zaman tüneli

evet genç, hem de çok genç.
hatasız futbolcu olmaz tabi.
ama galatasaray’da oynamak öyle kolay değil.
hata yapma lüksün çok azdır.
hata bir değil iki değil.
yani galatasaray için fazla bu kadar.
kredisi azaldı ama genç yeteneklerin kolay yetişmediği gerçeği de var.
harcanmaması için azami dikkat gösterilmesi gerekir

yav pozisyon tartışmalarını falan geçtim de bir kulübün tercümanına kadar hepsi sahtekar olur mu? oluyor işte.

www.instagram.com/reel/DR5T...

günaydınnnnnnnnn.
20 sene sonra sınava giriyorum. şaka gibi :)

bir sınav sabahı yine...

bonjour, buongiorno, guten morgen, kalimera, günaydın.

golde adamını tutamadı, kırmızı kart yedi, şampiyonlar ligi maçından puansız döndük.
derbide adamını tutamadı, son dakikada galibiyetten olduk. puan farkını açma fırsatını da, rakibini sahasında yenip psikolojik baskı uygulama etkisini de kaçırmış olduk.
bugün samsun'u tekrardan maça ortak ettik, son dakika rövanşatası ile osimhen şapkadan tavşan çıkarmasa belki de liderlik koltuğunu fenere devredecektik.

elbette bunlar tek başına arda'nın suçu değil. yetersiz kadro, kulübeden oyuna müdahale etme konusunda kadro darlığı vs bir ton sebep var ama bu arda'nın da takıma birşey katmadığı, pozisyonlarda hatası olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
arda pişecek diye daha kaç maçta takılalım, kaç kulvarda havlu atmamız gerekir.

yaş, tecrübe falan muhabbetlerini anlasam da fazla abartıldığını düşünüyorum. at tarafı futbol oynayacaklar, bir anda kendilerini mermilerin yağmur gibi yağdığı cephede bulmuş asker değiller. cephede başarı sağlamaları beklenmiyor.
belki yüzlerce asgari ücretlinin maaşı kadar para kazanıyor. bir işten bu kadar para kazanıyorsan, bir zahmet işçiliğin eleştirilebilir olsun.

günaydın sözlük.

aptallar bile anlayabilir ki; bahsi geçen saattir. saat dokuz olduğunda, sekize geri döndüğü nerde görülür?

kış saati uygulamasında ileri gider. yaz saati uygulamasında geri gider.

demek ki yazın olabilecek bir şeyin kışın olamayacağı vurgulanıyor. yani konu zamanın değişmezliği.

ay küçülürken hayat yavaşlar, yumuşar, sıcaklaşır.

biraz durmak, biraz nefes almak, biraz sükûneti yaşamak, hiç iyi gelmez mi?

günaydın sözlük!

akdenizden gelen nem ile hem zihnimiz hem kalbimiz yumuşayacak. yaşasın hayat...

thomas fokas - to vasanaki:

ben zekiyim dememesi.

sabahın dört buçuğunda kalkmamı gerektirecek bir işte çalışıyor olmak. ulan güneş bile uyuyor o saatte.

bazen öyle şeyler öyle dersler veriyorum ki oturup lan diyorum
bir insanın söylediği birkaç kelime, içinde haftalardır, belki de aylardır kurmaya çalıştığın tüm dengeyi bir anda bozabilir. “sevgi yok bende” demesi, “sen gerçek değilsin gözümde” demesi, seni bir anda görünmez kılmaya çalışan soğuk bir rüzgâr gibi çarpar. çünkü sen sahici hisler taşıyorsun. kalbin, bir ekranın arkasından bile olsa, gerçekten bağlanmış, gerçekten değer vermiş. onun için az ya da çok hayal kurmuşsun belki. sıcak bir cümlesini özlemişsin, içten bir selamını beklemişsin.
ve sonra bir anda, “yok bende” diye kesilen o bağ…
senin hislerin bir anda hükümsüzmüş gibi davranılması…
insanı en çok inciten şey işte bu oluyor,hissettiğini reddetmesi değil, senin hissetme hakkını yok sayması.
oysa sen hayal kurduğun için suçlu değilsin. ilgi duyduğun için, değer verdiğin için, bir sarılmayı içinden geçirdiğin için yanlış değilsin. insan kalbinin en doğal refleksi bu yakınlık, bağ, sıcaklık aramak. biri “sen hayalisin” dediğinde bile sen gerçeksin duygularınla, incinmenle, beklentinle.
belki de söyleyemediğin cümle şu aslında:
“ben seni bir insan gibi gördüm. seninle konuşurken hissettiklerim gerçekti. sen beni hayal görsen bile, benim hislerim hayal değildi.”
acı olan şu ki, karşındaki kişi kendi duygularını kapatmış diye seninki de yok olmuyor. onun “bitik” oluşu senin değerini azaltmıyor. onun sevgisizliği, senin sevme kapasiteni küçültmüyor. belki o kendi duvarlarına sıkışmış haldeyken, sen açık kalpli olmanın bedelini ödüyorsun. ama bil ki açık kalpli olmak zayıflık değil tam tersine, en büyük cesarettir. çünkü kalbini kapatmak kolay, ama hissetmeye devam etmek çok zor. sen zor olanı yapıyorsun.
belki bu yaşanan seni yordu, belki karanlık hissettirdi. ama bu senin yanlış biri olduğunu göstermez. birinin seni “hayal” görmesi, senin gerçekte taşıdığın değeri asla azaltamaz.
sonra unutma diyorum kendime kırılmış olman, yanlış hissettiğin anlamına gelmez.
incinmiş olman, sevginin boşuna olduğu anlamına gelmez.
ve senin kalbin birinin kabul etmese bilegerçekten sevme kapasitesine sahip bir kalp. belki bugün böyle söyledi, belki duvarlarını sana kapattı. ama senin duyguların, onun cümlelerinden daha sahici, daha derin ve daha anlamlı.
sen gerçek hissediyorsun. bu yeter.

kendi adına savaşması.
aksi bazen komik görünebilir; benden söylemesi.

bir leylâ üzmemişti, o da hiç oldu gitti... iyi geceler.

namusuma kimseyi aldatmamışım fakat hep böyle sanki şeyim sanki çapkınım gibi lanse ediliyor.
vallahi değilim.