zaman tüneli
sessiz oda
lori schiller tarafından yazılan otobiyografik kitap. merkezinde ise lori'nin hayatının neredeyse tamamını kapsayan şizofreni hastalığı var.
aslında standart ve üzeri sayılabilecek bir ailenin güzel, başarılı ve "örnek" gösterilebilecek bir ferdi olan lori, 17 yaşında birtakım sesler duymaya başlıyor. başlarda bunu inkar ve bastırma yoluna gidiyor ve üniversiteyi bitirip iş hayatına atılan kadar çevresinden bu hastalığı gizlemeyi başarıyor. kendisi yok saydikca zihnindeki bulanıklık daha da büyüyor ve neticesinde kontrol edemediği bir hale geliyor. kitap boyunca bu süreç aktarılıyor. lori'nin hafızasında net olmayan ya da hatırlayamadığı kısımlar ise çevresinde bulunan ve bu sürece tanıklık eden insanlar tarafından aktarılıyor.
nihayetinde lori, tamamen olmasa da bu kitabı yazabilecek ve tedavi gördüğü hastanede çalışabilecek kadar kontrol altına almayı başarıyor hastalığı.
kitap, yapısal olarak bir edebiyat harikası değil elbette. bazı yerlerde tekrara düşen, lori dışında süreci anlatan bazı kısımlardaki insanların (anne, baba, kardeşler vb) bu süreçleri aktarırken lori'den ziyade kendi forsları üzerinden hastalığı değerlendirmesi çok sinir bozucu. lori'nin ağzından da bu aileyi okuduğumuzda, söylediklerinden ziyade söylemedikleri ama ima ettiği noktalar, belki de lori'nin kabusuna sebep olan asıl noktalar. 17 yaşındaki lori'nin geçmişinde büyük bir travma yok, büyük acılar ve kayıplar yok, şiddet yok, dışlanma yok; mükemmeliyetçi bir anne, onunla vakit geçirirken davranışlarını her zaman kontrol altına almak zorunda hissettiği bir baba ile başarılı olma durumunu sürekli korumak zorunda hissettiği bir çevre ile örülü.
bize çok büyük sebepleri olması gerekirmiş gibi gelen bazı psikolojik problemlerin ve zihnin kontrolünü kaybetmenin, aslında o kadar da büyük travmalara ihtiyacı olmadığını, bazen sadece beklentilerin ve korumak zorunda olduğumuz mevcut ahvalimizin de buna sebep olabileceğini ortaya koyan bir örnek sessiz oda.
basit bir dille yazılmış, günlük tadında, kendini tekrar eden bölümler dışında okuması kolay bir kitap. şizofreni hakkında akademik bir makale niteliğinde değil elbette, burada sadece bir kişinin, lori'nin deneyimlerini okuyoruz; ama bununla baş edebilmek için öncelikle hastalığı kabul edip iyileşmeyi istemenin de önemini görüyoruz. bende yarattığı his ise şöyle: lori bu kitabı yazarken kendini bir miktar sansürlemiş gibi. aslında duygularını çok iyi ifade ediyor ama özellikle ailesi ile ilgili kısımda yüzde yüz ifade ettiğini zannetmiyorum. bazen büyük yaralara gerek yoktur, büyük sorumluluklar da insanı delirtmeye yetebilir.
aslında standart ve üzeri sayılabilecek bir ailenin güzel, başarılı ve "örnek" gösterilebilecek bir ferdi olan lori, 17 yaşında birtakım sesler duymaya başlıyor. başlarda bunu inkar ve bastırma yoluna gidiyor ve üniversiteyi bitirip iş hayatına atılan kadar çevresinden bu hastalığı gizlemeyi başarıyor. kendisi yok saydikca zihnindeki bulanıklık daha da büyüyor ve neticesinde kontrol edemediği bir hale geliyor. kitap boyunca bu süreç aktarılıyor. lori'nin hafızasında net olmayan ya da hatırlayamadığı kısımlar ise çevresinde bulunan ve bu sürece tanıklık eden insanlar tarafından aktarılıyor.
nihayetinde lori, tamamen olmasa da bu kitabı yazabilecek ve tedavi gördüğü hastanede çalışabilecek kadar kontrol altına almayı başarıyor hastalığı.
