zaman tüneli

(bkz: sözlük erkeklerinin kek olması)

gördüğüm en soğuk banka olabilir. gerek çalışanları, gerek müdürleri. sadece bulunduğum bölgede değil gittiğim her şubesinde böyle denk geldi. pos cihazında benden sıfır komisyon aldıkları için mecbur çalışıyorum şu an kendileriyle ama aktif olarak kullandığım hesabı ve kredi kartlarımın hepsini kuveyt türk’e taşımayı düşünüyorum. piyasada genel olarak en çok memnun olunan ve kartları en çok işe yarayan banka gibi duruyor.

evet arkadaşlar günümüzün kanayan yarası herkes mükemmel, herkes şahane, herkes bir selama cevap vermeyecek kadar üst varlık. bu milleti açık arttırmaya koysak da vincinin ağzı açık kalır net!

yarın maaş günü, banka hesabım bi kaç dakika para görebilecek ve sonrasında krediler o parayı aralarında bölüşecek. benlik bi şey yok yani.

yeni modellerinde cam tavan yok. hiçbir versiyonunda. aerodinamiklikle alakalı bir takım mevzular.
güzel araç. gırtlak dolusu. yakından da baktım yenisine.
ama 4.1 milyon tl buna vermek adamı sorgulatır.
ama sıfır arabanın da ayrı bir tadı var.
çıkıp bmw ile mercedes ile kıyaslayanlar gelmeden uzaklaşayım :)

kimsenin üzülmediği kayıp.
eski amerika birleşik devletleri başkan yardımcısı. ateşi bol olsun.

frekanslar ile insan manipuılasyonu hakkında ne düşünüyorsun?

dominik
bright
rodrigo
alexander
ferdi
ismail
fred
sebastian
dusan
irfan
edin
hacı ismail

(bkz: araştırmanızı öneririm)

az uyurum, uyanınca direkt yataktan fırlarım. olay uyuma süresi değil, uyanma motivasyonudur…
pazartesi sabahları hariç…**

şerefini biplediğimin herifi milleti kışkırttıkça kırşkırtıyor. millet zaten bunalımda.
az kaldı çok sevgili türk milleti canım türk milleti. yine hepsine her şeye geldikleri gibi giderler diyeceğiz.
benim bu millete umudum tam.
atatürk türkiye'si atatürk türklüğü yeniden uyanacak az kaldı hepimiz delireceğiz bir anda olacak her şey yeter ki beraber olalım canım türk milleti
bütün umudum sizde

acaba bu arkadaşlar döndüğünde beğendiklerine bakıyor mu? yazar hesabının çalındığını düşünse, hırsız niye sadece beta’nın yazdığını beğenip bıraksın hesabı? komik de değil. bugün hep bunu düşündüm. ya öldüyse beğeni atan yazar? nefes almasa bile yeter demek ki. çok içerledim, üzüldüm. bi kıstası, filtresi de yok. uzun yazıları falan beğenseler, arada gelmiş okumuş derim. mesela flower adlı yazar 8 ay sonra sözlüğe gelmiş ve birisinin nickaltına yazdığım yazıyı beğenmiş. tamam mükemmel bir yazarım ve zevklerinize karışamam tabii de daha güzel yazılar vardır ya.

kendi dünyamda bana yer yok sevgili sözlük ailesi nasıl anlatayım ki ayılmanın üzüntüsünü size.

başlığa bakınca aklıma gelen tek şey
yarım kalan her şey bitmiyor bitmeyecek..

jeanne added'in 2015 çıkışlı be sensational albümünde yer alan şarkılardan biri.

kovulduğum iş yerimden kıt kanaat yatırılan bir maaşım var onun da bir kısmı borca gitti mk zaten.
geri kalana da bir rakı aldım kendimi hoşnut edecek işte

orphaned land - all is one

parçanın ismi neydi

michael ende tarafından yazılmış fantastik bir kitaptır. ben bu kitabı, yoğun dönemimden sonra kitap okumaya dönebilmede belki çocuk kitapları etkili olur düşüncesiyle yetişkinlerin de okuyabileceği türden -yani aşırı da çocuksu ve tek amacı didaktik kurgu olmayacak- çocuk kitapları araştırırken görüp almıştım. yazardan okuduğum da ilk kitap, yani o meşhur momo'yu okumadım. * fantastik okumayan halimle kitabı bir hayli sevdim. bir okuma tıkanıklığı yaşıyorsanız tavsiye edebilirim, açıkçası bende işe yaradı. neyse efenim biraz da kitabın içeriğinden bahsedeyim, yalnız bir not biraz spoiler içerebilir, açık açık spoiler olanı direkt spoiler kutucuğuna yazarım ancak siz yine de bunu bilerek okuyun benden söylemesi.


annesinin ölümünden sonra babasıyla da duygusal bağlarının zedelendiğini düşünen bastian adlı çocuk karakterimiz bir de okulda yaşadığı zorbalıklar sonucu kendini oldukça yalnız hissetmektedir. hatta bu yalnızlığını da çeşit çeşit öyküler uydurarak giderir. bir gün gördüğü bir sahafa girer ve buranın sahibi bay koreander ile sohbete başlar. bay koreander'in telefon konuşmaya gittiği bir zamanda da masada dikkatini oldukça çeken bir kitap görür: bitmeyecek öykü. bay koreander'dan kitabı satın almaya çalışır ama başarılı da olamayınca çalar ve okulunun çatı katına kaçar ki burada yalnızlığından sonra kendi kendine kalmaktır planı. ve başlar kitabı okumaya.

ülkelerden oluşan fantazya imparatorluğunun çocuk imparatoriçe adlı bir hükümdarı vardır. çeşit çeşit büyülü yaratığın yaşadığı bu diyar, hiçlik denilen ve oluştuğu bölgedeki her şeyi yutan, yaklaşan kişileri de kendine çekerek içine atlamalarına sebep olan şey nedeniyle tehlikededir. bu duruma sebep olan şey çocuk imparatoriçe'nin hasta olmasıdır ki hangi doktor denese de iyileştiremez. nihayetinde biri, bu işi çocuk imparatoriçe'ye yeni bir isim vererek çözebilecek bir insanı bulmanın gerektiğini söyler. bu kişiyi bulması için çocuk imparatoriçe tarafından görevlendirilen de atreju adında yine bir çocuk olan bir fantazya üyesidir.

tabii bu insanı bulmak için türlü maceralar atlatan atreju'nun maceraları anlatılır bir süre. atreju'nun maceralarının sonlarına doğru geçen detaylarda kendisinden bahsedildiği anlayan bastian hem heyecan hem korku duyarak fantazya macerasına atılır.


ve tüm bu süreç bastian'a çeşitli şeyler eklemiştir, cesaret gibi. ayrıca babasıyla da ilişkileri düzelir. o artık eski bastian değildir.

huh çok anlattım, bulutludeniz kaçar.