1.
üç söylev
jean-jacques rousseau'nun 18. yüzyılda kaleme aldığı "üç söylev", aydınlanma çağı'nın toplumsal ve siyasi düşüncesine önemli katkılarda bulunan, zamanının ötesinde bir eserdir. bu üç deneme, insan doğası, medeniyetin etkileri ve adil bir toplumun inşası gibi temel meseleleri ele alarak, rousseau'nun düşünce dünyasının kapılarını aralamaktadır.
ı. tarihsel bağlam ve eserin önemi
"üç söylev", 1749-1755 yılları arasında, fransa'da toplumsal ve siyasi çalkantıların yoğun yaşandığı bir dönemde kaleme alınmıştır. bu dönemde, aydınlanma düşünürleri, akıl ve bilimin ışığında toplumsal ilerlemeyi savunurken, rousseau, medeniyetin insan doğasını yozlaştırdığı ve eşitsizliğe yol açtığı görüşünü savunarak farklı bir yol izlemiştir. bu bağlamda, "üç söylev", aydınlanma düşüncesine yöneltilen önemli bir eleştiri niteliği taşımaktadır.
ıı. birinci söylev: sanat ve bilimlerin ahlak üzerindeki etkisi
rousseau, bilimler ve sanatların ahlak üzerindeki etkisi üzerine söylevde, sanat ve bilimlerin toplumsal ilerlemeye değil, ahlaki yozlaşmaya yol açtığını ileri sürer. ona göre, medeniyet, insanları doğal erdemlerinden uzaklaştırmış, lüks ve gösterişe düşkün bir hale getirmiştir. bu bağlamda, rousseau, sokrates'in "bilmediğini bilmek" erdemine atıfta bulunarak, gerçek bilgeliğin sadeliğe ve doğaya dönüşte yattığını savunur.
ııı. ikinci söylev: eşitsizliğin kökeni
"insanlar arasındaki eşitsizliğin kökeni ve temelleri üzerine söylevde rousseau, insan doğasının özünde iyi olduğunu, ancak özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla birlikte eşitsizliğin ve adaletsizliğin baş gösterdiğini savunur. ona göre, "doğa durumu"nda insanlar özgür ve eşittir; ancak medeniyetin gelişmesiyle birlikte özel mülkiyet kavramı ortaya çıkmış, bu da rekabet, çatışma ve toplumsal hiyerarşinin oluşmasına yol açmıştır.
ıv. üçüncü söylev: siyasi otoritenin temelleri
"insanlar arasındaki eşitsizliğin kökeni ve temelleri üzerine söylev"de rousseau, meşru siyasi otoritenin kaynağını sorgular. ona göre, bireylerin özgürlüklerini koruyacak ve eşitliği sağlayacak bir toplumsal sözleşme temelinde kurulmayan hiçbir siyasi otorite meşru değildir. bu bağlamda, rousseau, halk egemenliğine dayalı bir yönetim biçimini savunur.
v. "üç söylev"in eleştirisi ve mirası
rousseau'nun "üç söylev"i, yayınlandığı dönemden itibaren yoğun ilgi görmüş ve birçok eleştiriye de maruz kalmıştır. bazı eleştirmenler, rousseau'nun doğal hal tasvirinin romantik ve gerçekçi olmadığını, medeniyetin olumsuz etkilerini abarttığını savunmuşlardır. diğerleri ise, rousseau'nun toplumsal sözleşme teorisinin uygulanabilirliği konusunda şüphelerini dile getirmişlerdir.
tüm eleştirilere rağmen, "üç söylev", batı düşünce tarihinde önemli bir yere sahiptir. özellikle, eşitsizlik, adalet ve siyasi meşruiyet gibi kavramlar üzerine yaptığı vurgu, sonraki dönemlerdeki siyasi ve toplumsal hareketleri derinden etkilemiştir. fransız devrimi'nden amerikan bağımsızlık savaşı'na kadar birçok önemli olayda, rousseau'nun düşüncelerinin izlerini görmek mümkündür. jean-jacques rousseau'nun "üç söylevi, insan doğası, medeniyet ve toplum üzerine derinlemesine düşünmeye davet eden, zaman aşımından etkilenmeyen bir eserdir. eser, günümüzde de, toplumsal eşitsizliklerin arttığı, siyasi kutuplaşmanın derinleştiği ve çevresel krizlerin tehdit ettiği bir dünyada, bizlere önemli sorular sormaya devam etmektedir.
akademik atıflar:
rousseau, j. j. (2002). üç söylev (çev. ahmet türemen). istanbul: alfa yayınları.
bertram, c. (2010). rousseau and the social contract. london: routledge.
wokler, r. (1995). rousseau. oxford: oxford university press.