kitap, yapısal olarak bir edebiyat harikası değil elbette. bazı yerlerde tekrara düşen, lori dışında süreci anlatan bazı kısımlardaki insanların (anne, baba, kardeşler vb) bu süreçleri aktarırken lori'den ziyade kendi forsları üzerinden hastalığı değerlendirmesi çok sinir bozucu. lori'nin ağzından da bu aileyi okuduğumuzda, söylediklerinden ziyade söylemedikleri ama ima ettiği noktalar, belki de lori'nin kabusuna sebep olan asıl noktalar. 17 yaşındaki lori'nin geçmişinde büyük bir travma yok, büyük acılar ve kayıplar yok, şiddet yok, dışlanma yok; mükemmeliyetçi bir anne, onunla vakit geçirirken davranışlarını her zaman kontrol altına almak zorunda hissettiği bir baba ile başarılı olma durumunu sürekli korumak zorunda hissettiği bir çevre ile örülü.
bize çok büyük sebepleri olması gerekirmiş gibi gelen bazı psikolojik problemlerin ve zihnin kontrolünü kaybetmenin, aslında o kadar da büyük travmalara ihtiyacı olmadığını, bazen sadece beklentilerin ve korumak zorunda olduğumuz mevcut ahvalimizin de buna sebep olabileceğini ortaya koyan bir örnek sessiz oda.
basit bir dille yazılmış, günlük tadında, kendini tekrar eden bölümler dışında okuması kolay bir kitap. şizofreni hakkında akademik bir makale niteliğinde değil elbette, burada sadece bir kişinin, lori'nin deneyimlerini okuyoruz; ama bununla baş edebilmek için öncelikle hastalığı kabul edip iyileşmeyi istemenin de önemini görüyoruz. bende yarattığı his ise şöyle: lori bu kitabı yazarken kendini bir miktar sansürlemiş gibi. aslında duygularını çok iyi ifade ediyor ama özellikle ailesi ile ilgili kısımda yüzde yüz ifade ettiğini zannetmiyorum. bazen büyük yaralara gerek yoktur, büyük sorumluluklar da insanı delirtmeye yetebilir.
devamını gör...
yeşil pantolon üstüne ne giyilir sorusu
bedeninizi ve sizi güzel gösterecek, renk uyumunda göz yormayacak herhangi bir şey.
kadın mı?
erkek mi?
pantolon nasıl bir pantolon?
hava nasıl?
gidilecek ortam neresi?
bir sürü soru var kafamda şu an, detay veremem ki.
kadın mı?
erkek mi?
pantolon nasıl bir pantolon?
hava nasıl?
gidilecek ortam neresi?
bir sürü soru var kafamda şu an, detay veremem ki.
devamını gör...
sertab erener
bugün doğum günü olan, 1964 doğumlu türk sanatçı, besteci ve doksanlar pop müziğine yön veren efsane isimlerden biri olarak yerini almıştır.
everyway that i can şarkısı ile ülkemize yaşattığı gurur hep bâki kalacaktır.
doğum günün kutlu olsun sertab erener...

sen sandığım şey
belki benim yüreğimdi.
everyway that i can şarkısı ile ülkemize yaşattığı gurur hep bâki kalacaktır.
doğum günün kutlu olsun sertab erener...

sen sandığım şey
belki benim yüreğimdi.
devamını gör...
kuzguncuktaki vişne
doğum günü kutlu olsun yazarı.
uzun zamandır aklımdaydı doğum gününü kutlayayım dedim..
sağlık, bol para, bereket dolu ömür. ve mutluluklar hep sizinle olsun.
uzun zamandır aklımdaydı doğum gününü kutlayayım dedim..
sağlık, bol para, bereket dolu ömür. ve mutluluklar hep sizinle olsun.
devamını gör...
üniversitede senin yerine imza atarım devrinin sona ermesi
böyle çok teklif geldi ama yapmadım kurallara uyarım
devamını gör...
yeşil pantolon üstüne ne giyilir sorusu
şimdi yeşil var yeşil var. bi böyle pezevenk gibi ya da trafik lambası yeşili var. bir de daha ağır koyu yeşil tonları.
çiğ yeşil ile ile koyu yeşil kombinleyip brokoli gibi dolaşmayın sakın. bence çiğ yeşil almayın. koyu bir yeşilse de siyah ya da kahve tonları tercih edilebilir. aynı zamanda beyaz da olabilir.
çiğ yeşil ile ile koyu yeşil kombinleyip brokoli gibi dolaşmayın sakın. bence çiğ yeşil almayın. koyu bir yeşilse de siyah ya da kahve tonları tercih edilebilir. aynı zamanda beyaz da olabilir.
devamını gör...
ayakları eşi tarafından yıkanan kadın seksiliği
güzelliğine her türlü hizmetin layık görüldüğü kadın seksiliğidir
allah cümlemize ayağını yıkayacağımız hanımlar nasip eylesin. amin.
allah cümlemize ayağını yıkayacağımız hanımlar nasip eylesin. amin.
devamını gör...
sözlük genel affı
2022deki anın fotoğrafı başlığına gece meme atma furyası yaptıkları için cezalandırılan 4 yazar arkadaş geri dönecek mi?**
devamını gör...
