kafa gözlük - tüm tanımları (2. sayfa)

#2109229 nolu tanımla ilgili:

açılın ben coğrafya öğretmeniyim! yazara mesaj attim ama görüp düzeltmesini yapana kadar kim bilir kaç tane (?) yanlış öğrenme gerçekleşecekti. ben de mesaide olmamama rağmen acil mudahalemi yapmak zorundayım.

yazar burda iğne yapraklı ağaçların daha çok oksijen ürettiği iddiasında bulunuyor. bunu doğru kabul ediyorum. sonra karadenizde iğne yapraklı ağaçların bulunmadığını ima ediyor. yanlış! karadenizde sahilde geniş yapraklı ormanlar yer alsa da yükselti arttıkça iğne yapraklı ormanlar boy gösterir. başlıcaları sarı çam (evet akdenizde olduğunu iddia ettiği), ladin, köknar, karaçam vs

diğer yanlış da akdenizdeki çamların sarı çam olduğunu iddia etmesi. sarı çamlar soğuk iklimde yaşar. zaten relikt (kalıntı) bitkidir. buzul çağlarından sonra ülkemizdeki soğuk bölgelerde yaşamaya devam eder. doğu karadeniz ve kuzeydoğu karadenizde görülür. uzun boylu, sarıya dönük renkli bir çam türüdür.

akdenizde görülen çam türü ise kızılçam. akdeniz ikliminin bitki örtüsüdür. kızıl renkli ve kısa boyludur.

hem yakışıklı hem de komikse yeme de yanında yat.

bir de çıkma teklifi geri gelsin.

sömestr bir şey değil yaz tatilini düşün.

uzun tatil sonrası okula adapte olmak *

daha şimdi iki biber dolması yiyip yattım. ben geceyi kurtardım darısı diğer açlara

mezun olunca işsiz olunacağı garanti olan bölümlere hiç başlamamak.
ılla okunacaksa kredi almamak.
yurda başvurmak
aslında en iyisi uzaktan okumak. 3 katı kredi ödemektense aile evinde diploma sahibi olmak. her türlü pek işe yaramayacak zaten

gizem güven. (bkz: sihirli annem ceren)

durup soluklandıktan sonra yolu değiştirmek yanlış yolda ısrar etmemek.

benim gibi e-kitap ya da ikinci el sevmeyenler için endişe verici gerçek. ılk kağıt zamları başladığında güzel bi stok yapmıştım. onlar henüz bitmedi ama arada listem dışı okumak istediğimde bir daha düşünmeme sebep olmuyor değil.

18 yaşında ayrıldığım eve kalıcı olarak döndüm. ekonomik sebepler biraz hafifletse de nasıl olacak kaygısı hep var. du bakalım..

okuyoruz ama en başta yayınlanmasının etik olmadığını düşünüyorum. sorumluluk yayınlayanlarda.

başlarken mutlu bir evliliğim var sanıyordum. mutlu değil de işte kendimi sessize almış yaşayıp gidiyodum. yarısına geldiğimde boşandım. selim ışık gibi anlaşılmadan ölmek istemedim. eşim beni bırak anlamayı hiç tanımıyordu bile. bu yüzeysellige daha fazla katlanamadım. o göl, ben okyanustum. gölde birlikte yaşamaktansa okyanusta yalnız yaşamayı tercih ettim.
bu kitaptan sonra tehlikeli oyunlar'ı okuyacağım. o hayatımda neler değiştirecek, meraktayım.

vücudun artık fizyolojik tepkiler vermesine sebep olur. özellikle içe dönük insanlarda görülür.

oğlunun asıl sevgilisi olarak kendini gören, gelinine kuma muamelesi yapan kadınlardır.

retro metro mu var gene. bu aralar var olan his. hiçbir şey iyi de gitmiyor gerçi

özeli bilmemekle beraber doğu ve batı diye ayrım yapabilirim. edindiğim tecrübeye göre doğudaki öğretmenler odası daha genç, dinamik ve hevesli. zaten bölge ilk atama yeri. kpss'de ilk 100'e girenlerin mesleğe başladığı yer. (mülakattan torpille gelmediyse şayet.) öğretmenler odasında nispeten kaliteli sohbet döner. kuantum fiziğinden de çeyizden de yeri gelir konuşulur. kitap okuyan çoktur. birinin elinde 3 hafta aynı kitabı görünce dalga geçerdik.

batıda eski kadrolar var. öğrenci çok da umurlarında değil. ders dışında ilgisizler. derse de geç girer erken çıkarlar. öğretmenler odasında konuşulan konular bu aralar ekonomi ve güncel olaylar olsa da demirbaş konu kendi çocukları, arabaları vs. kitap okuyana daha rastlamadim.

öğretmenlerin hacı sakalından bıkmıştık. artık tüm memurlara yayılacak.

ıdeolojik bir karar.

yanlış önerme. kendiniz titiz bi insansanız eviniz de kediniz de kokmaz. kediler zaten kokmuyor. ağzı mama kokar sadece. kedinin kendisi obsesif derecede temizlik hastasıdır zaten. sürekli yalanir temizlenir. tuvaletini de kendi örter, tam kapattım mi diye de kontrol eder. siz kumunu temizlemiyorsaniz, kumu komple ayda bir değiştiriyorsaniz, odasını da havalandirmiyorsaniz o zaman kokar. bunları yapmayan birinin evi zaten kedisizken de kokar.

kokan kedili bir eve misafir olmuştum. çok keskin kokuyordu yemeği zor yemiştim. yemekten de kıl (tüy değil) çıkmıştı, çatallarda kurumuş marul vardı. yani hane halkı zaten temiz değilse kedi napsın. kolları sıvayıp kendi mi temizleyecek. ben de senelerdir kedi besliyorum özellikle soruyorum (objektif olacak insanlara) kimse kokuyor demedi.

şüphelendiği şahıs bakıyor mu diye bakıp göz göze geldiyse "işte şimdi s.çtık" der. umarım bu durumlarda erkekler kadının ondan hoşlandığını falan düşünmüyordur.