zaman tüneli

deliye yatan ama birçoklarından daha zeki olan.

müzikler arası fade sorumlusu

bence altıncı hissi var.. hatta durugörü.. her şey olabilir..

"ipek geceliğinde kaç çığlığını duyarım daha"

open.spotify.com/track/5f92...

analiz yeteneğine hayran olduğum yazar kişisi.. normal bir konuşma sırasında birden beyin fırtınası başlatmak güzel olurdu..

dünya artık yaşanmayacak bir halde, tarım bitmek üzere. yaşayabilecek yeni bir dünya arayışı söz konusu. abimiz çoluğunu çombalağını bırakıp bu gizli görevi kabul ediyor. oğlu biraz mal ama kızı zeki. kızın bi hayaleti var kütüphaneden kitapları düşürüyo. adam uzaya çıkıyo. gitmeden önce kızına döndüğümde senlen aynı yaşta olcaz diyo. gezegen gezegen dolaşırken bir gezegene iniyolar dev dalga bok püsür derken 3 saat sonra gemiye dönüyor bi de bakıyor ki gerçek dünyada 23 yıl geçmiş. tabi bunlar aileleriyle mesajlaşıyorlar falan. kız babasına hiç mesaj atmıyor. adam gemiye dönüp 23 yıl biriken mesajları dinlemeye başlıyor son mesaja geldiğinde görüyor ki kızı babasının giderkenki yaşına gelmiş. ağlıyorlar falan. ben de çok ağladımdı.

sonra kız da meğersem fizikçi olmuş, uzay zaman falan bunlarla uğraşıyor. adamımız ekibiyle birlikte bir karadeliğe giriyor ve evindeki kütüphanenin arkasına düşüyor. oradan evdeki tüm zamanları görebiliyor. kızına kendini göstermeye onu göndermemesi için mesaj iletmeye çalışıyor ve burada kitapları falan düşüyor. kız meğersem o bacaksızın hayaleti babasıymış ya. yerçekimi ile adam kızına bilgileri aktarıyor. satürnün halkalarında bir koloni kuruluyor ve insanlık kurtuluyor. adamımızı uzayda savrulmuş halde bulup bu koloniye getiriyorlar. bir de bakıyor kendisi hala çıtır ama kızı gelmiş 90 yaşına. torun tombalak ölüm döşeğinde. abimizin bir de bu görevde birlikte takıldığı afet bi abla var. o da bir gezegendeymiş. onu yanına giderken film bitiyor.

canım çekti akşam yine izliycem...

günaydın
bu kahvaltı değil ziyafet

soru ilk bakışta saçma gibi gelebilir ama aslında sorun şu bu adamlar ne yapiyor o kadar düşmenin başında ellerini yukarı kaldırıp kulaklığı ara sıra yoklayarak birde aşağıda bir düğme var sağa sola çekmekten başka ne yapıyor bu adamlar birde bol bol zıplıyorlar

kötü gün şarkısı...

psikolojiye bağlı olarak insanı dertten derde sürükleyip, kendinizi kendi gözünde değersizleştirebilirsiniz..

çok şaşırmıştım otobüsle önünden geçerken.

tam da o saatten sonra müko gider

iyimserlik.
bunlardan biri.
abd'de florida üniversitesin'de yapılan bir araştırmaya göre.

bruce soord - the solitary path of a convicted man

hesabı sildik papel e geçtik rahatız. bir daha güvenmem öyle kolay değil güven kazanmak.

bazen aklıma bir sey geliyor bakıyorum başkası açmış başlık hemen yazıyorum

ne olduysa artık o arada kim kimi nasil kopardiysa artık
papara, hakkında verilen faaliyet izni iptali kararının mahkeme kararıyla durdurulduğunu açıkladı. şirket, hizmetlerine yeniden devam edileceğini bildirdi.

ingiltere'nin 15-20km doğusunda çok küçük bir ada. kutsal ada diye adlandırılır. irlandalı keşişler ms 800 yılı civarında bu adaya çıkarak bir manastır kurmuş ve hıristiyanlık oradan ingiltere adasına yayılmıştır.
aynı zamanda newcastle (upon tyne) kökenli bir ingiliz folk rock grubudur.

