güzel bir konu. başlık sahibi de meramını pek güzel anlatarak ictimaî bir meseleye değinmiş. bu sadece yazarın kişisel bir sorunu değil, bu türklerin ideolojik zeminsizliği ile alakalı bir sorun.
yazarın rahatsızlığı esasında çok yaygın ve birkaç geri kalmış balkan ülkesiyle (ki oralarda bile bu denli değil, oradaki yaklaşım genellikle ırkçılıkla alakalı) ve türkiye'de yaşanan bir sorun.
daha birkaç gün önce bu hadise ile ilgili biriyle tartışmıştım. tesettür her zaman baskı ve ölüm tehdidiyle gerçekleşen bir olgu bazılarına göre. her gün göze sokulan, reklamlarla, sosyal medyayla, televizyonla zihni zaptedilmiş, teşhirciliği çağdaşlık sanan kuş beyinlilerde böyle bir algı var. ancak mesele hiç de öyle değil.
yazarın bahsettiği örneklerin pek çoğuna rast gelmişimdir. örneğin bir yerde oturuluyor. biri tesettürlü 3 hanım daha var. bu tesettürlü hanımefendi 2 yabancı dili akıcı konuşabilen, avrupa'ya kısıtlı imkanlarını zorlayarak ailesinin desteği ile gitmiş, çok iyi eğitim almış ve orada saygın bir insan. yemin ederim, diğer hanımların bu tesettürlü kadına tepeden baktıklarını gördüm. hanımefendi ilminin zekatını bu kuş beyinlilere verse ihya olurlar ama işte kapalı olduğu için küçümsenecek birisiydi onlara göre. şükür erken fark ettik de zaman kaybetmeden uzaklaşabildik. daha pek çok örnek sayabilirim. tesettürlü biriyle evlerinde sohbet ederken ailesinin kapıyı çalmadan içeri girmediğine şahidim. avrupa'da tesettürlü bir arap kadınının avrupa kültürüne ne kadar hakim olduğunu bilirim. bizim çağdaş kadınlarımızın ve erkeklerimizin birçoğu avrupa'yı barda, partilerde ayyaşlık yaparak yaşarken, pek çok akademik çalışmaya imza atan tesettürlülere kendi gözümle şahidim. elbette açıklar veya dinsizler böyledir demiyorum. bir önyargının saçmalığını şehadet ile anlatmaya çalışıyorum.
bu şimdinin sorunu da değil. eskiden beri zehir gibi tesettürlüler, hatta gayet entelektüel çarşaflılar mevcuttu. yıllarca televizyonda, medyada, gazetelerde bütün tesettürlüler hizmetçiydi, temizlikçiydi, şiveli konuşan cahil kadınlardı. bu yıllarca empoze edildi.
bunun sebebi basit. türk toplumunda ırkçılık yoktur. araplar hariç der faroz ahmed. bir konuda yanılır. aslında islam düşmanlığının bir yan etkisidir bu. türk toplumu ideolojik ve kültürel olarak laikliği sindirememiştir. o yüzden tamamen şekle bakar. içki içmeyen bir avrupalıya şaşırır, rakı içerken izmir marşı söyleyerek türk devrimini küçük düşürür. türk seküleri için laiklik alkoldür, açık giyinmektir kısaca tamamen şekilciliktir. içki içtiği için, mini etek giydiği için kendisini kültürlü sanan andaval dolu bu ülkede.yahu bu ülkede 4 5 sene evvel avustralya'da bir üniversiteden yüksek lisans için red yiyen bir hanımefendi, sevgilisiyle barda çektirdiği fotoğrafları üniversiteye atarak "ben evrene inanıyorum beni müslüman mı sandınız?" diye şerh düşmüştü altına. türk kadınının değil, türk gençliğinin net bir özetidir bu.
hasılı kelam biz türkler kompleksli bir toplumuz. eksikliklerimizin islamla ilgili olduğuna inanırız. medya da buna güzel çanak tutar. dikkate alınacak insanlar değiller.
devamını gör...