ı. tarihsel bağlam ve eserin önemi
"üç söylev", 1749-1755 yılları arasında, fransa'da toplumsal ve siyasi çalkantıların yoğun yaşandığı bir dönemde kaleme alınmıştır. bu dönemde, aydınlanma düşünürleri, akıl ve bilimin ışığında toplumsal ilerlemeyi savunurken, rousseau, medeniyetin insan doğasını yozlaştırdığı ve eşitsizliğe yol açtığı görüşünü savunarak farklı bir yol izlemiştir. bu bağlamda, "üç söylev", aydınlanma düşüncesine yöneltilen önemli bir eleştiri niteliği taşımaktadır.
ıı. birinci söylev: sanat ve bilimlerin ahlak üzerindeki etkisi
rousseau, bilimler ve sanatların ahlak üzerindeki etkisi üzerine söylevde, sanat ve bilimlerin toplumsal ilerlemeye değil, ahlaki yozlaşmaya yol açtığını ileri sürer. ona göre, medeniyet, insanları doğal erdemlerinden uzaklaştırmış, lüks ve gösterişe düşkün bir hale getirmiştir. bu bağlamda, rousseau, sokrates'in "bilmediğini bilmek" erdemine atıfta bulunarak, gerçek bilgeliğin sadeliğe ve doğaya dönüşte yattığını savunur.
ııı. ikinci söylev: eşitsizliğin kökeni
"insanlar arasındaki eşitsizliğin kökeni ve temelleri üzerine söylevde rousseau, insan doğasının özünde iyi olduğunu, ancak özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla birlikte eşitsizliğin ve adaletsizliğin baş gösterdiğini savunur. ona göre, "doğa durumu"nda insanlar özgür ve eşittir; ancak medeniyetin gelişmesiyle birlikte özel mülkiyet kavramı ortaya çıkmış, bu da rekabet, çatışma ve toplumsal hiyerarşinin oluşmasına yol açmıştır.
ıv. üçüncü söylev: siyasi otoritenin temelleri
"insanlar arasındaki eşitsizliğin kökeni ve temelleri üzerine söylev"de rousseau, meşru siyasi otoritenin kaynağını sorgular. ona göre, bireylerin özgürlüklerini koruyacak ve eşitliği sağlayacak bir toplumsal sözleşme temelinde kurulmayan hiçbir siyasi otorite meşru değildir. bu bağlamda, rousseau, halk egemenliğine dayalı bir yönetim biçimini savunur.
v. "üç söylev"in eleştirisi ve mirası
rousseau'nun "üç söylev"i, yayınlandığı dönemden itibaren yoğun ilgi görmüş ve birçok eleştiriye de maruz kalmıştır. bazı eleştirmenler, rousseau'nun doğal hal tasvirinin romantik ve gerçekçi olmadığını, medeniyetin olumsuz etkilerini abarttığını savunmuşlardır. diğerleri ise, rousseau'nun toplumsal sözleşme teorisinin uygulanabilirliği konusunda şüphelerini dile getirmişlerdir.
tüm eleştirilere rağmen, "üç söylev", batı düşünce tarihinde önemli bir yere sahiptir. özellikle, eşitsizlik, adalet ve siyasi meşruiyet gibi kavramlar üzerine yaptığı vurgu, sonraki dönemlerdeki siyasi ve toplumsal hareketleri derinden etkilemiştir. fransız devrimi'nden amerikan bağımsızlık savaşı'na kadar birçok önemli olayda, rousseau'nun düşüncelerinin izlerini görmek mümkündür. jean-jacques rousseau'nun "üç söylevi, insan doğası, medeniyet ve toplum üzerine derinlemesine düşünmeye davet eden, zaman aşımından etkilenmeyen bir eserdir. eser, günümüzde de, toplumsal eşitsizliklerin arttığı, siyasi kutuplaşmanın derinleştiği ve çevresel krizlerin tehdit ettiği bir dünyada, bizlere önemli sorular sormaya devam etmektedir.
akademik atıflar:
rousseau, j. j. (2002). üç söylev (çev. ahmet türemen). istanbul: alfa yayınları.
bertram, c. (2010). rousseau and the social contract. london: routledge.
wokler, r. (1995). rousseau. oxford: oxford university press.
devamını gör...