ülkemizde tanınmasının nedeni "lady eleanor" adlı "dark" rock parçasıdır.

kapalı bir ortamdan temiz havaya çıkınca.

banyo sonrası
tatil sonrası evine geldiğin an
ormana vardığın o an

tıp fakültesi öğrencisi olarak açayım biraz bunu son zamanlarda bu konuyu daha çok araştırdığım günlerdeyim çünkü..

regülasyon=düzenleme, dengeleme

regülasyon kaybı, kişinin/sistemin dengeyi koruma ve kontrolü sürdürme becerisini geçici/kalıcı olarak yitirmesi.

psikolojik rolünü inceleyelim; kişi duyguları yönetemiyor.
örneğin;
ani öfke patlamaları
aşırı kaygı, ağlama
mantıklı düşünememe
ben ne yaptım, ne yapıyorum, ne yapacağım hissi
(yoğun stres, kaygılı dönemler, travma, bağlanma problemleriyle görülür.)

fizyolojide yani bedensel olarak;
vücudun iç dengesini (homeostaz) koruyamaması
nefes alış-veriş, ritim bozuklukları, hormonlarda dengesizlik, uyku-uyanıklık
yine yorgunluk, stresin, kaygının, anksiyetenin sonucu

ilişkilerdeki rolü; kişi vereceği reaksiyonları ayarlamaz= çünkü ayarlayamaz!
kuracağı yakınlık derecesi, bağlanma metodlarını uygulayamaz, ya çok kaçar ya çok bağlanır gibi ama bu tip kişilerde özellikle tutarsızlık çoktur. güvensiz bağlanırlar özetle.. yoğun baskı sonucu ilişkilerde de regülasyon kaybı yaşanabilir e bu da biraz temele yani aileye, öze, çocukluğa inmek gerek demektir.

regülasyon kaybı ilişkilerde duygudan kaçmak ve cinsellik üzerinden bağ kurmadan bağ kurmaya çalışmaya da evrilebiliyor, dürtü kontrol bozukluklarına da sebebiyet verdiğini net olarak gözlemleyebiliyoruz. çevrenizde mutlaka vardır bu tarz insanlar özellikle hayatınıza aldığınız insanlarda, günümüzde bu bahsettiklerimi gözlemlemek mümkün.

cinsellikteki rolünü biraz daha açarsak; yine temelde içindeki çocuğun onay ihtiyacı aslında, değersizlik hissi, çocuklukta duygusal ihmal, cinselliği yakınlık sanmak. dopamin sistemi bozukluğu zihin hızlı tatmin ister bir uyaran ihtiyacı, sabırsızlık, tatmini alınca da pişmanlık/kopuş gerçekleşir. beyin uzun vadeli bi şey istemez. yoğun stresli dönemlerde prefrontal korteks kontrol merkezi baskılanır ve en nihayetinde normalde yapmayacağınız şeyleri yaparken bulursunuz kendinizi.

özetle bedenin freni tutmaz arkadaşlar
yanlış olduğunu bilse bile duyguyu 2. planı bırakın bellek 5. plana falan atıyor.

bu kişilerin duygusal zeminleri, duvarları aşırı kalınlaşmış oluyor genelde. aile dinamiklerine bu durumu çok yansıttıklarını sanmıyorum. hele aile baskıcıysa hiç yansıtamazlar ama farklı yerlerden patlak verecektir. bu kişilerin iç dünyalarında kendilerini anlayabildiklerini sanmıyorum. bırakın ikili ilişkileri insan ilişkilerinde bile zorlandıkları, zorlanacakları aşikar. bu insanlar çevresindeki insanlara zarar vermesinin yanı sıra kendilerini bile patlatabilirler bir noktada.