orsalesta yazar profili

zamanında 10 liraya aldığım tutunamayanları 30 küsür liraya çıkartan pahalılıktır. bu yüzden kitap almak öğrenciler için zorlaşıyor. çalışanlar bir şekilde karşılasa da öğrenciler zor alabiliyor. ben zamanında iyi ki de alışveriş yaparak kitaplığımı oluşturdum da rahatım. açıkçası bu kitaplar bitene kadar asla kitap almayı düşünmüyorum eğer can yayınları yaz indirimini devam ettirmezse tabi. onu da temmuz ayında yaptığı için kenarda biriktireceğim parasını. en azından o zaman alırım.

ön edit: benden önce biri doldurmuş tüh *.

vay be bir burç başlığının ilk yazarı olmak da varmış hayatta. hayattaki başarı seviyem buradan görülebilir. neyse efendim gelin tanıtayım size bu kadını.

öncelikle başak burcu erkeğinde yazdığım yazı bunlar için de geçerlidir. evet gerçekten takıntılı, psikopat ve ruh hastasıdır. aksini söyleyen yalan söylüyordur. bir tane normali yoktur.

diğer bir noktaları kişiye göre değişir. sandığınız kadar temizlik hastası değiller efendim. içlerinde pasaklı olanları da vardır. ama hepsi titizdir. bir işi yapacaksa tam yapacaktır.

mükemmeliyetçidir ve bu yüzden hasta bile olabilir.

hepsi hastalık hastası değildir. içlerinde bu konuyu aşmış olanları da vardır ya da doğuştan takmayanları.

kesinlikle detaycıdırlar. bu sebeple bütünü görmek onlar için zordur.

kişisine göre değişir ama eleştirmeyi çok severken eleştiriye gelemez. dediğim gibi ikincisi kişiye göre değişir.

tutumludur derler evet olanları vardır.

çok iyi araştırmacı olurlar.

aynı zamanda duygusaldırlar ancak size bunu göstermezler asla. ketumluk burada başlıyor. soğuk rüzgarları hissettiyseniz biraz uzak durun. her şeyi içlerinde yaşarlar.

idealist insandırlar ve doğal kusur bulucudurlar.

asla mükemmel olduklarına inanmazlar hatta kendi haklarında iyi bir şey denildiğinde şaşırırlar. psikopatlar işte.

bir işi yarım yamalak yapacağım deseler de asla yarım yamalak yapmazlar. bir şekilde içgüdüsel olarak tam yapıyorlar.

şimdilik bu kadar gerisini de siz doldurun artık isterseniz.

takıntılı, psikopat, ruh hastası manyaklar. bir diğer örnek için (bkz: başak burcu kadını)

deneme tahtasıdır. dikkat ederseniz anne baba ilk çocukta tecrübesiz olduğundan nasıl davranacağını bilemez. bu sebeple ilk çocuk hafiften dengesiz ve terelelli olur. ancak ikinci çocuk hem daha iyi yetiştirilirken hem de daha dengeli olur. sonuç olarak her şey ilk çocuktadır hayatta. bu sebeple her şeyi ona yaptırmaya kalkarlar.

subaylık. ne yazık ki saçma kurallar yüzünden başvuramadım bile.

ne kadar yorgun olursam olayım sabaha kadar ayakta kalabiliyorum. garip bir şekilde gece resmen gözlerim açık oluyor. yatapa yatmak falan kar etmiyor asla. uyuyamıyorum. yok mu şunun çaresini bilen yav. nörologda ilaç vermek istemedi. bilgisayarı, telefonu bırak dedi ama arkadaş bırakıyorum zaten problem onlar değil. yorgunluktan, uykusuzluktan ölsem de yatamıyorum iyi mi?

bilmiyorum açıkçası ve bilenleri deli gibi kıskanıyorum arkadaş. çocukluğumun ilk anıları zaten kitaplarla ilgilidir. babam 4-5 yaşlarında öğrettiğini söylüyor okulda öğreneceğim temel bilgileri de ne okuduğum kitabı hatırlıyorum ne de alışkanlık kazandıran kitabı. evet bu ikisini hatırlayanları da deli gibi kıskanıyorum.

geleceğin bilim insanı ve denizcisi diyorum. sivilde denizcilik akademide herkesi kopyalayacağım.

takipçi sayıma ne burada ne ekşide anlam verebiliyorum. arkadaşlar benim gibi boş entry giren yazarı takip etmenizin sebebi ne? gidin ericcartman'ı, meja'yı, may we meet again'i falan takip etsenize. ne güzel yazıyorlar, bilgi veriyorlar.

doğanın ortasında bulunmak, kamp yapmak ya da yelkenliyle açılmak.

ön edit: dil öğrenme nedeninizi iyi belirleyin ve görebileceğiniz yere asın. motiveniz düştüğünde yardımcı olacak size.

benim gibi duyma konusunda tam bir zavallıysanız ve kulak konusunda gerçekten kötüyseniz kesinlikle önce bundan başlamanızı önereceğim olaydır. arkadaşlar netflix'i indir bir sürü altyazılı film ve dizi var. sırf ingilizce için her ay para ödüyorum ve fark ettim ki gerçekten duya duya halledebilmeye başladım ben bu dinleme konusunu. hatta biraz daha ileride aksanları bile anlayıp hangi milletten olduğunu çözecek seviyeye geleceğim eminim. benim tavsiyem daha önce izlediğiniz bir film, dizi, anime ya da çizgi filmi izleyip hem kalıpları görmeniz hem de ne konuşulduğunu anlamanız. çünkü burası gerçekten önemli. gerekirse defalarca izleyin. işe yarıyor. sonrası da taklit oluyor zaten. taklit ede ede öğreneceksiniz. bazı cümle yapılarını da not alın. böylece unutmuyorsunuz.

