi zırlama da bi oturup düşün. sen rum kökenli türk vatandaşı olabilirsin, kürt kökenli türk vatandaşı olabilirsin bunlara kimse karşı çıkmıyor kökenin neyse ne bizi ilgilendirmez ama sen türk vatandaşısın samimi bir şekilde türk olmak istemiyorsan bütün üniter ulus devletin sana tanıdığı haklardan feragat edip diktir olup gidebilirsin.

hem zırlayıp zırlayıp kaçak elektriğini, itini, medeniyetsizliğini benim halkıma ödeteceksin hem de ayrışmak için bir yerlerini parçalayacaksın hadi oradan

1- gelenek görenekleri içinden atamamıştır.(zayıf ihtimal)
2- bildiğin dümdüze dalga geçiyor veya ironi yapıyor.

1- indra hırpalanmadı. eşitlerdi. evet hırsına yenildi.
2- ilk çocuk olmanın zorluğu ne mangada ne de animede geçer.
3- aynı süreçlere itildiler ama seçimler kendilerine aitti.
4- babasının gölgesi ikisinde de vardı.
5- savaşlar durmadı fakat babasının gücü tamamen bir tarafa vermesi yüzündendi. ayruca indra tarafına verilse pekte iyi olacak gibi durmuyordu dünyanın hali.
6- uchihalar farklı olay. indra sadece onların atasıydı.

ateistler olmayan bir şeye güvenmez de inanmaz da. sözcüklere takılmayın. iç temizliğinden ne kastedildiğini bilemem ama, içtemizliğinin de masallarla bir ilgisi olmaz.

proje çizimi bitmiş, sabaha az kalmış, sükunet keyifliymiş.

özledik diyenlerin ve hayali olanların ateşe çakmak yakması tanımı.
korkutucu.
aynısınız.

günaydın sözlük

spotify benim için keşfetmiş sağolsun. ben de çok sevdiğim bir filmle birleştirilmiş halini paylaşmak istedim.
"hepimiz endişeliyiz, bir gün eskiyecek olan şarkı ve dans için."

kendimi kimseye layık görmüyorum çünkü bana layık birine rastlamadım.

kimseyi kendime layık görmüyorum çünkü ben üstün bir varlık değilim.

kimseyi küçümsemiyorum çünkü kimseden üstün değilim, kimse benden üstün değil çünkü ben tek olan değerim.

sonuç: ben kadar herkes değerlidir niteliği ve niceliği kadar. sadece belki ışığımız gölgemizi farklı yönlere yansıtıyor.

uyku düzeni oturtamamakla alakalı sıkıntılarım var.

işte bunu seviyorum. gündüzün keşmekeşliğinden sıyrılıp gece gerçek yüzümü ortaya çıkarıyorum.

(bkz: sevenler gece ölür)

tozlu arşivlerden ortaya çıkarılmış 2016 yılına ait bir tarihi eser. yer: terk-i dünya manastırı.

yaratıcı ve aurası yüksek bir mahlas
mahlasını gördükçe insanın destuuur çekip saygı duruşuna geçesi geliyor.
akla hemen şu portre geliyor.

bu gece de sözlükte bir nöbetçi var. selam olsun gececi yazarlara.

bu savaşta indra haklı olmasına rağmen babası tarafından hırpalandı, hırsına yenildi. ilk çocuk olmanın getirdiği zor koşullardan geçti. o dünyanın bir insanı olmak konusunda zor süreçler yaşadı.

ashura ise bunun tam tersi bir durumdaydı. arkasında dağ gibi bir babanın gölgesi vardı. gücünü oradan alıyordu.

ashura bu savaşı kazandı kazanmasına ama savaşlar, göçler, düşüşler durmadı.

uchihalar hep günah keçisi oldu. oysa ki barışın en yüce teminatı onlardı. bunun için ölümü bile göze aldılar.

ashura kazandı kazanmasına da kime ne fayda?

bi uyuduk uyandık her yer seks olmuş ya

bu duruma getiren herkesin ama herkesin yedi ceddini silkeyim...

neyse bi kahve zamanı...