üniversitede senin yerine imza atarım devrinin sona ermesi
bunun denetimi uygulaması yine "görevlendirilmiş" elemanlar(!)da olmayacak mı.? boru değil, adliye emanetinde "yetkilendirilmiş eleman", adliye deposundan ağırlığınca altını çalıp, satıp ingiltere'ye yerleştikten her ne hikmetse 'ancak ki sonra' öğrenebildiğimiz bir devranda yaşamıyor muyuz..
"bir devrin sona ermesi" öyle sandığınız gibi, kağıt üstünde bi yerlere yazıp ilan etmekle olmuyor efendiler...
"bir devrin sona ermesi" öyle sandığınız gibi, kağıt üstünde bi yerlere yazıp ilan etmekle olmuyor efendiler...
devamını gör...
yeşil pantolon üstüne ne giyilir sorusu
onu giydikten sonra üst taraf çıplak olsa da durum pek değişmez sanki. ben renk skalası oldukça kısıtlı biriyim hele ki böyle rengarenk giysilere karşı aşırı bir alerjim var.
yaprakla kapatsak sağı solu bundan daha iyi en azından yokluk var der kendimizi sıyırırız bu işten, yeşil pantulun açıklaması yok.
yaprakla kapatsak sağı solu bundan daha iyi en azından yokluk var der kendimizi sıyırırız bu işten, yeşil pantulun açıklaması yok.
devamını gör...
okullarda dayağın yasaklanması
çocuklarda şiddet çözüm değildir, eğitim ve disiplin döverek olmaz. ilerleyen süreçte büyüdüklerinde onlarda şiddetle çözmeye çalışacaklar. insan psikolojisinden bihaber insanlar kısa vadeli sonuç veren eylemlerin uzun vadeli etkilerini düşünmüyor ondan sonra ülke neden bu hale geliyor. eğitimden uzak tutmak da yanlış, yapılması gereken bu davranışın altında yatan sebepler nedir? ailevi sorunları mı var, şiddet mi görüyor, taciz mi ediliyor? (şaşıracaksınız ama bazen böyle ironik durumlar olabiliyor) , sevgi ile büyüyen istisnalar dışında sevgi dolu olur, tam terside geçerli. bu yüzden okullarda sağlam psikolojik pedagoglar yer almalı, öğretmenler iyi gözlem yapmalı.
devamını gör...
bal kabaklı cheseecake vs limonlu cheesecake
balkabaklı, yedek oyuncudur; limonlu cheesecake, başrol.
devamını gör...
yazın gelmesine çok az kaldığı gerçeği
aralık ayı da su gibi geçiyor.. şunun şurasında mart'a kadar soğuklar olur. nisan dedin mi zaten ilkbahar/yaz.
aralık-ocak-şubat..
3-4 ay kaldı ilkbaharın gelmesine..
zaman çok hızlı geçiyor anasını satayım.
aralık-ocak-şubat..
3-4 ay kaldı ilkbaharın gelmesine..
zaman çok hızlı geçiyor anasını satayım.
devamını gör...
yeşil pantolon üstüne ne giyilir sorusu
(bkz: pezevenk gömleği)
devamını gör...
yeşil pantolon üstüne ne giyilir sorusu
öncelikle yeşil diyip geçmek olmaz fıstık yeşili olmalı. üstüne de şeker pembesi gömlek ya da altın renkli(simli ya da taşlı olmalı) bluz giyilmelidir.
yeşil pantolon ne oğlum ahsdbhjasd. inşallah insanlar haki gibi kelimeleri bilmediği için yeşil diye aratmışlardır.
yeşil pantolon ne oğlum ahsdbhjasd. inşallah insanlar haki gibi kelimeleri bilmediği için yeşil diye aratmışlardır.
devamını gör...
baharın geldiğinin anlaşıldığı an
sabah uyandığımda havanın aydınlık olduğunu gördüğüm an. özellikle mart'ın sonunda, o karlı, soğuk geçen kış günlerinin, sabah olmasına rağmen güneşin daha doğmadığı uzun gecelerin ardından havanın artık erken aydınlandığını, sabahın erken saatlerinde uyandığınızda güneşin doğduğunu fark edersiniz ve bu da kışın bittiğinin, baharın geldiğinin işaretidir.
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
kavuşmanın tadını tadını
ayrılık feryadını
taşır senin adını bu gönül
ah bu gönül şarkıları
ayrılık feryadını
taşır senin adını bu gönül
ah bu gönül şarkıları
devamını gör...


