zaman tüneli

salça oranı.

(bkz: ilkkan yavşaklığı)

hastane yoğum bakımı,yoğun bakım önü
hastanede yatılı kalmak
aile fertlerinden birinin cenazesi.

kısırın hamur gibi pişmiş olmaması ve yeşillik/ekşi dengesi.

2010 yılında ankara hilton otelde 2v2, 5v5-ar, 5v5-ap olmak üzere üç dota turnuvası düzenlenmiş, yanına da çerez olsun diye starcraft ve lol turnuvası da eklenmişti. açıkçası eski bir starcraft oyuncusu olarak turnuvadan elendikten sonra o masalara yönelmiştim. ardından lol'e şöyle bir bakayım dedim. ne creep block, ne deny, ne sentry ward, hiçbiri yoktu. sonra lol şampiyonu olan takımın bir oyuncusuna neden dota oynamıyorsun diye sorduğumda "hafız o oyun çok kompleks ve daha zor, bunda kazanmak daha kolay" demişti. gerçekten de haklıymış. öğrencilerim bir gün ısrar etmişti cafe'ye gidip lol atalım hocam diye, kıramadım gittim. dota'da olan drow ranger benzeri bir hero'ya ashe ismi vermişler. benzer bir gameplay özelliği var. map'i boş gördüm ve ultisini roshan'a loldeki adı barondu sanırım salladım. takımca kestikleri yaratık, onların da canını azaltmıştı. ultiyle salladığım ok bir rakibe çarptı ve onu öldürüp etrafa saçıldı. saçılmayla takım arkadaşlarıyla birlikte roshan da öldü. bir anda hem rampage aldım hem de roshan çaldım. böyle kolay bir oyuna karşı dota'yı koymak, versus'a hakaret.

bir şeyi çok istemek onu itmenize neden oluyor sanırım. ben hayatımdan bunu anladım.

nicki bi yerden tanıdık geliyor gibi ama bilemedim. yazar olur umarım yakında, hoş gelmiş.

bir çok şeyi çok istiyorum ama olacakları hissediyorum zamanı geldiğinde olacağına inanıyorum ve oluyor

evet öyleyim,öyleyiz. millet geçim derdinde ay sonunu zor getiriyoruz ne sosyalleşmesi. hayatımızdaki en büyük sosyalleşme cenaze ve evlilik.

konuşmamız lazım.

olsa 25 yıldır olurdu işte.. oldu mu.. :)

çok fazla gereksiz güncelleme yapan oyun. bir sürü kahraman ve kostümü olan bir hesabım vardı ama kaybettim. o günden sonra da tekrar girmekten erindim. bir aralar sarmıştım yani. oynaması en zevkli herolar bence assasinler, özellikle de nata ve haya'ya bayılıyorum. main nata tabii ki. ama her heroyla oynarım sorun yapmam.

(bkz: olabilir)

kendi adıma ben suçlamam.. suçlamadım. ama
"rüzgarlığı anlat bana, esip gitmeyi anlat.."
diye konuştuğum olmuştur. :)

bedavacılıkları, kan emicilikleri fazla dikkat çekmeye başladı. aslında sorun son on yılda batı'yı istila edenler değil sadece, onlardan önce gelenlerin de bir kısmı böyle. onlar ilk sürümdü, 2015 ve sonrasındakiler 2.0 versiyonu. ilk sürüm versiyonunda utanma duygusu vardı, sahtekarlığı gizli saklı yaparlardı. güncellenmiş versiyonda en ufak bir utanma duygusu yok. cinsel saldırı suçları ve kadınları aşağılama konularında da hiç utanmıyorlar.





kaynak



video



hırsızlık videosu

***

müslümanlar, istisnasız şekilde gittikleri her yerde kamusal alanı sabote etmek için topluca namaz kılıyorlar.

abd toplu namaz

zamanında bunlardan kurtulamayanlar günün birinde gazze tarifesini uygulamak zorunda kalacaklar.

iyi de cordarone, ne hikmetse siyasete merak sarıyomuş bu meretler. neticede sırtlan.. çok ülkenin başını yediler denir..!

senaryosu emre ramazan akgül tarafından yazılan ve aynı isim tarafından yönetilen kısa film; deniz kılıç, akın şahan ve dilara sultan çin gibi isimler yer almış ve 2022 yılında yayınlanmıştır.



hayattan vazgeçme ve hayata tutunma gibi konular üzerinde duruyor.

bizi hayata bağlayan şeylerin aslında bir ip niteliğinde olduğunu, o ipin bazen çok güçlü, bazen de koptu kopacak hâle geldiğini vurguluyor.

bir gün kırklı yaşlarında olduğu görülen bir adam hayattan vazgeçmeye karar verir, kendinden başka kimseye zarar verecek biri gibi durmadığı için bir tek kendinedir zararı.

yanına bir ip ve tabure alıp arabasına atlar ve belki de çocukken pikniğe geldikleri bu ormana gelir, sigarasını yakar, ağaç bulur ve ipi kurar, tabureyi koyar, derken o sırada küçük bir çocuk çıkagelir, o çocuk belki de başka biri değil, bizzat kendisinin çocukluğudur...

hayatının iplerinin kendisinde olduğunu fark ettiği görülür, o iple darağacı kurmak da mümkündür, salıncak kurmak da, çocukluğunu yeniden görmek onun kararında değişimlere sebep olur.

pes etmeye ramak kala hayata dönen bir insanın vermiş olduğu mücadeleyi gözler önüne seren, merak uyandıran bir kısa filmdi.

filmin de düşündürdüğü gibi,
bizi hayata bağlayan her şey aslında ip niteliğindedir, ne olursa olsun hayatta kalmanın önemini ve mücadele etmenin gerekliliğini hatırlatan bir kısa filmdi benim için.

sinematografik açıdan beğendim, başroldeki oyuncunun soğukkanlı tavrına rağmen aslında içindeki çocuğa merhamet edişi sarsıcı gibiydi.

unutmadan söylemek gerekir;

hayatının ipleri senin elindedir...

yaşadığımız sorunu ancak böylesi bir testle anlama kabullenme durumunda isek kaçırmayalım derim. :)

(bkz: dungeons & dragons: shadow over mystara) - yüzlerce kere bitirdim, binlerce kere daha bitirebilirim.

gerçi diablo ii de çok cazip.

zor bir karar. hangisini seçsem? diablo ii daha mantıklı sanırım. yani tek karakter yaratıp sürekli item düşürmeye çalışılabildiğinden, sonsuza kadar sıkılınmayacak bir oyun benim açımdan.