zaman tüneli

sadece istemekle olmaz, çaba da lazım. istek + çabayla da olmuyor bazen.

hiç kimse yardıma gelmeyecek ortalığın anasını ağlatabilirim. inceldiği yerden kopmazsa...

olmuyor. denendi.

birseyi cok istemek, olmasi icin gerekli tek sart degil, sartlardan sadece biri.

dün dündür, bugün bugündür.. *

bu zamanda kaldı mı yaaaa?!

bitmesi

sence hangisi daha kötü, bir canavar olarak yaşamak mı yoksa iyi biri olarak ölmek mi?

hayatın ikilemi.

bir an önce bitsin de maaşı alalım

saçlarıma aklar düştü 2 şirket mundar oldu tabii yalancıyı jony sinsler kovalamayınca yalan söylemek kolay.

istemekle olsaydı ergenliğimde angelina jolie ile sevişmiştim. istemek kavuşmamıza yetmedi angelinacığım.kalp.

hatun nerde
sadece yatak ve hatuna da okeyim ben
kahve sevmem zaten

tam konusma su sekilde olmali: "23 yıllık iktidarlarımız boyunca hep bizden olan genclerle omuz omuza yürüdük. siyasetten bürokrasiye ve iş dünyasına her alanda sadakat testini gecen genclerimizin önünü açarak yürüdük."

başlığı okumadım ama dostlarımızla geleceğiz net haksız. *

bitmedi sürüyor o kavga.. sürecek..
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek...

eğer olmuyorsa çok istememişsinizdir.

söz değil de ses.

garanti bankası ''dııııı dıt'' sesiyle bir bildirim gönderiyor. umutlanıyorum.

bir kaç sene önce başıma gelen hadisedir.

markette çalışan iki kasa vardı. yan kasada benim gibi sırada bekleyen bir genç vardı, benim önümde bir kişi vardı, aynı şekilde yan kasada sıra bekleyen gencin önünde de bir kişi vardı.. neyse efendim benim önümdeki kişinin alışverişi bitti, sıra da bana gelmiş oldu. birden bu lavug yan kasadan fırlayıp, ben daha önce geldim, sen benden daha sonra geldin, deyip hakkımı gasp etmeye çalıştı. tam bir p*ç kurusu... p*ç*n evladı, sen orada sırada bekliyorsun, ben de buradaki sırada. sıranın kime daha önce geleceği kasiyerin hızına ve önümüzde bekleyen müşterilerin satın aldıkları ürünlerin sayısına göre belli olur. ben ne yapayım.. sen benden daha uzun süre beklemiş de olabilirsin. ben ne yapabilirim. benim suçum ne?

neyse tabii, elinde bi parça ürün vardı diye fazla öfkelenmedim. ama efendice kendisine,
sırada ben vardım. sen oradan gelip benim önüme geçiyorsun. dedim. sıra bana gelmişti... dedim sadece..

bu bir celallendi!
hemen başladı, siz çomarsınız, ben senden önce geldim. sizin gibileri iyi bilirim ben. hak, hukuk bilmeyen, uyanık geçinen çomarlarsınız.. gibi cümleler kurmaya..
aynen bu şekilde konuştu.

tabii ben de artık dayanamayarak hassstir lan oradan, git işine adamın kafasını attırma dedim.. bu tam marketin kapısından çıkıyordu. ben de ürünlerimi kasiyere doğru uzatıyordum bu bi anda geri dönüp koşarak bana yumruk salladı. tam son anda fark ettim. hemen sol direkle savuşturmaya çalıştim. gözümde gözluk vardı. gözlük havaya uçtu. son anda fark etmesem yumruk yüzüme oturacaktı. tam o anda bende pozisyonumu aldım ve artık güzel bir dövüş başlayacaktı ki bir mucize gerçekleşti gökten bir genç uçtu, o genç manav reyonundan uçarak gelen genç elemandı..
manav reyonundan uçarak gelen eleman bu kamili bi tuttu ve öyle bir itti ki çocuk market kapısından kaldırımlara yuvarlandı..
lavuğu ağzımın tadıyla yumruklama fırsatı bulamadan konu da böyle kapanmış oldu..

bu da böyle bir anımdır.. market çalışanlarından özür diledim. daha önce böyle bir modelle karşılaşmadığımı anlattım. olanlar için kusura bakmamalarını söyleyip oradan biraz buruk bir şekilde ayrıldım.

(bkz: uyudun mu)

tam moskova havasi... disarida lapa lapa kar, evde cayir cayir yanan kaloriferler.... arap yagi bol bulunca hesabi, kaloriferleri bir yakiyorlar, eksi yirmi derecede pencere acip yatiyorum aliminyum.