diğer bir nokta konuşmak. aslında kelime dağarcığınıza bakar tamamen. benim dinleme kadar endişelenmediğim bir konu bu aslında. zaten iki arkadaşım da var ingilizcesi iyi olan ama olmasaydı kendi kendime konuşurdum bütün gün kesinlikle. bu sebeple gün içinde yaptığınız şeyleri ingilizce düşünerek konuşmaya çalışın.

ingilizce düşünmek derken evet bu nasıl olacak. basit kelimelerle başlayın. door, window, glass gibi kelimelerle yavaşça pratik yapın. mesela ingilizcesini söyleyerek bir eşyaya dokunmak yararlı olabilir.

kitap okuma meselesine gelirsek eğer seviye kitapları var. ben onlara para vermek istemiyorum diyecekseniz internette çok basit hikayeler var seviyenize göre bulabileceğiniz. onları okuyarak da ilerleyebilirsiniz.

yazmayı söylememe gerek yok ama günlük aktivitelerinizi yazarak hatalarınızı görebilirsiniz. grammarly uygulamasını da kullanabilirsiniz. cümledeki hataları ortaya çıkarır.

gramer. bu işin belki de belkemiğidir ancak en son öğrenmenizde sakınca yok bence. ama mutlaka öğrenmeniz lazım.


bu bilgiler ışığında sen ne kadar biliyorsun derseniz çok az. ancak kendimi elimden geldiğince geliştirmeye çalışıyorum ki ileride rahat edeyim. bir de ingilizceyi diğer avrupa dillerinin merkezi olarak düşünüp öğrenebilirsiniz. çünkü ingilizceye çeviriler bildiğim kadarıyla daha doğru oluyor. hem ingilizce pratiği hem de diğer dili daha hızlı öğrenme fırsatınız olur.

en azından artık başlayacağımdan bu yazı hem bana hem de başlangıç için yol arayanlara gelsin. kolay gelsin.

son edit: ingilizceyi sevmiyorum ve 2021'de almanca öğreneceğim. almancadan nefret ederim. her şey merak ve inat ve sağlam bir sebep bunu unutmayın.

umarım şu saçma başlıklar kalkar gerçekten ve iyi başlıklara doyarız. hayır söyleyen de bir şey olsa derseniz henüz burada öğrendiğim bilgileri göstermiyorum. sadece saçmalıyorum ama eğer düzgün bir yer haline gelirse daha çok burada takılmaya başlayacağım. bu da güzel yazılar yazacağım anlamına geliyor.

bu sebepledir ki gerçekten yönetimin bir şey yapmasını umuyorum. açıklamayı da tam zamanında yapmışlardır. çünkü ciddi ciddi ayrılmayı düşünüyordum buradan. lütfen daha temiz bir sözlük olsun. isterseniz bilgi veren yazılarım hariç olmak üzere hepsini silin ama yeter ki düzelsin.

ruhsal durum bile bu hastalığın oluşmasını sağlayabiliyor maalesef. hamilelikte kolay olmuyor ama oluyor merak etmeyin. olanlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

ben bir şey soracağım. uygun başlık burası mı bilemedim ama olsun. olmazsa uygun başlığa taşınır.

arkadaşlar aranızda tıp okuyanlar ya da doktor olanlar var biliyorum. bu adet döngüsünde neden 3. günde yapılıyor testler. bir de atıyorum bir hastalık oldu pkostan başka. bu hastalık noktasında da kadınların adet döneminde gitmesi gerektiği söyleniyor. bunun sebebi nedir acaba? uzman varsa açıklayabilir mi?

eğlenceli ve bir o kadar da komik sahneleri yaşamanıza olanak sağlayan olaydır. açıkçası abartılmadığı sürece inanılmasında bir zarar görmüyorum ben. ama abartılırsa gerçekten o kişiyle birarada olmak çin işkencesi gibidir.

annelerin sihirli güçleri olduğudur. herkes tarafından bilinir ama kanıtlanamaz.

kendisine ciddi zarar veren biri olarak hala idrak edemediğim aktiviteyi yapan insandır. cool olduklarını falan mı düşünüyorlar acaba? saçmalayan insandır.

özellikle tıp dışındaki bölümlere de öğretilmesi gerektiğini düşündüğüm dildir. evet az biraz bazı bölümlerde var ama yetmez. seçmeli olarak o dilin konulması ve öğretilmesi gereklidir. yoksa sadece ezbere giriyor.

ansiklopedilerim ve kitaplarım. hala da çok kıymetlilerdir.

şu ingilizceyi hallet. kendine 2 dil daha kat.
yurt dışında okumaya bak. inan karşılayabileceğiniz bir meblağ.
kitap oku. çünkü o yazarla tanışınca her şey değişecek.
ne yapıp edip sadun boro ile tanışmaya bak.
bir de yelken kulüplerini araştır. şehrinde var ve gidebilirsin.
evde oturacağına dövüş sanatları kursuna git de spor yapmış ol bari. hem öğrenirsin.
kafkas derneklerini de araştırıp dansı öğren.
ilgi duyduğun o alanlarda okumalar yap.
bir de yazmaya başla bırak saçma olsun. sonra düzelecek.

bunlar yeter şimdilik sana.

tartışmasını, kritiğini de yapan ve özetleri de izleyen hatundur. ne yazık ki eskisi kadar heyecanlı değildir. futbolu izlemeyi ilgilenmeyi bırakmış olsa da rakip takımın taraftarlarına sataşmadan edemez. düzgün olanlarıyla tartışır eğlenir ama saçma hareketlere tahammül edemez. abartıp şakaya gelemeyenleri eler kendince.